29 Temmuz 2014 Salı

Tesadüfen Aşk - Başak Kızıltan



Orjinal Adı: Tesadüfen Aşk
Yazar       : Başak Kızıltan
YayınEvi  : Postiga Yayınları
Goodreads Puanı :5/4
Puanım : 5/4


Daha önce Buselik isimli kitabını okuduğım Başak Kızıltan'ın ikinci kitabı Tesadüfen Aşk.
Buselik'ten Tesadüfen Aşk'ı daha başarılı buldum. Daha samimi geldi bana. Romanda neredeyse çocukluğundan beri aşık olduğu adamın gerçek yüzünü acı bir şekilde öğrenmesi..Çevresi en yakınım dediği kişiden yediği darbe..Haklılığını ağabeyi hariç hiç kimseye kabul ettirmemesi.
Onun ismini bile bilmeden aşık olan bir adam.

Romandaki kadın kahramanımız Yeşim zengin bir ailenin bir kreşta öğretmenlik yapan kızı... Erkek kahramanımız Ayaz uluslar arası ünde bir basketbolcu..
Yeşim neredeyse çocukluğundan beri babasının ortağının oğlu olan Cenker'e aşık.. Cenker ise iflah olmayacak derece de  çapkın bir erkek. Yeşim'in ağabeyi ile de arkadaş..
Yeşim çok sevdiği adam ile nişanlandıktan sonra onun gerçek yüzünü çok acı bir şekilde öğrenir..Ondan hiç de güzel olmayacak bir şekilde ayrılıp kendine yani bir hayat kurmaya çalışırken,ağabeyi Yiğit ona yardımcı olacaktır. İşte bu ara da yolları Ayaz ile kesişir.. Onunla yolları Boston'da iken de kesişmiştir.
Bu tesadüfler ile aşkları oluşmaya başlar.

Aşklarının başlangıcı güzeldi. Hikayenin dili çok akıcı idi. Birincil anlatımları pek sevmesem de bu romanda hiç rahatsızlık duymadım anlatım dilinden.Olayları  yazar bir Yeşim bir de Ayaz tarafından anlatım ile işliyorken olaylar karşısındaki bakış açısından okumak oldukça güzel idi.

Mesela bazı yazarlar gibi birinci kitap da kadın; ikinci kitap da erkek tarafından olaylara bakış açısını işlememesi oldukça da iyi idi.
Özellikle kapak kitabın konusuna göre oldukça uyumlu ve güzeldi..Bana Susan Eizabeth Philips'in Chicago Stars serisindeki kitapların kapaklarını anımsatıyordu.. Özellikle Ah Şu Kalbim Kapağı..

Kısaca okumaktan zevk aldığım bir romandı..Diyaloglar da bazen kızdım..Bazen de kahkahalar ile güldüm. Özellikle Ayaz'ın yeğeni Emir'in Yeşim'i kıskandığı sahneler çok güzeldi.. Güzel bir aşk romanı okumak istiyorsanız tavsiye ederim..



“O güldüğünde içimde bahar çiçekleri açıyor.”

İnsan kime âşık olacağını bilebilir mi? Tümüyle tesadüfte ömür boyunca kimi seveceğimiz! Hatta insan en tutkunu aşkını asıl, sevdiğini sanıp yanıldığını anladıktan sonra yaşayabilir.

“Buselik” adlı ilk kitabıyla okurlarının beğenisini kazanan Başak Kızıltan, yeni romanında, karhamanı Yeşim’le tanıştırıyor okurunu. Bir basketbolcunun sadece maçlarda heyecanlanmadığını da Ayaz’la tanışarak öğrenebilirsiniz.

İlk aşkın gerçek olup olmadığına, her sayfayı şaşırarak çevirirken siz karar verin! Çünkü kahramanlarımız Yeşim ve Ayaz pekâlâ siz ve sevgiliniz de olabilir.




25 Temmuz 2014 Cuma

Gabriel'in Cenneti-Sylvain Reynard


Orjinal Adı : Gabriel's Redemption 
Edisyon Adı : Gabriel'in Cenneti
Yazar Adı . Sylvain Reynard
Goodreads Puanı : 5/4,23
Puanım :5/4


Gabriel Cennette kitabı ile bir seriyi de bitirmiş  olduk.Benim için okumaktan çok da zevk aldığım bir seri idi. Grinin Elli Tonu ile mukayese edilemezdi. Çünkü bu seride sayfalarca erotizm okunmadığı gibi yazar cinselliği gerektiği zamanlar da kullanmış. 
Bu hikayede İki aşığımız evlenmiş olduğu için biraz daha tutkulu sahneler mevcuttu bu da hikayenin gerekliliğinden kaynaklanıyordu. 
Sonuçta bence çok güzel duygusal bir romandı. Gabriel'in Cennet'inin ilk iki kitap kadar güzel olsa da yazarın çok istekli olarak yazmadığı kanaatındayım. Bazı yerlerinde biraz zorlama vardı özellikle başlarda. Çünkü her yönden doyurucu bir kitap  olsa da başları durağan gibi geldi bana..

Fakat sonradan hikaye ilerledikçe hikaye toparlandı  aralarındaki kişilik çatışmaları ve çekişmeleri, Gabriel'in sevgisindeki mükemmelliyetçilik beni sarmaladı. Okurken kah kızıp sinirlendim bazı yerlerde kahkahalar ile güldüğüm okumaktan büyük bir zevk aldığım roman oldu. 

Özellikle Gabriel'in bazı sahnelerde fedakarlıkları Julia'nın daha çok mesleğine odaklanmak istemesi ile aralarındaki çekişmeler ve sonra tatlıya bağlanmasını okumak çok hoşuma gitti.
Yazar hikayedeki kahramanlara onlara yaraşır bir son kurgulamıştı..Özellikle Simon ve Christa ...Fakat arada Rachel kaynadı gibime geldi...O da elindeki olanlar ile yetinip mutlu olmayı öğreniyordu..
Çiftimizin düşmanları Simon ,Natalie ve Christa'nın hak ettiklerini bulmak bana inanılmaz tatmin hissi verdi. Aslında daha kötüsünü de hak etmişlerdi. Ama burada Julia'nın bağışlayıclığı ve Gabriel'e bunu öğretmesini okumak....
Gabriel'in biyolojik ailesini ararken keşfettiği yalın gerçekler..Çarpıcı idi..
Roman içinde mevcut olan argo kelimeler yerinde ve dozunda idi. Şahsen yazar ile arama girilmesinde çok rahatsızlık duyarım..Yazar ne yazdısa onu okumak isterim...
Bence bu seriyi tüm kitaplar arka arkaya tekrar okunmakta fayda var.. En kısa zamanda bunu yapmayı planlıyorum..

Bir Alıntı...

''Senin karın olabilir ancak sen onu hak etmiyorsun.''
Gabriel tehditkar bir adım atarak yaklaştı.
''Sen ne dedin?''
Paul, ondan birkaç santim uzun olan eski profesörü ile aynı boya yükseldi.
''Onu hak etmiyorsun dedim.''
''Bunu bilmediğimi mi zannediyorsun?''
Gabriel hayal kırıklığı içinde porselen kahve fincanını fırlattı. Fincan kaldırımda parçalandı.
''Kollarımda onunla birlikte uykuya daldığımda, her gece Tanrıya şükrediyorum o benim diye. Her sabah uyandığımda ilk düşüncem benimle evlendiğine minnettar olmamdır.
Asla ona layık olamayacağım. Fakat elimden geldince, her günümü ona layık olmak için harcıyorum. Ne zaman birisine ihtiyacı olduğunda onun arkadaşı sendin. Fakat ne zaman sana, bana saldırmamanı söylersem, beni dinle Paul.
Aralarında uzun bir sessizlik oldu. Gabriel bir Herkül gayreti sonucunda öfkesinin üstesinden geldi.



20 Temmuz 2014 Pazar

Fıısıldayan Kaya - Robyn Carr



Orjinal Adı :  Whispering Rock
Edisyon Adı : Fısıldayan Kaya
Yazar Robyn Carr
Goodreads Puanı : 5/4,17
Puanım .: 5/4




Bu kitabı deyim yerinde ise iple çekiyordum.Okumaya başladığımda serinin ilk iki kitabındaki Peder Preacher'e terfi etmişti ve vaiz anlamına geldiği de belirtilmiş idi. Yani bu kadar mı yayınladığınız kitaba yabancısınız?!!!
Aynı şey başımıza Karen Marie Moning'de de gelmişti. Çoğu kelimeler anlam mana değiştimişti.
Bu kelime yüzünden üzgünüm ama hikayeye girmekte çok zorlandım. Asıl sürpriz ise kitabın sonunda kadın kahramanımız Brie oldu Brenda...

İnanamadım bu kadar özensiz çeviri ve editteki hatalara rağmen benden 4 yıldız alması mucize olmalı..Çünkü hikaye çok güzeldi. Kitabın başlarındaki durağanlığa rağmen çok sevimli sıcak bir romandı..
Bu sefer ki kahramanlarımız polis memuru Mike Valenzuela ile Brie  Sheridan idi..

Brie çok sevdiği kocası Brad ile yeni boşanmış onu en yakın arkadaşına kaptırmıştı..
Erkeklerin bir pislik olduğunu düşünüyordu.Büyük bir ihanete uğramıştı. Bir tecavüz suçlusunu hapis ettirmeye çalışıyordu. Ama işler umduğu gitmez ve o suçlu tarafından korkunç bir saldırıya ve tecavüze uğrar..

Kelimenin tam anlamı ile yıkılmış ve korkunç bir travma geçirmektedir. Mike ise çok başarılı olduğu polislik mesleğinde 13 yaşında bir suçlunun tuzağı sonucu ölümcül şekilde yaralanmıştır. Kendini Virgin River'e atarak tekrar sağlığına kavuşmanın  hayatına devam etmenin yollarını ararken, Brie yeni boşandığı zamanlarda onunla orada tanışmış çok etkilenmiştir.  Jack'in ordudan da yakın arkadaşıdır. Brie ona yüz vermemiştir. 
Ancak Brie saldırıya uğrayıp romanın sonuna kadar Mike'in desteği muhteşemdi..Her kadına bir latin erkeği lazım dedim..Şaka bir yana Mike'in önceki iki evliliği sicilini oldukça kirletiyordu.İşte bu yüzden Jack ikisi arasındaki olası ilişkiye karşı çıkıyordu..


Peder ve Paige'e gelince yeni evli çiftimizin mükemmele yakın evlilikleri vardı. Ama Paige Peder'den bir çocuğu olsun istiyordu. İşte bu sürede komik olaylar da başından geçmişti Peder'in.
Mel ise genç kızlara sarhoş edip kendinden geçirerek tecavüz eden birilerinin peşinde idi. Bu yüzden Mike'den yardım ister. Kasabaya Hope sayesinde gelen Mel gibi Mike'da bir nevi polislik yapmaya başlamış bu tecavüz olaylarını araştırmaya başlamıştı.

Başka yeni kahramanımız Paul ve Vanessa'nın hikayesi Vaneesa'nın oğlan kardeşi Tommy ve aşık olduğu genç kız Brenda. 
Karakterleri yazar çok güzel kurgulamıştı çok güzel sımsıcak bir hikaye idi. 
Bir de özellikle editte gerekli özen olabilseydi muhteşem bir kitap olacaktı. Umalım serinin diğer kitaplarında o özeni bulalım ve 20 kusur kitaplık bu seriyi senede bir kitaplarını yayınlarsanız sanırım bu seriyi bitirmeye ömrümüz yetmeyecektir..
Ne diyebilirim ki güzel bir seri tavsiye ederim..İkinci şansların serisi..Aile,ikinci şans,aşk,dostluk,dram,macera temalarını seviyorsanız kaçırmayın bu seriyi...



Virgin River Serisi
1.Virgin River Aşk Yeniden
2. Dağ Kulübesi
3. Fısıldayan Kaya


17 Temmuz 2014 Perşembe

Bir Umut Daha - Nora Roberts




Orjinal Adı : The Perfect Hope
Edisyon Adı : Bir Umut Daha
Goodreads Puanı : 5/4,09
Puanım : 5/4


Bir seriyi daha bitirmiş bulunuyoruz. Nora Roberts'in biraz,gizem,biraz fantastik,aile ve aşk temalarında yazdığı bir romandı. Seriyi genel anlamda beğendim. Fakat otel inşaatının  detaylarında kaybolmuştu kendi adıma bu kadar da detay öğrenmesem de olurdu diyesim geldiği çok zaman oldu. 

Fakat serinin son kitabı daha akıcıydı diğerlerine göre. Fakat Hope ve Ryder'in macerasını sanırım çok beklenti ile okuduğum için duygusal yönden çok da istediğimi bulamadım. Ancak olay örgüsü çok güzeldi.
Duygusal yönden benim istediğim gibi olmasa da kurgu ve akıcılık yönünden çok güzeldi.

Severek okudum. Montgomery Kardeşlerin bitmeyen otel tadilatları içindeki  aşkları ve yaşamlarını anlatan İnn BoonsBoro üçlemesinin üçüncü kitabında otelin yöneticisi Hope ve Momtgomery kardeşlerinin en büyüğü Ryder Montgomery'nin hikeyesi idi..

Serinin ilk kitabında Beckett ve Claire ikinci kitabında Awery ve Owen'ın hikayesi vardı..Claire ikizlerine hamile idi..Awery ve Owen ise nişanlanmışlardı. 

Sevimli hanımeli kokulu hayaletimiz Lizzy yine iş başındaydı.Diğer iki çifti bir araya getirdiği gibi Ryder ve Hope'inde arasını yapmayı başarıyordu..Mükemmel Hope BoonsBoro kasabasına büyük bir otelden transfer olmuştu. Kalp kırıklığı macerasından sonra buraya adeta sığınmıştı. Daha en baştan Ryder ile aralarında bariz bir mesafe vardı işte o mesafe sevimli Lizzy'miz sayesinde bertaraf ediliyordu. 

Eski kötü günlerinin etkisinde sıyrılarak kendisine burada güzel bir yaşam kurmuştu. Burada çok mutlu olduğunu eski sevgilisi Jonathan'ın gelmesi ile fark etmesi ise oldukça manidar idi. Jonathan'ın kendine güveni , egosu ve kibri ise yaka silkeliyecek büyüklükte idi. 

Fakat Montgomery ailesinin Hope'a sahiplenmesi çok güzeldi doğrusu.. Eski sevgilis Jonathan'ından kurtulmak için Ryder'den yardım istemesi ile de çiftimizi arasındaki çekim elle tutulacak kadar hissediliyordu.
Sevimli hayaletimizin Hope ile akrabalığının ortaya çıkmasından sonra araştırmayı hızlandırara onun hikayesindeki gizem de ortaya çıkıyordu..

Onu bence kitaptan okuyarak öğrenin...
Nora Roberts'in gerçek hayatında da sahibi olduğu otelinden esinlenerek yazdığı bu üçlemeyi severek okudumsa da eski kitaplarının tadını bulamadım. Sanki bir şey eksik. Biraz daha duygu yüklü  olmalıydı. Yazar bence kendini tekrar etmeye başladı.Bence polisiye yazmalı..En güzel yazdığı tür ..Eve Dallas'ın yeri bambaşka o ayrı...

Böyle düşünsem de her yeni kitabı çıktığında alıp okumadan edemiyorum. Çünkü yine de yazarın bir kalitesi var 



Inn BoonsBoro Trilogy
1. The Next Always (2011) Yarın ve Daima 
2. The Last Boyfriend (2012) Son Sevgili
3. The Perfect Hope (2012) Bir UMut Daha

14 Temmuz 2014 Pazartesi

Gece Yarısı Külleri - Lara Adrian


Orjinal Adı : Ashes of Midnight
Edisyon Adı : Gece Yarısı Külleri
Goodreads Puanı : 5/4,17
Puanım : 5/4,5



Bu seriye bayılıyorum.. Ne kadar çabuk bitti. Çok duygusal hikaye idi. Şimdi gel de yeni kitabı bekle..
Romanın  çevirisi bence iyi idi. Kitap nasıl bitti anlayamadım. Bir de yazar diğer maceralardan ip ucları vererek kitabın akıcılığına yardım etmişti.

BU maceradaki kahramanlarımız Önceki kitapta aniden ortadan kaybolan Andreas Reichen ile Başka soylu ile evli olan Claire Roth idi.

Hikaye bir aşk üçgeni ile kurguluydu. Claire Roth yaklaşık 30 yıl önce aşık olduğu Andres'in onu aniden terk edip gitmesinden sonra kırılan kalbini Wilhelm Roth ile onarmaya çalışmıştı. Akabinde de onunla evlenmişti. Ama onların evlilikleri diğer soyluların evliliği gibi değildi. Yaklaşık on yıldır kocası ile birlikte de değildi.
İkisi de kendi hayatını yaşıyordu. Wilhelm Rooth Claire'e karşı bir sınır çizmişti asla onu geçmesine izin vermiyordu.
Claire; onu terk eden  Andreas'ı öldü biliyordu. Evine düzenlenen bir saldırı da onu karşısında  tekrar görünce çok sevinir ama Andreas kin ile doludur.


Kocası Wilhelm Roth'u ailesine saldırı düzenleyip yok etmek ile suçlamaktadır. Buna başta inanmayan Claire  daha sonra Andreas'ın haklı olduğunu ve ona hala daha aşık olduğunu görecektir.
İçindeki intikam duygularına rağmen Anderas için de durum aynıdır.

Fakat Claire bir soylu vampir ile evlidir. Bu ömür boyu bir bağlılık gerektirmektedir. İkisin de önünde büyük bir engeldir.

Bir yandan intikam diğer yandan aşk arasında sıkışan Andreas seçimini hangi yönden kullanacaktır. Bir türlü idare edemediği Ateşi yönetme yeteneği yüzünden Claire'i terketmişti. Bu yeteneği ile onun kocasını öldürmeyi planlaması ve Dragon'un tekrar ortaya çıkması..Kocasının gerçek yüzünü görmesi..

Claire'in de olağanüstü yeteneği rüyalara girmek idi. Andrea ile rüyalarındaki sahneleri yazar çok güzel yazmıştı..

Çok severek okuduğum bir macera oldu.. Özellikle sonlara  bir sahne de çok duygulandım...Birbirlerinden vazgeçemeyeceklerini anladıkları sahneler çok güzeldi...

Fantastik Paranormal hikayeleri seviyorsanız..Bu seri tam size göre...En sevdiğim serilerden..Lütfen çok geçikmesin yeni kitap...


     Midnight Breed Series

1. A Kiss of Midnight (2007) Gece Yarısı Öpücüğü
2. Kiss of Crimson (2007) Kızıl Öpücük
3. Midnight Awakening (2007) Gece Yarısı Uyanışı
4. Midnight Rising (2008) Gece Yarısı Çığlığı
5. Veil of Midnight (2008) Gece Yarısı Tuzağı
6. Ashes of Midnight (2009) Gece yarısı Külleri


12 Temmuz 2014 Cumartesi

Adım Adım Mutluluk - Jennifer Probst




Orjinal Adı :. The Marriage Mistake 
Edisyon Adı : Adım Adım Mutluluk
Yazar : Jennifer Probst
Goodreads Puanı : 5/4
Puanım :5/4

Jennifer Probst bende bağımlılık yarattı. Kalemi müthiş kafa boşaltıyor. Akıcı,sürükleyici tarzı var. Her ne kadar diğer çağdaş romantizm yazan yazarlara göre kalemi hafifi ve biraz acemi gibi görünse de kendini okutturuyor.

Tam da deniz kıyısında şezlongda veya çok stresli üzüntülü zamanınızda okuyabileceğiniz bir yazar. Serinin ilk kitabını okuduğumda seriye devam etmeyi düşünmemiştim. Ama malum günümüz , çağımızın şartları üzerine yazar devam etme kararı aldım. Çünkü yazarın kaleminde sizi günlük sıkıntılarınızdan kurtaran bir sihir var. Kitabın kapağını açıp okumaya başlıyorsunuz.Onun sihirli dünyasına dalıyorsunuz.

Bir tespitim de kaleminin gittikçe düzeldiğini yönünde kalemi gittikçe daha iyiye gidiyor ama sanırım çeviriden kaynaklı sorunlarda vardı imla hataları veya son kontrol gibi. 

Gelelim kitabımıza ;

Serinin üçüncü kitabı olan Adım Adım Mutluluk hani adı üstünde mutlu son aşama aşama adım adım geldi diyebiliriz..Serinin ikinci kitabı Aşka İkinci Şans'tan tanıdığımız Carina Conte, Micheal Conte’nin küçük kız kardeşi ve Michael’in en yakın arkadaşı ve Amerika’da ki şirketinin de CEO’su olan Max Gray arasında geçmekte..
Carina çocukluğundan beri Max Gray'e aşıktır. Max ise onu en yakın arkadaşının küçük kız kardeşi olarak görmektedir.Fakat Carina'nın aşkı öyle basit geçip gidecek bir aşk değildir. Max'in başka kadınlar ile olan maceralarına tanık olsa da onu sevmekten vazgeçememiştir. 

Ailenin en küçüğü olması ve hep bunun baskısı ile yetişen Carina,Üç yıl sonra  Amerika’ya kendini bulma ve hayatını istediği gibi yaşama arzusu ile gelmiştir.Aslında aile şirketine de  o yönde eğitim yapmasına rağmen eğitimine rağmen aklındaki , resim yapmaktır.Fakat bu dileği aile tarafından hep sadece bir hobi olarak görülmüş ve ciddiye alınmamıştır.
Şirketteki yerini ağabeyi belirlerken Max ile çalışmasını uygun görmüştür. Yani şirkette beraber çalışacaklardır. Son karşılaşmalarından yıllar geçmiştir. Max onu gördüğünde alımlı ve çok güzel bir kadına dönüştüğünü görünce oldukça da şaşırmıştır. Carina büyümüş hayatı fethetmek için kanatlarını çırpmaya kararlıdır.

Aralarındaki oluşan çekime rağmen Max'a göre onun en yakın arkadaşının kız kardeşi olması nedeni ile aralarında bir ilişki ihtimalini yok etmektedir. Carina'da onunla veya başka bir erkekle kadınlığını yaşamaya kararlıdır. Bunun önünde kimsenin durmasına izin vermeyecektir.
İki tarafında bu yöndeki çekişmeleri yüzünden aralarında oldukça gergin zamanlar yaşandığı gibi tutkulu anlara da geçiş oldukça fazla idi. Ama Carina'nın inadı ve tutkusu bazı sahneleri oldukça gerdiği için okurken epeyce sinir oldum. 

Yine de güzel okunabilir, keyifli saatler geçirebileceğiniz bir hikaye. Serinin dördüncü kitabı Carina'nın ablası işkolik Juietta ile karzmatik iflah olmaz çapkın Sawyer arasında..Bu hikayeyi merak ediyorum çünkü serinin son kitabı olacak..
Aşk, romans kitaplarını özellikle beyaz dizileri seviyorsanız, günün sıkıntısından uzaklaşmak istiyorsanız tam da size göre deneyin derim...Ama büyük beklentiler içinde olmadan...





Marriage to a Billionaire

1. The Marriage Bargain (2012) İlk Öpücüğün Büyüsü
2. The Marriage Trap (2012) Aşka İkinci Şans
3. The Marriage Mistake (2012) Adım Adım Mutluluk
4. The Marriage Merger (2013)

11 Temmuz 2014 Cuma

Asla Bir İskoçyalı Sevme-Maya Banks



Orjinal Adı : Never Love a Highlander
Edisyon Adı : Asla Bir İskoçyalı Sevme
Yazar : Maya Banks
Goodreads Ouanı : 5/4,28
Puanım :  5/5


Çok güzel bir seriyi daha bitirmiş bulunuyoruz. Maya Banks'ın McCabe Üçlemesinin son kitabı olan Asla İskoçyalı Sevme beni ikinci kitap kadar çok etkiledi. Yazarın anlatımı basit, anlaşılır, akıcı ve aşkı hissettiriyordu. Çok severek okudum. Yazara yayın evinin devam edeceğini umuyorum.
Serinin üçüncü kitabında diğer kardeş Caelen'in hikayesi idi kadın kahramanımız ise diğer iki kardeşin son anda evlenmekten vazgeçtiği Rionna McDonald idi. 
Alaric'i kendine daha yakın hisseden Rionna Caelen'i kendisine hem uzak hem de vahşi buluyordu. İki taraf ta istemediği bir evliliğe zorlanmıştı. Fakat Caelen Rionna'dan ağabeyi Ewan ile evlenmek üzere iken bile etkileniyordu ve bu duygularından utanıyordu.
Rionna ise iki kere terk edilmesinden nihayet evlenebileceği için mutlu olması gerekirken aksine mutlu değildi çünkü Caelen ile evlenmeyi hiç düşünmemişti. Onunla evlenmekten vazgeçen Ewan ve Aleric'in eşlerinin aksine Rionna sıra dışı bir kadındı. Bir savaşçı gibi kılıç kullanmayı dövüşmeyi biliyordu.
Caelen ise onu değiştirmeye kalkması ile Rionna sudan çıkmış balığa dönmesi, aralarındaki iktidar savaşı giderek sertleşmesi ikisinin de katır gibi inatçı olması işleri zorlaştırıyordu. .Caelen onunla evlenerek McDonald Klanının yeni efendisi olmuştu ama McDonald Klanı tarafından da kendisini kabul ettirmesi çok önemli idi. Zira klanın geleceği buna bağlı idi.

Daha önce babasının ahlaksızlıklarını gördükten ,özellikle Keeley'e tecavüz saldırısını gördükten ve Keeley'in klandan kovulması sonra Rionna tüm kadınsı özelliklerini kapatıp bir erkek gibi davranıp kılıç kullanmayı öğrenmesine sebep olmuştur.

Caelen ise yıllar önce sevdiği kadın tarafından ihanete uğraması ve ailesinin katledilmesine sebep olan aşkı yüzünden aşka kalbini tamamen kapatıp şartların gereğini yapmayı seçmiştir. Bir daha asla ihanete uğramaya göze alamayacağı için duyguları ile hareket etmeyi gereksiz buluyordu. Rionna ile arasında  var olan çekim ile yetinecekti.Yani görevini ondan bekleneni yapacaktı.

Ama planları hiç de ummadığı yönde ilerlemeye başlar ve işler kontrolden çıkmaya başlar.
Aralarındaki çekim zaman geçtikçe daha da arttıkça; Rionna’nın saldırıya uğraması ile vermiş olduğu kararı tekrar gözden geçirmesine sebep olur.

Rionna evlendiği bu vahşi savaşçıyı başta yadırgasa da zaman geçtikçe daha çok bağlanmaya başlar. Ona aşık olduğunda ise nu duygularının da karşılığı bulacağının ümidini tüm kalbi ile besler.
Babasının işbirliği yaptığı Cameron ile acımasızca savaşması gerekecektir. Bunu yapacaktır da. Özellikle kocasının ona güvenmeyi öğreneceği günler çok yakındır. Evlilikleri ve Klanları büyük bir sınavdan geçecektir.
Yer yer çok duygusal ,savaş ve dövüş sahnelerinin de bulunduğu  bir romandı. Yazar tutku da sınır tanımıyordu. Aşk ve erotizmi de çok güzel harmanlamıştı. Çok severek okuduğum hatta son sahnelerde çok duygulandığım bir roman oldu. Özellikle orta  çağ ve İskoç romanları seviyorsanız bu roman ve seri tam size göre..


Highlander Üçlemesi
1. In Bed with a Highlander (2011) İskoçyal'nın Kollarında
2. Seduction of a Highland Lass (2011) Sürgün
3. Never Love a Highlander (2011) Asla Bir İskoçyalı Sevme














































































































8 Temmuz 2014 Salı

Aşkın Peşinde-Susan Mallery



Orjinal Adı : Hot On Her Heels
Edisyon Adı : Aşkın Peşinde
Yazar   .  Susan Mallery
Goodreads Puanı : 5/4,12
Puanım. 5/4 

Efsanevi Titan Kardeşlerin son macerasını da bitirdik. Çok güzel bir seri idi benim için.Önce Lex ve Cruz ikinci kitapta Skye ve Mitch Üçüncü kitapta İzzy ve Nick'in maceralarını okurken Titan Kızkardeşlerinin babaları Jed Titan ile mücadelelerini üvey ağabeyleri Garth Duncan ile savaşlarını işliyordu.
Titan Kızlarının bir de çocukluk arkadaşları vardı Dana Birch..
Kendisi Şerif yardımcısı idi ve Garth Duncan'a da arkadaşlarına zarar verdiği için epeyce de takmış durumdaydı.

Garth Duncan'ın Jed Titan ile sorunu yıllar öncesine dayanıyordu ve artık hesaplaşma vakti gelmişti ona göre..Çünkü annesinin bugünkü durumunda Jed sorumlu idi. Kathy yıllar önce büyük bir rahatsızlık geçirip ameliyat olaması gerektiğinde, Garth ona gidip yardım istemişti. Ama Jed onu kapı dışarı ettiği gibi tehdit de etmişti ona hakaretler ederek üstelik..

Kathy ile birlikte olan Jed onunla ayrıldıktan sonra iki evlilik daha yapmış iki kızı daha olmuştur. Kathy'den Garh dünyaya gelmiş ama onları özellikle Garth'ı ailesinin içine sokmamış ve dışlamıştır.

İşte Kathy'nin rahatsızlığında ondan yardım istemeye giden Garth Jed'in öz be öz oğlu olmasına rağmen kovulmuş ve tehdit edilmişti....İşte Jed ile Garth'ın arasındaki tüm mesele buydu..
Aileden dışlanması ve annesinin ameliyattan sonra normal haline dönememesi yüzünden Garth'ın içi intikam doluydu. Çalıştı çalıştı çok zengin ve güçlü adam oldu. Sıra Jed'den intikam almaya geldi ve onun canını yakmak düşüncesi ile Lex,Skye ve İzzy'nin canını yakarak ondan intikam almaya çalıştı.


Fakat Jed'in hiç bir şey umurunda değildi ki..Düşündüğü gibi Jed'in canını yakamamıştı.

Dana Birch ise Titan kızlarının çok yakın arkadaşları idi. Sözüm ona Garth Duncan'ın her adımını izleyecekti. İzzy'nin petol kuyusundaki patlamadan sonra neredeyse ölecek olması ve şüpheler Garth'ın üzerinde toplanmıştı..Ama Garth'ı izlemeye alayım derken Dana onun çekimine gireceğini tahmin edemezdi tabii ki..

Çocukluğunda aile içi şiddete maruz kaldığı için erkeklere karşı güvensiz idi. O kötü günlerin etkisi ile hayatına giren erkekleri ise onun idare edebileceklerinden seçiyordu. Fakat Garth o çıktığı özelliği olmayan adamlara benzemiyordu.Garth klas bir erkek idi. Tüm acımasızlığına rağmen kaliteli ve zengin bir hayatı vardı. Ve Dana'yı önemsiyordu.Hatta onun yanında olması çok hoşuna gidiyordu.Garth Duncan Titan Kızlarının istilasına uğrar çünkü ilişkilerini en başından fark etmişlerdir. Can  dostlarının kalbini kırmasını istememektedirler.

Diğer taraftan da Jed'in gerekli dersi alması konusunda hem fikir olup ağabeyleri ile işbirliği yapmaya karar verirler.Onu aile içine de alırlar.Jed'in hakkında delil toplanmaya başlar. Çocuklarının işbirliği içinde çalıştığını gören Jed Titan Garth ve Dana ilişkisini öğrenmiştir ve Dana'ya saldırı düzenler.

Dana bunu herkesten saklayacak olayları tek başına göğüs germeye çalışacaktır. Çünkü arkadaşları onun ailesidir.  Onlar için canını bile verecek kadar çok seviyordur. Onlar için başlarda hiç haz etmediği adamı takip etmek zorunda kalması bile canını fazla sıkmaz. Fakat zamanla özellikle ilişkileri başladıktan sonra ona aşık olduğunu anlamak onu çok zorlayacaktır.

Özellikle Dana'nın Garth'a aşık olduğunu anladığı sahne çok güzeldi.O sert kadının geçirdiği evrim çok güzeldi.O sahneler okunmaya değer..

Roman da Jed Titan ve Kathy Duncan arasındaki sır da açığa çıkıyor. Ve Jed titan kelimenin tam anlamı ile belasını buluyor ama en çok bu üzmüyor onu..Onu da kitaptan okuyun derim.

Susan Mallory'nin Lone Stars Sisters serisi yazar hakkında fikrimi değiştiren bir seri oldu.Yazarın daha önce başka yayınevinden çıkan kitaplarını pek de sevmemiştim. Ama Lone Stars Serisinin her bir kitabı kendine has güzellikte idi. Serinin tüm kitaplarını severek okudum..Bence çok başarılı da bir seri oldu..

Yazarın diğer kitaplarını da Pegasus Yayınları'ndan bekliyoruz.Umarım fazla beklemeyiz. Bence bu seri aşk,romans,entrika,aile bağları,dram ,macera tarzında kitap okumayı sevenler için ..


Lone Star Sisters Serisi :

1. Under Her Skin (2009) Bana Bir Aşk Borçlusun
2. Lip Service (2009) Aşkın İki Yüzü
3. Straight From the Hip (2009) Hüznün Gölgesinde Aşk 
4. Hot On Her Heels (2009) Aşkın Peşinde