30 Ekim 2014 Perşembe

Yemin - Brenda Joyce



Orjinal Adı: The Promise
Edisyon Adı: Yemin
Yazar: Brenda Joyce
Goodreads Puanı : 5/3,67
Puanım : 5/5

Bu romanın vasat olduğunu düşünüyordum. Tabii ki diğer kitaplarına göre konusunu herkesin seveceğini düşünmüyorum.Başlangıcından bitişine kadar romanı soluksuz okudum. Brenda Joyce'in en vasat kitabı piyasa da çıkan en iyi historical romanlara fark atar bence. Özellikle bu ara historical romanların birbirine benzemeye başladıklarını düşündüğüm sırada ilaç gibi gelen bir kitap idi.
Fakat bu kitabın çiftin hikayesinin çok gerilimli olduğunu söylemeliyim. Okurken beni çok gerdi. Aslında romandaki aşıklar birbirlerini çocukluktan tanıyorlardı Bu yüzden aralarındaki aşkın daha sıcak olacağını düşünmüştüm  ama maalesef yanılmışım.
Yine de okurken çok büyük zevk alarak okuduğum gibi sayfalar su gibi aktı. İkili arasındaki ilişki çok inişli çıkışlı idi. Devlin O'Neal'in hikayesini okurken gerildiğim kadar gerildim aklıma ilk gelen Devlin'in kızının da ona benzediğini düşündüm.
Alexi De Warren ve Elysse O'neal 'in bir skandal yüzünden gerçekleşmek zorunda olan evlilikleri yüzünden birbirlerine olan sevgileri,saygıları ve dostlukları biter..Aslında ikisi de birbirlerine deli gibi aşıktır ama nedense bunun farkında bile değildir.
Elysse'nin şöhretinin lekelenmemesi için onunla evlenen Alexi çocukluğunda verdiği sözü tutmuş onu toplum önünde lekelenip gözden düşmesinden korumuştu. Ama hepsi  bu kadardır. Bundan böyle Ellysse tek başınadır.Evlenmelerine neden olan olay yüzünden ondan nefret etmiştir.Düğünden  sonra hemen  gemisine atladığı gibi Elysse'yi terk etmiştir.


Elysse ile yolları altı yıl sonra kesişir. Altı yıl içinde ise Elysse'nin elinde kalan şey onuru ve gururudur. Kocası düğün günü onu terk ettikten sonra hiç bir şey olmamış gibi hayatına devam etmeye çalışmıştır. Alexi ile aralarında ne olduğunu ve evliliklerinin sadece sözde kaldığını kimseye anlatamamış sözde flörtler ile görünüşü kurtarmaya çalışmıştır.
Alexi de kendi hayatını o kendi hayatını yaşamıştır.Aslında adım adım karısını takip etmiş ne yaptığı hakkında haberdardır.Elysse'nin görünüşte ki hayatı hakkında tabii ki.İşte bu yanlış anlamaların ve kavgaların na nedenidir.


Fakat Alexi tekrar dönünce aralarında bir anlamda savaş başlar. Birbirlerini gereksiz yere çok incitirler.Aslında tüm kavgalar birbirlerine olan aşklarından dolayı ve yanlış anlamalar yüzündendir.. Bunu anladıklarında geç kalmış olabileceklerinden korkacaklar,birbirlerinin değerlerini anlayacaklardır.
Çok etkileyici bir romandı okurken çok etkilendim. Müthiş bir kurgu ve duygu derinliği olan bir romandı. Bazı yerlerinde çok sinirlendim. Özellikle Alexi'nin evliliği boyunca başka kadınlar ile olan ilişkilerine sinir oldum.Ellysse'nin sevgisini anlatamadığı gibi kendisini hoppa ve Flörtçü bir kadın görüntüsüne sokmasına illet oldum.


Serinin diğer kahramanlarının da olması çok güzeldi .Maalesef serimizde Yemin ile bitmiş oldu. Bir Avuç Aşk ile başlayan bu güzel seri  De Warren Hanedanı serisinin 6.kitabı biliyoruz ki serinin ilk beş kitabı henüz yayınlanmadı ve ben merakla bu beş kitabı bekliyorum.

Historicalcilerin kaçırmaması gereken bir yazar Brenda Joyce ..Kesin tavsiyemdir...

de Warenne Dynasty
1. The Conqueror (1990)
2. Scandalous Love (1992)
3. Promise of the Rose (1993)
4. The Game (1994)
5. House of Dreams (2000)
6. The Prize (2004) bir Avuç Aşk
7. The Masquerade (2005) Maskeli Balo
8. The Stolen Bride (2006) Kaçak Gelin
9. A Lady at Last (2006) Aşka Yelken Açanlar
10. The Perfect Bride (2007) Kusursuz Gelin
11. A Dangerous Love (2008) Tehlikeli Aşk
12. An Impossible Attraction (2010) İmkansız Aşk
13. The Promise (2010) Yemin



28 Ekim 2014 Salı

İskoçya'ya Sevgilerle - Karen Hawkins



Orjinal İsmi: To Scotland, With Love
Edisyon Adı : İskoçya'ya Sevgilerle
Karen Hawkins 
Goodreads Puanı : 5/3,82
Puanım :5/3


Büyük ümitler ile aldığım bir kitap idi. Hayal kırıklığına uğradım. Konu çok güzeldi ama okurken hep bir şeyler eksikti bu hikayede tat alamadım okurken. Kahramanların çocukluk arkadaşı olmaları bende sıcacık bir hikayeyi çağrıştırmıştı. Ama maalesef  bu beklentimi bulamadım.Serinin en güzel kitabı olarak yine Sen Kimseyi Sevemezsin görüşüm devam etmekte.


Karen Hawkins kadın kahramanları klasik historical kadınları değil. İskoçya'ya Sevgilerle kitabındaki kadın kahramanımız Venetia'da topluca yaşı o döneme göre oldukça geçkin(34) özgür ruhlu bir genç kız idi. Evlenmek için evlenmek istemiyordu. Aşık olarak evlenmek istiyordu. Belki de bu yüzden bu kadar gecikmişti evliliği..Londra sosyetesinde olmayı göz önünde bulunmayı  seviyordu.


Erkek kahramanımız Lord Gregor MacLean ise karizmatik yakışıklı oldukça popüler çapkınlardan. Fakat Venetia ile mükemmele yakın 29 yıllık arkadaşlıkları var. Gregor'da 37 yaşında...
Ravenscfoft isimli zararsız bir soytarı Venetia'nın çeyizine göz diktiği için onunla evlenmeye niyetli 22 yaşında bir genç adam..Venetia'yı hile ile kaçırıyor..Amacı Venetia ile evlenerek borçlarını ödemek..

Bunu duyan Lord Oglive Gregor'dan yardım istiyor..Venetia'nın başına gelenleri duyan Gregor çok değerli bir hayatının anlamı olan bir şeyi kaybettiği hissine kapılıp çok öfkelenerek peşlerine düşer.

Onları bir handa yakalar ve yoğun kar yağışı nedeni ile handa mahsur kalırlar. Venetia'nın şöhretinin lekelenmemesi için kaçırıldığının duyulmaması gereklidir. Gregor'a göre de tek çözüm evlenmeleridir.



İkisinin arasında yeni oluşan müthiş çekime rağmen Venetia bu düşünceye ısrarla karşı durmaktadır. Fakat Londra'ya döndüğünde de cemiyetten dışlanacağının da bilincindedir.Bu durumda evlenmekten başka çaresi olmasa da Gregor'un onu sevmeden görev anlayışı içinde evlenmek istemesini hazmedememekte ve evlilik teklifini de ısrarla red etmektedir. 


Ama aralarında oluşan yakınlığa da karşı koyamamaktadır.
Buna en güzel çözümü Venetia'nın büyük annesi bulacaktır.
Eğlenceli hoşça vakit geçirten bir romandı. Okurken eğelendiğim zaman da oldu ama istediğim havayı yakalayamadım. Kitapsız kaldığınızda güzel bir öneri olabilir.




MacLean Curse
1. How to Abduct a Highland Lord (2007)Artık Benimsin
2. To Scotland, With Love (2007)İskoçya'ya Sevgilerle
3. To Catch a Highlander (2008)
4. Sleepless in Scotland (2009)
5. The Laird Who Loved Me (2009)
6. Much Ado About Marriage (2010) Sen Kimseyi Sevemezsin



Efendiler Yarın Cumhuriyet'i İlan Edeceğiz..Mustafa Kemal Atatürk..



Gün batıyordu. 
Sesi güzel askerler, topların, cephane sandıklarının ya da taşların üzerine çıkarak ezan okudular. Cephe boyunca tabur tabur akşam namazı kılındı ve zafer için dua edildi. 
Sessizce sıcak yemek yenildi. 
Uzun asker kaputlu, beyaz başörtülü Gül Hanım Dördüncü Kolordu birliklerini dolaşıyordu: 
“...Hiç yakınmadan silahınıza cephane, size ekmek taşıdık. Yüksünmeden siperlerinizi kazdık. Severek yaranızı yıkadık, kırığınızı sardık. Ateş altında suyunuzu yetiştirdik. Yolunuza saçımızı serdik. Şimdi bunca kadının hakkını, erkek olmanın bedelini ödeme vaktidir. Eğer bu sefer kardeşlerinizi kurtarmadan dönerseniz, bilin ki ananız da, bacınız da, yavuklunuz da hakkını helal etmeyecektir...”
Yaşlılar zafere yordu... 
23. Tümen’de bir er onbaşısına fısıldadı:
“Alay sabah sancak açacak mı?” 
“Öyle duydum.” 
“Açarsa askere rüzgar yetişemez.” 
15. Tümende bir teğmen takımını çevresine toplamıştı. 
“Eğer gözümü bir an için olsun geriye çevirirsem, ölümden yılıp da geriye tek bir adım bile atarsam, beni hain bilin. Kanım size helal olsun!” 
Askerler köyden gelmiş mektup, sigara tabakası, yavuklu yadigarı çevre, işlemeli çorap gibi değerli eşyalarını bölük emrine teslim ettiler. Sonra birbirleriyle helalleştiler. Dargınlar barıştı. 
Toplan boruları vurmaya başlamıştı. Silahları kuşanıp düzene girdiler. Sallanıp da ses çıkaracak ne varsa hepsini sıkılayıp bağladılar. 
Takımlar, bölükler, taburlar, alaylar, bataryalar, cephane ve yiyecek kolları, sıhhiyeciler, muharebeciler, istihkamcılar, gündüzden yolları öğrenmiş kılavuzların öncülüğünde, taarruza hazırlık mevkilerine doğru, büyük bir sessizlik içinde yürümeye başladılar. 
Kısa bir yürüyüş yapacaklardı. 
Üç günlük bir hilal vardı gökyüzünde. İnce kollarıyla bir yıldızı kucaklamıştı. Yaşlılar bunu zafere yordular. "
VE CUMHURİYET "Üç günlük bir hilal vardı gökyüzünde. İnce kollarıyla bir yıldızı kucaklamıştı." diyenlerin vatana katıldıkları zaferle kuruldu.
Onlar "Ya İstiklâl- Ya Ölüm!" dediler.
Cumhuriyet'in temeline kanlarıyla harç taşıyan aziz şehitlerimizin ve Mustafa Kemal ATATÜRK'ün önünde saygı ve minnetle eğiliyorum.

25 Ekim 2014 Cumartesi

Bir Aşk Çarpıntısı-Marie Force


Orjinal Adı : Maid for Love (The McCarthys of Gansett Island #1)
Edisyon Adı: Bir Aşk Çarpıntısı
Yazar : Marie Force
Goodreads Puanı: 5/4,01
Puanım: 5/5
Yeni favori yazarlarımdan Marie Force.Ne yazık ki ben bu seriyi bilmeden ikinci kitabından başladım..Hikaye birbirine bağlı olduğu halde yinede çok severek okudum. Yazarın erkek kahramanları kelimenin tam anlamı ile kusursuz günümüzün büyülü prensleri.
Daha önce okuduğum Joey ve bu kitap da okuduğum Mac isimli erkek kahramanlar  beni büyüledi diyebilirim.
Yayınevinin diğer yazarı Bella Andre gibi Marie Force'da aile bireylerinin hikayelerini yazıyor.Fakat Marie Force bence çok daha başarılı. Kurgusu ve duygu derinliği daha güzel..
Marie Force'ın Bir Aşk Çarpıntısı isimli romanı McCarthys of Ganset İsland serisinin ilk kitabı..Kitabımızın kahramanları Mac ve Maddie. Kitabın girişindeki ''Hayata Yön Veren Büyülü Anlar Vardır.'' sözü tam da bu hikaye için söylenmiş bir söz..
Madie ve Mac'in rastlantı sonucu çarpışmaları tam da bu söze uygun bir çarpışma.Hikaemiz bu çarpışma ile başlıyor.


Mac yıllar önce adayı ve ailesini terk ederek kendisine yeni bir yaşam kurmuş. Arkadaşları ile kurduğu şirket ile çok başarılı ve zengin olmuş başarılı bir işadamı. Fakat gerek iş yoğunluğu gerek iş gerilimi ve aşk hayatının başarısızlığı nedeni ile panik atak geçirince zorunlu bir tatile girmek zorunda kalmıştır.



Adaya adımını atar atmaz çarpıştığı Maddie'den büyülenir. Maddie ise  Thomas isimli küçük bebeği ile hayatta var olma savaşı veren bir genç kadındır. Annesinin düşüncesiz hareketleri geçmişte kendisine haksızca takılan bir lakap üzerine yapıştığı için bir türlü hayattan istediğini alamamış bir de aşağılanmış  bir genç kadındır. Çocuğunun babası ile de telefon mesajı ile ayrılması ise ayrı bir hikayedir..

Mac'in annesi Linda'nın işlettiği otelde kat hizmetlisi görevi ile çalışmaktadır. Kazaya uğradıktan sonra Mac'in yardımını kabul etmeye de mecbur kalmıştır..
Mac'in kim olduğunu da bilmemektedir. İşte Mac tam da burada devreye girer ve Maddie'nin yükünü azaltmak için ona yardım etmeye karalıdır. O kadar ki onun yerine otelde temizlik yapacak kadar...
Çok sevimli,sımsıcacık bir hikaye idi. Serinin ikinci kitabı Aşka Düşünce'de ikilinin hikayesi Janey ve Joe'nun hikayesi ile birlikte devam ediyordu.Aile bağlarından aşk,sevgi,fedakarlık temalarında okuduğum güzel bir romandı..Belki konusu çok bilindik idi ama yazarın tarzı ile bence okumya değer ..
Serinin diğer kitaplarını çok merak ediyorum..Aşk,romans,aile temalarını seviyorsanız tavsiye ederim...
 

Serinin Diğer Kitapları:
McCarthys of Gansett Island Serisi 


1. Maid for Love (2011) Bir Aşk Çarpıntısı


2. Fool for Love (2011) Aşka Düşünce 


3. Ready for Love (2011)
4. Falling for Love (2012)
5. Hoping for Love (2012)
6. Season for Love (2012)
7. Longing for Love (2012)
8. Waiting for Love (2013)
9. Time for Love (2013)
10. Meant for Love (2013)
10.5. Chance for Love (2014)
11. Gansett After Dark (2014)
12. Kisses After Dark (2014)




23 Ekim 2014 Perşembe

Milyonluk Günahkar Düet - C.L. Parker



Orjinal Adı : A Million Guilty Pleasures (Million Dollar Duet #2)
Edisyon Adı : Milyonluk Günahkar Düet
Yazar : C.L. Parker
Goodreads Puanı: 5/4,03
Puanım   :5/3,6


Million Dolar Duet isimli serinin ikinci kitabını ilk kitaba göre daha başarılı buldum fakat  önceki  kitapda ki  uzatmalara karşın bu kitap da  yazar bazı sahneler apar topar kesmiş gibi geldi bana..Tamam gereksiz uzatmalar yoktu ama sanki kopukluklar vardı..Ve ilk kitapdaki sıkıntım duygusal sahneleri yazar yine pas geçmesi idi. Erotik sahneler yine uzun idi  tabii ki. Bu da bende yazarın aşka bakış açısı olarak seksi gördüğünü gösterdi.Üzgünüm....



Delaine'nin ailesi için yaptığı fedakarlıkları keşke daha güzel işleseydi. Keşke kalp nakli geçiren bir hasta bu kadar çabuk ayağa kalkması ise bana tuhaf geldi.

Olaylar yine Noah ve Delaine tarafından anlatılıyordu. Bir sahne de ise Daniel tarafından anlatıldı. Noah'ın nişanlısını elinden alan ölümcül rakibi Daniel'in tarafından anlatılması yerinde idi bence.

Tahmin edeceğiniz gibi her bakımdan mutlu sonla biten bir kitap idi. Fakat benim isteğimi karşılamadı.Aradığımı bulamadım. Aşkı hissedemedim..Aşk da seks önemlidir ama tavşan gibi bir çift vardı romanda her şeyi seks ile çözmeye çalışıyorlardı..

Yine de kafa dağıtmak için okunabilir bir  kitap..Tabii ki erotik sahnelere tahammülünüz yoksa hiç bulaşmayın bu seriye..
Olumlu olarak söyleyebileceğim hikayede ne geçiyorsa iki kişi arasında geçiyordu. O yüzden bazı sahneler aşırı cüretkar olsa da idare eder dedim kendimce.. 
Aşk kitaplarında aşırı seks sahneleri sizi rahatsız etmiyorsa okuyun..Belki seversiniz..Ne dersiniz? 



Serinin Kitapları:
#1 A Million Dirty Secrets / Milyonluk Kirli Sır
#2 A Million Guilty Pleasures :Milyonluk Günahkar Düet


21 Ekim 2014 Salı

Kara Ateş-Christine Feehan

Orjinal Adı : Dark Fire
Edisyon Adı : Kara Ateş
Yazar : Christine Feehan
Goodreads Puanı :5/4,27
Puanım :5/3



Muhteşem bir seri ama maalesef yayınevinin anlaşılmaz yayın politikaları yüzünden bu seri mahvedildi. Kitabı okurken sürekli duyumsamak kelimesi ve devrik cümlelerden bunaldım..
Bu hikayeden büyük beklentim vardı serinin Kadimi Gregory'nin yaşadığından haberi olmadığı kardeşi Darius'un hikayesi idi. 
Gregory'nin hikayesi çeviri ile mahvedildikten sonra bu seriden soğudum. Artık alışkanlık olduğu için okuyorum..Darius'un da Gregory gibi kadim güçleri vardı. Bu hikayede buluşmalarını bekliyordum ama o da olmadı.Fakat önceki hikayenin kahramanı Julian Savage ve Desari önceki hikaye de hunharca saldırıya uğrayan Syndil'de vardı..Syndil'in bir de talibi vardı..
Romanın kadın kahramanı münzevi bir araba tamircisi idi. Tempest özgür ruhlu bir genç kadın idi. Şartlar ne olursa olsun kuyruğu dik tutanlardan idi.
Darius gibi kısıtlayıcı bir erkek ile ilişkisi oldukça zorlu başlayıp zorlu devam edecektir.Tempest'in grubun araba tamircisi olarak işe girmesi başlarda bana oldukça ilginç geldi.Darius'un Tempest'in Hayat Eşi olduğunu anlaması uzun sürmeyecektir. Anlar anlamaz da gerekli hamlesini yapar...
Yine Karpat ırkının azılı düşmanı Wallace ailesinin başka bir ferdi  ortaya çıkarak grubun peşine düşerler..
Güzel bir hikaye idi. Okumak alışkanlık oldu bu seriyi. Yayınevi biraz daha özenerek çıkarsa çok sevinirim. Yazarın hayranlarının seveceğinden eminim...


Dark Series:
1. Dark Prince (1999) Kara Prens
2. Dark Desire (1999) KaraTutku
3. Dark Gold (2000) Kara Altın
4. Dark Magic (2000) Kara Büyü
5. Dark Challenge (2000) Kara Cazibe
6. Dark Fire (2001) Kara Ateş
7. Dark Dream [short story] (2001)
7. Dark Dream (2010)
8. Dark Legend (2002)
9. Dark Guardian (2002)
10. Dark Symphony (2003)
11. Dark Descent [short story] (2003)
11. Dark Descent (2010)
12. Dark Melody (2003)
13. Dark Destiny (2004)
14. Dark Hunger [short story] (2004)
15. Dark Secret (2005)
16. Dark Demon (2006)
17. Dark Celebration: A Carpathian Reunion (2006)
18. Dark Possession (2007)
19. Dark Curse (2008)
20. Dark Slayer (2009)
21. Dark Peril (2010)
22. Dark Predator (2011)
23. Dark Storm (2012)
24. Dark Lycan (2013)
25. Dark Wolf (2014)
26. Dark Blood (2014)
Dark 




18 Ekim 2014 Cumartesi

Ardında Bıraktığın Kadın-Jojo Moyes


Orjinal Adı :The Girl You Left Behind
Edisyon Adı : Ardında Bıraktığın Kadın
Yazar : Jojo Moyes
Goddreads Puanı: 5/3,95
Puanım :5/5



İlk defa okuduğum bir yazar Jojo Moyes. Bu ara ilk defa okuduğum yazarlar çoğalıyor..Amacım değişik türde kitaplar okumak. Aynı yazarları okuduğumda da sanki aynı hikayeleri okumuş gibi oluyorum.

Jojo Moyes'in kitaplarını okumak da  bu kadar geç kalmamın sebebi yazarın dram ağırlıklı ve duygusal yazması.. Kalemi çok etkili. Elimden bırakamadım..

Roman da yazar iki farklı zamandaki iki çiftin hikayesini ayrı ayrı yazarak bir tablo da "The Girl You Left Behind" (Ardında Bıraktığın Kadın)  iki çiftin kaderini birleştirerek çok güzel etkili bir hikaye yaratmış. Yazarın yaratıcılığına kalem gücüne hayran oldum..Bir günümüzden ve geçmişten hikayeyi işlemesi  çok hoşuma gitti. Romanı okurken  savaşın çirkin yüzüne tanık oluyorsunuz..

Roman Birnci Dünya Savaşı zamanında 1916 Alman İşgali ile yılında başlıyor..Sophie ve Edouard'ın hikayesini okuyoruz. Sophie ailesini ayakta tutabilmek için inanılmaz mücadele veriyor..Okurken bazı yerlerinde çok duygulandım,kızdım,ağladım..Hikayeyi öylesine yazmış ki yazar okurken adeta yaşadım..Yaptığı seçim ile en yakınları tarafından acımasızca yargılanmasına çok kızdım...

Romanın  günümüzdeki hikayesinde Liv Halston genç yaşta dul kalmış bir genç kadın. Kocasını dört yıl önce kaybetmiş ayakta durmaya çalışıyor..Tek dayanağı kocasının balayılarında almış olduğu ve onu benzettiği Ardında Bıraktığım Kadın tablosu...Ona bakarak teselli buluyor...

Yolları Paul ile kesişiyor..Paul Savaş  döneminde çalınan sanat eserlerini bulan TARP şirketinde çalışıyordu. Edouard Lefevre’e ait bir tabloyu arıyorlardı.
Sophie'nin ailesi de Ardında Bıraktığım Kadın tablosunu arıyordu ve Paul'de bu işin içinde idi..Rastlantı sonucu Liv'in evinde  tabloyu gördükten  sonra işler karışır. Mahkemeye intikal eder. 
Bu tabloyu elinde tutmak Liv için var olma savaşına dönüşür. Ona göre Sophie'nin ailesinin umurunda olan sadece paradır..
Paul ise aşkı ve işi arasında kalsa da seçimini yapacaktır..
Çok etkilenerek okuduğum bir hikaye idi..Okuyun...Okumayan çok şey kaçırıyor..


14 Ekim 2014 Salı

Yanlış Numara - Michael Connelly



Orjinal Adı : Chasing The Time
Edisyon Adı: Yanlış Numara
Yazar : Michael Connelly
Goodreads Puanı: 5/3,95
Puanım : 5/3,5


Uzun zamandır sıkı bir polisiye okumak istiyordum. Hiç denemediğim bir yazarı da okumak istiyordum. Bunun için Michael Connelly'de karar kıldım..

İlk defa okuduğum bir yazardı. Genel anlamda güzel bir hikaye idi. Kimyager olan Henry Price' molekuler bir bilgisayar yaratma peşinde idi.. Yarattığı Proteus isimli enerji kaynağını geliştirebilmesi için 12 milyon dolara ihtiyacları vardı. 

Bunun için de yatırımcı bulmak zorundalardı. 
Sevgilisi Nicole'den yeni ayrılmış ve yaşadığı evi ona bırakmıştı. Nicole ile ayrıca iş arkadaşıydı. Şirketin dış sorumlusu idi. Fakat ilişkileri bittikten sonra firmadan da ayrılmıştı Nicole.
Yeni bir eve geçen Pierce yeni düzenine  Nicole'in yokluğuna  alışmaya  çalışırken yeni evinin telefonunun eski sahibinin eskort bir kız olduğunu öğrenir..

Lily ismindeki bu kadını arayanın çok olması Pierci meraklandırır Bu olay ile geçmişi ile de hesaplaşmaya başlar. Kitap ilerledikçe oyun içinde oyunun döndüğünü anlar..Öyle bir duruma gelir ki araştırmayı bırakırsa özel ve mesleki hayatı bitecektir. Öğrendiğime göre yazarın diğer kitaplarının yanında bu kitap sönük kalıyormuş..
En kısa zaman da diğer kitaplarını da okumak istiyorum..Yanlış Numara'yı genel olarak beğendim ama bir şeyler eksik hissinden kurtulamadım..Bazı yerlerde kopukluk hissettim..

Fakat yine de  bu yazarı takip edeceğim diğer kitaplarını da okumak istiyorum.

10 Ekim 2014 Cuma

Şeytanla Dans-Sherrilyn Kenyon




Orjinal Adı : Dance With The Devil
Edisyon Adı : Şeytanla Dans
Yazar Adı : Sherrilyn Kenyon
Goodreads Puanı: 5/4,39
Ouanım 5/5
Çok uzun uzun yorum yapmak istemiyorum Gece Avcıları serisinin 3. Kitabı Şeytanla Dans'ı okudum.. Yazar 25.kitabı yazmış.. Senede bir kitap yayınlanırsa 25 yıl sürecek..Lütfen biraz daha sık aralıklarla yılda en az üç kitabını yayınlayın yazarın..Aradan uzun bir zaman  geçtikten sonra hikayeleri önemli kısımlarını hatırlamakta zorlandığımız oluyor.
Yazarın hayal gücü o kadar kuvvetli kalemi o kadar güzel ki resmen yazara yazık oluyor...
Her okuduğum da hayranlığım daha da artıyor..


Şeytanla Dans'ta ki Gece Avcımız Zarek'in hikayesi çok dokunaklı bir hikayesi vardı. Okurken çok duygulandım. İnsanca yaşamanın ne demek olduğunu bilmeyen annesi ve babası tarafından hor görülüp rededilen bir köle idi.


Yediği dayaklar çektiği işkenceler yüzünden yaşamak bile istemeyen bir genç adamdı..Koruduğu köydeki insanların katledilmesinden sorumlu tutularak Acheron tarafından Alaska'ya sürülmüştü.Orada tam 900 yıldır sürgünde olması içimi parçaladı.
Astrid ise Adalaet Tanrıça'sı idi. Onu yargılayıp suçsuzluğunu  veya suçluluğunu tescillemek için karar verecekti.


Onun hayatını araştırırken karşılaştıklarına hazır değildi. Zarek'in çektiği acılara tanık oldukça onu yakından tanıdıkça tarafsızlığını yitirmeye başladı ve ona aşık oldu. Zarek'in de durumu farklı değildi.Kadınlar ile ilişkisi çoğunlukla ihtiyaç gidermekten başka bir şey değildi.Sevgiyi,sevgi ile kucaklanmayı bile bilmiyordu...
Astrid'e öylesine aşık oldu ki..Onun için cehenneme yalın ayak gidebilirdi..
Çok çok güzeldi...Tavsiyemdir...


5 Ekim 2014 Pazar

Şeytani Arzular-Elizabeth Hoyt




Orjinal adı:  Wicked İntentions
Edisyon Adı: Şeytani Arzular
Yazar :          Elizabeth Hoyt
Goodreads Puanı: 5/3,76
Puanım :                5/4




Harika bir roman daha okudum..Bazı sahnelerde nefesim kesildi..Yazarın erotizmi işleyiş tarzına bayılıyorum açıkça söylemek gerekirse. Bambaşka bir sihir içinde yazıyor..Şeytani Arzular ile  Elizabeth Hoyt'un yeni bir serisi daha başlıyor Maiden Lane ..Hala daha davam eden bir seri. Gelecek kitap 2015'de yayınlanacak. 

Yazarın Dört Askerler serisinde olduğu gibi hikayede polisiye ve macera unsurları da var.Fakat Askerler serisinde bir katili veya haini seri bitinceye kadar öğrenememiştik. Ama bu seride sanırım her kitap da ayrı bir macera var.Çünkü Şeytani Arzular'da katil kitabın sonunda yakalanıyor.

Serinin ilk kitabı Şeytani Arzular'ı severek okudum..Başlarda biraz sıkıldım Hoyt sanki hikayeyi kurgularken biraz kararsızmış bana öyle geldi. O yüzden başlarda hikayeyi sallantıda yazılmış gibi hissettim. Fakat sonra da hikaye canlandı karakterler yerine oturdu. Sanki son anda atağa kalkan bir yarış arabası gibi hikaye şaha kalktı..İşte o satırlarda benim adeta nefesim kesildi diyebilirim. Çok erotik sahnelerinin olduğu gibi çok da duygusal sahneleri vardı.


Kitabın çevirisinden de bahsetmek istiyorum romanın erkek kahramanının söylediği erotik kelimeler olduğu gibi çevrilmiş bu hikayenin o satırlarına cuk diye oturmuştu..Küfürleri ve deyimler yumuşatılmamıştı sanırım..Çevirmene teşekkürlerimi sunuyorum..Olması gerekeni yaptığı için..Bence yazar ile aramıza girmeyerek olduğu gibi yansıttığı için bir teşekkürü hak ediyordu...

Ve kitabın bölüm başlarında Kral Kilitli yürek ve hizmetçi kız Meg'in hikayesi bir nevi kül kedisi masalı gibiydi...


Serinin ilk kitabı Şeytani Arzular'ın kahramanları Lazarus Huntinngton yani Lord Cair ve biracının kızı olan dul Temperance Dews..Yazarımız dullardan vazgeçemiyor anlaşılan....
Lazarus Londra'nın en sefih çapkınlarından idi. Bembeyaz saçları delici mavi gözlerinin  kadınların üzerindeki etkisi mahvedici idi. Sevmeyi bilmiyordu.. Ahlaksız hayat tarzı ile tanınıyordu. Bir kadının onun yanında gözükmesi bile şöhretini lekelemeye yeterdi.

Temperance ise maiden Lane caddesindeki evinde öksüz ve çoğunlukla civardaki genelevlerden terkedilen çocukları sahiplenip oğlan kardeşi ile bakıyorlardı. Fakat en büyük destekçileri öldükten sonra zora düşmüşlerdi.Maddi zorluk çekiyorlardı.
İşte bunu fırsat bilen Lazarus onun karşısına değişik bir teklif ile çıkar. Yurda bağışçı bulması karşılığında metresini öldüren katilin bulunmasında yardımcı olacaktır...Geceleri birlikte St.Giles'de katili bulmak için araştırma yapacaklardır..
Fakat iş hem çok tehlikeli ve maceralı hem de aralarında en başından beri meydana gelen tutkulu çekim ile baş etmeleri kolay değildir..
Londra'nın en tehlikeli ve ahlaksız yerlerinde araştırma yaparken birbirlerinin kollarında kendilerini bulmaları ise şaşırtıcı değildir.
Çok severek okudum..Devamını sabırsızlıkla bekliyorum..Tavsiyemdir.



Maiden Lane Serisi 
1. Wicked Intentions (2010) Şeytani Arzular
2. Notorious Pleasures (2011)
3. Scandalous Desires (2011)
4. Thief of Shadows (2012)
5. Lord of Darkness (2013)
6. Duke of Midnight (2013)
7. Darling Beast (2014)
8. Dearest Rogue (2015)