19 Ekim 2015 Pazartesi

Kır Çiçeği Tepesi - Kimberley Freeman



Kitabın Adı : Kır Çiçeği Tepesi
Orijinal Adı : Wildflower Hill
Yazarın Adı : Kimberley Freeman
Çevirmen : Duygu Parsadan
Yayınevi : Arkadya Yayınları
Goodreads Puanı :5/4,07
Puanım :5/4






Kitap Tanıtımı 

Bazen kader, hayatımızdaki kişilerle sınar bizi.
Ki hayaller bu sınavı geçmek için yeterli değildir…

1929 yılında Glasgow'da yaşayan genç, güzel Beattie'nin büyük hayalleri vardır, ta ki evli sevgilisi Henry den hamile kalana kadar… Çocuğunu evlatlık vermek üzere dünyaya getirmeden hemen önce Henry karısını terk edip Beattie ile birlikte Londra ya kaçmaya karar verir. Orada kendilerine yeni bir hayat kuracaklardır. 

Tam seksen sene sonra kader, Beattienin torunu Emma'ya oyununu oynayacaktır. Ünlü bir balerin olan Emma, geçirdiği sakatlık nedeniyle kariyerinden vazgeçerek aile bağlarının olduğu Avustralya ya dönmek zorunda kalır. Büyük annesinden ona kalan çiftliğe vardığında, tek amacı oradaki eşyaları düzenlemektir. Ancak dört bir tarafı sararmış fotoğraflar ve eski mektuplarla çevrili olan Emma, geçmişin tozlu sayfalarında kalan bir aile sırrını çözmeye çalışırken bulur kendini. Emma attığı her adımda büyük annesiyle kaderlerinin nasıl da bir örüldüğünü keşfedecektir. 

Kır Çiçeği Tepesi, yalnızca iki kadının hikâyesini barındıran yürek burkan bir roman değil, ayrıca insanın elindeki gücü ve bu gücü keşfettiğinde neler yapabileceğini ortaya koyan bir başyapıt.

“Romanın gücü, Freeman'ın oluşturduğu karakterlerin yanı sıra aşk, nefret ve utancı nasıl işlediğine de dayanıyor. Hem Beattie hem Emma kendilerini yeni bir hayata başlarken buluyor. Okuyucuları kâh neşelendiren kâh üzen de bu kadınların hikâyesidir.”
-Publishers Weekly-




Deniz Feneri Koyu ile başlayan Kimberley Freeman yolculuğum Kır Çiçeği Tepesi ile devam ediyor..
Çok başarılı bir kurgusu olan bir romandı. Başlarda biraz durağanlık vardı ancak çok sürmedi açıldı hikaye..
Yazarın başarılı kurgusundan zira  duygusal yönden beni fazlası ile mutlu eden bir kitap idi.Özellikle Beattie ve Charlie   arasındaki rüya gibi olan aşk beni cezbetti.
Hikaye de yazar yine geçmiş ile günümüz arasında bağ kuruyor..
Yazar geçmiş ve günümüz ile harmanlayarak anlattığı hikaye de ..
Günümüz kadın karakteri Emma geçmişteki hikaye de ise Beatie'nin hikayesi anlatılıyor
Geçmişteki kadın karakteri daha sıcak ,samimi ve savaşçı buldum.
Emma karakteri ise çok bencil başkalarının düşüncelerini önemsemeyen sadece bale yapmayı önemseyen boş bir karakter idi..


Ancak kitabın sonu beni hiç mutlu etmedi..Sanki yarım kalmış duygusu yarattı bende. Annesinden mektup getirdiğin kızın duygularını da öğrenseydik ya..!!
Bir de kitabın kapağından bahsetmek istiyorum..Muhteşem buldum..
Diğer ülkelerde çıkan ve orijinal dilde yayınlanan kapaktan çok daha güzel buldum kapağı..
Arkadya yayınları gerçekten de muhteşem bir kapak tasarlamış..
Gerek kapak gerek çeviri ve edit tam puan aldı benden..Puanı yazarın sonda kitabı sıkılmış gibi çabuk çabuk bitirmesi yüzünden kırdım..


Sanki devamı gelecek gibi roman bittiği halde sayfa çevirdim..
Kısaca Kimberley Freeman ile bu kadar geç tanıştığım için çok pişmanım..
Keşke kitaplarını daha önce okusaydım..
Yazarı Sarah Jio'ya benzettiğim kadar bu kitap da bana Kate Morton'u da anımsattı nedense..

Yazarın okunacak bir kitabı kaldı.
Kor Adası
Onu da kısa zaman içinde okumayı planlıyorum.
Aile ilişkileri, dram,macera,aile sırları ,sevgi temaları seviyorsanız bence tam size göre bir yazar ve kitap..


Kitabın Konusundan  bahsetmek istiyorum;

1929 Glasgowu’nda  başlayan hikaye de o dönem de insanların hayatı  oldukça zor idi.. 
Beattie’nin hayatı da hiç  kolay değildi; ailesine ay sonunu getirmeleri için yardım eden bu genç kadın, bir kulüpte çalışıyordu. Orada Henry ile tanışmıştı; evli olan bu adam genç ve güzel Beattie ile gönül ilişkisine girmekten  geri kalmıyordu, Beattie’de  yanlış olduğunu bile bile, bir kaçış olarak gördüğü Henry ile ilişkisine devam eder ve sonunda hamile kalır.
Hamile olduğunu öğrenen annesi tarafından hiç gözünün yaşına bakmadan kapı dışarı edilir ve durumunu Henry’e de söylemek zorunda kalır..Beaattie'nin bundan sonra hayatı ciddi bir şekilde  savrulmaya başlar..Hamileliğine başlarda sıcak bakmayan Henry genç kadının hayatına nedense tekrar girer ve onunla birlikte Tazmanya’ya kaçmasını ister.


Tabii ki birlikte kaçmaları ve Tazmanya'ya varmalarından sonra da genç kadının yüzü yine gülmeyecektir..
Zira  asıl zorluk Tazmanya’da hayattadır ..
Henry'ye buradaki hayat zor gelmeye başlar..Alışık olduğu hayatı terk edip Tazmanya'da yeni hayat kurmak ona zor gelir..Tekrar içki ve kumara başlar..Kısa sürede parasını tüketir.. Beattie ve bebeğinin aç kalmasına sebep olur. Ve Beattie bir kere daha kendi başınadır. Kızını da alır ve Henry’den kaçar, Kır Çiçeği Tepesi adı verilen bir çiftlikte iş bulur Orada da mücadeleli zor bir hayat devam eder.
Hayatının aşkı Charlie karşılaşır..Bu çiftlik de başından öyle şeyler geçer ki...



Emma ise günümüz Londrası’nda yaşayan ünlü bir balerindir, kariyerinin de doruğundadır. Avustralya’daki ailesinden uzakta  yaşamaktadır.  Josh isimli bir sevgilisi  vardır  Hayatındaki her şey yolunda gitmektedir. Erkek arkadaşı onu terk edene kadar  
Hırsından ve şımarıklığından  ne yapacağını bilemeyen Emma kendini aralıksız antrenmana verir ve aşırı zorlanmadan çok kötü bir şekilde sakatlanır.. Olaydan sonra sevgilisinin başka bir ilişkiye girdiğini öğrenir..Tam bir yenilgi içindedir..Bu yüzden Avustralya’ya ailesinin yanına kaçar. Orada büyük annesinin kendisine bıraktığı çiftliği öğrenir ve olaylar onu Tazmanya’ya çiftliği satmak üzere boşaltıp, hazırlamaya götürür.
Büyük annesinin evinde bulduğu notlar,resimler merakını çeker ve , Beattie’nin geçmişinin izini sürdürür.  Emma buraya gelirken, sadece burayı boşaltmayı, kafasını dinlemeyi ve çiftliği satarak geri dönmeyi düşünüyordu. Hele kimseyle yakınlaşmak gibi bir niyeti yoktur, tek arzusu yaralarını sarmak dans edemeyeceğini unutmaktır.. 
Hele aşk? 
Hayatında yeniden istediği en  son şeydir..

 Ama hayat onun için çok farklı şeyler planlamaktadır…



“Ne istiyorsun?” diye soruverdi Raphael aniden. “Herhangi bir şey.”
“Bu evi istiyorum. Hayvanlarla ve araziyle birlikte.”
“Sen çıldırmışsın. Böyle bir şeyi asla-”
“Armağan olarak değil. Bahis olarak. Benim bedenime karşılık.”


"Dünyada iki çeşit kadın vardır, Beattie, bir şeyler yapanlar ve kendisine bir şeyler yapılanlar."
Ona inanmıyordum, ama yine de gidecektim. Mina’ya gittikçe bağlanıyordum. Patrick’e ise gittikçe daha çok bağlanıyordum.


"İnsanlar beni daima yanlış anlıyorlardı.Oysa yalnızca doğru şeyleri nasıl söyleyeceğimi bilemiyordum."

1 yorum:

  1. Kesinlikle bu hikaye yarım kaldı sonrasında neler oldu devamı yokmu

    YanıtlaSil