29 Haziran 2012 Cuma

Günahkar Aşk-Elizabeth Hoyt


Legend of the Four Soldiers

1. To Taste Temptation (2008) Günahkar Aşık
2. To Seduce a Sinner (2008) (Bana Aşkını Söyle)
3. To Beguile a Beast (2009)
4. To Desire a Devil (2009)





Dört kitaplık bir serinin ilk kitabı..Çok severek okudum Şimdiye kadar yazarın okuduğum kitaplarının hepsini beğenerek okudum..Günahkar Aşıkda da kural bozulmadı çünkü bu kitabıda çok beğendim..Yazarın belli bir standardı var asla altına düşmüyor..Günahkar Aşık da  çeviri mükemmel derecede akıyor idi..Söylememe gerek varmı tabii ki Seden Gürel farkı vardı bu kitapta da ..Ama ta başından beri eleştirdiğim kapağı kitabın tek eksisi idi..Bu kapak ile hem yazar hem hikayeye büyük bir haksızlık yapıldığını düşünüyorum...

Romanın karakterleri tam birbirinin zıddı idi..Okurken çok severek okudum..Karakterlerin içlerindeki hesaplaşmaları yazar çok güzel işlemişti..Spinner Falls savaşı gazisi Samuel Hartley ve bu savaşta oğlan kardeşini kaybeden Leydi Emeline Gordon birbirlerinin tam anlamı ile zıd karakterleri yazar hikayeye güzel adapte ettirmişti..

Samuel yeni dünyayı simgeliyor idi Leydi Emeline ise eski dünyayı ..Samuel'in kızılderili makoseleride romanda oldukça dikkat çekiyordu...Özellikle Lady Emeline'nin..
Samuel Londra'ya birazda Spinner Falls savaşında tüm birliğe ihanet eden kişiyi arıyordu..Onunla hesaplaşmayı planlıyordu..Çünkü yüzlerce siah arkadaşı gözünün önünde hunharca katledilmişti..
Ama Londra'ya gelirken de peşine  kız kardeşi Rebecca'nın da takılmasını engelleyememişti..Rebecca'nın sosyetede kendine yer bulmasını sağlamak için şaperonluk yapan Leydi Emeline'den yardım ister ama ikili arasından kelimenin tam anlamı ile kıvılcımlar çakar..
İki tarafında korkuları vardır..Emeline arka arkaya kaybettiği ailesi,eşi son olarak da  ağabeyi yüzünden hayatta tek başına kalmış ayakta kalma mücadelesini kazanmış güçlü bir kadındır..
Samuel ise savaşda yaşadıkları yzüzünden hem ruhen hem bedenen yaralanmış bir askerdir..Emeline'i görür görmez ondan çok etkilenmiştir..Başlarda birbirleri ile olan çekişmeleri sonradan tutkulu bir aşka dönüşecektir..Emeline bir daha bağlanmamak ve onu kaybetme korkusu yaşamamak için elinden gelen her türlü engeli ortaya koysa da bu çekimden o da sonunda kaçamayacak hale gelecektir..
Hikayede bölüm başlarında Demir Yürek Masalı da çok güzeldi..Bölüm başlarında onu da severek okudum...
Şimdi sıraa Bana Aşkını Söyle'deee.. Hala okumayan varsa Tavsiyemdir!!...

















26 Haziran 2012 Salı

Deneana Clark Kız Kardeşler Serisi





Sayfa6 Yayınları'ndan çıkan Kızkardeşler Serisinin

1.Grace - (Kalbim Evine Döndü)
2.Faith  - (Issız Bir Aşkın Kıyısında)

Romanlarını okudum..Yayınevini aslında bir seriden ardaarda iki romanı yayınladığı için tebrik etmek istiyorum...Bu uygulama sanırım bir ilk romans grubunda ..Umarım bu uygulamayı diğer yayın evlerimizde uygulamaya başlar...

Denane Clark'ı ilk defa okuyorum..Judith McNaugh'tan çok etkilenmiş olsada asla onun kalem gücü yok..Bunu peşinen belirteyim..Ama bu iki kitabı ard arda okuyunca okuma sürecim çok keyifli oldu...Özellikle Issız Bir Aşkın Kıyısında'yı daha çok beğendim kurgulama bakımından..

Kalbim Evine Döndü Judith McNaught'un İçinde Aşk saklı romanından alıntılar olsada yazar sanki sıkılmış gibi Nişanlık sözleşmesini es geçiverdi vee  olaylara bir de bir kaçırma  macerası ekledi...Bu ilk kitapta Grace Ackeryl ve Kont Travor Caldwell'in hikayesi vardı..


İkinci hikayede ise KIzkardeş Faith Ackeryl ve GAreth Lloyd'un hikayesi idi...
İkinci hikayedeki kız kardeş  Faith Grace'e nazaran daha içe kapanık,dingin ablası ise daha fevri tabiatlı idi..Ama bu iki genç kızın aşklarındaki gel gitlerin okurken bazen yorulduğumu hissettim..

Yine de Judith McNaught'u  bu kadar özlemişken okurkenkeyifle okudum..

Faza beklenti içine girmeden okursanız büyük bir keyif alacağınıza inanıyorum...

Serinin Devamını sabırsızlıkla bekliyorum..Özellikle en küçük kızkardeş Mercy'nin Dük Sebastian ile hikayesi çok ilginç olacağa benzer..Yazar umarım yayın evi ile sorunu halleder...




22 Haziran 2012 Cuma

Bana Bir Aşk Borçlusun-Susan Mallery


Bana Bir Aşk Borçlusun - Susan Mallery

Bu kitabı ilk elime aldığımda çok beklenti içine girmeden okumayı planladım.Ama bu kitabın kapağını açıp da okumaya başladıktan sonra ise muhteşem bir kitap ile karşı karşıya olduğumu gördüm..

Romanın Goodreads Puanı 5/3,94 bence 5/5 olmalıydı..Pegasus Yayınlarına olan kızgınlığım bir nebze olsun dindi bu muhteşem roman ile..
Lone Star Serisinin ilk kitabı bu...Işıldayan serisinden de daha çok sevdim...

Lone Star Sisters
1. Under Her Skin (2009)(Bana Bir Aşk Borçlusun)  5/3,94
2. Lip Service (2009) 5/3,84
3. Straight From the Hip (2009) 5/3,98
4. Hot On Her Heels (2009) 5/4,05
5. Wild Hearts (2009) 5/3,53

Seride üç kız kardeş  var Lexi Titan en büyükleri dğier kızkardeşlerinden annesi ayrı.Ondan küçük iki kızkardeşi de var..Annesi babası Jed'i terkettikten sonra evlenir ve iki kız kardeşi daha olur..  Skye ve İzzy Titan..İlişkileri her zaman çok sıcak olsa da bazaen Lexi dışlandğını da hisseder.....Romanın ortalarında da babalarının başka kardeşleri ağabeyleri  olduğunu öğrenirler...

Aşk Romanları severler bu kitaba bayılacaklar bundan eminim...Bir de Seden Gürel'in muhteşem çevirisi de olunca..Okuma zevkim ikiye katlandı..Aile,aşk,çocuk sevgisi ,hırs,tutku üzerine yazılmış Masalımsı bir tadı olan bir romandı..
Romanın ilk sayfalarından itibaren olaylar tüm hızı ile başladı..Özellikle Harlequin Roman severler bu  kitaba bayılacaklar bence..

Romandaki Jed Titan gibi bir babası  olmasını veya öyle bir erkeğe aşık olmak  her kadın için tam bir kabus sanırım..

Lexi Titan en üstteki Titan olmak uğruna küçük bir kız çocuğunun babasına kendisini daha fazla sevdirmesi de vardı..Ona kendini kabul ettirmesi de..Lexi üniversite yıllarında atıldığı hayatının en büyük macerasını Cruz Rodrigez ile yaşamıştı..Her şey birden oluvermişti..Ona çok doğru da gelmişti...Ama ertesi gecenin sabahında horlanmayı küçük düşürülmeyi beklemyordu tabii ki.Bu ilk deneyim onun ruhunda derin izler bırakacaktı..Cruz'dan sonra asla kendini öyle kaptırmadı..Ama kimse ile de öylesini yaşayamadı..
Babası ile çalışmamak için  kurduğu Spa şirketinin ilk yıllarında aldığı kredi ile ilgili sorun çıkmasını hiç de beklemiyordu..Çok aci İki Milyon Dolara ihtiyacı vardı..Bunu üç hafta gibi bir zaman diliminde bulması gerekiyordu..
Buldu da...Cruz Rodrigez'den  on yıl öncesinin deyim yerinde ise hergelesi çok zengin bir adam olmuştu..Şimde daha da büyük zirveye oynuyordu hedefine ulaşmak için is Lexi'ye ihtiyacı vardı..Bunun için İki Milyon'u ona ödemeyi teklif etti karşılığında altı ay nişanlı kalacaklar,aynı evi,aynı yatağı paylaşaaklardı...Bu korkunç bir teklifti.aynı derecede çok cezbedici...Çünkü Cruz'un sevgilisi olmak demek ateşle kavrulmak demekti....Bundan hem korkuyor hemde çok istiyordu....Cruz Rodrigez ise gençlği büyük bir acılar içinde geçmiş deyim yerinde ise 18 yaşına kadar var olma mücadelesi vermiş bir adamdı..Onun en zayıf yanı annesi idi..En sevdiği de ..Sevme ona göre insanı acizletiyordu..Bunun için aşıkolmak planlarında yoktu...O planı tasarlar ve uygulardı...

Tavsiye ederim okuyunnnn....

Hülya..

21 Haziran 2012 Perşembe

Özgürlüğe Koşanlar(Where There's Smoke) Sandra Brown


Özgürlüge Koşanlar - Sandra Brown
Goodreads Puanı 5/3,77 Ben 5 üzerinden 5 veriyorum bu romana..Şimdiki günümüz de okuduğumz romanların çoğundan çok daha iyi idi hikaye..

Bence 1994 yılinda Altin Kitaplardan çıkmış bu romani bulabilen sakın kaçırmasın.
Yazarın kalem gücüne hayran kaldim.Kurgulamadaki üstünlügüne. Yok yok bu romanda ask,tutku,macera,intikam ne ararsan var.

Uzun zaman önce bulmuş ama okumamıstim. Bu kadar geçe bıraktigıma çok pişman oldum.
Hikayenin karakterleri ise bol hepsinin bir hikayesi var..Karakterleri yazar bence çok güzel tahlil etmiş.Hale baş kadın karakterin gücüne sabrına hayran oldum..İster istemez benim başıma bu olay gelseydi ne yapardım diye düşünüyorsunuz..
Lara Mallory romanin kadin kahramani o kadar güçlü bir karakter ki hayran oldum. Key Teckett romanin erkek karakteri serseri tipli günah kadar yakışıklı bir serseri. Ama bu duyarsızlığınız ve serseriliğinin altında yatanlar da trajik bir aile dramı aslında..
Lara Ve Key hikayemizin baş kahramın ikili birbirlerini yıllar öncesinden tanıyor zaten. Lara'nin yillar önce Key'in agabeyi olan Clark Teckett ile uygunsuz bir şekilde hem de başkasi ile evli iken basılmasi üzerine herşeyini kaybetmis bir kadın olması...Bu baskının altında yatan çok acı bir sır..Bunu yazmıyorum kitabın tadını bozarım...
Bu skandal yüzünden cok sevdigi doktorluk meslegini yapamamasi.
Key ise ağabeyini kaybettikten sonra yaşadigi yere 5 yıldır gelmiyordu. Ailenin yaramaz,haşarı serserı çocuguydu. Annesi ile hiç sıcak bır ilişkisi olmamısti.Bunda belki de onun dogdugu gün babasinin baska bir kadınla oldugu gercegini hatırlatmasi yüzündendi. Birde Teckett ailesinin gösterişsiz cirkin kizi Janellen  vardi 33 yaşinda evde kalmış kiz kurusu yazar onun adeta güller acmasini cok güzel kurgulamısti.Aşka ve hayata Janellen cezaevinde çıkmış bir mahkum ile yelken açması çok manidardı..
Okurken elimden bırakamadım..Aile ilişkileri,entrikalari,cinayetleri ve tutkulu aşklari Sandra Brown ismine yakişir bir şekilde hikayeleştirmişti tavsiye ederim.

15 Haziran 2012 Cuma

Highlands Serisi 2.Kitap Bedel-Marsha Canham


Bedel- Marsha Canham

İlk roman Gurur öyle bir yerde kaldı kiii öyle kalakaldım...Alahtan iki kitabı arka arkaya okumak şansına sahiptim...Yoksa ikinci kitabı bekleyiş süresi biraz sıkıntılı olabilirdi...

Yazarın daha önce Arunas Yayıncılıktan çıkan Benim Ebedi Aşkım,(My Forever Love )  ve Demir Gül (The İron Rose) isimli kitaplarını okumuştum..İkisinide çok başarılı buldum..Marsha Canham öyle bir kalem ki sizi yazdığın dönemin diyarlarına götürdüğü gibi o zaman ki tarihi olayları beyninize adeta kazıtıyor..

Daha Önce okuduğum Kathleen F.Woodwiss'nin Rüzgarda Savrulan Küller (Ashes İn The Wind) romanında da çok detaylı bir tarihi anlatım olsada Marsha Canhamın kurgusu hikayesi tarihi olaylara daha gerçekçi bir anlatım ile monte edilmişti adeta..Benim Ebedi Aşkım'da haçlı savaşlarını adeta yaşadığımı hatırlıyorum..

Kısaca Gurur ve Bedel kesinlikle arka arkaya okunması gereken hikaye..Bu hikayeyi okurken hislerimi anlatacak kelime bulamıyorum..Yazar benim bu sefer ayaklarımı resmen yerden kesti..O ne anlatım,o ne duygu sağanağı öyle..

Sadece romanın kahramanları Catherine Assbrooke ve Alexander Cameron'un hikayesi yoktu bu hikayede ki..Arkadaşı ve onbeşyıılık yoldaşı Aluinn ve Catherine'nin can yoldaşı,hizmetlisi Diedre'nin,Ağabeyi Damien Ashbrooke,Annesi Caroline 'nin aşkları,tutkuları da vardı bu hikayede ki yazar biraz daha keşke Catherine'nin annesini de işleseydi ki bu kadının hayatı iki çocuğunda da kilit noktası idi gibi geldi bana..

Hikaye tam da yazarın bıraktığı yerden kesintisiz olarak devam ediyordu,şımarık bencil,istediğini hep iştediğğini elde etmeye alışmış olan bu soylu kadının giderek olgunlaşmasını izlemiştik ilk kitapta..İkinci kitapta ise kocasının ruhu olmasını,onun için güçlü olması yanı sıra karakterinin gizli yanlarının açığa çıkmasını izlemek..Harikaydı..Alex'in sevdiği kadını iliklerine kadar özlemesi.hele aylardan sonraki görüştükleri ilk sahne çok duygusal ve tutkulu idi..

Okurken zaman zaman savaş detayları canımı biraz sıksada yinede çok zevkli idi bu iki kitabı okumak..

Okuyun bu özel yazarı,tarihin tozlu sayfalarında kaybolun ve iki özel insanın aşkını bire bir yaşayın...Tavsiyemdir...


14 Haziran 2012 Perşembe


Johanna Lindsey- Seninle Başım Dertte
Malory Sersinin ilk kitabı olan Seninle Başım Dertte bitti..Harika bir kitaptı..Kısaca özetine gelirsek:
Mallory Serisinin ilk kitabı olan Love Only Once da Regina Ashton ve Nicholas Eden'in hikayesi ile başlıyor seri.
Regina Ashton'ın annesi Melissa Malory, Malory erkeklerinin tek kız kardeşidir ve Regina Annesi ve Babasını evlerinde çıkan bir yangından dolayı kaybeder veçok küçük yaşta öksüz ve yetim kalır.
Dayıları olan Malory erkekleri James,Jason,Edward ve Anthony çok sevdikleri kız kardeşlerinin kızına sahip çıkarlar.Ailenin büyüğü Jason'da Reginannın vasiliği olsada diğer kardeşlerde yeğenlerine sahip çıkarlar onunla ilgilenirler. Değişik i zamanlarda Regina dayılarında kalmaya başlar.Regina 4 dayısınında göz bebeğidir ve şımartılarak büyütülmüşdür.
Regina çok güzel bir geç kızdır.Sosteyteye ilk takdiminde bir çok talibi olmuşdur. Ancak henüz evleneceği kişiyi bulamamışdır.Zaten ona evlilik teklifinde bulunanlar önce dayılarının değerlendirmesinden geçer. O da büyük bir probleme sebep olmakta birinin beğendiğini öteki beğenmemektedir..Bu konuda ki diyalogları da okumak çok zevkli idi.
Vikont Nicholas Eden yakışıklı ve zengin biri olmasına rağmen sosyete tarafından adı kötü zamparaya çıkmış asilzadedir.Biir çok aile kızlarını ondan uzak tutmaktadır.Kaldı ki zaten Nicholas'ında evlenmek gibi bir niyeti yoktur.
Bunların altında özellikle evlenmek istememesinin altında kimsenin bilmesini istemediği bir neden daha doğrusu bir sır vardır.Roman boyunca tüm beni deli eden davranışları özellikle bu sır yüzündendi..
Regina taşraya çok sevdiği Anthony dayısının yanına taşınmak ve eş seçiminide dayılarına bırakmak istemektedir. Özellikle evleneceği erkeğin Antony dayısına benzemesini istemektedir.
Baloya gidecekleri akşam Regina Anthony dayısının yanına bunu konuşmak için gider , ancak evdeki araba ile kuzenleri baloya gidecekleri için Regina'nın onları bekletmesini kabul etmezler.
O anda orada erkek kuzeni Marshall'a eşlik etmek için bulunan dul Leydi Selena Eddington ona kendi arabasını teklif eder.
Selena bu arada Nicholas'ın son sevgilisidir ve Nicholas onu terk etmek üzeredir. Bunu anlayan Selena nın da planları vardır.Selena'nında amacı baloya başka bir erkekle gidip onu kıskandırmaktır.
Regina Anthony dayısı ile konuşmak için yanına gider, o sırada dayısının evinin civarında Nicholas arkadaşı ile atlarıyla parktan dönmektedir. Ve evin önünde Selana'nın arabasını görünce şaşırır.Evin sahibinin Anthony Mallory olduğunu bilir ve onun gibi kendinde de kötü bir şöhrete sahip olan biri ile nasıl kendisini kıskandırmaya çalışacağını düşünür ve orda köşede evden çıkmasını bekler. Selena'da siyah saçlıdır ve evden çıkan kızın yüzü kapalı olduğu için onu Selena olarak düşünür yani iki kadını karıştırır ve at arabası evden çıktıktan sonra Nicholas arabayı kaçırır. Selena sandığı Reginayı kendi evine götürür onu bir odaya kapatarak uşağının gözetimine bırakır..
Eve attığı kadının Selena olduğunu düşünen Nicholas baloya gider ve baloda Selena'yı görünce şok olur ve o an yanlış kişiyi kaçırdığını anlayarak evine döner.
Nicholas eve gelip kaçırdığı kişiyi kitlediği odaya girince camın yanında ona dönük olarak kendisini beklemekte olan Reginayı görünce ikinci bir şok daha geçirir , Reginanın güzelliğinden çok fazla etkilenir.
Regina'da bu yakışıklı adamı ilk gördüğü anda etkilenir ve onunla konuştukça onu en sevdiği dayısı olan Anthony'e benzetir.Birbirinden etkilenen Regina ve Nicholas'ın kaderi bu kaçırma olayının etrafta duyulması ile tamamen değişir.Kendi evinin ordan kaçırılan Anthony Nicholas'ı düelloda haklamak ister, Regina ise Nicholas'ın ölmesini istemez ve dayısına onu sevdiğini ve evlenmek istediğini söyler.
Bütün dayılar James hariç Edward Malory'nin evinde toplanır ve Nicholas'ı çağırırlar.
Evde onlarında dışında Nicholas'ın teyzesi ve büyükanneside beklemektedir.
Nicholas evlenmeyi kabul etmez düelloyu tercih eder.
Ama işin sonu evlenme kararının alınmasına varır ve nişanlanırlar.
Nicholas Regina'yı evllilikten vazgeçirmeye kararlıdır ve bunun üzerine planlar yapar.
Kendi geçmişinden dolayı evleneceği kişininde zarar görmemEsini özellikle bu kişi Regina olduğu için istememektedir. Ama ona karşı olan ilgiliside devam etmektedir.
İkiside katıldıkları bir baloda evlenmeden önce birlikte olurlar. .bu süre zarfında Nicholas kendini Regina'da geri çekmiştir
.Nicholas halen evlilikten vazgeçirmeye çalışssada 4 ay sonra evlenirler. Regina ise evlendiğinde hamiledir.Evlendikten hemen sonra Nicholas annesinin yaşadığı taşradaki malikanesine Reginayı bırakır ve terk eder.
Ancak onun hamile olduğundan haberi yoktur, Regina ise onu istemeyen bir erkeği bebek bahanesi ile yanında olmasını istememektedir ve ona söylemez.
Olaylar bundan sonrasında James dayısının ortaya çıkması, Nicholas'ın geriye dönmesi ve daha bir çokları ile devam eder.
Bu kitabı okuduğunuzda yüzünüzde sürekli bir gülümseme ve arada ufak kahkahalarınız olucak.Bazı yerler özellikle Nicholas'ın birkaç davranışı beni çok sinir etti .Diyebilirim ki elime geçirsem bir kaşık suda boğabilirdim.Ama bu tipik bir Johanna Lindsey erkek kahramanımış ve buna tüm Lindsey romanlarında hazırlıklı olalım derim..Okurken romandan büyük bir keyif aldım.Kitabın nasıl bittiğini farketmedim bile..
Bu romanda serinin diğer kahramanlarıda yan karakter olarak mevcut onlar hakkında biraz bilgi sahaibi oluyorsunuz.Bu yüzden de bu serinin sırası bozıulmadan okunması gerekiyor bence..
Hiç kaçırmadan alın ve okuyun ve gerçek Johanna Lindsay ile tanışın derim



10 Haziran 2012 Pazar

Higlands Serisi 1.Kitap Gurur Marsha Canham


Gurur- Marsha Canham

Üç kitaplık bir seri olan Highlands 'ın ilk kitabı Goodreads puanı 3,89

1)The Pride of Lions (Gurur)
2)The Blood of Roses (Bedel)
3)Midnight Honor

Marsha Canham yine yaptı yapacağını Benim Ebedi Aşkımda Haçlı Savaşlarına,Demir Gül'de Korsan Savaşlarını anlatırken adete yaşattı diyebilirim..
Belki biraz fazla detaylı anlatıyor diye düşünülebilirse de bence olayları size kazıtarak anlatıyor adeta dönemi yaşıyorsunuz..

Yazar bu kitabında bizlere İskoçya tarihini adeta öğretiyor.Va tadına doyulmaz tutkulu bir aşk ilede hikayeyi süsleyip taçlandırmış....

Hikaye 16 yüzyılda İngiltere ve iskoçya'nın en kanlı tarihlerinden 1745'de başlıyor..Catherina Ashbrooke soylu bir İngiliz asilzadenin şımarık kızı
Alexander Cameron oda savaşçı ve onurlu,cesur inanılmaz yakışıklı bir İskoç savaşçısı inatçı kararlı..Şngiliz topraklarına kılık değiştirerek tüccar kılığında giriyor..Catherinenin ağabeyi Damien ile sıkı bir arkadaş..

Catherine kendisini bir İngiliz subayı ile neredeyse nişanlı olarak adetmektedir...Tüm erkekleri parmağının ucunda oynatmaktan da büyük bir zevk alır..Amaa Kendi topraklarında bir anda karşılaştığı Alex ile yolları kesiştiğinde hayatının plamladığı gibi gitmeyceğini bilemezdi tabii ki..

Baloda Hamilton Garner'i kıskandırmak için kullandığı Alex ,le Hamilton'un düello yapmasına sebep olması düelloyu kazanan Alex'in Carherine ile evlenmeye mecbur kalması çok çarpıcıydı..Şımarık ve Sorumsuzca yaptığı bu hareketin bedeli Alex ile evlenip İskoçya'ya gitmekti..Her ne kadar bu zoraki kocasında kurtulmaya kalktıkça onunla daha da yakınlaşması oldukça da manidardı..
 Hikaye ilerledikçe Alex'in kişiliğini olayların akışı ile bu insanları önyargısız değerlendirmeyi onlar gibi olmayı olgunlaşmayı öğrenecektir..Kurtulup kaçmaya çalıştığı kocasına sahip çıkışını okumak beni mestetti diyebilirim..Klasik bir historical değil ve tam da yerinde kesildi hikaye....

İskoç ve İngiliz savaşını okumak o dönemin siyasi olaylarına şahitlik etmek istiyorsanız vee bu şahane aşk ile taçlandırılmış hikayeyi tavsiye ederim...

9 Haziran 2012 Cumartesi

Yeniden Sev

Yeniden Sev - Susan Mallery

Haziran Ayı Harlequin Star Of Romance sayısında
38 Yaşında çok sevdiği kocasını kaybeden Beth Davis ile Milyoner bekar yakışıklı Todd Graham'ın hikayesi vardı..

Kocasını kaybeden Beth Davis için aşk konusu kocası öldükten sonra rafa kaldırılmıştı onun için ...Kendini iki çocuğuna adamıştı...
Liseyi bitirdiken sonra kocası ile flört etmişti..Nasıl yapıldığını unutmuştu bile...Ama işgüzar arkadaşları onun artık hayatına bir aşk daha katmasını düşünüyorlardı ve ona bir yardım yemeğinde Todd Graham ile yemek ayarladılar..Ama Beth bu buluşma ile sudan çıkmış balığa dönmüştü..
Nasıl konuşup davranması gerektiğini her şeyi unutmuştu..Ayrıca kocası dışında da bir erkek ona yalnış geliyordu..
Todd Graham ise şimdiye kadar deyim yerinde ise çıtır kızlar ile çıkmıştı..Yani genç güzel 0 beden kızlar..Beth ise öyle değildi..Şimdiye kadar hiç bir kadının yapmadığı şeyi yaptı ve onu masada terk edip gitti..Şimdiye kadar Todd'u kimse red etmemişti..

Çöl Ateşi


Çöl Ateşi-Penny Jordan


Bu ayki Harlequin Clasics serisinin ilk hikayesi Şeyhli bir hikaye idi..Genelde Şeyhli hikayeleri pek sevmesem de severek okudum...

Şeyh Xavier Al Agir ile Mariella Sutton'un hikayesidi ..Mariella at resimlerini çizen bir ressamdı..Babaları ayrı kız kardşi Tanya ile birlikte yaşıyordu..Tanya sevdiği adam tarafından hamile iken terkedilmişti...Rastlantı sonucu yeğeninin babasının Zuran Şeyhi Xavier olduğunu öğrendikten sonra daha önceden oradan gelen teklifi değerlendirmeye karar verir...Amacı bunun hesabını ondan sormaktır..
Ama Şeyh ile karşılaştığında onun uzun zamandır rüyalarında gördğiğ şahin bakışlı erkek olduğunu görür:))
Tavsiye ederim..

Sensiz Yıllar-Lucy Gordon

Değişik güzel bir hikayedi..Joanne kuzeni Maria ile 8 yıldır pek görüşmüyordu..İlişkisini neredeyse kesmişti..
Çünkü Maria ile aynı erkeğe sevmişler Franco Maria'yı tercih etmişti..Aşkını kalbine gömmeyi tercih edern Joanne ise çok sevdiği kuzeninin mutluluğuna gölge düşürmemek için bilerek uzak kalmıştı..Bunu Maria hissetmişti ama kocası Franco ise bilmiyordu ve Joanne'ye kızgındı..

Maria ikinci bebeği çok istiyen kocasını mutlu etmek için tekrar hamile kalır ama sağlığı bunun için elverişli değildi...Daha hamileliğ çok ilerlemeden kalp krizi ile hayatını kaybeder..Joanne Maria öldükten bir yıl sonra kuzeninin yaşadığı şehre gelmeye cesaret eder..Ama Franco ile karşılaşmak sandığından zordur onun için..
Güzel bir ikinci şans romanı daha..tavsiye ederim..


HülyA

Şeytanın Kalbi:)


Seytanin Kalbi-Lynn Raye Harris

Haziran Harlequinlerden Historical serisinden sonra en begendigim High Life serisi kitabi olan Seytanin Kalbi ve Aşk Hep Vardı
Bu ikili hikaye buram buram Helen Bianchin kokuyordu en azindan ben öyle hissettim.
Iki hikayeyide büyük bir zevk alarak okudum.
Ilk hikayede Seytanın Kalbi denilen ve iki aile icinde büyük bir önemi olan elmas kolyesinin sebep oldugu olaylar vardı.
 Francesca d'Oro daha önce aşik olup evlendigi Marcos Navarre'nin dairesine girip bu elması calması ile başlayan olaylari anlatan hikaye cok çarpicıydı.
Marcus Arjantinli gecmisi tehlikeli hatta gerillalik bile yapmıs bir adamdi. Franceska ile bir gece evli olarak kalip evliligi iptal ettirmelerinin üzerinden 8 yıl gecmısti.
O elmasi Franceşka kendisi vermisti ama Marcus'a göre elmas ailesinindi.
Tavsiye ederim.


Aşk Hep Vardı -Chantelle Shaw

Ikinci hikayeyi okurken ise bazi yerlerinde Helen Bianchin'in Bedel isimli romanini okuyorum sandim.
Chantelle Shaw en az benim kadar etkilenmis bu yazardan ama ben bu hikayeyi de cok sevdim.Bedelin degişik bir düzenlemesi de olsa severek okudum ve elimden bırakamadim.
Javier'e büyükbabasindan sürpriz bir vasiyet vardi yillardir idare ettigi bankasinin yönetimini elden cıkarmak istemiyorsa iki ay icinde evlenip en az bir yıl evli kalmalıydi.
Grace ise Javier'in bankasinda çalışan babasi ölen annesinin tedavi masraflarini ödeyebilmek icin zimmetine para gecirmisti. Onunla konuşmak icin evine gizlice girmisti. Ama Javier pek de misafirsever degildi.
Ama cok pratik bir adamdi ve ona teklifi ise cok carpici dehşet vericiydi.

Helen Bianchin hayranlarina tavsiyemdir.

2 Haziran 2012 Cumartesi

Wessex Kurdu-Deborah Simmons


Wessex Kurdu-Deborah Simmons

Bu ayki Harlequinn'in Historical sayisi büyüleyici idi.
Aslında Serinin ilk kitabi idi bu okudugum daha önceki bilge kardeş Goeffrey De Burgh'un hikayesidi bu da ikinci macerasıydi.

Simdi okudugum ise Wessex Kurdu lakapli Dunstan De Burgh'un hikayesi idi. O kadar güzel ve akici idi bunda cevirmen Nirgül Özborek'in büyük katkısi oldugunu düsünüyorum.Kralın Buyruğunu da aynı çevirmen çevirmişti..Okurken kesinlikle büyük bir zevk aldım hatta Kralın Buyruğu'ndan beni bu macera daha fazla etkiledi..

Ladx Marion Warrenne ugradigi saldirida hafızasini kaybetmistir. Onu bulan De Burgh kardesler yasadiklari kaleye götürürler.Baba De Burggh'un Marion'un kim oldugunu bulmak icin yaptığı arastirmada zengin ve toprak sahibi bir lady olduğunu dayısinin onu aradigini ogrenirler.DFayısı Marion'u geri istemektedir..
Marion'u dayisina teslim etmek icin baba De Burgh ayni zamanda şovalyede olan Wessex Kurdu lakaplı Dunstan De Burgh'u görevlendirir.
Dunstan De Burgh pervasız gözüpek ve oldukça iri yarı ve yakışıklı bir şövalyedir..Marion'u ilk karşılaştıkları anda etkisi altına alır...Ama babasının ona verdiği görevden de hiç de hoşnut değildir..Marion'u bir an önce dayısına teslim edip kendi topraklarına dönmeyi planlamaktadır..
Bu planlarında Marion'un azmi ve çok isabetli olan sezgileri dahil değildir..
Marion hatırlamaya çalıştıginda simsiyah bir boşluk olan gecmişinde dayisina giderse cok kotü seyler olacagini hisseder. Bu yüzden yolculuk sırasinda defalarca kacmaya çalisir Dunstan'ida dayisina teslim etmemesi ikna etmeye de calisir.
Bu uzun ve zorlu yolculuk ikisini de cok yakinlastirır. Aralarindaki çekim ise inanilmazdir. Marion Dunstan'a asik olmuştur. Asik olsada onunla kalmamaya kacmaya kararlidir.

Harika bir romandi tavsiye ederim. Bulursaniz Kralin Buyrugunu'da arkasindan okuyun derim.

HülyA

1 Haziran 2012 Cuma

Mezarın Yüzü-Jeaniene frosT


Mezarın Yüzü-Jeaniene Frost


Mezarın Yüzü Goodreads Puanı:5/4,26

Yine severek mest olarak okudum..Cat'in Kızıl Melek olan lakabı bu macerada Kızıl Azrail idi:)) Çeviridenmi? Kitabın orjinalindemi öyle anlayamadım..Ama çok akıcı ve heyecan dolu bir maceraydı her zamanki gibi...Fazla bir yoruma gerek yok..Alın ve okuyun..
Artık Cat tam anlamı ile vampir olmuştur..Diğer vampirlerdenfarklı olarak insan kanı ile değil vampir kanı ile beslenmektedir..Ama beslendiği kişinin tüm özelliklerini de adeta kopyalayarak almakta bire bir etkilenmektedir..
BU sıradışı özelliği dengeleri bozacak kadar büyük bir güçtür de aslında..
bunu hem vampirler hem de gülyabaniler Cat'ı yok etmek için bir bahane olarak görebilirlerdi..Ortalıktan kaybolan vampirlerin akıbetini öğrenmekiçin Car ve Bones Gülyabaniler kraliçesi Marrie'den yardım isterler..
Bu bölümde Spade,Dennis,Mencheres,vee Vlad'da vardı..Severek okudum..BU kadın okutturuyor kendini..Catve Bones'ın aşkını okumak yine çok güzeldi..
Bu sefer Cat'in amcası hasta idi..bakalım sonsuz yaşama Cat amcasını ikna ederek kurtaracakmıydı.. Tavsiye ederim..
Geecek maceradaki Vlad'ı deyim yerinde ise ip ile çekiyorum...