29 Aralık 2012 Cumartesi

Gabriel Arafta Slyvain Reynard



Gabriel Arafta /// Sylvian Reynard

Orjinal adı Gabriel's Rapture olan kitabın Goodreads puanı 5/4,30 Benim puanım 5/4

Gabriel Araf'ta ilk hikaye kadar güzel olduğunu düşünüyorum.

Kurguyu ilk hikaye kadar etkileyici buldum. Orjinalden okuyan arkadaşlar ne düşünür bilemiyorum ama çeviriyi başarılı buldum sadece Melek Bozan kelimesine takıldım araştırdığımda da anlamının hiç de çevrildiği gibi olmadığını gördüm..Bu da hikayenin çeviri ile yumuşatıldığını gösteriyordu..

Bir kitabı okurken kitabının anlamını mayasını bozacak bir yumuşatma olmasa da müdahale edilmiş hikayeye..Bence..

Hikaye tam da kaldığı yerden başlıyordu aslında..Kopma yoktu.Birlikte oldukları ilk gecenin sabahından başlıyordu..Başlarda ne hikmetse hikaye bana durağan geldi bir türlü ısınamadım...Ama sonrada sayfaları ilerledikçe sevgililerin ön balayından sonra sorunlar ortaya çıkmaya başladıkça kitabı elimden bırakamadım.Eski sevgili ve eski problemler okul derdi derken sorunlar çıkmaya başlaması,Gabriel'i elde edemeyen bir öğrencinin intikam planı derken hikaye çok ilginç geldi bana..

Beni en çok etkileyen ise aşıkların birbiri için fedakarlık yarışı yapmaları çok özeldi..İkisi de birbirinin zarar görmemesi için yapamayacağı şey yoktu..Ama gel gelelim olaylar onları mutlak bir ayrılığa doğru sürüklemesi sonunda ayrılığın kaçınılmaz olması.İki tarafında ayrı ayrı çektiği acı,hasret...İkisininde çektiği acıları okumak beni çok etkiledi..

Hele Gabriel'in Julia için çile çekmeyi seçmesi..Ondan sonra hiç bir kadını hayatına ve yatağına sokmaması..Julia'ya verdiğini sandığı mesajın gitmemesi bu yüzden Julia'nın kendisini terk edilmiş yüz üstü bırakılmış sanması..

Gabriel'in kendini affettirmeye çalışırken sevdiği kadına tapınması ..Bence okuyun ve aşkı iliklerinize kadar hissedin..Bu hikayede aşk var,fedakarlık var,sabır var..Kısaca hayatta olması gereken her şey var..

Şimdi Gabrel'in sevdiği kadına vermesi gereken son bir şey kaldı..Üçüncü hikayede yazar bence bunu işleyecek birde bence Gabriel'in nasıl profesör olduğunu o dönemi işlemeli ..Serinin üçüncü kitabından sonra ise bu serinin bitmesi gerektiğini düşünüyorum...Her şey tadında güzel..Tavsiye ederim....

24 Aralık 2012 Pazartesi

Gri Serisi-E L James




Grinin Elli Tonu-EL.James



lk izlenimlerim de kitabı beğendim yazarın anlatımı güzel.. Çok çok abartıldığı gibi değil bence..Ama BDSM sahneleri var bunu belirteyim..Bu sahnelere katlanamam diyorsanız alıp okumayın.Ya da o sahneleri atlayın..
Aşkı çok güzel hissettiriyor iki tarafında aşkı kaybetmemek uğruna yaptıkları okutturur bu romanı..Ebedi eser olmadığına katılıyorum.

Ama cinsellik hayatın bir gerçeği bence evli çiftlerin kesinlikle okuması gereken bir roman.. Her okuyucunun bu kitaba tepkisi farklı olur..İlk önce bu kitabı Ön yargısız okumaya çalışın ..Hemen yargılamayın.Anlamaya çalışın..Yargılamak en kolayı..Ben Tavsiye Ederim..





Karanlığın Elli Tonu - EL.James


Sevdigini tekrar kazanmak ve kaybetmemek uğruna verilen tavizler bazen şaşırtıcı olabiliyor.

Yarali Kücük bir oglan cocugunu icinde gizleyen ruhu yarali bir erkegin asik oldugu kadin ugruna gecirdigi muhtesem degisim.

Anastasia ve Christian'ın elele tek tek astıklari engeller.

Daha fazla ayrinti vermeden sunu söyleyebilirim okuyux ama malum sahnelere fazla takılmadan. Cunku bu sorunlu adam bu yolla savasiyor.En iyi bildigi şey bu.
Ana'sıni kaybettikten sonra duydugu aci ona neredeyse aklini kaybettiriyordu. Hos durum Ana icinde oyle idi.

Simdi yeni bir donem başlıyordu ikisi icin bu donemi okumak cok guzel ve ozeldi.Özellikle Christian'ın sevdiği kadın için içindeki şeytanlar ile savaşmasını sevdim..Ken
disine dokunmasına izin verdiği sahne bence inanılmazdı..Çok etkilendim..Bazı sahnelerinde de çok kızdım ama..Bu sahneleri açıklayamam..Okuyun ve görün..


Özgürlüğün Elli Tonu/ E L James

Şükür sonunda bitti diyorum..Uzun zamandır beni böylesini kilitleyen bir kitap okumamıştım..Konu çok basit milyoner yakışıklı karizmatik bir adam,tecrübesiz masum bir öğrenci olan genç bir kız.Adamın sıra dışı tercihleri geçmişteki acıları var.Tamam orası güzel de devamli cinsellik konudan kopartıp uzaklaştırdı beni..Birde serinin üzerine methiyeler filan düzenlenmesi beni çok kızdırdı.Ne vardı bu hikayede çok sıra dışı olan Christian'ın cinsel tercih ve zevklerinden başka..Bu hikaye bence hakim ve köle hikayesi idi..Tek farkı Christian'ın bu köleye aşık olması..Kölenin eşitliğe kavuşması..

Serinin en sıkıcı kitabı idi.Baştan itibaren evlenmeleri,birbirlerine adapte olmaları,alışmaları derken sayfalarca seks okumak beni sıktı..Keşke daha özgün bir hikaye olabilseydi.Serinin ilk iki kitabı yine okunabilyordu. Ama bu son kitap gereksiz tekrar ve uzatmalar mevcuttu..

Yazar aslında daha sıkı bir hikaye yazabilirdi de.Kitabın sonlarına doğru o havayı biraz yakalamış gibiydi..Hikaye tam renkleniyor derken aniden kesintiye uğradığını hissettim...

Bu kitabı başından itibaren 500 kusur sayfaya kadar can sıkıntısı ile okudum..O kadar sayfadan sonra tam hikaye renklenirken yazar aniden kesiverdi..Birde kitabın sonunda Christian'ın bakış açısından paylaşılan bir iki sahne vardı ki o sahneleri okumak bayağı zevkli idi..Keşke iki tarafın iç seslerini verseydi yazar en baştan..

Ama duyumlarıma göre yazar birde Christian'ın bakış açısından serinin son kitabını yazacakmış ki o kitabı okumayı düşünmüyorum bu kadar Gri bana yetti...Daha fazla kilitlenmek istemiyorum..Serinin ilk iki kitabını okuduktan sonra keşke orada bıraksaydım diye çok düşündüm Özgürlüğün Elli Tonu'nu elime almasaydım ..Uzun zamandır bir kitap hakkında bu kadar sert yorum yapmadım..Bu kadar sert yorum yapmayı sevmiyorum da ama elimde değil ne yapayım...
Yinede bu kitaptan çok zevk alanlar olacaktır..Okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar...



17 Aralık 2012 Pazartesi

Tenimdeki Mühür-Andrea Kane


Andrea Kane Tenimdeki Mühür


Uzun zamandir elimde bulunan kitaplardan idi.Keşke öne alip daha önce okusaymisim.
Stephanie Laurens,Amanda Quick,Liz Caryle stilini sevenler bu yazara bayılacaklar bence.
Bu yazarlardan daha basarili bile buldum Benim fikrim tabii ki.
Kitabin edit ve cevirisi cok başarılı idi. Cevirmen gerekli yerlerde notlar düşmüstü. Siyah Inci Ya

yınlarini bu basarili kitap için kutluyorum ki kapak da cok başarıli idi. Aile sırlari kisisel tutkular yumagi ve cok da güzel bir aşkla süslenmis bir kitapti.

Roman birbirlerine tipatip benzeyen ama bir o kadar farkli olan Anastasia ve Brenna Colby'nin hikayesi var bu romanda. Babalarinin birbirlerine adeta düşman olmalarinin ardindaki sir. 

Büyükbabalarinin ailelerinin gelecegi icin bu iki kıza biri gümüs digeri altin sikkeleri emanet eder. Bu olaydan kisa bir zaman sonra vefat eder. Büyükbabalarinin ölümünden sonra Anastasia'nın babası Henry Colby Amerika'ya ailesini taşir. Amerika'da Anastasia daha özgür ortamda yetisir ve Brenna ile iletişimlerini hic kesmezler. Bu Anastasia'nin anne ve babasini arka arkaya kaybetmesine kadar devam eder.

Brenna'nin israrlari ile tekrara vatani Ingiltere'ye döner.Vatanina ve Brenna'ya dönmekten her ne kadar mutlu da olsa ondan Nefret eden amcasinin kurdugu haince planlardan kisa bir zamanda tek basina kurtulamayacagini fark eder. Babasinin kendisine mali vasi olarak atadigi Sheldrake Markisi Damen Lockewood ona yardim etmege hazirdir. 

Amcasi ise Damen ile kizinin evlenmesini planlamaktadir. Buna engel olacak herseyi ezip gecmekte kararlidir. Ama Anastasia ile Damen'in arasindaki olusan tutkulu yakinlasmadan ise haberi yoktur. Damen'e hem cok kötülesen mali durumunu düzeltmesi icin siddetle ihtiyaci vardir. Ama yegeni ile bu genc adamin yakinlasmasini destekleyen öz kızi Brenna'dan baskasida degildir.

O kadar ki kuzeni ile yer degistirerek yardim edecek kadar.
Sonunda George Colby hem babasindan hem kardesi Henry'den kalan mirasi elde etmek icin cok daha tehlikeli oyunlari planlamaya başlar. 
Tavsiyemdir. Bu polisiye,tarihsel kurgu ve tutkulu bir aşk ile harmanlanmis hikayeyi okuyun.

Kalbimdeki Mühür- Andrea Kane




Kalbimdeki Mühür-Andrea Kane

Sikke(Demir Para) serisinin ikinci kitabı idi ...Sabırsızlıkla çıkmasını bekliyordum zevk ile okudum..Diyebilirim ki elime aldım ve yine bırakamadım..Daha önceki okuduğum Tenimdeki Mühürü okuduktan sonra Amanda Quick ve Stephanie Laurens severlerin bu yazarı çok seveceklerinden bahsetmiştim..Söylediklerim hala geçerli ki ben bu yazarı bu iki yazardan daha çok sevdim..Çünkü konuyu anlatım ve işleyişi çok daha iyi ve akıcı..Aşkı ve tutkuyu da yazar çok iyi işlemiş..Devamlı takip edeceğim bir yazar olacak..


İLk kitap da Anastasia ve Damen'in hikayesi vardı.İlk kitapta Anatasia amcasının kötülüklerinden kuzeni ve ikizi Brenna sayesinde kurtulmuştu..Amcası hapise girmişti..Ama amcasının tuttuğu bir yaralı kiralık katil vardı ki..Hikayenin sonuna kadar Brenna'ya rahat yüzü göstermedi...Anastasia'yı korumak isterken Brenna onu yaralamıştı.. Parmağını kaybetmesine sebep olmuştu.Fakat gelin görün ki bu kiralık katilin yüzünü kimse görmemişti..Yeni evlenen Anastasia ve Damen balayında iken nu meçhul katil mektup ile tacizlere başlamıştı..Bu tehditler karşısında kontrollu olmaya çalışan Brenna kuzeni ve eşi balayından döndükten sonra bu tehdit mektuplarını daha fazla saklayamaz..

Damen bu iş için strateji uzmanı arkadaşı Royce Chadwick'den yardım istemeye karar verir..Tanıştıkları ilk andan itibaren Brenna ve Royce arasında özel bir bağ oluşur..Gerek karakterlerindeki benzerlik ve geçirdikleri zorlu çocukluktan dolayı birbirlerinden çok etkilenirler..

Bu arada kiralık katilde boş durmamakta iki kuzeni tehdit mektupları ile rahatsız etmeye devam etmektedir..

Ama Royce'da sevdiği kadını neye mal olursa olsun korumaya azmetmiştir..

Bir an bile elimden bırakamadım desem yeridir..Hiç ummadığım bir kişi katil olarak karşımıza çıkıyor..

Yayın evine kitabı aynı çevirmene verdikleri için teşekkür ediyorum... Tavsiye ederim bu güzel kitabı..Hem macera,hem polisiye,hem tutkulu bir aşk okumak isteyenler için bire bir...