29 Ekim 2011 Cumartesi

Ödül-Julie Garwood



Orjinal Adı: The Prize
Edisyon Adı : Ödül
Yazar           : Julie Garwood
Goodreads Puanı :5/4.21
Puanım  : 5/2




Ödül bitti. Neden bu kadar geç mi bitti?.. 
Türkcemıze giren yeni kelimeler yüzünden... Kitabin ortasına kadar bu kelimelerin yerine su an kullandiklarımızı koyarak okudum.. Kesinlikle muhteşem bir historicaldi ama ben yazarin,Gelin,Dügün,Sır, Fidyedeki tadı cok istesemde alamadım. 



Roman ortalardan itibaren beni sardi ve begendimse de :)) TEKRAR TEKRAR OKUYACAKLARIM ARASINDA KESİNLİKLE DEĞİL.. Benim beklediğiim bir Garwood değildi yani o yalın sade kelimeler yoktu..Sanki hikayeyeye müdahale edilmiş gibi geldi bana..

Bazen muhteşem Garwooddan esintiler ortaya çıksa da bir türlü içime sinemedi bu hikaye..Acaba İskoç hikayesi olmadığı için mi? Neden bende mi bir şey vardı?? Yani bir soğukluk monotonlu başından beri eksik olamadı.Saramadı benİ.. Ama Romanda Garwooddan muhteşem esintiler vardı ki bu Romanın en can alıcı sahnelerinden idi... 

Kitapta beni en cok etkiliyen sahne Royce'un Nıcholaa icin yapmaya çalıştigi satranc tasi sahnesi ve oglan kardeşi Justinin ona yardım ettiği sahne idi. Bayıldim bu sahneye harikulade duygusal bir sahne idi. Çiftin ilk karşılastiklari sahne.. Royce ve Nicholaanın birbirlerinden etkilenimi,kavgalari  Nicolaanin eş secimi müthisti..Birbirlerinin aşklarını kazanmaya çalışmaları..Harikulade idi.. Özellikle Gelin ve Fidyeden sonra beni can evimden vuramadi nedense.. 

Birseyler eksik gibi kaldi ama çözemedim, Düsüncelerim beni baglar yine de tavsiye ederim.

24 Ekim 2011 Pazartesi

Aşkta İlk Çeyrek-Susan Elizabeth Philips


Chicago Stars / Bonner Brothers
It Had to Be You (1994)
Heaven Texas (1995)
Nobody's Baby But Mine (1997)
Dream a Little Dream (1998)
This Heart of Mine (2001)
Match Me If You Can (2005)
Natural Born Charmer (2007)

Aşkta İlk ÇEYREK(İT HAD TO BE YOU)Chicago Stars / Bonner Brothers Serisinin ilk romanı..Güzel bir romandı. Hikayemiz Phobe Summerville ile Dan Calebow arasındaki tutkulu ve duygusal bir aşkı anlatıyor...
Phobe kelimenin tam anlamı ile eski Amerikan filmlerindeki sarışın bomba,babasının bol evliliğinin çocuklarından biri..Babası ile arası uzun zaman önce bozulmuş başına gelen kötü bir tecavüz olayından sonra aralarındaki ipler iyice kopmuştur...
Dan Calebow eski sporcu ve Phobe'a babasından miras Chicago Stars Amerikan Futbol takımının karizmatik ve yakışıklı koçu..Eski karısı ile onun isteği ile fantaziler yaşamak zorunda kalan genç bir adam..Karısından ayrıldıktan sonra yegane isteği çocuklu sevimli bir aile kurabilmek..Bunun için gerekli hazırlıklar bile tamam Sharon isimli bir ana okulu öğretmeni ile görüşmeye başlamış bile plan tamam ama hesaplamadığı bir şey yani biri var:) Phobe Summerville..
Onun güzelliği,çekiciliğine hazırlıklı ama baştan çıkarıcılığı altında yatan masumiyetine,saflığına hiç hazır değil ve kanişi Pooha..Hakkında duyduğu o kadar hikayeden sonra bu kadın hiç de anlatıldığı gibi değil...
Phobe ve Dan hiç ummadıkları anda birbirlerine çarpıldılar ve Phobe babasından kalan bu futbol takımını hiç de istemese de o takım ile gerçek takım ruhunu arkadaşlığı birbirini anlamayı aynı şeye üzülüp sevinmeyi öğrendi...
Dan'den ise yıllar önce kaybettiği kadınlığını geri aldı Dan'ı çok sevdi.. Sevmek mutluluk için yeterli miydi?..
Çok geç tanıştığım bu roman bence yazarın ilk yayınlanan tekli kitaplarından Aşk Kapıyı Çalınca'dan çok daha güzeldi bence..Çeviriden bahsetmek de istiyorum kitap resmen su gibi akıp gitti..Kitaba hiç müdahale edilmemiş Sevinç Yanar'ı buradan tebrik etmek istiyorum..
Bu romanı hala okumayan var ise tavsiye ederim..

Çingene-Lesley Pearse


Uzun zamandır okuduğum en iyi romanlardan biri idi..Hem gerçekçi,hem duygusal,hem de maceraperest bir roman..
İstediğim her şey bu kitap ta fazlası ile mevcuttu..
Beth'in İngiltere'nin Liverpool şehreinde başlayan hayat macerası Kanadaya,Alaskaya kadar uzanıyor idi..Çok çetin bir hayat hikayesini anlatıyordu yazar..
Yazara bu romanda bir daha hayran oldum..Beni Hatırla romanını okuduğumda o kadar etkisinde kalmıştım ki Mary'nin hayatı günlerce aklımdan çıkmamıştı..

Beth'in hayatı Mary'nin hayatına göre öok kolay değildi ama daha insanca idi..
Ağabey'i Sam ile birlikte hayatları bir akşam babalarının ani intiharı ile aniden tepe taklak olacaktı..Öyle ki orta sınıfa ait bir ailesi olan Beth ve Samin hayatı bir daha eskisi gibi olamayacaktı..
Babalarının ani intiharı ile çocukluklarının güzel günleride sonsuza kadar bitmiş oluyordu.Anneleri babaları öldükten sonra resmen kabuğuna çekilmiş kesinlikler çocuklarına yardımcı olmuyordu..Birgün Beth annelerinin hamile olduğunu farketti..Bbalarının ölümünden sonra hayat aile için zaten çok zordu birde bebek ile ne yapacaklardı..
Ama dahada şansızdılar anneleri bebeği doğurduktan sonra çok yaşamadı ve ölürken öocuklarına babalarının ölümü hakkındaki sırrı da söyledi..Anneleri babalarını bir başka adamla aldatmış ve ondan bir bebeği olmuştu..Babaları her ne kadar karısına aşığını bırakmasını istesede genç kadın bırakamamıştı vazgeçememişti sevgilisinden..Babaları da öldükten sonra sırra kadem basmıştı doğrusu..
Çocuklarının kendisini anlamadığını gördüğünde de kızına bir gün tutkuyu anladığında beni de anlayacaksın demişti..
Anneleri öldükten sonra herşey daha da kötü olmuştu ne kadar mücadele ederlerse etsinler her şey çok kötüydü..Beth çalışmayı bıraktığı için geçinmeleri daha da güçleşiyordu..Sam kardeşini bir türlü bağrına basmıyordu ama Beth Küçük Molly'e tapıyordu onun herşeyi ile ilgileniyordu..
Gelirlerinin azalmasından dolayı eve kiracı aldılar ama kiracı gelenler iyi insanlar değildiler anlaşamadılar Beth kiracı kadını saçından tıtarak resmen kapı dışarı etmek zorunda kalmıştı ama bu onlara çok pahalıya patlayacaktı çünkü bu kadın bir gün evlerini yakacaktı..Bu arada Beth yatalak bir adamın çamaşırlarını yıkamaya başlamıştı..Gittiği evin sahibesi Molly^'nin çalışkanlığını kişliğini çokbeğenmişti..Öyleki yangın çıkıpta evsiz kaldıklarında onları evlerine alacak kadar da sevmişti..
Kader ağlarını yavaş yavaş örüyordu sonunda Sam Beth'i Amerikaya gitmek için ikna etmişti.Tek sorun Molly idi..Molly'yi bu arada kayınpederi ölen Bayan Longorworthy evlat edinmek istiyordu.Başta ne kadar dirensede agabeyinden ayrılmak istemeyen Beth Molly'yi bu iyi aileye evlatlık olarak vermek zorunda kalmıştı..
Ve ver elini Amerika ..
Amerikaya giderken gemide Theo,Jack ile tanıştılar ikisi ilede çok sağlam bir arkadaşlıkları oldu..
Theo kumarbaz bir günah kadar yakışıklı kazrizmatik bir adamdı ve sonradan Bethy'nin ilk aşkı olacaktı..
Jack göçmen bir ailenin çocuğuydu tahsilsizdi ama adam gibi adam işte Jack'da onlardan dı..İlk karşılaştıklarından itibaren Beth onun ışığı oldu..Ne olursa olasun onun hep yanında olmaya çalıştı.En kötü günlerinde,sevinçlerinde,hüzünlerinde,yorgun olduğunda,ümitsizliklerinde hep Jack yanındaydı.Hani derler ya aşık olduğun kişi hayatına girdiğinde çığırları açmalı hayatında Jack Beth sayesinde çığırları aştı ama Beth'in elini hiç bırakmadı..
Beth'i Theo'da çok sevdi ama kendince o soylu bir aileden gelen tam bir kalpkıran idi..Beth ile karşılaşmaları çok sıra dışı olmuştu..Beth'i ilk karşılaşmalarından itibaren hiç unutamadı..Ama en büyük yıkımı Beth'e o yaptı..Zalimce canını yaktı..
Bu roman ile Lesley Pearse benim vazgeçilmez yazarlarım arasına çok kuvvetli bir giriş yaptı.. Bu roman bence değerini bulamayan kitapların arasında başlarda olması gerekir..Çünkü bu romanı çok kişi okuduğunu sanmıyorum..Ama okumalarını öneriyorum..


Gece Yaşayanlar Sherrilyn Kenyon ..


Harika bir romandı..Yazarın niçin bu kadar sevildiğini anladım bu romanı okuduktan sonra..
Yazar mitolojik kahramanlar ile gece yarısı avcılarını çok güzel harmanlamıştı..Bu romanda daha çok Alaca Karanlık serisinin romantizmini buldum diyebilirim...
Yazar erotizmde de sınır tanımıyordu doğrusu..İki sevgilinin aşklarını,birbirlerine olan ihtiyacını çok güzel vermişti yazar...

Okurken ihanetin bir erkeğe neler yaptırabildiğini de dehşet ile izledim..
Dark Hunter serisinin 4,kitabı olan orjinal adı Night Pleasures olan Gece Yaşayanların Aşkıda çok güzel anlatmıştı bana göre..
Trakyalı Kyrain'in uğradığı ihanet ile ruhunu satarak Gece Avcısı olması intikam için ruhunu satsa da onu feci şekilde aldatan karısına yine de kötülük yapıp intikamını bile alamaması bana ne erkekler var dedirtti..Çünkü bence sevmek sevdiğini ne olursa olsun bağışlamaktır..
Ama bu güzel gönüllü avcı sonunda Amanda ile karşılaştığına ondan etkilenmesi,bağlanması,onsuz yapamaması çok sevdim..Ne olursa olsun Amanda'nın sevdiği erkeği bırakmaması onun ile sıra dışı güçlerini birleştirmesi çok hoşuma gitti..
Kısacası ben bu yazarı ve bu kitabı çok beeğndim.En az Kedicikler kadar..Erko yayıncılığın bu kadar güzel bir serinin arkasında duramaması da bana çok ilginç geldi doğrusu..
Tek kelime ile harika bir Fantastik Roman Pegasus Yayinlarının bu seriye hak edeceği değeri vermesini umuyorum...

7 Ekim 2011 Cuma

İçinde Aşk Saklı-Judith McNaught


Orjinal Adı : Whitney My Love
Edisyon Adı : İçinde Aşk Saklı
Yazar :Judith McNaught
Goodreads Puanı :5/4,2
Puanım : 5/5

Unutulmaz Romanım bana kitap okuma sevgimi tekrar kazandıran İçinde Aşk Saklı orjinal adı: Whitney My Love tekrar okudum..Ne kadar özlemişim..Sanki ilk defa okuyormuşum gibi oldum..Her sahneyi okurken kendim yaşamış gibi hissettim..Elime alıp bırakamadım romanı...

Goodreads Puanı 5/4,17 Benim puanım 5/5 Keşke daha yüksek puanlar olabilseydi..
Beni etkileyen o kadar sahne var ki..Birde Küçüğüm kelimesi bu kadar mı güzel yakışır bir erkeğe..İlk karşılaştıkları sahne..Aşkı ve tutkuyu bu kadar derinden hissettirebilen nadir kitaplardan İçinde Aşk Saklı..Yazar bu kitabı ilk 1979 yılında yazmış,kitabın sonunda tekrar yazma güdüsünü anlatıyordu..

Whitbey Stone özgür ruhlu bir genç kadındı annesini küçük yaşta kaybetmişti.Babası ile ilişkisi pek de iyi değildi..Annesi öldükten sonra genç kız bir türlü babası ile arasını düzeltememişti..

Sevgiye açtı Whitney babasına ,arkadaşlarına,öğretmenlerine kendisini sevdirip kabul ettirmek için yanıp tutuşurken kafasına koyduğunu yapacak kadar da gözü kara idi..

Çocukluğundan beri bir sevdiği vardı Paul Savarin,tüm rüyası onunla evlenmekti.Ama genç adam onun ilgisinden çok rahatsızdı..O başka bir genç kız ile evlenmeyi planlamıştı..

Kızının haşarılıklarından rahatsız olan babası onu Fransa'ya teyzesinin yanına göndermesi ile Whitney'in olağanüstü bir genç kadın olmasının yollar açılır..Orada neredeyse üç sene kalır babası tarafından tekrar çağrılana kadar..
Bu yıllar içinde Baba Stone'ın işleri bozulmuş iflasın eşiğine kadar gelmiştir..Whitney ise Paul'den ümidini asla kesmemiş ondan vazgeçmemiştir...Eninde sonunda onunla evlenmeyi kafasına koymuştur ki bununla ilgili yemin bile eder...

Ama onunla ilgili başka planlar vardır..Bu düşündüğü kadar kolay olmayacaktır.İlk önce Claymore Dükü Clayton Westmoreland'ı ezip geçmesi gerekecektir..Çünkü genç adam ona sormadan babası ile anlaşıp görücü usulüyle gizlice nişan işini gerçekleştirmiştir..O Paul Savarin ile evlenme hayalleri kurarken Clayton'da onunla ilgili planlar kurup uygulamaya sokmuştur bile..

Kendine güveni o kadar üst sınıra ulaşmıştır ki. Genç bir kız tarafından oldukça zorlanacağını aklının bile ucundan geçirmemektedir..


Ama Whitney'e gerçek kimliğini göstermeyecek kadar da zekidir..İlk karşılaşmalarından itibaren savaş baltaları çıkar..İki tarafın da güçlü ve tutkulu kişiliği bu mücadeleyi çok değişik boyutlara taşıyacaktır..

Kitapta gönlüme kazınan öyle sahneler var ki..Tekrar tekrar okumuşumdur..Birebir yaşamış kadar etkilendim tekrar okuduğum halde..
En başta Whitney'in Clayton'ı Düke benzetemedği sahne..Kumar oynadıkları unutulmaz sahne..Kavga sahneleri ve Klisedeki sahne..Taciz sahnesi..Çok etkilendim..





Bundan sonra tüm okuduğum kitaplarda hep Claymore Dük ve Düşesinin aşkını aradım..Bazen buldum bazen bulamadım..Ama bu roman beni kitaplara tekrar döndüren bir roman..Özellikle bizim yazarlarımızın mahvettiği okuma isteğimi canlandıran roman..Historical türünün kilometre taşlarından İçinde Aşk Saklı..
Hala daha okumadıysanız özellikle historical türünü seviyorsanız kendinizi historical okumuş olarak sakın görmeyin..Judith McNaught'un İçinde Aşk Saklı romanını okumadan historical okumuş sayılmazsınız..Bence...TAVSİYEMDİR...