30 Mart 2012 Cuma

Majestenin Emriyle-Jennifer Blake

Tipik bir Tudor dönemi romanıydi hikaye başlarda cok duragandi ortalarina kadar böyle gitti. Sonradan sayfalarda ilerledikce acılmaya başladi. Hikaye bence daha canlı olabilirdi bu ya yazardan ya da ceviriden kaynaklaniyor olabilir diye düşünüyorum.. Yinede begenerek ama ikinci kez okumayi düsündügüm romanlardan olmadığını söylemeliyim... Hikayedeki kurgu,tarihi mekanda asla bir Virginia Henley,Anya Seton tadını bulamasamda zevk alarak okudum.. Üc kitaplik bir seri olan bu ilk kitap belki serinin diger kitaplarina göre duragan olabilir diye düşünüyorum çünkü The Goodreads'de 5/3,53 almış bu hikaye... 

Serinin diğer hikayelerinin puanları daha yüksek yani onlar daha çok beğenilmiş... By His Majesty's Grace (The Three Graces, #1)(majestenin Emriyle)nin konusu kısaca: Bu hikayede üc kiz kardesden en büyügü olan Lady Isabel Milton sozde Graydon'un Üç Güzeli laneti sayesinde simdiye kadar nisanlandigi veya sözlendigi erkekten bu lanet sonucunda evlenmekten kurtulmustur. Ama en son Tudor hanedani krali Henry tarafindan Sir Rand Braesford'a ödül olarak verilir ama bu sefer bu lanetin onu koruyaçagi süphelidir.Çünkü ikili arasında baştan beri olan çekim ikisinide etkiler.. 

Sozlenmelerinden sonra başlayan olaylar zincirinde Rand'i aleyhine cevirilen entrikalar sonucunda Isabel büyük bir yol ayrimina girer ve sonunda tercih yapmasi gerekmektedir. Bu yollarin cogu onu kocası olan Rand'den ayirmaya yararsada Isabel'in seceçegi bir yol degildir.Çünkü İsabel kocasına büyük bir aşkla bağlandığını saon anda farkederek ne olursa olsun kocasına destek vermeye karar vermiştir..İkilinin arasındaki aşk zamanla derinleşip anlam kazanması güzeldi....Ama olaylar çok da akıcı değildi.. Kitap yoklugunda tercih edebilirsiniz ama cok sey beklemeden okuyun derim.

27 Mart 2012 Salı

Ejderin Aşkı G.A.Aiken

Duman Hırsızından sonra okuduğum başka bir ejderhalar hikayesi idi..Ama bu G.A.Aiken'in uslubunu daha sert buldum..Beğendinizmi diye sorarsanız beğendim..Ama argo kelimeler fazlamıydı ne:)) Hikayenin kurgusu aksiyonu çok güzeldi..Kanlı Annwyl ile Yakışıklı gizemli ejderha Fearghus'un hikayesi idi..Ağabeyi ile taht kavgası içinde olan Annwyl savaş sırasında ağır yaralanıp Feaghus'un yardımı ile yaralarını tedavi edilirken ejderha ile olan dostluğu aşka dönüşürken bir yandan tanıştığı şövalye ile de tutkuyu yaşaması çok manidardı..Şövalye ilede öfkesini kontrol altına almayıda öğreniyordu..Bunu başarmayı da öğrendi sonunda..Ama kalbi erderha için atarken şehveti şövalye ile yaşaması onu büyük bir ikileme sokuyordu..Ama bilmediği bir şey vardı erderha ve şövalye aynı kişi idi..:)) Hikayedeki yan karakterleri sevdim sevimli bir ejderha ailesi vardı karşımızda...Ama Annwyl'nim ailesinin aksine sevgi dolu idi..Destek,işbirliği harika idi..Sonunda iki sevgiliyi birleştirmek için Kanlı Annwyl'ye yardım etmeye karar vermeleri,diyaloglar harikaydı..Birinci kitabı zevk ile okudum.. İkinci kitap Ateşler ve Zincirler Bu ek kitapda birinci kitaptaki ejderhamız Feraghus'un anne ve babası Rhiannon ve Bercelak'in hikayesi idi..Bu sert hikayeyi çok sevemedim belki Rhiannon'un kibiri Bercelak'in zincirli ve ateşli aşkını okumak çok manidardı.. Yazarın stili çok sert olsada çevrilirken dahamı sertleşmişdi? Diye de merak ettim...Birinci kitaptaki hikayeyi daha çok sevdim..Yetişkin paranormallere meraklısanız biraz da farklı bir hikaye okumak istiyorsanız..Bu hikaye tam size göre...Fakat benim için çok sert bir üslubu vardı. ama objektif yaklaşıcak olursam farklı bir konusu olması ve aile içi mizahi iyi işlemesi.. sıkılmadan okudum .. Hulya YILMAZ

23 Mart 2012 Cuma

Kaza Kurşunu Sandra Brown

Yazarın en güzel romanlarından idi bence..Bitireseye kadar elimden bırakamadım.. Şimdiye kadar yazarın okuduğum en güzel eserlerinden di diyebilirm.. Hikayede aşk,macera,tutku,cinayet her şey vardı..Bir an kendimi sanki Sidney Sheldon kitaplarından birini okuyorum sandım.. Bir yanda görevini yapmaya çalışan ve şüpheli durumdaki güzel bir kadından etkilenen bir dedektif.Öte yandan da üvey kardeşinin ölümünden sorumlu tuttuğu bir adamla intikam için yıllarca evli kalmayı göze alan bir kadın.. Mükemmel bir kurgulama vardı romanda.Baştan sona kadar sayfalar aktı gitti..Duncan Ve Elise'nin tutku dolu aşkı..Elise istediğini elde etmek için Duncan'ı baştan çıkarttıktan sonra kendisinin ona aşık olabileceğini göz önünde bulundurmuyordu,öte yandan Duncan görev ve aşkı arasında kalarak yaşadığı ikilemleri yazar çok güzel aktarmıştı... Öte yandan yaptığı mesleği en kötü emellerine alet etmekten çekinmeyen yakışıklı bir adam..Uyuşturucu imparatoru ile yıllarca süren işbirliği ile zenginleşip ruhunu şeytene satmış bir zavallı.. Harika bir romandı daha fazla ayrıntı vermek istemiyorum...Kurgusu güzel aşk ve tutkuyu sonuna kadar hişssettiren tüyler ürperten bir cinayet romanı okumak istiyorsanız Sandra Brown'un Kaza Kurşunu isimli romanını sakın es geçmeyin.....

15 Mart 2012 Perşembe

Denizin Külleri-Güzem Kayahan

Denizin Külleri Gizem Kayahan  Historical türünde yazilmis bir romandi.Gepegenç bir yazar ile hemde büyüleyici gelecek vaad eden bir kalem ile tanıstim. Romani büyük bir keyif ile okudum. Genç çapkin bir Dük ile güzel özgür ruhlu kötü anılarinin agirligindan kurtulamayan bir kontesin hikayesini anlatiyordu yazar. Hikaye güzel ama biraz durgun buldum biraz daha macera,hareket olabilseydi cok daha başarili olurdu ama bu elestirim kitabin kötü oldugu anlamında degil tabii ki. Hikaye 19 Yy başlarinda Londra'da geciyor genc ve güzel kontes Vivian hayatta kimsesi kalmamis gecmiste annesinin ölümü yüzünden ruhu yaralanmişti. Gorüp begendigi satoyu gecmişteki evine benzedigi icin almak istiyordu. Genç Dük Steven ise ayni satoyu metreslerinden birini yerlestirmek icin almak istiyordu. Bu şato onlarin birbirleri ile tanismalarini sagladigi gibi birbirlerine bir ay boyunca da bagladı. Iki tarafta birbirleri ile didismeleri,tartışmaları,birbirlerine aşik olmalari,iki tarafin korkulari,duygularini yazar cok güzel islemisti.  Bu genç yazar ile tanişmanizi tavsiye ederim.

3 Mart 2012 Cumartesi

Demir Gül - Marsha Canham



17 Yüzyil başlarinda Ingiltere-Ispanya savasi zamaninda gecen müthis bir korsan hikayesi.Demir Gül sıradisi insanların sıradisı hikayeleri. 17 Yüzyıl korsanlarinin inanilmaz agir şartlarda hayatlarini sürdürmeleri,kendi kanunlarini koyup kendi kanunlarını uygulamalari. Bu sartlarda yasayan Korsanlar Krali Simon Dante'nin kızi Juliet Dante'nin bir erkek gibi Demir Gül'ü kaptani olmasi bunu büyük bir basari ile yapmasi ve hayatini diledigi gibi yaşamasi. Kralin elcisi Harrow Dükü Varian St.Clare'i esir almasi ve aralarinda çakan kıvilcımlar.Tarihi dekoru icinde büyüleyici atmosferinde Cok etkileyici bir romandi. Keske serinin ilk romani Simon Dante'nin hikayesini okuyabilseydim ki bu şu an mümkün gözükmüyor çünkü bu kitabın telif haklarını hangi yayınevi aldı belli değil ne yazık ki..
Virginia Henley'in tarihi kurgudaki basarısi kadar başarıli bence Marsha Canham müthiş bir yazar bu okuduğum ikinci eseri.Benim Ebedi Aşkım kadar basarıli Demir Gül donemi yazar o kadar güzel canlandırmıs ki birebir yasamış gibi hissediyorsunuz okurken.
The Dante Prates serisinin ikinci kitabi Demir Gül ilk kitapta Korsanlar Krali Simon Dante'nin hikayesi var. Okudugum ikinci kitapta ise bu kurt korsanın kızi Julliet Dante'nin hikayesi Üc kardesten kiz Juliet'tir. En az agabeyleri Gabriel ve Jonas kadar gözüpek acımasiz idi. Erkek gibi yetistirilmış olup bir kac gönül macerasida yaşamısti.

Evet kadin kahramanimız bakire degil. Erkek kahramanimız Varian  St Clare ise Yakısikli bir Dük olup Ingiltere Krali tarafindan kurt korsan Simon Dante ile görüsmesi icin gönderilmiş bir elcidir. Ama rastlanti sonucu Juliet onu Ispanyollardan kurtarip babasi ile görüsmesi icin daha elverişli bir  zemin olusturacaktir.
Ikilinin karsılasmalari,carpismasi müthiş idi. Juliet etkilenmemek için ne kadar çaba gösterirse göstersin bu yakışıkli ve kibirli dükten gün geçtikce daha cok etkilenir. Dükümüz Varian ise annesinin buldugu renksiz kizlardan biri ile evlenmeden önce denizlere acılip son bir macera yaşamak isteyen ailenin üçüncü oglu olmasina ragmen ağabeylerinin arka arkaya ölümü ile ünvan bir anda ona kalmistir. Orduda yıllarca çalismis bir kılıç ustası olup Juliet gibi bir kadin ile hic karşılaşmamistir. Birbirlerinin hayatlarıni derinden etkileyecek bu iki kisinin bu kadar farkli ortamdan olup birbirini cekmemesi olamazdi zaten.Dönemi yazar o kadar güzel canlandirmis ki,hele o korsan gemilerinin savaslarini cok güzel anlatmisti kendimi Erroll Flynn'ın korsan filmlerinden birini izliyor sandim.

Güzel degisik bir roman okumak istiyorsaniz bence Demir Gül çok iyi bir secim.Bu sıradışı yazarı okumak için daha çok bence beklemeyin..