30 Mayıs 2016 Pazartesi

Esrarengiz Kadın-Charlotte Link


Orijinal Adı :Die letzte Spur
Edisyon Adı : Esrarengiz Kadın
Yazar : Charlotte Link
Çeviri :Firuzan Gürbüz
Yayınevi : Pegasus Yayınları
Goodreads Puanı : 5/3,77
Puanım :5/5





Uzun zamandır okumadığım bir yazar idi Charloote Link;
yıllar önce Aldatma Kitabını okumuş çok beğenmiştim. Yayınevi nedense yazara uzun bir ara vermişti ..
Sonra da aynı anda iki romanını arka arkaya yayımladı.
Öteki Çocuk ve Esrarengiz kadın.İsim faktörü ile Esrarengiz kadını öne alarak okudum..


Hikayedeki tüm kahramanların bir hikayesi vardı,kişiliklerini karakterlerini,zayıf yönlerini yazar çok güzel bir şekilde işlemiş idi. Elaine Dawson isimli silik bir genç kız yatalak olan ağabeyine bakmak zorunda kalmıştır..Ancak kazada sakatlanan ağabeyi bakmak gerçekten de kolay değildir.
Tam o sırada romanın kadın kahramanı Rosanna Hamilton'nın düğünü için Cebelitarık'a davet edilir.. Şimdiye kadar kendisi için bir şey yapmayan Elaine için özgürlüğü tatması için büyük bir fırsattır..
Ancak sis yüzünden uçuşlar ertelenince hava alanında karşılaştığı Marc Reeve'in evinde bir gece kalır..O geceden sonra Elaine'den kimse haber alamaz..


Bu olay yüzünden çok kişinin hayatı etkilenmiştir. Çok ünlü bir şirkette avukatlı yapan Marc işini kaybetmiş kendi adına büro açmıştır..
Elaine'in ağabeyi ise bir bakım yurduna yerleşmek zorunda kalmış kız kardeşinin kendisini terk edip etmediği ikilemi arasında yaşamaktadır.
Düğün sahibi Rosanna'nın ise evliliği iyi gitmemekte evlenmeden önce mesleği gazeteciliği bırakmış ev kadını olmuştur. Üvey oğlu Rob'u yetiştirmiş ancak eşi ile arası hiç de iyi değildir..
Yıllar sonra kendisine kaybolan ve haber alınamayan kişiler için bir yazı yapması için eski patronundan teklif alır. Bu onun için kaçmak için  bir nevi can simidi olur..Kendini toparlamak için de teklifi kabul eder.
Ancak bu yazı dizisi ile hayatındaki her şey bir anda raydan çıkar. Kendisini olaylar silsilesi içinde bulur..

Söylemeliyim ki, yazarın belki en iyi romanlarından değildi. Ancak ben okurken çok büyük bir zevk aldım..Yazar hikayeyi yazarken karakterler,olaylar ile ilgili mantıklı bir sürü tuzaklar kurmuştu.. Hikaye içinde hikaye  oyun içinde oyun vardı.. Elaine kaybolmasının bir şekilde, izah edebilirsiniz  ancak bu kaybolmada etkili olan kişilerin  onların hikayelerini, inanılmaz inandırıcı ve iyi yazılmış..
Kitap gerçekten çok heyecan verici son sayfaya kadar. Elimden bırakamadım nereye gitsem yanımdaydı...


Hikaye de olabileceğini düşündüğünüz hikayenin seyri birden değişip başka bir hikayeye dönüşüyordu..Her şey yeniden görünür farklı olabilir ani bir dönüş,Hayattan basit bir hikaye, çok güzel ve inanılmaz heyecan verici oyun ve eğitim özellikle sadece son sayfalarında okurken nefes bile alamadım..

Tavsiyemdir..


23 Mayıs 2016 Pazartesi

Kış Denizi-Susanna Kearsley


Orijinal Adı : The Winter Sea 
Edisyon Adı: Kış Denizi
Yazar : Susanna Kearsley
Çeviri : Şebnem Barker
Goodreads Puanı :5/4,06
Puanım :5/4





Uzun zaman önce alıp okumaya kıyamadığım Kış Denizi'ni nihayet sıraya aldım..Sanırım Goodreads puanını görünce büyük bir beklenti içinde okumaya başladığım için biraz hayal kırıklığı yarattı bende..Hikayenin en azından daha akıcı olmasını bekliyordum..


Başlarda kitabın içine bir türlü giremedim. Ancak daha sonra tam bir ziyafet olsa da çeviriden mi? yazardan mı? olduğuna karar veremediğim bir durağanlık vardı kitapta. Aslında en çok sevdiğim konulardan İskoçya tarihi ile ilgili güzel  bir romandı..

Sarah Jio ve Kimberley Freeman'ın romanlarında çok sık görünen bugün ve dünden iki kadın kahramanın hikayesi ile devam ediyordu kitap...Carrie ve Sophia'nın hikayesi birbirini tamamlıyordu .

Romandaki asıl karakterler ve yan karakterler oldukça iyi tanımlanmıştı hikaye de sırıtmıyordu ..
Romandaki düşes karakterini çok beğendim...

Yine de tam bir tarih ve duygu şöleni ile taçlandırılmış bir roman idi..Günümüzdeki yazar olan kadın kahraman Carrie ve geçmişteki akrabası olan kadın kahramanımız Sophia'nın hikayesini anlatıyordu. Yazar olan Carrie ünlü bir tarihsel kurgu yazarı idi..Daha önce yazdığı kitaplardaki benzer başarıya ulaşmak için kolları sıvar..Önce ön araştırma yapmak için Fransa sonra da Silence Kalesinin olduğu bölgeye gider..Kasaba da bir ev tutarak yazmayı planlamaktadır...


Tuttuğu evin sahibinin oğulları Stuart ve Graham arasında kalırken,yazdığı romanın kadın kahramanı Sophia'nın hikayesini yazarken birebir yaşamaya başlar.. 
Carrie romanını yazarken üç yüz öncesine gidip olayları yaşaması  kurgusu bana biraz Diana Gabaldon'u da anımsattı...


Diana Gabaldon'u sevenlerin bu yazarı seveceğinden eminim..

Romanın sonlarına doğru Sophia'nın içine düştüğü ikilemi;Carrie'nin romanı yazarken bulunduğu ruh halini okurken çok etkilendim...Romanın kurgusunu lirik anlatımını çok beğendim. Yayınevinin yazara devam etmesinin gerektiğini düşünüyorum.. 


Hem historical hem de İskoçya tarihini seviyorsanız,fantastik,gizem  temaları ile süslü bu hikayeyi bir denemenizi önerebilirim....

Serinin diğer kitabını da okumayı çok istiyorum...Yayınevinin bir an önce yayımlaması dileği ile..

15 Mayıs 2016 Pazar

Ressamın Çırağı- Charlotte Betts



Orijinal Adı :The Painter's Apprentice
Edisyon Adı : Ressamın  Çırağı
Yazan: Charlotte Betts
Çeviri :Merve Cam
Yayınevi: Panama Yayınları
Goodreads Puanı : 5/3,86
Puanım:5/4



İlk kitaba göre daha durağan başlasa da güzel bir hikaye idi.. Romanın kahramanı Eczacının Kızındaki Susannah ve William'ın kızları Betts Ambrose ve Noah Leyton'ın hikayesi idi..Bu hikaye diğer romana göre daha derinliği vardı. 
Ayrıca Beth ve Noah'ın hikayesi de oldukça güzel idi .
Noah ; Susannah'ın Amerika'ya yerleşen ağabeyinin oğlu idi. 
Mimar olmak istiyordu. Kendisini yetiştirmek çalışmalar yapmak için halasının yanına gelmişti.Halası ise kocası ile bir nevi huzur ve ruh sağlığı evini kocası William ile işletiyordu.


Kliniğe çocuğunu yeni düşürmüş bir kadın gelir Betts'in görevi onunla ilgilenmekti..Aslında kadın Kraliyet ailesinden bir Prenses idi. Tabii ki Betth başlarda bunu bilmiyordu..Onunla ilgilenmesi demek resmi ikinci plana itmesi demekti. Ailesine yardım etmek için resim derslerini ikinci plana iter..

Resim hocası Johannes ise Fransa savaşında karısı ve doğmamış çocuğunu kaybetmişti.Onun da ayrı bir hikayesi vardı. 
Eczacının Kızı'nın devamı niteliğinde olan bir kitap idi. İlk kitap daha akıcı idi özellikle başlarda bir hayli sıkıldım diyebilirim. Fakat sonradan kitap açıldı.  
Kadınların haklarının olmaması o dönem de ressam olmak isteyen bir genç kızın seçtiği meslekte yaşadığı zorluklar. Mesleğinde ilerlemek için evlilikten vazgeçmesi ancak aşık olunca durumunun değişmesi ile yaşadığı ikilem..
Londra'daki büyük yangının 20 yıl sonrasında geçen bu romanı sevdim.Dönemin Kralı Katolik Kralı James'in Protestanları hedef alan politikaları,Londra'nın kötü kokulu sokaklarında geçen hikayeyi okurken adeta dönemi yaşıyorsunuz..

Sevdim romanı..Devamı olan Baharat Tüccarının  Karısı'nı da okumak istiyorum. 

Yazarın değişik bir kalemi var...Okumak isteyenlere önerebilirim..










4 Mayıs 2016 Çarşamba

Eczacının Kızı-Charlotte Betts



Orijinal Adı: The Apothecary's Daughter
Edisyon Adı : Eczacının Kızı
Yazar: Charlotte Betts
Çeviri : Solina Silahlı
Yayınevi: Feniks Yayınevi
Goodreads Puanı : 5/3,79
Puanım :5/5




Tarihsel Kurgu romanlarını oldum olası çok sevmişimdir..Charlotte Betts'i de ilk defa okuyorum. Kitap çıkalı epeyce oldu ki sanırım 2013 yılında çıktı. Nedense Eczacının Kızı kitabına hep mesafeli durdum. 
İlk çıktığı zamanlar çok kişi okudu kitabı okuyanlar da çok beğendi. Çok fazla gündemde olan kitaplara nedense fazla merak etmiyorum.

Ne zaman yazarın ikinci kitabı Ressamın Çırağı çıktı ben yazarı okumaya karar verdim...
Ressamın Çırağı'nda da Eczacının Kızı'ndaki Susannah'ın kızının hikayesi var o yüzden  Ressamın Çırağı'nı okuyacağım..


Gelelim Eczacının Kızı'na ;
 Roman çok akıcı su gibi akıyor , zevk ile okunuyor. Çevirinin ve editin çok başarılı olduğunu belirtmeliyim.
Tarihi Kurgusal romanlarda genel olarak var olan o durağanlık (hepsinde olmasa da) yok. 

Karakterleri çok güzel işlenmiş ve yan karakterler de gerçekten var kitap da. 17. yüzyıl İngilteresi'nin sosyal yaşamı,veba salgınını yazar o kadar güzel işlemiş ki adeta o çağı yaşıyorsunuz..

Özellikle o dönemdeki Eczane de babasına yardım ederek çalışan bir genç kızın gerek aile hayatı sosyal hayatının anlatımını beğenerek okudum. Yazar o çağdaki yaşanan veba salgınının dehşeti adeta yaşattı diyebilirim...


Kitabın kadın karakteri  üzerine kurgulu olan Eczacının Kızı'n da Susannah babası ile birlikte yaşamaktadır. Son derece sakin ve huzurlu hayatı vardır. 26 Yaşında olmasına rağmen babasının desteği ile evlenmemeye karar vermiş evliliği ötelemiştir.
Ancak; babası Arabella isimli dul bir hanımla evlenmeye karar verir.


Cornellius ikinci evliliğini yaptıktan sonra kızına bir eş ayarlar yüksek bir drahmi karşılığında Henry isimli eczanenin müşterilerinden olan doktor William Ambrose'in kuzeni yakışıklı ve çekici bir erkek olan Henry ile evlendirmeye karar verir.
Ancak Henry göründüğü gibi olmadığı gibi Susannah'a zannedildiği gibi değer vermediği gibi kalbindeki kadın ile evlenemediği gibi ondan bir de oğlu olmuştur..
Bunlardan habersiz olan Susannah büyük umutla yaptığı evlilikte büyük hayal kırıklıklarına uğraması kaçınılmazdır..


Ve bir gün kocasını Veba'dab kaybetmesi ile hayatı bir karabasana döner. Kocasının yakışıklılık ve sempati maskesi ile sakladığı sırları açığa çıkar..
Bu zor günlerde onu koruyup destek veren ise Doktor William Ambrose'dir..
Kitap da sanırım üvey anne Arabella karakterini hiç hazzetmedim diyebilirim..


Baba karakteri Cornellius'u resmen bence avladı..
Baba olarak kızının hayatını altüst ettiğini düşünüyorum..Kızı ile o kadar güzel bir ilişkisi ve hayatı varken ; verdiği karar ile bir anda kızının hayatını karartığı gibi kendi hayatını da bir anlık zevkleri için heba etti.

Kızına bir baba olarak çok büyük zarar verdi. Çünkü evlendiği kadın çıkarcı,yalancı ve erkek avcısı bir kadın idi. Evlenir evlenmez genç kıza kapıyı göstermesi kaçınılmaz idi..
Romanın en beğendiğim tarafı ise bu kadar ağır sorunların içinde muhteşem bir aşkı da barındırması idi..
Özellikle sonu çok güzeldi..


Hızla yayılan Veba salgını,ihanet,aşk.vefa temalarında ve 17 Yüzyıl İngilteresi'nin atmosferinde yazılan bu romanı çok beğendim..


Hala okumadınız ise tavsiye ederim...