31 Mart 2013 Pazar

Harlequin Classics Mart


Kaybolan Hatıralar-Helen Bianchin

Helen Bianchin'in Santanas Serisinin ilk kitabı idi..Güzelde bir konusu vardı..Duyguları,aşkı işleyiş biçimini çok seviyorum..Erkek karakterlerinin vahşi cazbesi kadın kahramanlarının kırılganlığı ile iyi harmanlıyor..Serinin diğer kitabı Evlilik Anlaşmasını da daha önce okumuştum  onu da çok beğenmişti..
Ne kadar birbirine benzer yazarsa yazsın okumayı çok sevdiğim bir yazar farklı bir anlatım tarzı var bana göre..
Elise trafik kazasında hafızasını kaybeder aynı zamanda hamiledir..Kendini ne evli nede hamile gibi hissetmektedir.Evli olduğunu söyledikleri adamın neredeyse kusuru yoktur.Zengin,karizmatik,yakışıklı..Üstelik aralarındaki çekimi ise görmezden gelmesi imkansızdı..Fakat ne onu ne ailesini ne arkadaşlarını hatırlayamamak ve kocası Alejendro Santanas'a muhtaç olmak çok canını yakıyordu..
Derken evliliği ile hayatı ile ilgili sahneler gözünün önüne gelmeye başladı..Kocası ondan bir şeyler saklıyordu...

Winnie'nin Düşü-Day LeClaire


Çok severek okuduğum bir roman oldu.Çok sevimli,duygusal,mizahi bakımdan güçlü bir hikaye idi..İki tarafa da miras kalmıştı ikisinin de acilen evlenmesi gerekiyordu..Winnie bu uğurda üç nişanlıdan ayrılmıştı.jack ise saygı duyduğu büyük babasından kalan çiftliği hak edebilmesi için evlenmesi ve özellikle de gerdeğe girmesi gerekiyordu..
Winnie ve jack değişik amaçlar için Sinderella Balosu'na gittiler..Winnie ne hikmaetse Jack'i görür görmez gözüne kastirdi Kack direndi önce istemedi ama o da ikna oldu..İkisi de evlenirken birbirlerinden bir şeyler sakladılar..Jack bir kaç şeyi hesaba katmamıştı Winnie'nin üç nişanlıdan ayrıldığı halde bakire olabilmesini ondan  bu kadar etkilenmeyi vee ondan ayrıldığı anda onunla evlenmek isteyen bir oda dolusu adamı..İçlerinden bir tanesi de arkadaşı idi..
Çok seveceksiniz..Tavsiye ederim...

30 Mart 2013 Cumartesi

Gölgesizlerin Tutkulu Dansı - Tess Gerritsen




Orjinal Adı  Thief Of Hearts  Tavistock Family Serisinin ikinci kitabı Serinin Goodreads puanı 5/3,56 Benim puanım bu kitap için 5/4
Beğenerek okudum özellikler Aristokrat Jordan Tavistock ile Clea Rice'in kitabın başından itibaren başlayan macerasını çok sevdim..
Bir Harlequinn Kitabı olmasına rağmen dolu dolu bir kitap idi..Yazarın diğer kitaplarındaki gibi tıbbı gerilim ve cinayet ile bezeli değildi..Ama tam da benim istediğim gibi bir macera vardı eskiden televizyonlarda oynayan bir bölümlük tv.filmleri vardı dolu dolu o tadı bıraktı bende..Çeviri akıcı idi kitap aktı gitti..
Tek eleştirim de kapağa bence kapaktaki kahramanlarlar kapağın uzaktan yakından alakası yoktu ki daha önce Kupa Kızı ismi ile Harlequin'den çıkan kitabın kapağı daha uygundu...Yinede  kapağa fazla takılmadım..
Sıra dışı bir kadın olan  Clea Rice bulunmaması gerekn bir gemide tanık olduğu  toplu cinayeti ispat edemiyordu. Polise bu olay için baş vurduğunda hedef haline gelmiştir..Bu cinayeti ispat edecek tek şey Kaşmir Gözü isimli bir antika hançerdir..Bu hançeri elde etmek için sosyetik çapkın Guy Delancey'in evine gizlice girerek tam çalmak üzer iken orada başka bir hırsız Jordan Tavistock ile karşılaşması işlerini bozar..
Jordan'ın orada bulunma nedeni ise apayrıdır eski sevgilisi ve arkadaşı için o eve girmiştir...Çünkü Guy Delancey Veronica Cairncross'u ona yazdığı mektuplar ile onu tehdit etmektedir..Eski dost ricası o mektupları zarar vermeden gizlice almasını rica etmiştir..
Jordan ve Clea kendilerini bu karşılaşmadan sonra büyük bir maceranın içinde bulurlar ...O kadar ki ikisi de bir nevi ava dönüşecektir...Güzel bir aşk,macera kitabıydı..Tavsiye ederim...



27 Mart 2013 Çarşamba

Işığı Ararken Elizabeth Haynes


Işığı Ararken-Elizabeth Haynes..

Benim okumadığım bir türde idi Işığı Ararken okurken inanın tam bir insanlık dramı ve vahşetten oluşan  satırları okumak içimi acıttı..Kaygısız pek de sorunu olmayan nerede akşam orada sabah tarzında yaşayan güzel bir genç kadının sayfalar ilerledikçe nasıl bir panik atak hastasına dönüşmesini dehşetle okudum..

Hikaye hem dünden hem bugünden kesitleri kahramanın ağzından anlatıyordu ki bu aslında hiç de sevdiğim tarz değildir..Hiç sevmem bu tarz romanları bu dezavantajına rağmen romanı elimden bırakamadım.O ne kurgu ne anlatım ne akıcılık idi..Polisiye özellikle psikolojik gerilim okumayı sevenlere şiddetle tavsiye ederim..Kadına şiddet milliyet,yaş,ırk farkı kesinlikle gözetmiyor bu kitabı okuduktan sonra bunu tekrar anlıyorsunuz..Hikayenin en sevdiğim yanı ise Catherine'nin hayatının kontrolünü eline alıp yeni bir aşka yelken açması ve tekrar normal insan olmaya başlaması idi ki bu beni cidden çok etkiledi..Kitabı okurken gelecek sayfada ne olduğunu cidden tahmin edemiyorsunuz..Panik Atak hastaları hakkında yazar cidden sıkı bir araştırma yapmış.Gerçeğe yakın bir düzeyde anlatım vardı..hani belki de bu hikayeyi yazarın yaşamış olduğunu da düşünebilirsiniz...

Yazarın sıkı bir takipçisi olacağım kalemini cidden çok beğendim..

Catherine Bailey karizmetik yakışıklı polis Lee Brigman ile tanıştığında onun gerçek yüzünü bilmiyordu başta mükemmel bir uyum içinde giden bu ilişki giderek Lee'nin paranoyaklaşması üzerine gittikçe çıkmaza giriyordu...Lee Catherine'nin tüm arkadaşları ile arasına girmiş onun psikolojik dengesinin bozulduğunu onu çok sevdiğine hepsini inandırmıştı..Cathy sorunun kendinde olamdığına hiç kimseyide inandıramadığı gibi hayatının kontrolü gün geçtikçe Lee'nin eline geçiyor gördüğü şiddet gün geçtikçe de çoğalıyordu..O kadar ki bir gün gelip bu şiddetten ölümün kıyısına kadar geldiğinde bir anda kurtulur..
Fakat o eski Cathy değildir gördüğü şiddetten hayatı kurtulmuştur ama ruh çok derin yara almış ağır bir travma geçiren panik atak hastasına dönüşmüştür..Kapıları pencereleri en az üç kere kontrol edemeden kendini güvende hissetmiyen vücudunda Lee'den kalan yara izleri ile dolu neredeyse yarım bir kadın kalmıştır..
Derken oturduğu evin üst katına bir psiklog taşınır ..Stuart'ta yeni bir ilişkiden yaralı olarak çıkmış genç bir psikolog idi..Cathy'nin durumu onu çok etkiler ona yardım etmeye çalışır ama Cathy'nin durumu buna pek müsait olmasa da Stuart asla vazgeçmeyecektir...
Müthiş bir romandı aşk,tutku,gerilim,psikoloji savaş ile harmanlanmış bir romandı..Tavsiye ederim...







25 Mart 2013 Pazartesi

Artık Benimsin-Karen Hawkins..(Alıntı)



''Devonsgate,senin erkek kardeşin var mı?''
''Benim mi hanımefendi?'' Uşak bu soruya şaşırmıştı..
''Evet,üç tane.''
''Senden büyükler mi?''
''Onlara akıl danıştığın ama karşılığında boş sözler  duyduğun oldu mu hiç?''
Devonsgate dudak biktiü.''Evet hanımefendi. Birkaç yıl önce en büyük ağaneyimi ziyaret etmiştim ve büyük bir şansızlık eseri kulağım ağrıyordu. Ağabeyim acıdan kurtulmam için kulağıma ezilmiş sarımsak koymamı tavsiye etmişti.''
''Tanrım! Sen de yaptın mı?!!''
''Evet hanıefendi. O an acımı geçirmek için her şeyi yapabilirdim.''
''İşe yaradı mı peki?''
''Hiçbir işe yaramadı. Ertesi gün bana bu tedavinin sadece atlar üzerinde işe yaradığını söyledi. En kötü yanıysa sarımsak kokusunun bütün tenime sinmiş olmasıydı. İnsan içine karışmak için günlerce baklemem gerekti. Hatta doktor bile bana bakmamak için türlü bahaneler buldu.
Neyse ki kulak ağrım kendiliğinden geçti.''
''En azından ağabeyin sana yardım etmeye çalışmış.''
''Tam olarak öyle olduğu söylenemez..'' Devosgate kötücül bir biçimde baktı.
''Robert,arkadaşlarına anlatacak bir haikayesi olması için benim gururumu hiçe saydı.''
Fiona güldü.'' Kardeşlerim bana asla kötü davranmasalar da    bugün fikirlerini istediğim bir konu hakkında bana anlamsız bir tavsiyede bulundular. Söylediklerini dinleyip kendimi rezil etmemi bekliyorlar..''



Artık Benimsin Karen Hawkins

Orjinal Adı How to Abduct a Highland Lord olan Artık Benimsin'in Goodreads puanı 5/3,91 Benim puanım 5/4  
Epsilon Yazarın yeni serisine başlamış oluyor.Burada MacLean Serisi ile Hurst Amulat serisinin bağlantısından bahsetmişti arkadaşlar ama Sen Kimseyi Sevemezsinin Hurst Amulat ile bağlantılı  olduğunu var sayıyorsak niçin önce basıldı tam emin değilim ama onu yazarın sitesi dahi MacLean serisinin 6.kitabı olarak çıkmış..Sanırım bu seriye geçerken Sen Kimseyi Sevemezsin'e tekrar göz atmak durumunda kalacağım........


Artik Benimsin mizahi yönünden oldukça güzel bir romandi eglenerek okudum. Hic sıkılmadim. 
Sen Kimseyi Sevemezsin kurgu yönünden daha güclü idi o başka..
Fiona ve Jack'in hikayesi bir de lanet ile süslenmişti.MacLead laneti..Fiona'nın kızıp öfkelendiği zaman Jack'in başına yağan yağmurlar gök gürültüleri çok güzeldi..Adamcağızın üstü başı hep ıslandı.. Bolüm başlarinda Büyücü Noranin torunlarına anlattıgı masallardan bölümler deyişler cok güzeldi.
Kurguda bastan gelen bir kopukluk dikkatimi cekti. Fiona ve Jack'in yıllar önce sevgili oldugu,nasıl ayrıldıklarını yazar biraz anlatıp Fiona'nın Jack'i esir ettigi sahneden başlayabilseydi cok daha iyi olurdu..O yüzden biraz kopukluk hissettim ben anlatımda..
Gençliklerinde birbirlerine aşık olan ve kaçmaya karar ikili..Tam kaçacakken onu yarı yolda bırakan Fiona tüm umutları söndürmüş büyük bir darbe vurmuştu ona...Ve bu olaydan sonra çok sevdiği kadın tarafından son anda terk edilen Jack bu olaydan sonra günü birlik yaşamaya ve hiç bir kadına bağlanmamaya kararlıdır..
Fiona ise iki aile arasında süre gelen gerginlik ve küçük kardeşinin aniden ölmesi üzerine Jack ile mantık dışı evlilik yapmaya karar verir..Damadı etkisiz duruma getirerek mihraba adeta sürükleyerek götürür...Amacı yeni cinayetlerin işlenmemesi olsada hala daha sevdiği bu adamın karısı olmak onu hala heyecanlandırmaktadır..
Jack ise Fiona ile evlenme fikrine hiç sıcak bakmasada çocukları olduktan sonra Fiona'nın onun hayatında çıkacak olması üzerine bu garip evliliğ sürdürmeye karar verir..Yalnız hesaba katmadığı Fiona ile aralarındaki çekim ve karısının ağabeyleridir...Birde evlendkten sonra ayrıldıklarını söylemeyi unuttuğu metresi de işin çabasıdır..

Bir şey daha belirtmeliyim ki Kapakta ki kızı hiç sevemedim..Çok sevimsiz bir kapaktı..Ama yinede okurken çok zevk aldim. okuyacak olanlara keyifli okumalar.

MacLean Curse Serisi :
1. How to Abduct a Highland Lord (2007) Artık Benimsin 
2. To Scotland, With Love (2007)
3. To Catch a Highlander (2008)
4. Sleepless in Scotland (2009)
5. The Laird Who Loved Me (2009)
6. Much Ado About Marriage (2010) Sen Kimseyi Sevemezsin (Seriye Geçiş kitabı)


22 Mart 2013 Cuma

Hayalimsin-Lisa Kleypas




Offf müthiştiiii:)) Bayıldım...Derek ve Sara çok güzeldi...Fahişeler tarafından büyütülmüş Derek Craven ve Küçük bir kasabada yaşayan yazar adayı Sara'nın hikayesi..Sert ve şok edici bir hikaye ama ben bu aralar böylesi sert hikayelere bayılıyorum:)))
Birbirleri ile karşılaşmaları çok sıradış idi..Genellikle erkekler kadınları hayatlarını kurtarır historical romanlarda ama bu romanda aksine ufak tefek yazarımız Sara Fielding kurtarıyordu ünlü kumarbaz Derek Craven'i...
Metresi terk edilmeyi hazmedemiyince ona böyle bir cezayı uygun görse de Sara yardıma muhtaç!!!bu genç adama yardım etti ve ona saldıran adamlardan birini vuruverdi:))
Şansa bakın ki vurduğu adam da günlerdir görüşmek için izini sürdüğü Derek Craven idi..Derek Craven esmer atletik yapoılı yeşil gözlü karizmatik kas yığını..Küçükken fahişe annesi tarafından doğrulduktan sonra terkedilip kaderine terk edilmiş..
İşte her şey bu geceden başlıyor..Hayatını kurtardığı bu genç adamdan küçük bir yardım istiyor Sara yazacağı roman için kaynak toplamasına izin vermek..Bu ne demek Derek'in dünyasına girmek demek..Derek bu küçük genç kadın da kendisi için bir tehlike hissetti elinden geldiğince uzak durmaya çalışsa da..Maalesef yeterli olamadı..Bu güzel ve tehlikesiz görünen melek Derek'in tüm hücrelerine sızmayı başardı...

Çok güzeldi:))) Tavsiye ederim..

Sen Gelince(The Came Of You)-Lİsa Kleypas



Lisa Kleypas'ın Şimdiye kadar kötü bir romanını okumadım..Yazarın belli bir seviyesi var altına kesinlikle düşmüyor..Bu kitabı yazar 1993 yılında yazmış henüz yazarlıkta yeni olduğu yıllar..Çok severek okudum..
Başlarda biraz durağan gibi geldiyse de  sonradan bir açıldı pir açıldı..
Düşmüş bir genç kadın olan Lily Lawson'ın hikayesi idi..Bu hikayede serinin ikinci kitabından tanıdığımız Derek Craven'da vardı..
Ailesi tarafından red edilmiş olan Liily kızkardeşi Penolepe'nin de kendisi gibi evlendirilmeye çalışılması üzerine harekete geçer.Çünkü kız kardeşini samimi arkadaşı ama ünvan sahibi olmayan Zachary'de seviyor olması bu sevginin karşılıksız olamaması onu harekete geçiren etkendir..Fakat göz ardı ettiği şey kız kardeşinin nişanlısı Lord Alex Wolverton idi onun inatçılığı azmi idi..O karar anından itibaren ikisi arasında dişe diş kana kan savaş başlar..
Lily bu nişanı bozmaya yemin eder..Başardığında işler daha da kızışır  aralarındaki mücadele rengini değiştirir deyim yerinde ise ölüm kalım savaşına dönüşür..Savaşta her yol mübahtır sözü de tamda bu mücadele içindir..
Bu savaş Lily'ya asıl sorununu unuttursa da  maalesef tamamen yok edemez..Şimdiye kadar ona destek olan ünlü yeraltı dünyası lideri Derek Craven bile bu sorununda yeteri kadar yardımcı olamaz..İsminin lekelenmesinde büyük pay sahibi olan ve erkeklerden kaçmasına sebep olan Kont Guiseppe ile yıllardır süre gelen mücadelesinde kaybeden taraf hep o olmuştur..Yine aylar sonra karşısına çıkmış yine para istemektedir...Lily tükendiğini hissetse de bu parayı bulmak için olamdık yollara başvuracaktır..Değerli dostu Derek'de ona bu konuda yardım etmeyi red eder..Parayı bulabileceği tek kişi ise Lord Alex Wolverton'dur..
Tavsiye ederim..

21 Mart 2013 Perşembe

Yıldırım Nikahı-Cathy Maxwell




Yıldırım Nikahı-Cathy Maxwell

Üç yakın arkadaşın hikayesinin anlatıldığı üç kitaplık Evlililik  Serisinin ilk kitabı Yıldırım Nikahı'nda Tess'in hikayesi vardı..Ne yalan söyliyeyim ben bu kitap da aşkı pek hissedemedim..Tamam kurgu yönünden fena değildi..Konuyu yazar güzel yakalamıştı ama nedense işleyememişti..Bu hikaye çok güzel bir aşk ile taçlandıralabilirdi..Maalesef olmamış..

İki tarafın çaresizliği ikisinin de birbirlerine muhtaç oldukları sahneler çok iyidi..Ama ama istediğimi çok da alamadım ben bu hikayeden...
Kızın ağabeyinin yaptıkları ve yengesinin kötülüğü yanına kar kaldı..Bu da beni sinir etti...Yine de bazı sahnelerini okurken zevk aldığım sahneler oldusa da Mesela herşeyini kaybetmişken yoktan var etme gibi..İki tarafında birbirlerini kandırdıkları anda verdikleri tepki gibi..Kendilerine yeni bir dünya yaratmaları gibi..

Ama maalesef benim için vasattan yukarı çıkamadı bu roman..Yazarı ilk romanı Aşkı Sende Buldum'da onu da çok sevmemiştim..Şimdi yeni kitabı çıkarsa okur muyum bilemiyorum..Bu yazar yerine bence Suzanne Enoch'un yeni bir kitabını okumak daha hoşuma giderdi...
Kitapsız kaldığınızda okuyabileceğiniz türde bir roman..


Tess Hamlin sosyete de Taş Kalpli leydi olarak anılmaktadır..Ufak yaşta kaybettiği anne ve babasından sonra onun yetişmesinde  büyük rol oynayan dadısı Minie'yide kaynettikten sonra ağabeyi Neil  ile yaşamaktadır..Ağabeyi evlendikten sonra yengesi Stella ile geçinememektedir..Tess'e babasından oldukça yüklü bir miras kalmışsa da ağabeyine para idaresinde hiç güvenmeyen babası aile servetinin  yönetimini bir vekil harca teslim ettiği için,Neil para temini için en kolay yolu seçip evliliği ve diğer masraflar Tess'in parasını harcar..Bu neticede Tess'in mirasının yerinde yeller esmektedir..

Öte yandan Merton Kontu olan ve yeni ünvan sahibi olan Brenn Owen'da aynı durumda dır.Kendisine miras kalan Kale bakımsızlıktan dökülmekte ve gerekli tadilatın için ise çok para gerekmektedir..O yüzden de kendine zengin bir eş bulmak için Londra'ya gelmiştir..
Bu ikilinin yolları bir baloda kesişir..Olaylar hiç ummadıkları kadar hızlı gelişir...

Okuyacak arkadaşlara keyifli okumalar...



20 Mart 2013 Çarşamba

Gece Yarısı Tuzağı-Lara AdriaN

Gece Yarısı Tuzağı-Lara Adrian

Bayılıyorum bu yazara okuduğum tüm kitaplarını çok sevdim..Ateş Serisinden sonra en çok sevdiğim fantastik seri..Önceki Rio'nun hikayesinden tanıdığım Rus Nikolai'nin hikayesi idi ..Başlangıçtan biteseye kadar elimden bırakamadım..İster uzaylı,ister vampir seriyi kadın müthiş yazıyor..Her kitap bir öncekinden daha iyi gidiyor...Bir arkadaşımın takıldığı gibi Birlik Düzene dönüşmüştü bu seride ama beni pek rahatsız etmedi..

Sergei Yakut'u bulmak ve İlk nesil vampirlerin ölümlerini soruşturmak görevli olan Nikolai yolu psişik güçleri olan Renata ile kesişir...Renata Sergei'nin yanında iki yıldır tutsaktır..Orada tutsak edildikten sonra onun gibi pisişik güçleri olan Mira'da bu tutsaklığa dahil edilmiştir..Onun da psişik güçleri vardır Renata gibi..İkisi de soy eşidir...

Nikolai'yi Renata bir barda kendisini av olarak kullanarak tuzağa düşürür...Ve Lex Yakut tarafından yakalanmasını sağlar..Lex Sergei Yakut'ıun oğludur..Sergei Yakutun Birlik İlk nesil cinayetleri ile olmasından şüphelenmektedir..Lex ile Sergeyi arasında sanıldığı gibi sıcak bir aile ilişkisi yoktur..Fakat yine de Nikolai bir fırsatını bulup dövüşürken onu öldürmesini son anda engellerse de oğluna Sergeyi kesinlikle güvenmemektedir..

Alexei'de ilk fırsatta babasını sırtından vurmanın hesaplarını yapıyordur..
Ve ilk fırsatta babsına suikast düzenletir..Fakat baş şüpheli maalesef Nikolai'dir..Bu şüphe yüzünden Renata Nikolai'nin yakalanıp esir edilmesini sağlar..Ama gelişen olaylar ile Nikolai'nin suçsuz olduğunu anlar ve değer verdiği evladı gibi sevdiği Mira'nın da ortadan kaybolması ile Nkolai'nin tutsak olduğu yerden kurtarmaya karar verir..Ama işler sandığı gibi kolay olmayacaktır..Nikolai'yi kurtarmak o kadar kolay değildir..

Her zaman ki gibi müthiş aksiyon,gerilim,aşk,tutku iç içedei..Gelecek hikaye ise bu hikayede büyük kayıplar veren Andreas Reichen'in hikayesi olacak..Vallahi ben şimdiden merak etmeye başladım..Umarım yayın evi Amerika'da 12.hikayesi yayınlanan bu seriyi daha sık aralıklar ile yayınlamaya başlar..Çünkü oldukça güzel çok beğenilip tutulan bir seri bu..Ülkemizde de müdavimleri çok fazla..
Bu seriyi kesinlikle tavsiye ederim..Vampir serisinden hoşlanmayanlar bile çok sevecek bu seriyi..


17 Mart 2013 Pazar

Mükemmel Koca-Lisa Gardner




Mükemmel Koca Lisa Gardner adı gibi mükemmel bir kitap idi...

Orjinal adı The Perfect Husband olan Mükemmel Koca'nın Goodreads puanı 5/3,98 benim puanım 5/5 ..Yazarın diğer kitaplarini da en  kısa zamanda okumayı planlıyorum. Harika bir romantik polisiye gerilimdi. Hikayede her şey vardı. Kapaktan ceviri ve edite kadar dört dörtlük bir kitaptı.Sayfaları nasıl çevirdiğimi fark etmedim..

Kocanız hasta ruhlu olsa ne yapardınız? Babasının zulmünden kurtulmak icin genc yasta evlenen Tess'in hayatı cok gecmeden bir kabusa dönüşecektir...
Yakışıklı,karizmatik kocasının şiddeti ve hasta ruhu ile çok geçmeden tanişan Tess eski günlerini mumla arayacaktir.

Theresa Matthews babasının şiddetinden kacmak ve onu koruması icin yeni tanıstıgi yakışıklı karizmatik polis  Jim Beckett ile evlenir. Yakısiklı,havalı bu genç adamın gercek yüzü ile tanısması uzun sürmez.Mükemmelliyet sevdası IQ'su çok yüksek olan bu genç adam Tess'i hastalık şeklindeki mükemmelliyet için çok zorlar.. Ona önce psikolojik baskı yaparak aşagılayip istedigi gibi sindirmeye başlar. Her şeye o karar verir uygular gerekirse zor ile uygulatır..

Evliliklerinin ikinci yılına geldiğinde Theresa Jim Beckett'in gercek yüzünü görmüş olup polisle iş birligi yaparak onun gercek yüzünü aciga cikartip isledigi on cinayetten hapise girmesini saglar.

Jim'den bosanan Tess icin korku dolu günler bitmez polis korumasında olsa da günleri geceleri korku içinde geçmektedir..Kocası kural tanımayan  zeka seviyesi çok yüksek ve istediği kılığa kolayca girebilmektedir..Her an nereden geleceğini beklemekten yaşam onun için dayanılmaz bir hale gelmiştir...Her an eski kocasının karşısına çıkıp onu ele verdiği için onu öldürmeye gelmesini beklemektedir...ünkü Jİm Beckett onun  yakalatan karısinin kalbıni sökerek öldürmeye yemin etmistir. Kural tanımayan kocasi polislerin tüm çalısma sistemini bilmekte oldugundan,onu polisin koruyamayacaginin  da farkina varmistir.

Jim Beckett iki gardiyanı öldürerek hapisten kaçar Theresa Eski asker J.T.Dillon'a başvurur onu asker gibi egitip dövüsmeyi ögrenmesi icin yüklü bir para teklif eder.
J.T de karısi ve cocugunu kaybetmiş siddetten hazetmeyen alkolik bir eski askerdir. Cok derin ailevi sorunlarida vardir. Bu isi kabul etmek istemez Tess'de pes etmek istemez.Ama bu çekişmeyi sonunda Tess kazanır ve J:T. genç kadını eğitmeye başlar...Geçen zaman içinde de ikili arasındaki romantik yakınlaşma da başlar..Kocası ile yaşadığı ilişki de kadınlığını yaşamayamayan Tess için hissettikleri çok özeldir...
Tavsiye ederim..İlk defa okumaya başladığım bu yazarın takipçisi olacağım....



Quincy / Rainie Series :
1. The Perfect Husband (1997) Mükemmel Koca.
2. The Third Victim (2001)
3. The Next Accident (2001)
4. The Killing Hour (2003)
5. Gone (2006)
6. Say Goodbye (2008)


15 Mart 2013 Cuma

Şeytan Diyor Ki- Gaelen Foley




ŞeyTan Diyorki  Gaelen Foley

Çok beğenerek okuduğum bir roman oldu gerçekten..Roman ilk çıktığında  cesaret edip alamamıştım..Fakat tavsiye üzerine aldığım bu romanın konusunı kurgusunu içindeki entrikaları beğenerek okudum..

Çeviride bir deyim merakımı çekti..Bizi kullandığımız bir deyim Bir kızı boş bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya varır deyimi tam olarak orjinalde öylemiydi? Çok merak ettim..Birde Daphne secdiği adamın buyurganlığını hep padişaha benzetiyordu.:) Bu hikaye İngiltere'de geçtiğine göre bence Krala benzetmesi gerekmezmiydi..Yine de bunlara fazla takılmadım..Severek okudum hikaye başarılı ve çok akıcıydı..

Goodreads'ten yaptığım araştırmaya göre serinin ilk kitabı olan bu hikayenin orjinal adı : My Wicked Marquess Goodreads puanı 5/3,69 serinin en düşük puan alan kitabı..Serinin diğer kitaplarının puanları daha yüksek ve ben onlarıda okumak istiyorum..Umarım bu seriyi zamanında arasu fazla açılmadan okumak nasip olur....

Konusu :

Waterloo Savaşından hemen sonra 1815 yılında geçiyor bu hikaye...Yine bir kulübe üye olan bir asilzade var hikayede..Dışarıdan Ahlaksızlar Kulübü olarak  gözüken ama bu tamamen paravan olarak kullanılan bir kulüp..Cehennem Kulübü  devlet tarafından desteklenen bu kulübün üyesi Rotherstone Markisi Max'da bu kulübe üye idi..Bu kulübe üyelik babadan oğla geçen bir üyelik idi..Bu kulübe kurulduğundan beri üye olan asilzadelerin erkek çocukları küçük yaşta alınıp eğitilip tam anlamı ile birer ölüm makinesi haline getiriliyordu..Max küçük yaşta kendisini bu kulübe veren babasını bir türlü affedemiyordu..O yüzden aileden kalan son kişi kız kardeşi ile pek görüşmüyordu..Babasının onu kumar borcu için kulübe sattığını düşünüyordu ...Cehennem Kulübünde Max yirmi yıldır  hizmet ediyordu..Artık savaşta bitmişti..Rakipleri ve düşmanlarını yenerek normal bir hayata kavuşabileceğini düşünüyordu.

O yüzden evlenmeye soyunu da devam ettirmeye karar verir..Yetiştiricisi ve öğretmeni bunu tavsiye eder.Ve o da bunu dikkate alır..Evlenebileceği en mükemmel kadını bulmak için avukatına bir araştırma yaptırır..Araştırma sonucunda eline geçen listeyi incelediğinde nedense kendisi gibi sıra dışı ve  avukatının tavsiye etmediği listenin en sonunda yer verdiği Daphne Starling'e aklı takılır...Araştırmaya ondan başlar..

Daphne Starling annesinin ölümünden sonra tek başına kalmış kararlarını kendisini vermiş bir genç kızdır..babası onun üzerinde hiç bir zaman basıl uygulamamışsa da...Yaptığı ikinci evlilik ise kızının yalnız kalmaması  evlendiği kadının ona analık yapabileceğini düşünerek gerçekleştirmiştir..Ama maalesef Daphne ve Penolepe'nin bir türlü yıldızları barışmamıştır..Waterloo savaşından sonra borsadan para kaybeden Lord Starling maddi olarak kötü durumdadır..

Penolepe'de bu yüzden Daphne'nin zengin biriyle evlenmesi gerektiğini düşünmekte bu konuda da baskı yapmaya başlamıştır..Çünkü onunda ilk eşinden kızları vardır. Daphne'ye ilgi gösteren asilzadelerden biri onu red ettiği için ismi kasıtlı olarak kötüye çıkarılmak istense de o bunu pek umursamamıştır....Max ile yolları bir yetimhanenin olduğu kötü bir sokakta Max ile kesişir..Aslında Max onu araştırırken oraya kadar takip etmiştir..Hatta ne yaptığını görmek onu bu kötü sokakta korumak için bir genelevde pusu kurmuştur...İçgüdüleri doğru çıkmış kızı olabilecek kötü bir olaydan kıl payı kurtarmıştır..Bu olaydan sonra  Daphne'nin güzelliği ve ışıltısından etkilenen Max elinde olmadan Daphne'nin etkisinden kurtulamaz ve onunla evlenmeye karar verir..Aşkta her yol mubahtır sözü tam anlamı ile bu genç kıza aşık olduğunu fark etmeden uygulamaya koyar..Daphne ne yapsa da bu adamdan kurtulamaz..Ondan çok etkilense de Max'in başvurduğu yollar pek hoşuna gitmez..Ona bir türlü güvenemez..Ama Max yine yapacağını yapacak bu genç kızı tam anlamı ile köşeye skıştıracaktır..İkisi arasında tam anlamı ile kovalamaca başlar..Max ayrıca yaşamının diğer yüzünde de görevine devam etmektedir...

Kaybettiği bir arkadaşları ve kulüp üyesi hiç ummadığı bir anda  karşılarına çıkar...
Hikaye  ve kurgu olarak çok beğendim..Aşkı ve tutkuyu güzel hissettiyordu..

Aşk,entrika,savaş,casusluk ile harmanlanmış güzel bir hikaye idi..Tavsiye ederim..



Inferno Club
1. My Wicked Marquess (2009) Şeytan Diyor ki
2. My Dangerous Duke (2010)
3. My Irresistible Earl (2011)
4. My Ruthless Prince (2011)
5. My Scandalous Viscount (2012)
6. My Notorious Gentleman (2013)




11 Mart 2013 Pazartesi

Güller Leila Meacham

Güller-Leila Meacham

Güller kitabı hakkında söyleyebilecegim müthis bir kurgusunun oldugu okurken büyük bir keyif aldıgim.
Kitap akıyordu aslında 720 sayfalık bir kitabin nasil bittigini anlamadım.Kitapta üç farklı karakter var ve hikaye onların üzerinde kurgulu..Mary,Percy ve Rachel...Rüzgar Gibi Geçti,Gazap Kuşları,Rüzgarda Savrulan Küller'i severek okudusanız bu kitabı da seveceksiniz...Bence...

Hikaye tam bir historical veya romance kategorisinde değil..Daha çok dram,entrika,tarihsel kurguve entrika  üzerine işlenmiş..Birinci Dünya Savaşı zamanından başlıyor ve 1985 yılına kadar bu üç kişinin hikayesi geçiyor..

Ana karakterle bu kişiler olsa da yan karakterler de kusursuz işlenmiş..Hikayede çok güçlü bir aşkı okuduğum kadar dostluk da işleniyor..Annenin nefreti,bir ağabeyin kaypaklığı ve tüm yükü 14 yaşındaki bir genç kızın üstüne nasıl da yıktığına da şahit oluyoruz..Hikayedeki en büyük aşk ise toprağa olan sevgi idi.Bir çiftçinin toprağa olan tutkusu ve o tutku için yaptığı seçimlerin sonuçları ve hayatını etkilediği kişilerin hikayesi de vardı.. Bir genç kadın vardı ki toprak sevgisini aşka tercih etmişti..Bu tercih ilk başlarda ona doğru gelse de sonradan bunun sonuçları yüzünden hayatının yönünün bir anda değişmesi..Sevdiği kişilerin bu seçimden nasıl da etkilendiğini görmek..Bazen pişmanlıklar için çok geç olabilir..Mary hayatı boyunca tam da bunu yaşadı bu romanda..

Romanda Kocasinin öldükten sonra aile mirasinı kendine veya oğluna değilde 14 yaşındaki kızina bırakmasini affedemeyen bir kadin vardi. Mary'nin annesi bu miras yüzünden hayata küsmesi kızına düşman kesilmesi..Çok büyük bir dramdı aslında..Bu anneyi hiç sevemedim..

Mary... tüm ailenin simseklerini ustune ceken bir genc kiz idi...Miras kendine kalmasına sevindiği kadar da kendini suçlayan ama babasının biraktıgi mirasi koruyacagina yemin eden bir genç kız.Öyle ki bu miras olmasa hayatı daha kolay olabilirdi belki..

Ayrıca kuşaklar boyu süregelen bir aile laneti de vardi. Bu lanet hikaye sonuna kadar romanın ana konularından idi..

Üc yakin arkadas ve dost vardi.Percy,Mary,Ollie cocukluklari birlikte geçmis bu üç dostun genclikleri,asklari,hayalleri,ihtiraslari,ana baba oluşlari yasliliklari müthisti. Okurken aralarinda idim sanki.Yazar karakterleri hayat vermisti sanki.
Percy...sevdiği kadının seçimlerinde ilk sırayı almaması devamlı onu bekletmesi,aralarında Mary'nin çiftliğinin olması..Mary'yi razı edebileceğini sandı..Ama olmadı ilk tercih hep çiftlik oldu..Sevdiği adamı tercih ettiğinde ise sevdiğini yanında bulamadı..Birbirlerinin değerini anladıklarında tercihleri yönlerini belirlemişti bile..Percy'nin iki oğlu oldu..Birini oğlum ,diğerine de seni seviyorum diyemedi onu bağrına basamadı...Ona evlat sevgisini tattıran torunu oldu..

Rachel...Mary'nin güzeller güzeli yeğeni..O da halasının yolundan gidiyordu..Onda da toprak aşkı halası gibi idi..Ona ikinci Mary diyorlardı..Mary ise ölmeden önce son bir hamle yaptı..Bu hamle ile geçmişteki tüm hesaplaşmaları tekrar gündeme getirecek kadar önemli bir hamle idi...Fakat son yapması gerekeni yapamaması Rachel'in öğreneceği bu sırda..yaşadıklarında...Halasını anlayabilecek miydi? Sevdiği adamı bu aile çiftliğine tercih edebilecek miydi?

Çok beğendim..Okunması gereken bir roman bence...Tavsiye ederim...



6 Mart 2013 Çarşamba

Kadının İki Yüzü-Lori Foster


Bazı yaraların  tedavisi uzun sürer...Veya bazı yarlar iyileşmez..
Bu hikaye için oldukça uygun bir söz....Oldukça düşündürücü bir hikaye idi...Yazarı ilk defa okuyorum kalemini sevdim..Kadın karakter  Carlie bazen beni sinir etti..Ama onun durumundaki ruhu yaralı bir kadının yapacağı türden şeydi bu..
Evde kalmış kız kurusu görünümlü orta yaş öğretmenlerne benzeyen Carlie'nin bu görüntüsü düzmece idi..
Başından çok kötü bir evlilik tecrübesi geçirmiş olan Carlie'nin kadınlık özgüveni eski kocası tarafından sıfıra indirilmişti..Kendisini kat kat elbiselerin ardına saklayıp yaşamına öyle devam edebiliyordu...Bir daha böyle yaralanmayı göze alamazdı..Bu yakın arkadaşı Brenda'yı üzüyordu..Sonunda Carlie'yi ikna edip bir maskeli davete katılmasına ikna etmesi ile olaylar zinciri başlamış oldu..
Ordada Brenda'nın kayın biraderi Tyler Ramsey ile tanıştı..Kendisi olmayan kıyafetlerle Carlie ve Tyler arasında müthiş bir birliktelik yaşanır..Fakat Carlie gizemli bir şekilde ortadan kaybolur..
Tyler o geceden sonra her yerde Carlie'yi gizemli cariyesini arar..Bunu yengesi Brenda'ya sorsa da kimliğini saklamakta kararlı olan Carlie'ye söz vermiş olan Brenda kim olduğunu  söylemez..

Aslında Carlie ve Tyler birbirleini tanıdık da olsa birbirleri ile selamdan öte samimiyetleri olmamamsı karşılaşmamaları anlamına gelmez tabii ki..
Son karşılaşmalarında Carlie Tyler'in dikkatini hiç de istemediği şekilde çeker ve Tylar'in onu tanımak istemesine merak etmesine neden olur..Öyle ki onunla okulda sorunlu çocuklar ile çalışmasında yardımcı olmaya karar verir..
Carlie'nin Tyler hakkında bilmediği şey çok kötü bir çocukluk geçirmesi bu zor zamanlarında tek güvenebileceği kişi ağabeyi Jason olmadı idi..O parlak karizmatik kişiliğinin altında oldukça duyarlıve merhametli  bir adam olması idi..O yüzden bu çocuklara yardım etmeyi çok istiyor Carlie'ye de bu yüzden çok saygı duyuyordu..
Birlikte geçirdikleri geceden sonra onu tanımasından çok korkan Carlie ne yaparsa yapsın Tyler'in ilgisini üstünden çekememesi aralarında gelişen arkadaşlığın sıcaklığını beğenerek okudum..Tabii ki olayların karışması da kaçınılmazdı..Lori Foster'in diğer hikayelerini de okumak istiyorum...Keyifli okumalar...

4 Mart 2013 Pazartesi

Tutkuya Tutsak Lynne Graham


Tutkuya Tutsak-Lynne Graham

Çok beğenerek okudum girişi çoğu harlequin kitaplarına göre oldukça değişikti..Daha ilk sahneden romanın erkek kahramanın hayatına derinlemesine bir giriş yaptı..Hele o diyaloglar müthişti..Adamcağız kıza bir takıldı hayırda etmedi..
Kızın peşimden koşturacağım derken birlikte kaçırılmalarına sebep oldu.Sonra da zeytinyağı gibi üste çıkıp kızı suçladı..İnanılmazdı çok eğlendim okurken..
Birlikte kaçırılıp hapsedilmeleri ve onları o alan içinde serbest bırakmaları biraz inadırıcı değildi sanki..Ama hikayenin geri kalanı güzeldi..Aralarındaki çekim ve aşk güzeldi..
Lynne Grahamın müthiş kalemi ile keyifle okunabilecek bir kitap bence...

Cüretkar Teklif-Miranda Lee

Bu ayki Harlequin Classic serisinden Cüretkar teklif Miranda Lee'nin kitanı da sevimli bir hikayedi..
Patronuna aşık olan Samantha yıllardır yanında çalışıyordu ama sevgili patronuna kendini bir türlü farkettirememişti..Onun başka kadınlarla olmasını ayrılmasını seyrediyordu.Yıllardır çok iyi patron arkadaş arası ilişkileri vardı..
Bu durum ona gittikçe acı veriyordu artık her şeyi göze alıp ayrılmaya karar verdiği anda beklemediği bir fırsat eline geçer..Sevdiği adamın aşkını kazanmayabilirdi ama onun çocuğuna sahip olabilirdi..
Teoride iyi fikir olan b u durum uygulamaya geçince bazı aksaklıklar ve duygusal yaralanmaların olması normaldi...Guy'ın son derece mazbut olarak bildiği yardımcısının oldukça tutkulu bir genç kadına dönüşmesi işin rengini değiştirmeye başlamıştı..Kırılganlık iki taraf içinde kaçınılmazdı..Keyifli bir romandı..

İhtiras ve Gurur-Lynne Graham
Bu tip hikayeleri çok seviyorum..Masum bakirelerin karizmatik erkekler tarafından baştan çıkarılması ve o erkeklerin o beraberliği unutamaması..Okumaktan da asla bıkmıyorum..Zengin Yunan'lı armatör Leonidas Pallis kuzeni İmogen'in sevgilisi idi ama onunla  hesapta olmayan bir beraberlik yaşayan Maribel bir daha karşılaşmayı umuyordu..Fakat 1,5 yıl sonra İmogen'in ölümü onları tekrar karşı karşıya getirir..
Hiç istemediği halde oğlunun varlığını öğrenmesi ve sorular sorması kaçınılmazdı..Leonidas Elias'ı görür görmez ailesinin genlerini taşıdığını anlaması uzun sürmez..
Bu durumda hem oğluna hem de bu unutamadığı güzel genç kadına sahip olmak için her yolu deneyecektir..
Gayri meşru doğurduğu oğlu yüzünde ailesi ve akrabaları tarafında afaroz edilen Maribel için Leonidas ile tekrar karşılaşıp birde savaşmak zorunda kalmak hiç de kolay değildir..

Geçmişin Acıları Maisey Yates

 Daha önce okumuş olduğum Sahte Nişanlı'nın devamıdı..BU romanda kız kardeş Madeline Forrester'in hikayesi vardı ve oldukça da dokunaklı idi..Ama nedense Sahte Nişanlı daha çok hoşuma gitti.
Madeline Forrester şimdiki durumuna gelmesi kolay olmamıştı..Yıllar önce aşık olduğu William Callahan'dan sonra aşk defterini kapatmıştı..Çünkü sebep olduğu skandal yüzünde bir evlilik  yıkılmış kendisini de uzun süre toparlayamamıştı..Şimdi Rus Milyarder mücevher tasarımcısı Aleksei Petrov ile birlikte çalışıyordu..İşinden patronundan çok memnundu.
Aleksei yıllar önce karısını bir kazada kaybetmiş yaşadığı acı yüzünden gönül defteri kapatmış yüzeysel ilişkilere sıcak bakıyordu..
Fakat son zamanlarda yardımcısı ile aralarında oluşan çekim yüzünden başka kadınlarla ilede birlikte olamamaya başlamıştı..Madeline ise ne yaparsa yapsın kalbini dizgnleyememiş bu adama aşık olmuştu..Aralarundaki yeni başlayan yakınlaşma onları nereye götürecğinden emin değildi..Eski günlerdeki gibi aşık olup skandala sebep olmaktan çok korkuyordu..İkisinin de korkuları vardı..Aşkları ile bunu yenebileceklermi idi...
Hulya YILMAZ

3 Mart 2013 Pazar

Koryucu Meleğim-Deborah Hale




Koruyucu Melegim-Deborah Hale

Orjinal Adı:My Lord Protector olan Korucu Meleğim'in Goodreads puanı 5/4 Benim puanım 5/5 Müthiş sade güzel bir kitap idi.Ne abartı ne de süsleme vardı bu romanda ne ise o..Çok sevdim. çok romantik bir kitapti. Güzel mesajları vardı..Yazarın kalemini yine çok sevdim..Hiç sıkılmadan okudum..
Karı kocanın ilk önce cok iyi bir arkadaş olmasını tavsiye ediyordu bence.
Bu arkadaşlıgın ise zamanla aska dönüsmesi oldukca çok da dogal geldi bana. Yazarın  onceki kitabindanAşkı Sana Sakladım'dan çok daha  iyi idi.Deborah Hale'i daha sık aralıklar ile okumak isterim..
Genel olarak konusu:
Babası öldükten sonra yalnız kalan Julianne'yi üvey kardesinden korumak icin evlenen tecrübeli denizci Edmund Fizthugh yeğeninin nisanlisi olan Julianne Ramsay'in babası öldükten sonra üvey kardesinin kotuluklerinden korumak icin evlenir..
Fakat aha sonra yegeni Crispinin nisanlısı oldugunu ogrendigi bu genc kizi o seferden döneseye kadar onu her seyden koruyup tertemiz nisanlisina da teslim etmeye karar verir.Kısaca evlilikleri kağit üzerinde olacaktir. Teoride iyi..Ama pratikte zamanla bu zorlaşmaya başlar..

Bu iki yalnız insan zamanla birbirlerinin en iyi arkadasi ve dostu olurlar. Sanattan,kitaptan ,ailelerinden hayallerinden konuşmak hiç zor degildir. Konu bulmak aralarında poblem bile değildir..
Fakat Edmund'un rahatsızlanıp yatağa düşmesi ile olaylar hızlanmaya başlar..Arkadaşlıkları yine bakidir..Ama sonunda duygular yön degistirmeye başlar..
Yanlarında olmadıkları zamanlarda birbirlerini özler hale gelirler..Jullianne nişanlısının anılarını sis bulutu ardında bulmaya başlar..Rüyalarındaki gördüğü erkeğin hayali Edmund'dan başkası değildir.. Durum Edmund içinde farklı değildir..İkisi de birbirlerine asik olmustur.
Aralarına mesafe koymaları bile işe yaramamaya başlar..Edmund ona emanet edilene hıyanet etmenin azabı ile kıvranırken ..Jullianne ise onu her kadından kıskanmaya başlar..İkiside duygularını gömmeye meyilli iken olayların akışı hızlanmaya başlar...Tavsiye ederim.

2 Mart 2013 Cumartesi

Alev Alev-Linda Howard

Alev Alev-Linda Howard

Orjinal Adı Burn olan Alev Alev'in Goodreasd puanı  5/,3.57  Benim puanım 5/1 Sanırım en düşük puan verdiğim kitaplardan oldu..
Bu romandan zevk alamamın nedeni berbat bir çeviri..Yayın evi bu romanı tekrar düzgün bir çeviri ile yayınlayabilseydi çok mutlu olurdum..Okurken çok yoruldum.Ne demek istiyor olayları birbirine bağlamak için çok uğraştım..Ama sonunda okumayı başardım..

Burada basit bir genç kadın olan Jeener Redwine'e piyangodan para çıkması ile başlıyor olaylar..Basit bir et kesme fabrikası işçisi olan Jenner'in hayatı kökünden değişiyor..Fakat gelen para ile birlikte genç kadının huzuru oldukça kaçıyor..Öce sevgilisi ile ayrılıyor sonra en iyi dostu ile arası bozuluyor..Çevresindeki insanların onu sömürmek için var olduklarını anladığı anda da her şey ve herkesten ilişkisini kesip Florida'ya taşınır..

Aradan 7 yıl geçiyor ayrıcalıklı yaşama iyice alışmış olan Jennet bu çevredeki tek dostu ile bir gemi yolculuğu tatiline karar verir..Ama tatilde Vatan hainliği yaptığından şüphelenilen Larkin isimli adamın peşinde olan bir şebeke ile yolları çakışır..Arkadaşı Sydney'in gemiye binmesini engelliyorlarken Jenne içinde daha değişik bir yol bulurlar..Jenne'de hükümet ajanı olan şebekenin başı Cael Traylor'un sevgilisi rolünü üstlenecektir.Bunun karşılığında da arakadaşı ve ona bir şey yapmayacaklar olayın sonunda çekip gitmesine göz yumacaklardır..Onu bu olaya dahil etmelerinin sebebi ise takip ettikleri adam ile odalarının yan yana olmasıdır..
Başından itibaren Jenne ile Cael arasında sert bir savaş baş gösterir..Bu savaş bir anda tutku rüzgarlarına dönüşür..Çünkü 15 gün sürecek bu yolculuk sırasında Cael Jenne ile kelepçeli olarak aynı yatakta yatmak zorunda kalmıştır..
Sevgilisi Dylan'dan sonra erkeklerle pek işi olmayan Jenne için de durum pek farklı değildir..Önce kendini Stockholm sendromuna tutulduğunu zannetse de olayın hiçte öyle olmadığını anlaması çok uzun sürmedi..
Genel olarak kitabın kurgusu iyidi ama ikili arasındaki aşkı çekimi hissedemedim..Kötü bir Howard kitabı idi..Daha önce yazarın Fırtına kitabını sevmemmişsem de en azından o çok rahat okunabiliyordu..Hikayede kopukluklarda vardı...Okumak istiyorsanız fazlaca tavsiye edebileceğim bir kitap değildi..


1 Mart 2013 Cuma

Sahte Nişanlı-Maisey Yates

Sahte Nişanlı-Maisey Yates

Güzel bir romandı kenarda unutmuşum..Sevdiğim türde bir hikaye vardı..Anlaşmalı evlilikler,sahte nişanlılıklar bu hikayede tam da istediğim gibi idi..Biraz olaylar bazı yerlerinde hızlıca gelişsede ikili arasındaki önce tutkuyu sonrada aşkı hissedebiliyordunuz..
Lily'nin geçmişten gelen korkuları ile yüzleşmesi..Gage'in ilişkilerde aradığı yüzeyselliği Lilly ile bulamayıp derinliği keşfetmesi..Önce iş ile başlayan arkadaşlığın zorunluluktan dolayı görünüşte sahte nişanlılığa oradan da kaçamağa ilerlemesi ve gelişen duygular ile herşeyin yön değiştirmesi ki....

Kısaca sevdim bu hikayeyi..En azından korkunç iki kitabın üzerine ilaç gibi geldi bana..




Doukakis'in Emrinde-Sarah Morgan

İşte tam istediğim gibi bir roman..Harlequin'in Büyülü dünyasına bayılıyorum...Bu kenarda unuttuğum roman beni çok mutlu etti okurken..Kurgu ve Aşk tam da istediğim gibi idi..
Dış görüntü  yanıltıcı olabilir bir kişi hakkında karar verirken hata yapabilsiniz..
Polly Prince Ve Damon Dukakis'in yolu yıllar önce kesişmişti..Polly Damon'un kız kardeşi Arianne ile yıllar önce çok iyi bir okuldan atılırken yolları kesişmişti..
Damon onun tam da bir baş belası olduğuna karar vermiş iki arkadaşın görüşmelerini yasaklamıştı..Kız kardeşi onun her şeyi idi..Onu koruyucu kanatları altına almıştı ama fazla korumacı davrandığının farkında değildi...
Polly Prince ile yolları bu sefer daha değişik şartlarda kesişti..Polly şimdiye kadar babasının devamlı değişen genç eşleri,sevgilileri ile yaşamayı öğrenmiş başının çaresine bakmayı hep bilmişti...Başka çaresi de yoktu ki...Babası hiç bir zaman onun ile tam anlamı ile ilgilenmemiş hatta bu son sevgilisi ile haftalardır ortadan kaybolmuş şirketin tüm yükünü ise kızının üstüne bırakmıştı..Şirket hiç de iyi bir durumda değildi..El değiştirmişti..Yıllar önce karşılaştığı arakadaşının ağabeyi Damon Dukakıs şirketi satın almıştı..
Amacı Poly'nin babası ile ortadan kaybolan kız kardeşine çok vakit geçmeden ulaşmaktır..Polly'nin amacı ise şirket çalışanlarının işleri kaybetmemesidir..Amacı acımasızlığı ile ünlü adama bunu be yapıp edip kabul ettirmektir..İşte yıllar sonra bu şartlar ile karşılaşırlar..
Karşışındaki pembe çoraplı bu asri kadını çok da hafife aldığını Damon öğrenecektir...