30 Temmuz 2013 Salı

Harlequn Yayınlarından Yepyeni Bir Seri Başlıyor...
Serinin İlk Kitabı Gena Showalter'den Kara Gönülçelen!!!
Çekilişe Katılmak isteyenler buyrun Facebook Sayfamıza...

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=605000486187660&set=a.410041229016921.94330.410040422350335&type=1&theater

28 Temmuz 2013 Pazar

Bana Aitsin - Karen Rose




Kitabın Adı: Bana Aitsin
Yazar : Karen Rose
Orjinal Adı : You Belong To Me
Yayın Evi : Kanes Yayınları
Sayfa Sayısı : 528
Goodreads Puanı : 5/4,09
Puanım 5/4,5



İlk defa okuduğum bir yazar Karen Rose.Polisiye gerilim..Derinliği olan bir  yazar..Kurgusu muhteşem .Çok ürkütücü canavarlaşmış bir katil vardı hikayede..Okurken bazı sahnelerinde ürktüm açıkçası..Ama iyi bir yazar..Fakat bazı yerlerde çok fazla ayrıntı var detay var..Bir de kadro da çok kişiden oluşuyordu ... Bu da okumamı yavaşlattı açıkçası..Dönüp kişilere tekrar bakmak zorunda kaldım..Kim kimdi diye...Ama sonradan kitapta ki o kalabalık kadroya alışınca kitap hızla ilerlemeye başladı bende..İlk önce şunu da belirtmeliyim ki özellikle Sandra Brown ve Linda Howard severler bu yazarı sever gibime geliyor..Ama ben bu yazarı daha çok Lisa Unger'e benzettim..Hoş Lisa Unger'in de bir kitabını okuyabildim ama bende o yazarın havasına benzettim..

Fakat yazar bu saydığım diğer polisiye yazarlardan daha aksiyonlu gerilimli yazıyor ki bu kitapda ki katil bana çok acımasız geldi..Anladığım Eminim ki bu kitabın filmi çekilse çok iş yapar bence..Kısaca yazarı sevdim,kalemini sevdim..Muhakkak takip edeceğim bir yazar olacak..


Konusuna Gelince:

Bir adli tıp uzmanı olan Lucy'nin  rutin sabah koşularından döndüğü sırada Baltimore Park'da bir ceset bulması ile başlar olaylar...Öldürülen kişinin cesedi tanınmaz bir halde olduğu gibi kalbi de sökülüp çıkarılmıştı..Cinayeti araştıran dedektif   J.D Fitzpatrick  ise kente yeni gelmiş karısını kaybettikten sonra yaşadığı bunalım sonucunda hem departman hem şehir değiştirmiş bir polis idi..Ortağı Stevie Mazzeretti ise eski arkadaşının karısı idi..J.D. ve Lucy'nin kimyaları en başta birbirini tutmuştu aralarındaki çekim mükemmel idi..Aralarındaki cinsel gerilimin dozunu yazar müthiş güzel ayarlamıştı ki bence sayfalar boyunca erotizm yazsa bu kadar etkili olamazdı..J.D'nin kaybettiği karısı ile olan problemleri Lucy'nin ilk nişanlısına benzettiği J.D.'den kaçmaya çalışması ama bunu yapamaması..Yazar ikili arasındaki aşkı çok güzel işlemişti..Polisiyede biraz aşk olduğunda daha çok hoşuma gidiyor..





Fakat bu ikilini  bulmaları gereken bir katil vardı çünkü  katil ard arda cinayetleri işlemeye devam ediyordu..Hem de onlara acımasızca da işkence de yapıyordu..
Sayfalar ilerledikçe Lucy'nin ailesi ile olan problemleri de açığa çıkıyordu..Yıllar önce kazada ölen ağabeyini kaybetmek onu çok yaralamıştı özellikle ailesinin ona karşı olan davranışları çok acımasızca idi..İşte bu yüzden Lucy oldukça zor bir çocukluk geçirmiş daha sonra da kendini müziğe vererek teselliyi bulmuştu..Kitap ilerledikçe görüyoruz ki cinayet geçmişte yaşanan bir olay bu olayın bir sır gibi saklanması idi..Lucy'nin aklına gelemeyeceği kişiler bu işe bulaşmıştı..Ve katil intikam kin hisleri ile bu cinayetleri işlerken adaleti yerine getirdiğini düşünüyordu..


Heyecanı gerilimi bol bir romandı..İçinde muhteşem bir aşk ile de taçlandırılmıştı..Tavsiye ederim..Özellikle polisiye sever arkadaşlar bu yazarı sakın es geçmeyin....



24 Temmuz 2013 Çarşamba

Ruhundaki Zehir İle Yüzleş-Tess Gerritsen



Kitap Adı: Ruhundaki Zehir İle Yüzleş
Yazar Adı : Tess Gerritsen
Yayın Evi : Martı Yayınları
Çevirmen : Laden İldeniz
Sayfa Sayısı : 309
Goodreads Puanı :5/3,65
Puanım : 5/3,5


Arka arkaya bu ara Tess Gerritsen kitabı okudum..Sanırım polisiye roman okumayı çok özlemişim bu romanı da çok beğendim.Ama diğer romanlarından daha durağan olsa da daha derin bir konusu vardı..Bilinmeyen bir uyuşturucu türünden  ölen insanların konusunu işliyordu..
Yine çok güzel bir film olacak konusu vardı aksiyon sahneleri müthiş idi..Bu konuya bir de güzel bir aşk işlenmişti..Kısaca kurguyu beğendim..Kitabın ortalarından sonra katili en zayıf ihtimal verdiklerimden biri çıkarak beni ters köşeye yatırdı..


Romandaki kahramanlarımızın biri Adli Tıp uzmanı  Kat Novak diğeri de ünlü ilaç şirketinin sahibi idi..Adam Quantrell..Bu iki kişi de birbirlerine oldukça zıt karakterde yaşam tarzları farklıdır..İkisi de ik evliliklerinden pek de mutlu olamamışlardır..Evliliğinden oldukça yara olmuş olan Kate yeni bir ilişki istememektedir..Adam ise uzun zamandır sosyetik bir güzelle arkadaşlık yapmakta ama yakınlaşmaya hala kararsızdır..


İşte bu ikilinin yolları bir gece ölü bulunan bir genç kızın yüzünden kesişir..Çünkü otopsisini yaptığı genç kızın avucundan Adam'ın telefon numarası çıkmıştır..Adam altı aydır evde kaçan  olan üvey kızını aramaktadır..Ölü bulunan genç kız bilinmeyen bir uyuşturucu ile ölmüştür..Adam'ın firması da yeni bir ağrı kesici ilacın deneylerini yapmaktadır..Arka arkaya aynı benzer ölümler olması ile soruşturmanın rengi değişir..
Ölümlerin henüz piyasaya sürülmeyen ve araştırması yapılan ilacın ham maddesinde yapıldığını gören Adam Kat ile işbirliği yapmaya karar verir.Hem de kızını arayacak hem de bu ölümlerin arkasındaki sır perdesini de aralayacaktır..

Araştırmalarında ikiside birbirlerini daha da yakından tanımaya ve anlamaya başlarlar..
Kate'in Adam'ın zenginliği hakkındaki ön yargısını kırmak Adam için oldukça zor olacaktır..Ayrıca bu önyargıya da İsabel'in katkısıda epeyce güçlü olacaktır..Soruşturmalarını yaparken Kate'in saldırıya uğraması işleri daha da kızıştıracaktır..

Güzel bir Gerilim ve polisiye romanı idi..Aşk temaları ile de süslenmişti..Yazarın takipçileri bu romanı sönük bulabilse de yinede okunmaya değer bir hikaye...

22 Temmuz 2013 Pazartesi

Aşk ÖLümden Uyanıştır-Tess Gerritsen



Adı: Aşk Ölümden Uyanıştır
Yazar Adı: Tess Gerritsen
Orjinal Adı :Keeper of the Bride
Yayın Evi : Martı Yayınları
Çevirmen: Bahar Yaldız Çelik
Goodreads Puanı: 5/3,42
Puanım :5/5




Romantik Gerilim türündeki Tess Gerritsen'in Aşk Ölümden Uyanıştır kitabını 1996 yılında Harlequin Gerilimden daha önce çıkmıştı..Fakat ben bu kitabı bulamamıştım..Çıkar çıkmaz da hemen kitabı aldım..Çok beğendim..Bundan yıllar önce yazarın bu kitabı yazdığı yıllarda moda olan polisiye TV filmlerine benziyordu konusu..Aşk,macera,tutku,polisiye temalarında harmanlanmış bir hikaye idi..Bu kadar beğenmemin nedeni de sanırım bu temaları çok sevmem..

Bu romanı Sandra Brown,Linda Howard severler  çok beğenir diye düşünüyorum..Ama Tess Severler yazarın daha aksiyonlu kanlı hikayelerini okuyanlar sever mi bilemiyorum..Bunu belirtmemde fayda var ama bu kitap yazarın eski eserlerinden Harlequin'in Gerilim Serisinden bir kitap..Müthiş idi..


Yazar kitabın başından itibaren hikayeyi hem çok iyi kurgulamış hem de duygusal tema ile harmanlamış,bombalama sahneleri ile de yerinde bir adrenalin katmıştı..Elimden bırakamadım alıp okuyup bitirmem bir oldu..
yazarın Harlequin'den çıkan başka romanları varsa ısrarla okumak istiyorum..

Romanın Konusuna Gelince:)

Acil servis hemşiresi Nina Cornier nikahına yirmi dakika kala nişanlısı tarafından terk edilir..Ardından kilisede bomba patlayarak mutlak bir ölümden kıl payı kurtulur..Büyük hayaller ile beklediği günü bir karabasana dönüşmüştür..
Patlamanın faillerini bulmak dedektif Sam Navarro'ya düşmüştür..Zira kentin başka yerinde de bombalar patlamış olayların bağlantılı olup olmadığı araştırılmaktadır..Şüpheliyi bulmak için önce Nina'nın ailesini araştırır..Bu araştırma da genç kadının ailesi ile çok da sıcak ilişkiler içinde olmadığını ailenin kara koyunu olduğunu fark eder..Arda arda gelen olaylar ile genç kadının direnme gücüne,metanetine de hayran kalır..


Sam Navarro yıllardır yalnız yaşayan genç bir adamdır.Adeta mesleği ile evlidir..Çok sert gözü pek bir adamdır.Yıllar önce mesleğe ilk başladığı yıllarda bir olay ile ilgili tanıştığı bir genç kadın ile yaşadığı gönül ilişkisi ve yşadığı ayrılık yüzünden aşka adeta tövbelidir..Özellikle müşterileri,kurbanları ile gereken mesafeyi hep başarı ile korumuştur..Fakat Nina onu çok derinden etkilemiştir..Mesafeyi korumayı çalıştıkça girdaba kapılmış gibi ona doğru çekilmektedir..Özellikle Nina'nın tekrar öldürülmek istenmesi sonunda onu korumak için devamlı birlikte olmak zorunda kalmaları Sam açısından içinden çıkılmaz bir durum yaratmaya başlamaktadır..

Nina ise sadece annesini ailesini memnun etmek için evlenmeye karar verdiği adam için terk edilmesi öz güvenini yeterince sarsmaya yeterli olmuştur..Ayrılmış anne ve babasından,ablasından gerekli ilgi görmeyen Nina'nın Sam Navarro gibi adamdan etkilenmesi de kaçınılmazdır..Nişanlısı Robert de Nina'nın patlamaya hedef olduğu öğrendikten sonra geri dönmesi ile Nina Robert ile yüz yüze hesaplaşmaya karar verir..

Kesinlikle bu güzel romanı tavsiye ederim...



21 Temmuz 2013 Pazar

Aşk Hiç Bitmez-Candace Camp




Kitap Adı Aşk Hiç Bitmez
Yazar : Candace Camp
Yayın Evi : Pegasus Yayınları
Goodreads Puanı :5/3,81
Puanım : 5/4


Sonunda kusursuz dükümüzün kız kardeşi  Leydi Calandra'nın hikayesini de okudum...Yazarın kalemini çok seviyorum oldukça sade ve akıcı yazıyor.. Okurken hiç sıkılmıyorsunuz..Yanlızca erkek karakterin iç seslerini vermiyor yazar...Bu kitap da çok belirgin gibi gelmedi bana..Başlar da hikaye yazarı biraz zorlamış sanırım pek ilerlemedi...Ama sonra oldukça güzel açıldı..Kitabı çok rahat okudum..Bu hikayede de en merak ettiklerim Rochford Dükü İle Leydi Francesca'nın durumunda bir gelişme olup olmadığı idi..


Serinin bu kitabında bu iki eski dostun? ve iddiacının durumları hakkında epey bir bilgi edinmiş oldum..Bu hikayede oldukça çarpıcı bir şekilde yer alıyor..Hele bir sahnesinde Francesca ve  Rochford'un bakışmaları oldukça nefesimi kesti..O ufacık sahneyi yazar öyle güzel hikayenin sonuna kurgulamış ki..Yazarın kalemine bir kez daha hayran oldum..Bu hikayede çevirmen farklı idi ama bende çeviriden gelen bir rahatsızlık olmadı..
Serinin diğer kahramanları da bu hikayede vardı özellikle Söz Dinlemez Kalbimden İrene ve Gideon'a sık rastlıyorduk..Özellikle İrene Francesca'ya çok yardımcı olduğu sahneler vardı..

Konusuna Gelince:
Leydi Calandra mevkii,serveti ve güzelliği sayesinde talibi oldukça çoktu..Fakat ağabeyi Rochford Dükü'nin aşırı korumacı tavrı ve sertliği yüzünden de çoğu buna cesaret de edemiyordu..Hoş Callie'nin pek de umurunda değildi..Taa ki Gizemli kontumuz Early Bromwell ile karşılaşıncaya kadar..Bir davette onu zor durumdan kurtaran Bromwell ile Caallie'yi  gören ağabeyi buna oldukça çok büyük tepki verir..İki erkek birbirlerinden nefret etmektedir..Öyle Rochford Callie'yi dinlemez görüşmesini anında  yasaklar..Duruma anlam veremeyen genç kız aslında bu genç kont ile oldukça yakınlaşmış ve ondan çok etkilenmiştir..
Kont Bromwell içinde durum farklı olmasa da onun amacı geçmişte yaşadığı olay yüzünden Dükü huzursuz etmek amacında dır..Bu yüzden Callie'yi kullanmakta tereddüt etmez..Ama niyeti genç kızın şerefini lekelemek de değildir..Bromwell'den çok etkilenen Callie ağabeyinden gizli gizli onunla görüşürken bu arada Francesca'dan kendisini evlendirmesini de istemiştir..Bu son olaylar ile kendine ait bir evi yuvası olmalı hayatına kimse müdahale etmemelidir..


Bromwell ise sık sık görüşmeye başladığı Callie'den gün geçtikçe etkilenmeye başlar.. Ablası Daphne olaylara karışmaya başlayınca her şey kontrolden  çıkmaya başlar..Francesca olayları tüm gücü ile önlemeye çalışırken Callie bu iki kadın arasındaki ölümcül rekabet ve kinin farkına varır..

Oldukça güzel bir hikaye idi..Ben çok severek okudum ama asıl serinin dördüncü ve son hikayesini okumak istiyorum..Pegasus Yayınlarından isteğim bu son kitabı bir an önce çıkarmaları.. Okuyacak arkadaşlara keyifli okumalar...




Matchmakers (Çöpçatan Serisi)
1. The Marriage Wager (2007) Aşk Engel Tanımaz
2. The Bridal Quest (2008) Söz Dinlemez Kalbim
aka The Bridal Conquest
3. The Wedding Challenge (2008) Aşk Hiç Bitmez
4. The Courtship Dance (2009)




19 Temmuz 2013 Cuma

Tutkuların Pençesinde - Kresley Cole


Kitabın Adı Tutkuların Pençesinde

Yazarı : Kresley Cole
Sayfa Sayısı : 397
Yayınevi : Pegasus Yayınları
Çevimen Aydan Şanlısoy Özbek
Goodreads Puanı : 5/4,29
Puanım : 5/4,5


Bu seriyi çok beğendim çok..Ama ilk kitabı okuduğumda diğer fantastik kitaplara benzetmiştim. Beğenmiştim ama bir türlü ısınamamıştım. Bunda önemli etken ilk kitap ile ikinci kitabın yayın süresinde biraz ara verilmesi..Fakat ikinci kitap Tutkuların Pençesinde'yi çok beğendim ..O yüzden diyorum ki son zamanlarda çıkan fantastik serileri içinde en güzellerinden diyebilirim..Fakat bence yayın evi bu seriyi daha sık aralıklar ile yayınlamalı...Çünkü zaman geçince olayları ve kahramanların arasındaki olay bağlantılarını unutabiliyoruz...Çok güzel bir hikaye vardı bu hikayede Kurt adamlar,vampirler ,periler ,iblisler hepsi mevcut..Yetişkin Serisi olduğunu da belirtmeliyim..Aksiyonlu bir seri..Heyecan katışıksız hiç kesilmiyor..Yazarın kalemini bu ikinci kitap da daha da beğendim..Fantastik severler bu seriye bayılacak bence hala okumayan varsa...



Ahhh Sebastian! Ne  mükemmel adam. Eski zaman beyefendisi , utangaç, ne istediğini bilen bir savaşçı  ve kavgacı,alim... Ailesine dargın ağabeylerine onu isteği dışında dönüştürmüşler..Bu yüzden onlarla görüşmüyor..Ağabeyi bir Valkyrie ile evlenmiş..Oldukça mutlu uyumlu bir evliliği var..Ayrıca Roman kahramanı Kaderin'in üvey kardeşi ile ..Sebastian  kadınlar konusunda çok tecrübesiz..Ağabeyleri gibi değil..Duygusal ama kadınlar ile çok ilişkisi olmamış..Özellikle dönüştürüldükten sonra hiç bir kadına arzu hissetmiyor..

 Fakat Sebastian ve Kaderin'in yolları kesiştiğinde ikisin de aralarında müthiş bir çekim oluşuyor. Öyle ki bu cinsel gerilim elle hissedilebilecek kadar belirgin.Özellikle
Sebastian tarafından bu durum oldukça ilgi çekici ki dönüştüğünden beri değil cinsellik yaşayan ölü..Şimdiye kadar hiç bir canlıdan kan içmemiş olması düzenli beslenememesi yüzünden oldukça zayıf düşmüş durumda..Kaderin'in gelini olduğunu ağabeyinin sözleri aklına gelince anlar..
Bu karşılaşmadan sonra Kaderin kaçar Sebastian kovalar. Başta bu durum Kaderin'in hoşuna gitmese de vampirlere karşı tepkili de olsa yaşanan olaylar ile aralarındaki yakınlaşmalar artmaya başlar..Özellikle durumlarının imkansızlığına rağmen aralarında çok derin aşk oluşmaya başlar..İkisinin de yapması gereken fedakarlılar ve savaşlar vardır ortada...

Kaderin başta Sebastianın yardımını istemese de sonradan bunu kabullenir..Öyle bir hale gelir ki birlikte savaşmaya başlarlar..Kaderin ortak bir gelecekleri olabileceğini  düşünmemeye çalışır  çünkü bu kız kardeşlerinden fedakarlık etmesi demektir..Olsa bile kız kardeşlerinin onu kabul edebileceği şüphelidir.. Öte yandan Sebastian ile yakınlaşmalrı kan bağına kadar gelişir..Öyle bir hal alır ki Kaderin'in geçmişi Sebastian'ın rüyalarına girer..Bu rüyalar bir nevi yol göstericidir..

Kesinlikle tavsiye edeceğim bir seri kesinlikle okuyun derim. Dikkatimi çeken bir şey de serinin ilk kitabı Sebastian'ın ağabeyi Nikolai'nin yani Sebastian'ı dönüştürmek zorunda kalan ağabeyi..Bu kitabı niçin ilk önce yayınlanmadı yazarın bilemiyorum ..Umarım onu da okumak çok kısa bir zamanda nasip olur..tutkuların Pençesinde'den sonra gelen hikaye Bowen'in hikayesi..Kaderin ödül için onunla yarışıyordu..Çok uzun bir seri bu umarım arka arkaya okumak nasip olur...




Immortals After Dark Serisi:

1. Warlord Wants Forever (2011)
2. A Hunger Like No Other (2006) ArzuLarın Esiri
3. No Rest for the Wicked (2006) Tutkuların Pençesinde
4. Wicked Deeds on a Winter's Night (2007)
5. Dark Needs at Night's Edge (2008)
6. Dark Desires After Dusk (2008)
7. Kiss of a Demon King (2009)
8. Untouchable (2009)
9. Pleasure of a Dark Prince (2010)
10. Demon from the Dark (2010)
11. Dreams of a Dark Warrior (2011)
12. Lothaire (2012)
 13. The Clan MacRieve (omnibus) (2010)
 14. The Brothers Wroth (omnibus) (2012)
  15.Macrieve (2013)




15 Temmuz 2013 Pazartesi

Geçmişten Gelen Ölüm - Nora Roberts




Kitabın Adı: Geçmişten Gelen Ölüm
Yazar : Nora Roberts
Yayınevi: Epsilon Yayınevi
Sayfa : 448
Goodreads Puanı : 5/4,22
Puanım 5/5
Orjinal adı Reunion in Death (In Death #14)

Klasik bir Eve ve Roarke hikayesi değildi bu bence.. Serinin son zamanlarda yayınlanan serüvenlerinden daha başarılı buldum..Sanki hikaye akıyordu heyecan aşk polisiye ve bilim kurgu  temaları ile harmanlanmış idi..Okumak büyük keyif idi..Bu anlatımı ilk kitaplarda yakalıyordum çoğunlukla benim için sürpriz oldu diyebilirim..
Roarke ve Eve ikilisinin ilişkileri,Mcnab ve Pebody'nin süre gelen  ilişkisi ve Pebody'nin sıra dışı anne ve babasının ziyareti..Bu ziyaretin Eve'i huzursuz etmesi..Eve'in sonunda geçmişi ile yüzleştiği sahne beni çok etkiledi çok..O acıyı çekerken Roarke'in sevdiği kadının acısını tam da içinde hissetmesi..Geçmişte kalan bu acılara müdahale edememesi yüzünden duyduğu öfke..Sanırım bu tür ilişki biz kadınların tam da istediği türde bir evlilik..Eve'in dikbaşlılığı ve bunu Roarke'in kırdığı sahneler çok eğlenceli idi..


Hala daha bu seriye başlamamış olanlar  bence çok şey kaybediyorsunuz..Muhteşem bir seri..Bir an önce başlayın bence..2059 yılında geçen Dedektif Eve Dallas ve kocası  Roarke'in hikayesi..İlişkilerinin başlaması ilerlemesi. Roarke'in sicili karanlık geçmişi birbirlerinin ufkunu açması..İlişklerinin oturması Çok özel çok...
Durum öyle bir yere geliyor ki bu inatçı sert ama kalbi yumuşak ama bunu göstermekten nefret eden bu sıradışı kadın serüvenin çoğu yerlerinde kocası ile çalışmaya başlaması kaçınılmaz elbette..Süper milyarder Roarke'in imkanları çok geniş istediği her şeyi anında karısının önüne serebilecek güçte..Ama bizim sert dedektifimiz geçmişinden gelen önemsenmeme bir yere atılma durumlarına alışık olduğu için bir türlü alışamamış bu duruma. Ama Roarke ona herşeyini vermek istiyor..Ama Eve için maddiyatın önemli olmaması yüzünden çoğunlukla tartışma çıkıyor aralarında.

Mesleği ile ilgili teknolojik yardımları başta almak istemese de sonunda kocasından bu desteği kabul ediyor..Çoğu davalarda birlikte çalışıyorlar,birlikte tehlikeye giriyorlar..Evlilikleri de bu aksiyonu bol maceraların birinden sonra gerçekleşiyor..İki farklı çevrenin insanları olmaları zorlukları getirse de onları birbirlerinden asla uzaklaştırmıyor..Bir de Summerset var Roarke'in uşağı..Hiç ama hiç anlaşamıyorlar Eve ile aralarındaki çekişme diyaloglar müthiş komik..Ama ihtiyaç halinde birbirlerine bir aile gibi destek oluyorlar..
Ondördüncü kitabımız İşte bu şartlarda başlıyor..Eve'in Roarke ile evlenmeden önce mesleğe yeni başladığı dönemlerde hapise attığı dişli bir kadın Julie Dockport sistemi aldatarak hapisten çıkar..Psikoljik uzmanları aldatır ve serbest kalır..Geçmişte evlendiği kocalarını öldürerek yüklü bir servet elde etmiş erkeklerden nefret eden cani ruhlu bir kadındır..Sicilinde yok yoktur..Özellikle annesinin evlendiği bir erkeği de baştan çıkararak hem annesinin hem üvey babasının hayatını alt üst etmiş annesi onu evlatlıktan red etmiştir...
Çok pahalı zevklaeri olan bu kadn Eve ile hesaplaşmak için çıkar çıkmaz vakit kaybetmeden cinayetlerine tekrar başlar..Onun hapisten çıktığını öğrenen Eve ile aralarında amansız bir mücadele başlar..Julie onun burnunun dibine kadar gelip cinayetlerini işleyip onunla resmen dalga geçmektedir..


Çok güzel bir hikaye idi..Tavsiye ederim...Kesinlikle kaçırmayın...

Bir Alıntı:

"Bir adamla otuz yil evli kaliyorsun,ciddi bir yatırım yapıyorsun . Seni sepetlediğinde epey rahatsız olursun."

"Bunu aklımda tutarım.'

"Ben mi?. Ben kiralik katil filan tutmam?" Seni kendim öldurme nezaketini gosteririm."
"Tesekkürler sevgilim"
Roarke eğilerek Eve'in başının üzerine bir öpücük kondurdu." Böyle konularda isi sahsen ele alacağının bilmek çok rahatlatıcı."



Serinin Kitapları:


Çıplak ölüm
Görkemli Ölüm
Ölümsüz Ölüm
Mutlu Ölüm
Büyülü ölüm
Kindar Ölüm
Noelde Ölüm
Ölüm Tuzağı
Ölümüne Sadakat
Ölüm Tanığı
Ölüm Yargısı
Hain Ölüm
Baştan çıkaran Ölüm
Geçmişten Gelen Ölüm

11 Temmuz 2013 Perşembe

Pencereme Aşk Kondu - LaVyrle Spencer




Pencereme Aşk Kondu
Yazar Adı:  Lavyrle Spencer
Orjinal Adı:  Morning Glory
Sayfa Sayısı: 546
Goodreads Puanı: 5/4,22
Yayıevi : Koridor Yayınları
Puanım :5/5+++


Uzun zamandır bu kadar güzel sıcak bir hikaye okuduğumu hatırlamıyorum..Eskiden televizyonlarda oynayan eski Hollywood filmlerindeki  aile bağları,zorluklar,ekonomik sıkıntıları veren filmler..O havayı soludum ben bu romanda..Yaşamı hissediyorsunuz..Asla pespembe bir aşk yok bu romanda.Gerçek hayatın zorluklarını büyülü bir uslup ile anlatıyor yazar..Yazarın okuduğum ilk romanı kalemini anlatımını çok sevdim..Kaleminde öyle bir yetenek var ki hayatın zorluklarını yaşayan geçek insanların büyülü hikayesini yazmış..
Hikayenin geçtiği yıllar İkinci Dünya Savaşının hemen öncesinde basit sıradan insanların destanlaşan hikayeleri..Kurgu,aşk,aile bağları,çocuk sevgisi,açlık,iktidar hırs müthiş güzel bir şekilde harmanlanmış..İşte diyorum ben böyle ayakları yere sağlam basan içinde her şey olan hikayeleri seviyorum..Hem dram,hem romans severleri çok memnun edecek bir hikaye bu bence..


Konusuna gelince...

Sevgiye aç iki insanın destansı hikayesi..İkisi de bizim deyimimizle gün yüzü görmemiş.Hayatta mutluluk nedir bilmemişler romanın kahramanları ..Romanın erkek karakteri Will Parker gayri meşru bir çocuk..Aile sıcaklığını  bırakın insan gibi yaşayamamış bile . Ne sıcak bir yemek ne de düzenli bir yaşam..Oradan oraya savrulmuş bir genç adam..Hapise bir kaza sonucu genelevdeki bir kadının ölümüne sebep olduğu için düşmüş..Olaya tanık olan arkadaşının da ihanetine uğramış..

Beş yıl hapis yatıp çıktıktan sonra da yolu Whitney kasabasına düşüştür..Orada girdiği iştende çıkmak zorunda kalır..Amaçsız çaresizdir..Cebindeki üç beş kuruş para ile yine karnını nasıl  doyuracağını düşünürken,tam o sırada gazete de bir ilan görür  o gazete ilanına başvurmaya karar verir..Bu kararın hayatını kökten değiştireceğini bilemezdi tabii ki..İlanda genç bir erkek koca aranıyordu..Elly Dinsmore tarafından..
Hikayemizin kadın karakteri Elly Dinsmore kasabada ki herkes ona katışıksız deli gözü bakıyordu..Bu sıra dışılığının ardında Elly'nin yetiştiriliş tarzı sıradışı ailesin de rolü büyüktür..Özellikle yarı deli Büyük anne ve büyük baba tarafından devamlı hor görülmesi..Annesinin de kızını bu iki kaçıktan yeteri kadar koruyamaması Elly'nin kişiliğinde derin izler bırakmıştır..Elly 'de sevmeye sevilmeye açtır.. Belki de o yüzden kocası ile arka arkaya gelen ailesindeki ölümlerden sonra  evlenmiş onun da  kendisine ihtiyacı olduğunu düşünmüş onunla bir yuva kurmuştur..Ama evlendikten sonra dış dünya ile ilişkisini kesmiştir..

Fakat kocasını umulmadık bir şekilde kaybettikten sonra hamile olduğunu farketmiştir.İki çocuğu ve yolda gelmekte olan bebeği ile gerçekten de çaresiz bir durumda dır.. O yüzden evlenmeye karar verir..Fakat mevcut durumu ile bunun pek de kolay olmayacağının da farkındadır..Çünkü sonuçta kapıyı aşındıran taliplileri yoktur..

İşte bu mevcut durumda ikilinin yolları kesişir..İkisi de çaresiz durumdadır..İkisi de ayakta kalmak durumunda dır..İşte hikayenin de güzelliği ve yazarın becerisi bundan sonra başlıyor zaten..
Muhteşemdi muhteşem..Okuyun..Tavsiyemdir...





6 Temmuz 2013 Cumartesi

Yatağımdaki Yabacı -Sylvia Day




Orjinal Adı:The Stranger I Married
Yayın evi: Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı: 380
Goodreads Puanı :5/3,9
Benim Puanım :4,5

Yazarın daha önce okumuş olduğum Günaha Davet kitabını beğenerek okumuştum..Yatağımdaki Yabancı konu olarak daha cüretkar bulduğumu söylemeliyim..Hatta beşlerde oluşan evlilik şartları vs. beni rahatsız da etti..Ama yazar konuya bu durumu o kadar güzel harmanlayarak adapte etmiş ki bu oldukça olağan görünüyor hikayenin konusu içinde..Çoğu kişiyi okurken bu durum rahatsızlık verebilir de vermeyebilir de..Bu romanda klasik bir aşkı ararsanız bence yaklaşmayın..Özellikle aşk romanlarında erotizmi fazla sevmiyorsanız da uzak durun..Ama bence yazar aşk ve tutkunun ayrılmaz olduğunu çok da güzel işliyor..Sıra dışı olan durumlar beni başta rahatsız etti..Ama konu ilerledikçe hikaye beni içine alıverdi.Yazarın kalemi müthiş bence..Hikayenin başlarında  aşk yoktu çiftimiz arasında o sonradan geldi..Ama birbirlerini kıskanma ve sahiplenme vardı ki o da sonradan oldu...
Gray

Kısaca ben bu hikayeyi bana ters gelen çok özelliği de olsa sevdim..Kitabı çok kolay bitirdim..Kesinlikle takip edeceğim bir yazar olacak..Okuduğum iki kitabını da çok beğenerek okudum..Bir de yazar sanırım erkek kahramanları kadınlardan küçük oluyor..Bunu da belirtmeliyim..Çünkü Gray İsabel'den dört yaş küçük..
     
Kitabın konusuna gelince: İsabel  ve Gray özel yaşamlarını perdelemek evlenmek zorunda kalmamak için Grayson Markisi Gerard Fauklner ile evlenmeye karar verirler..İkisinin de sevgilileri vardır fakat evlenmeye hiç niyetleri yoktur.Bu mevcut durumu sürdürmek için evlenmek özellikle Gray için kurtuluştur..Zira Gray'ın çok sevdiği evli olan sevgilisinden bir çocuğu olacaktır o yüzden de evlenmek istememektedir...Bir de hiç anlaşamadığı katı yürekli annesini çileden çıkarmak için bir de fırsat doğmuştur..

İsabel için ise durum daha başkadır..İsabel kocasını beş yıl önce kaybetmiştir.Onu çok evmiş fakat ihaneti ile çok sarsılmış evlenmemeye yemin etmiştir..Zira kocasının ihaneti ile kadınlık gururu,yüreği derin bir yaralamıştır..Bir daha da böyle bir duruma düşmemeye yemin etmiştir..Fakat erkeklere ne kadar güvenmese de onlardan vazgeçememektedir..O da bu durumu kendine sevgili bularak çözümlemeye karar vermiştir..Fakat her ne kadar çok sayıda olmayan sevgilileri evlenmek istediğinde de onlara nazikçe kapıyı göstermektedir..Kocası öldükten sonra birlikte olduğu sevgililerini bu yüzden terk etmiştir..
İşte Gray'ın teklifi ile bu evlilik cenderesinden kurtulmak oldukça çekici gelir..Sonuçta bu evlilik kağıt üzerinde olacaktır..Gray ile ayrıca oldukça da iyi dost ve arkadaşlardır..

İşte Gray ve İsabel bu şartlarda evliliklerini gerçekleştirirler..Bir süre böyle devam ederler..
Gray sevgilisini doğumda kaybedene kadar..Emily ve çocuğu doğumda hayatını kaybeder ve Gray bu üzüntüye dayanamayarak bulunduğu ülkeyi terk eder..
Tam dört yıl gelmez ve bir sabah ansızın tekrar İsabel'in hayatına girmeye karar verir.. Oldukça değişmiş olarak ve karısını geri isteyerek..
Oldukça güzel bir romanda bence..Okuyacak arkadaşlara keyifli okumalar dilerim...

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Raintre Sığınak-Beverly Barton







Sığınak-Beverly Barton
Orjinal Adı: Raintree : Sanctuary
Sayfa:224
Çeviri: Zeynep Arda 
Goodreads Puanı :5/3,75 


Raintree Üçlemesinin son kitabı sığınak ile bu muhteşem seriyi bitirmiş bulunuyorum..Serinin En güzel serüveni idi bence.Bir an bile elimden bırakamadım desem..
Sayfaları nasıl çevirdiğimi bilemedim.Aşk,Tutku,macera,savaş,temaları ile harmanlanmış bu serüven bittiğinde çok üzüldüm..Daha 224 sayfa olsa okuyacaktım..
Serinin son kitabında Dante ve Gideon'dan sonra ailenin dişi üyesi Mercy Raintree'ye aitti. Serinin en heyecanlı hikayesi olması bir bakıma önceki maceraların yarım kalması ve Dante ve Gideon'un Sığınak'a gitmek için yola çıkarken kesilmesi idi..
Romanın erkek kahramanı ise Raintree'lerin can düşmanı bir Ansara idi..Hemde onların hanedan soyunun en başı..Judah Ansara..Fakat Mercy bunu bilmiyordu..
İkisinin yolları tam yedi yıl önce  kesişmiş aralarında bir yakınlaşma ile tek gecelik bir ilişki olmuştu.Mercy Judah'ın kim olduğunu bilmiyordu ama Judah onun kim olduğunu anlamıştı..İkisi de birbirlerini unatamamışlardı fakat bunu kendilerine bile itiraf edemiyorlardı..Bu yakınlaşmadan özellikle Ansara Klanının hiç onaylamayacağı bir çocuk dünyaya gelmişti Eve Raintree..Dış görünüşü annesine benzeyen ama babasının güçlerini de alan bir kız çocuğu..
Mercy onu herkesten özellikle babasından saklamıştı.Ağabeyleri de Eve'in babasının kim olduğunu bilmiyorlardı. Onlardan da saklamıştı..Kızını böyle koruyabileceğini sanıyordu ama yanılıyordu..Önce Judah'ın amansız bir düşmanı vardı üvey kardeşi..Cael Ansara..Kelimenin tam anlamı ile bir şeytandı..Raintree'lerle savaşmanın Judah'ın aksine zamanı geldiğini düşünüyordu..Judah'ada suikast yaptırarak öldürmeyi planlıyordu..Bunda başarılı olamayınca Mercy Raintree'ye suikastçı göndererek öldürmeyi planlar.Bunu son anda öğrenen Judah onu öldürme hakkının sadece kendinde olduğunu düşünmektedir.İşte bu yüzden engel olmak için Sığınak'a kadar gider..Ve yolları Mercy ile yedi yıl sonra tekrar kesişir..
İşte bundan sonra görülecek hesaplar ortaya çıkacak olan sırlar ve verilmesi gereken savaşlar vardır. İlk savaşları birbirleriyle ve en çetin olanıdır..
Çok güzel bir seri idi..Serinin tüm kitapları çıktığına göre arka arkaya okumanızı şiddetle tavsiye ederim..Seri müthiş idi..Harlequin umarım bu Mystery serisine devam eder..Tavsiyemdir...


Raintree Serisi:

1.Cehennem (inferno) Linda Howard
2.Adalet (Haunted) Lİnda Winstead Jones
3.Sığınak (Sanctuary) Beverly Barton