22 Haziran 2012 Cuma

Bana Bir Aşk Borçlusun-Susan Mallery


Bana Bir Aşk Borçlusun - Susan Mallery

Bu kitabı ilk elime aldığımda çok beklenti içine girmeden okumayı planladım.Ama bu kitabın kapağını açıp da okumaya başladıktan sonra ise muhteşem bir kitap ile karşı karşıya olduğumu gördüm..

Romanın Goodreads Puanı 5/3,94 bence 5/5 olmalıydı..Pegasus Yayınlarına olan kızgınlığım bir nebze olsun dindi bu muhteşem roman ile..
Lone Star Serisinin ilk kitabı bu...Işıldayan serisinden de daha çok sevdim...

Lone Star Sisters
1. Under Her Skin (2009)(Bana Bir Aşk Borçlusun)  5/3,94
2. Lip Service (2009) 5/3,84
3. Straight From the Hip (2009) 5/3,98
4. Hot On Her Heels (2009) 5/4,05
5. Wild Hearts (2009) 5/3,53

Seride üç kız kardeş  var Lexi Titan en büyükleri dğier kızkardeşlerinden annesi ayrı.Ondan küçük iki kızkardeşi de var..Annesi babası Jed'i terkettikten sonra evlenir ve iki kız kardeşi daha olur..  Skye ve İzzy Titan..İlişkileri her zaman çok sıcak olsa da bazaen Lexi dışlandğını da hisseder.....Romanın ortalarında da babalarının başka kardeşleri ağabeyleri  olduğunu öğrenirler...

Aşk Romanları severler bu kitaba bayılacaklar bundan eminim...Bir de Seden Gürel'in muhteşem çevirisi de olunca..Okuma zevkim ikiye katlandı..Aile,aşk,çocuk sevgisi ,hırs,tutku üzerine yazılmış Masalımsı bir tadı olan bir romandı..
Romanın ilk sayfalarından itibaren olaylar tüm hızı ile başladı..Özellikle Harlequin Roman severler bu  kitaba bayılacaklar bence..

Romandaki Jed Titan gibi bir babası  olmasını veya öyle bir erkeğe aşık olmak  her kadın için tam bir kabus sanırım..

Lexi Titan en üstteki Titan olmak uğruna küçük bir kız çocuğunun babasına kendisini daha fazla sevdirmesi de vardı..Ona kendini kabul ettirmesi de..Lexi üniversite yıllarında atıldığı hayatının en büyük macerasını Cruz Rodrigez ile yaşamıştı..Her şey birden oluvermişti..Ona çok doğru da gelmişti...Ama ertesi gecenin sabahında horlanmayı küçük düşürülmeyi beklemyordu tabii ki.Bu ilk deneyim onun ruhunda derin izler bırakacaktı..Cruz'dan sonra asla kendini öyle kaptırmadı..Ama kimse ile de öylesini yaşayamadı..
Babası ile çalışmamak için  kurduğu Spa şirketinin ilk yıllarında aldığı kredi ile ilgili sorun çıkmasını hiç de beklemiyordu..Çok aci İki Milyon Dolara ihtiyacı vardı..Bunu üç hafta gibi bir zaman diliminde bulması gerekiyordu..
Buldu da...Cruz Rodrigez'den  on yıl öncesinin deyim yerinde ise hergelesi çok zengin bir adam olmuştu..Şimde daha da büyük zirveye oynuyordu hedefine ulaşmak için is Lexi'ye ihtiyacı vardı..Bunun için İki Milyon'u ona ödemeyi teklif etti karşılığında altı ay nişanlı kalacaklar,aynı evi,aynı yatağı paylaşaaklardı...Bu korkunç bir teklifti.aynı derecede çok cezbedici...Çünkü Cruz'un sevgilisi olmak demek ateşle kavrulmak demekti....Bundan hem korkuyor hemde çok istiyordu....Cruz Rodrigez ise gençlği büyük bir acılar içinde geçmiş deyim yerinde ise 18 yaşına kadar var olma mücadelesi vermiş bir adamdı..Onun en zayıf yanı annesi idi..En sevdiği de ..Sevme ona göre insanı acizletiyordu..Bunun için aşıkolmak planlarında yoktu...O planı tasarlar ve uygulardı...

Tavsiye ederim okuyunnnn....

Hülya..

21 Haziran 2012 Perşembe

Özgürlüğe Koşanlar(Where There's Smoke) Sandra Brown


Özgürlüge Koşanlar - Sandra Brown
Goodreads Puanı 5/3,77 Ben 5 üzerinden 5 veriyorum bu romana..Şimdiki günümüz de okuduğumz romanların çoğundan çok daha iyi idi hikaye..

Bence 1994 yılinda Altin Kitaplardan çıkmış bu romani bulabilen sakın kaçırmasın.
Yazarın kalem gücüne hayran kaldim.Kurgulamadaki üstünlügüne. Yok yok bu romanda ask,tutku,macera,intikam ne ararsan var.

Uzun zaman önce bulmuş ama okumamıstim. Bu kadar geçe bıraktigıma çok pişman oldum.
Hikayenin karakterleri ise bol hepsinin bir hikayesi var..Karakterleri yazar bence çok güzel tahlil etmiş.Hale baş kadın karakterin gücüne sabrına hayran oldum..İster istemez benim başıma bu olay gelseydi ne yapardım diye düşünüyorsunuz..
Lara Mallory romanin kadin kahramani o kadar güçlü bir karakter ki hayran oldum. Key Teckett romanin erkek karakteri serseri tipli günah kadar yakışıklı bir serseri. Ama bu duyarsızlığınız ve serseriliğinin altında yatanlar da trajik bir aile dramı aslında..
Lara Ve Key hikayemizin baş kahramın ikili birbirlerini yıllar öncesinden tanıyor zaten. Lara'nin yillar önce Key'in agabeyi olan Clark Teckett ile uygunsuz bir şekilde hem de başkasi ile evli iken basılmasi üzerine herşeyini kaybetmis bir kadın olması...Bu baskının altında yatan çok acı bir sır..Bunu yazmıyorum kitabın tadını bozarım...
Bu skandal yüzünden cok sevdigi doktorluk meslegini yapamamasi.
Key ise ağabeyini kaybettikten sonra yaşadigi yere 5 yıldır gelmiyordu. Ailenin yaramaz,haşarı serserı çocuguydu. Annesi ile hiç sıcak bır ilişkisi olmamısti.Bunda belki de onun dogdugu gün babasinin baska bir kadınla oldugu gercegini hatırlatmasi yüzündendi. Birde Teckett ailesinin gösterişsiz cirkin kizi Janellen  vardi 33 yaşinda evde kalmış kiz kurusu yazar onun adeta güller acmasini cok güzel kurgulamısti.Aşka ve hayata Janellen cezaevinde çıkmış bir mahkum ile yelken açması çok manidardı..
Okurken elimden bırakamadım..Aile ilişkileri,entrikalari,cinayetleri ve tutkulu aşklari Sandra Brown ismine yakişir bir şekilde hikayeleştirmişti tavsiye ederim.

15 Haziran 2012 Cuma

Highlands Serisi 2.Kitap Bedel-Marsha Canham


Bedel- Marsha Canham

İlk roman Gurur öyle bir yerde kaldı kiii öyle kalakaldım...Alahtan iki kitabı arka arkaya okumak şansına sahiptim...Yoksa ikinci kitabı bekleyiş süresi biraz sıkıntılı olabilirdi...

Yazarın daha önce Arunas Yayıncılıktan çıkan Benim Ebedi Aşkım,(My Forever Love )  ve Demir Gül (The İron Rose) isimli kitaplarını okumuştum..İkisinide çok başarılı buldum..Marsha Canham öyle bir kalem ki sizi yazdığın dönemin diyarlarına götürdüğü gibi o zaman ki tarihi olayları beyninize adeta kazıtıyor..

Daha Önce okuduğum Kathleen F.Woodwiss'nin Rüzgarda Savrulan Küller (Ashes İn The Wind) romanında da çok detaylı bir tarihi anlatım olsada Marsha Canhamın kurgusu hikayesi tarihi olaylara daha gerçekçi bir anlatım ile monte edilmişti adeta..Benim Ebedi Aşkım'da haçlı savaşlarını adeta yaşadığımı hatırlıyorum..

Kısaca Gurur ve Bedel kesinlikle arka arkaya okunması gereken hikaye..Bu hikayeyi okurken hislerimi anlatacak kelime bulamıyorum..Yazar benim bu sefer ayaklarımı resmen yerden kesti..O ne anlatım,o ne duygu sağanağı öyle..

Sadece romanın kahramanları Catherine Assbrooke ve Alexander Cameron'un hikayesi yoktu bu hikayede ki..Arkadaşı ve onbeşyıılık yoldaşı Aluinn ve Catherine'nin can yoldaşı,hizmetlisi Diedre'nin,Ağabeyi Damien Ashbrooke,Annesi Caroline 'nin aşkları,tutkuları da vardı bu hikayede ki yazar biraz daha keşke Catherine'nin annesini de işleseydi ki bu kadının hayatı iki çocuğunda da kilit noktası idi gibi geldi bana..

Hikaye tam da yazarın bıraktığı yerden kesintisiz olarak devam ediyordu,şımarık bencil,istediğini hep iştediğğini elde etmeye alışmış olan bu soylu kadının giderek olgunlaşmasını izlemiştik ilk kitapta..İkinci kitapta ise kocasının ruhu olmasını,onun için güçlü olması yanı sıra karakterinin gizli yanlarının açığa çıkmasını izlemek..Harikaydı..Alex'in sevdiği kadını iliklerine kadar özlemesi.hele aylardan sonraki görüştükleri ilk sahne çok duygusal ve tutkulu idi..

Okurken zaman zaman savaş detayları canımı biraz sıksada yinede çok zevkli idi bu iki kitabı okumak..

Okuyun bu özel yazarı,tarihin tozlu sayfalarında kaybolun ve iki özel insanın aşkını bire bir yaşayın...Tavsiyemdir...


14 Haziran 2012 Perşembe


Johanna Lindsey- Seninle Başım Dertte
Malory Sersinin ilk kitabı olan Seninle Başım Dertte bitti..Harika bir kitaptı..Kısaca özetine gelirsek:
Mallory Serisinin ilk kitabı olan Love Only Once da Regina Ashton ve Nicholas Eden'in hikayesi ile başlıyor seri.
Regina Ashton'ın annesi Melissa Malory, Malory erkeklerinin tek kız kardeşidir ve Regina Annesi ve Babasını evlerinde çıkan bir yangından dolayı kaybeder veçok küçük yaşta öksüz ve yetim kalır.
Dayıları olan Malory erkekleri James,Jason,Edward ve Anthony çok sevdikleri kız kardeşlerinin kızına sahip çıkarlar.Ailenin büyüğü Jason'da Reginannın vasiliği olsada diğer kardeşlerde yeğenlerine sahip çıkarlar onunla ilgilenirler. Değişik i zamanlarda Regina dayılarında kalmaya başlar.Regina 4 dayısınında göz bebeğidir ve şımartılarak büyütülmüşdür.
Regina çok güzel bir geç kızdır.Sosteyteye ilk takdiminde bir çok talibi olmuşdur. Ancak henüz evleneceği kişiyi bulamamışdır.Zaten ona evlilik teklifinde bulunanlar önce dayılarının değerlendirmesinden geçer. O da büyük bir probleme sebep olmakta birinin beğendiğini öteki beğenmemektedir..Bu konuda ki diyalogları da okumak çok zevkli idi.
Vikont Nicholas Eden yakışıklı ve zengin biri olmasına rağmen sosyete tarafından adı kötü zamparaya çıkmış asilzadedir.Biir çok aile kızlarını ondan uzak tutmaktadır.Kaldı ki zaten Nicholas'ında evlenmek gibi bir niyeti yoktur.
Bunların altında özellikle evlenmek istememesinin altında kimsenin bilmesini istemediği bir neden daha doğrusu bir sır vardır.Roman boyunca tüm beni deli eden davranışları özellikle bu sır yüzündendi..
Regina taşraya çok sevdiği Anthony dayısının yanına taşınmak ve eş seçiminide dayılarına bırakmak istemektedir. Özellikle evleneceği erkeğin Antony dayısına benzemesini istemektedir.
Baloya gidecekleri akşam Regina Anthony dayısının yanına bunu konuşmak için gider , ancak evdeki araba ile kuzenleri baloya gidecekleri için Regina'nın onları bekletmesini kabul etmezler.
O anda orada erkek kuzeni Marshall'a eşlik etmek için bulunan dul Leydi Selena Eddington ona kendi arabasını teklif eder.
Selena bu arada Nicholas'ın son sevgilisidir ve Nicholas onu terk etmek üzeredir. Bunu anlayan Selena nın da planları vardır.Selena'nında amacı baloya başka bir erkekle gidip onu kıskandırmaktır.
Regina Anthony dayısı ile konuşmak için yanına gider, o sırada dayısının evinin civarında Nicholas arkadaşı ile atlarıyla parktan dönmektedir. Ve evin önünde Selana'nın arabasını görünce şaşırır.Evin sahibinin Anthony Mallory olduğunu bilir ve onun gibi kendinde de kötü bir şöhrete sahip olan biri ile nasıl kendisini kıskandırmaya çalışacağını düşünür ve orda köşede evden çıkmasını bekler. Selena'da siyah saçlıdır ve evden çıkan kızın yüzü kapalı olduğu için onu Selena olarak düşünür yani iki kadını karıştırır ve at arabası evden çıktıktan sonra Nicholas arabayı kaçırır. Selena sandığı Reginayı kendi evine götürür onu bir odaya kapatarak uşağının gözetimine bırakır..
Eve attığı kadının Selena olduğunu düşünen Nicholas baloya gider ve baloda Selena'yı görünce şok olur ve o an yanlış kişiyi kaçırdığını anlayarak evine döner.
Nicholas eve gelip kaçırdığı kişiyi kitlediği odaya girince camın yanında ona dönük olarak kendisini beklemekte olan Reginayı görünce ikinci bir şok daha geçirir , Reginanın güzelliğinden çok fazla etkilenir.
Regina'da bu yakışıklı adamı ilk gördüğü anda etkilenir ve onunla konuştukça onu en sevdiği dayısı olan Anthony'e benzetir.Birbirinden etkilenen Regina ve Nicholas'ın kaderi bu kaçırma olayının etrafta duyulması ile tamamen değişir.Kendi evinin ordan kaçırılan Anthony Nicholas'ı düelloda haklamak ister, Regina ise Nicholas'ın ölmesini istemez ve dayısına onu sevdiğini ve evlenmek istediğini söyler.
Bütün dayılar James hariç Edward Malory'nin evinde toplanır ve Nicholas'ı çağırırlar.
Evde onlarında dışında Nicholas'ın teyzesi ve büyükanneside beklemektedir.
Nicholas evlenmeyi kabul etmez düelloyu tercih eder.
Ama işin sonu evlenme kararının alınmasına varır ve nişanlanırlar.
Nicholas Regina'yı evllilikten vazgeçirmeye kararlıdır ve bunun üzerine planlar yapar.
Kendi geçmişinden dolayı evleneceği kişininde zarar görmemEsini özellikle bu kişi Regina olduğu için istememektedir. Ama ona karşı olan ilgiliside devam etmektedir.
İkiside katıldıkları bir baloda evlenmeden önce birlikte olurlar. .bu süre zarfında Nicholas kendini Regina'da geri çekmiştir
.Nicholas halen evlilikten vazgeçirmeye çalışssada 4 ay sonra evlenirler. Regina ise evlendiğinde hamiledir.Evlendikten hemen sonra Nicholas annesinin yaşadığı taşradaki malikanesine Reginayı bırakır ve terk eder.
Ancak onun hamile olduğundan haberi yoktur, Regina ise onu istemeyen bir erkeği bebek bahanesi ile yanında olmasını istememektedir ve ona söylemez.
Olaylar bundan sonrasında James dayısının ortaya çıkması, Nicholas'ın geriye dönmesi ve daha bir çokları ile devam eder.
Bu kitabı okuduğunuzda yüzünüzde sürekli bir gülümseme ve arada ufak kahkahalarınız olucak.Bazı yerler özellikle Nicholas'ın birkaç davranışı beni çok sinir etti .Diyebilirim ki elime geçirsem bir kaşık suda boğabilirdim.Ama bu tipik bir Johanna Lindsey erkek kahramanımış ve buna tüm Lindsey romanlarında hazırlıklı olalım derim..Okurken romandan büyük bir keyif aldım.Kitabın nasıl bittiğini farketmedim bile..
Bu romanda serinin diğer kahramanlarıda yan karakter olarak mevcut onlar hakkında biraz bilgi sahaibi oluyorsunuz.Bu yüzden de bu serinin sırası bozıulmadan okunması gerekiyor bence..
Hiç kaçırmadan alın ve okuyun ve gerçek Johanna Lindsay ile tanışın derim



10 Haziran 2012 Pazar

Higlands Serisi 1.Kitap Gurur Marsha Canham


Gurur- Marsha Canham

Üç kitaplık bir seri olan Highlands 'ın ilk kitabı Goodreads puanı 3,89

1)The Pride of Lions (Gurur)
2)The Blood of Roses (Bedel)
3)Midnight Honor

Marsha Canham yine yaptı yapacağını Benim Ebedi Aşkımda Haçlı Savaşlarına,Demir Gül'de Korsan Savaşlarını anlatırken adete yaşattı diyebilirim..
Belki biraz fazla detaylı anlatıyor diye düşünülebilirse de bence olayları size kazıtarak anlatıyor adeta dönemi yaşıyorsunuz..

Yazar bu kitabında bizlere İskoçya tarihini adeta öğretiyor.Va tadına doyulmaz tutkulu bir aşk ilede hikayeyi süsleyip taçlandırmış....

Hikaye 16 yüzyılda İngiltere ve iskoçya'nın en kanlı tarihlerinden 1745'de başlıyor..Catherina Ashbrooke soylu bir İngiliz asilzadenin şımarık kızı
Alexander Cameron oda savaşçı ve onurlu,cesur inanılmaz yakışıklı bir İskoç savaşçısı inatçı kararlı..Şngiliz topraklarına kılık değiştirerek tüccar kılığında giriyor..Catherinenin ağabeyi Damien ile sıkı bir arkadaş..

Catherine kendisini bir İngiliz subayı ile neredeyse nişanlı olarak adetmektedir...Tüm erkekleri parmağının ucunda oynatmaktan da büyük bir zevk alır..Amaa Kendi topraklarında bir anda karşılaştığı Alex ile yolları kesiştiğinde hayatının plamladığı gibi gitmeyceğini bilemezdi tabii ki..

Baloda Hamilton Garner'i kıskandırmak için kullandığı Alex ,le Hamilton'un düello yapmasına sebep olması düelloyu kazanan Alex'in Carherine ile evlenmeye mecbur kalması çok çarpıcıydı..Şımarık ve Sorumsuzca yaptığı bu hareketin bedeli Alex ile evlenip İskoçya'ya gitmekti..Her ne kadar bu zoraki kocasında kurtulmaya kalktıkça onunla daha da yakınlaşması oldukça da manidardı..
 Hikaye ilerledikçe Alex'in kişiliğini olayların akışı ile bu insanları önyargısız değerlendirmeyi onlar gibi olmayı olgunlaşmayı öğrenecektir..Kurtulup kaçmaya çalıştığı kocasına sahip çıkışını okumak beni mestetti diyebilirim..Klasik bir historical değil ve tam da yerinde kesildi hikaye....

İskoç ve İngiliz savaşını okumak o dönemin siyasi olaylarına şahitlik etmek istiyorsanız vee bu şahane aşk ile taçlandırılmış hikayeyi tavsiye ederim...

9 Haziran 2012 Cumartesi

Yeniden Sev

Yeniden Sev - Susan Mallery

Haziran Ayı Harlequin Star Of Romance sayısında
38 Yaşında çok sevdiği kocasını kaybeden Beth Davis ile Milyoner bekar yakışıklı Todd Graham'ın hikayesi vardı..

Kocasını kaybeden Beth Davis için aşk konusu kocası öldükten sonra rafa kaldırılmıştı onun için ...Kendini iki çocuğuna adamıştı...
Liseyi bitirdiken sonra kocası ile flört etmişti..Nasıl yapıldığını unutmuştu bile...Ama işgüzar arkadaşları onun artık hayatına bir aşk daha katmasını düşünüyorlardı ve ona bir yardım yemeğinde Todd Graham ile yemek ayarladılar..Ama Beth bu buluşma ile sudan çıkmış balığa dönmüştü..
Nasıl konuşup davranması gerektiğini her şeyi unutmuştu..Ayrıca kocası dışında da bir erkek ona yalnış geliyordu..
Todd Graham ise şimdiye kadar deyim yerinde ise çıtır kızlar ile çıkmıştı..Yani genç güzel 0 beden kızlar..Beth ise öyle değildi..Şimdiye kadar hiç bir kadının yapmadığı şeyi yaptı ve onu masada terk edip gitti..Şimdiye kadar Todd'u kimse red etmemişti..

Çöl Ateşi


Çöl Ateşi-Penny Jordan


Bu ayki Harlequin Clasics serisinin ilk hikayesi Şeyhli bir hikaye idi..Genelde Şeyhli hikayeleri pek sevmesem de severek okudum...

Şeyh Xavier Al Agir ile Mariella Sutton'un hikayesidi ..Mariella at resimlerini çizen bir ressamdı..Babaları ayrı kız kardşi Tanya ile birlikte yaşıyordu..Tanya sevdiği adam tarafından hamile iken terkedilmişti...Rastlantı sonucu yeğeninin babasının Zuran Şeyhi Xavier olduğunu öğrendikten sonra daha önceden oradan gelen teklifi değerlendirmeye karar verir...Amacı bunun hesabını ondan sormaktır..
Ama Şeyh ile karşılaştığında onun uzun zamandır rüyalarında gördğiğ şahin bakışlı erkek olduğunu görür:))
Tavsiye ederim..

Sensiz Yıllar-Lucy Gordon

Değişik güzel bir hikayedi..Joanne kuzeni Maria ile 8 yıldır pek görüşmüyordu..İlişkisini neredeyse kesmişti..
Çünkü Maria ile aynı erkeğe sevmişler Franco Maria'yı tercih etmişti..Aşkını kalbine gömmeyi tercih edern Joanne ise çok sevdiği kuzeninin mutluluğuna gölge düşürmemek için bilerek uzak kalmıştı..Bunu Maria hissetmişti ama kocası Franco ise bilmiyordu ve Joanne'ye kızgındı..

Maria ikinci bebeği çok istiyen kocasını mutlu etmek için tekrar hamile kalır ama sağlığı bunun için elverişli değildi...Daha hamileliğ çok ilerlemeden kalp krizi ile hayatını kaybeder..Joanne Maria öldükten bir yıl sonra kuzeninin yaşadığı şehre gelmeye cesaret eder..Ama Franco ile karşılaşmak sandığından zordur onun için..
Güzel bir ikinci şans romanı daha..tavsiye ederim..


HülyA

Şeytanın Kalbi:)


Seytanin Kalbi-Lynn Raye Harris

Haziran Harlequinlerden Historical serisinden sonra en begendigim High Life serisi kitabi olan Seytanin Kalbi ve Aşk Hep Vardı
Bu ikili hikaye buram buram Helen Bianchin kokuyordu en azindan ben öyle hissettim.
Iki hikayeyide büyük bir zevk alarak okudum.
Ilk hikayede Seytanın Kalbi denilen ve iki aile icinde büyük bir önemi olan elmas kolyesinin sebep oldugu olaylar vardı.
 Francesca d'Oro daha önce aşik olup evlendigi Marcos Navarre'nin dairesine girip bu elması calması ile başlayan olaylari anlatan hikaye cok çarpicıydı.
Marcus Arjantinli gecmisi tehlikeli hatta gerillalik bile yapmıs bir adamdi. Franceska ile bir gece evli olarak kalip evliligi iptal ettirmelerinin üzerinden 8 yıl gecmısti.
O elmasi Franceşka kendisi vermisti ama Marcus'a göre elmas ailesinindi.
Tavsiye ederim.


Aşk Hep Vardı -Chantelle Shaw

Ikinci hikayeyi okurken ise bazi yerlerinde Helen Bianchin'in Bedel isimli romanini okuyorum sandim.
Chantelle Shaw en az benim kadar etkilenmis bu yazardan ama ben bu hikayeyi de cok sevdim.Bedelin degişik bir düzenlemesi de olsa severek okudum ve elimden bırakamadim.
Javier'e büyükbabasindan sürpriz bir vasiyet vardi yillardir idare ettigi bankasinin yönetimini elden cıkarmak istemiyorsa iki ay icinde evlenip en az bir yıl evli kalmalıydi.
Grace ise Javier'in bankasinda çalışan babasi ölen annesinin tedavi masraflarini ödeyebilmek icin zimmetine para gecirmisti. Onunla konuşmak icin evine gizlice girmisti. Ama Javier pek de misafirsever degildi.
Ama cok pratik bir adamdi ve ona teklifi ise cok carpici dehşet vericiydi.

Helen Bianchin hayranlarina tavsiyemdir.

2 Haziran 2012 Cumartesi

Wessex Kurdu-Deborah Simmons


Wessex Kurdu-Deborah Simmons

Bu ayki Harlequinn'in Historical sayisi büyüleyici idi.
Aslında Serinin ilk kitabi idi bu okudugum daha önceki bilge kardeş Goeffrey De Burgh'un hikayesidi bu da ikinci macerasıydi.

Simdi okudugum ise Wessex Kurdu lakapli Dunstan De Burgh'un hikayesi idi. O kadar güzel ve akici idi bunda cevirmen Nirgül Özborek'in büyük katkısi oldugunu düsünüyorum.Kralın Buyruğunu da aynı çevirmen çevirmişti..Okurken kesinlikle büyük bir zevk aldım hatta Kralın Buyruğu'ndan beni bu macera daha fazla etkiledi..

Ladx Marion Warrenne ugradigi saldirida hafızasini kaybetmistir. Onu bulan De Burgh kardesler yasadiklari kaleye götürürler.Baba De Burggh'un Marion'un kim oldugunu bulmak icin yaptığı arastirmada zengin ve toprak sahibi bir lady olduğunu dayısinin onu aradigini ogrenirler.DFayısı Marion'u geri istemektedir..
Marion'u dayisina teslim etmek icin baba De Burgh ayni zamanda şovalyede olan Wessex Kurdu lakaplı Dunstan De Burgh'u görevlendirir.
Dunstan De Burgh pervasız gözüpek ve oldukça iri yarı ve yakışıklı bir şövalyedir..Marion'u ilk karşılaştıkları anda etkisi altına alır...Ama babasının ona verdiği görevden de hiç de hoşnut değildir..Marion'u bir an önce dayısına teslim edip kendi topraklarına dönmeyi planlamaktadır..
Bu planlarında Marion'un azmi ve çok isabetli olan sezgileri dahil değildir..
Marion hatırlamaya çalıştıginda simsiyah bir boşluk olan gecmişinde dayisina giderse cok kotü seyler olacagini hisseder. Bu yüzden yolculuk sırasinda defalarca kacmaya çalisir Dunstan'ida dayisina teslim etmemesi ikna etmeye de calisir.
Bu uzun ve zorlu yolculuk ikisini de cok yakinlastirır. Aralarindaki çekim ise inanilmazdir. Marion Dunstan'a asik olmuştur. Asik olsada onunla kalmamaya kacmaya kararlidir.

Harika bir romandi tavsiye ederim. Bulursaniz Kralin Buyrugunu'da arkasindan okuyun derim.

HülyA

1 Haziran 2012 Cuma

Mezarın Yüzü-Jeaniene frosT


Mezarın Yüzü-Jeaniene Frost


Mezarın Yüzü Goodreads Puanı:5/4,26

Yine severek mest olarak okudum..Cat'in Kızıl Melek olan lakabı bu macerada Kızıl Azrail idi:)) Çeviridenmi? Kitabın orjinalindemi öyle anlayamadım..Ama çok akıcı ve heyecan dolu bir maceraydı her zamanki gibi...Fazla bir yoruma gerek yok..Alın ve okuyun..
Artık Cat tam anlamı ile vampir olmuştur..Diğer vampirlerdenfarklı olarak insan kanı ile değil vampir kanı ile beslenmektedir..Ama beslendiği kişinin tüm özelliklerini de adeta kopyalayarak almakta bire bir etkilenmektedir..
BU sıradışı özelliği dengeleri bozacak kadar büyük bir güçtür de aslında..
bunu hem vampirler hem de gülyabaniler Cat'ı yok etmek için bir bahane olarak görebilirlerdi..Ortalıktan kaybolan vampirlerin akıbetini öğrenmekiçin Car ve Bones Gülyabaniler kraliçesi Marrie'den yardım isterler..
Bu bölümde Spade,Dennis,Mencheres,vee Vlad'da vardı..Severek okudum..BU kadın okutturuyor kendini..Catve Bones'ın aşkını okumak yine çok güzeldi..
Bu sefer Cat'in amcası hasta idi..bakalım sonsuz yaşama Cat amcasını ikna ederek kurtaracakmıydı.. Tavsiye ederim..
Geecek maceradaki Vlad'ı deyim yerinde ise ip ile çekiyorum...

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Sonsuz Karanlık-Jeaniene Frost

Sonsuz Karanlik -Jeaniene Frost


Orijinal Adı Eternel Kiss Of Darkness Goodreads puanı 5/4,19

Ah bu Frost beni tam anlami ile kendine bagimli yapti..Okuduğum tüm kitaplarında hayranlığım daha da artıyor bu büyücü yazara..
Yan karakterlerin islendigi Kizil Damla'da Cat'in en samimi arkadaşı Dennis ve Spade'dan sonra
Sonsuz Karanlıkta da vampirlerin piri ve Bones'un ustasi Mencheres'in hikayesi vardi..Binlerce yılın yükü vardı omuzlarında..
Ben bu macerayi daha cok begendim. Resmen hikayeye esir oldum.Benim puanım ise 10 üzerinden 10 veriyorum . Mencheres karısını kendisini çok sevmediğini bildiği halde adeta bile bile lades demişti..Çünkü onu çok seviyordu..Aşkta her yol mübahtır sözünü doğrular şekilde onu elde etmişti..Elde ederken de hile de yapmıştı..Ama karısı bunu öğrenince ona ve tebasına yok etmek için savaş açmıştı..Her tülü kötülüğü de yapmaya çalışmıştı..Bu yaptığı kötülüğe rağmen Mencheres karısının canını almaya eli varmamıştı..Onun yerine bu işi Bones yapmıştı..
Ama bu büyük vampiri bu son yaşadıkları adeta hayata küstümüştü ki bir de artık geleceği göremiyordu onun yerine hep karanlığı görür olmuştu...Onun gibi uzun yaşayan usta vampirlerin ve ustasınıda gitttiği intihara sürükleniyordu..Görevlerinin büyük bir kısmını da Bones'a devretmişti..Her na bu kararının uygulayabilirdi..
Bunu uygulamaya karar verdiği bir gece dedektif Kira Grdceling ile yollari kesisti.
Kira bu intihari bilmeden engellerken hic bilmedigi hayal bile edemedigi bir dünyanin icinde buldu kendini bu güzel dedektif...Olaylar onlari oyle birbirlerine bagladıki. Karanliğı Sonsuz ölümü bekleyen Mencheres icin tüm yaşam gücü Kira oldu. Ask onlari öyle cabuk sarmaladi ki birbirleri icin yapabildiklerine kendileri bile sasirdi.Birbirleri ile tamamlandıklarını hissettiler..Yazarın aşkı hissttirmedeki başarısı inanılmazdı..Veee Cok sürpriz bir konuk da vardi bu macerada..Muhtemel gelecek kitaptaki kahramanimiz Vlad'da bu hikayede ve Bones ile catişmaları izlenmeye degerdi.

Hala daha bu seriye başlamadıysaniz cok sey kaybediyorsunuz.

Hathaway Serisi-Lisa Kleypas


Benimle Kal-Lisa Kleypas(Mine Till Midnight)


Hathaway serisinin İlk kitabı Goodreads Puanı 5/4,05


Lisa Kleypas'ı ilk tanıdığım kitaptı..okuduğumda o kadar çok sevdim ki defalarca okudum..Hikayede egzotik çingene Cam Rohan ve Hathaway ailesinin büyük kızı Amelia'nın hikayesi vardı..Sevgilisi kızıl hummadan ölen ağabeyi Leo büyük bir bunalımdaydı..Ona ve kardeşlerine bir anne şefkati ile seven ve sahip çokan Amelia..Bir gece yanlarında yıllardır çalışan ve aileden sayılan Merripen ile ağabeyini gecenin karanlığında ararken Cam Rohan denilen egzotik adamla yolları kesişti...
İlk andan itibaren aralarındaki çekim inanılmazdı...
Cam Rohan bir Romandı ve asiller ile iletişimi iyi idi..Ama çingene özleri onun yaşam felsefesi idi..Asillerle olan ilişkilerinde sınırlarını iyi biliyordu.. Amelia'nın içindeki tutkuyu adını koyamadığı hisleri canlandırıyordu..Amelia daha önce nişanlısından ayrılmı ve kendini ailesine adamıştı...Yaşının ilerlemiş olduğunu düşünerek kendini evde kalmış bir kız olarak da düşünüyordu....Ama bazen hiç ummadığınızda hayat size güzel sürprizler sunar..İlişkilerinin her bir evresini okumak müthişti..
Özellikle Amelia'yayı atın terkisne atıp kaçırdığı sahne inanılmazdı..Hala daha bu güzel kitabı okumadıysanız tavsiye ederim..





Vazgeçmem Senden-Lisa Kleypas(Seduce Me at Sunrise)


Hathaway Serisinin ikinci kitabı Goodreads puanı 5/4,07


Bu aileyi çok özlemişim..Harika bir yazar egzotik bir aile,okuduğum her satırından çok büyük bir keyif aldım..Bu hikayede Wallflower serisindeki Simon Hunt ve güzel eşi Annabel'de vardı..Yazarımız kahramanları hiç ummadığımız herhangi bir kitabında çıkarabiliyor..İşte tam da bu yüzden diyoruz kiiii..Lütfen bu yazarın kitaplarını sırasında verin diye..Lütfen 2,5 yıl daha bizi bekletmeyiniz..
Hikayemiz de herhangi bir kopukluk olmasın diye yazarımızın ince bir özeti de var aslında..Yine de Vazgeçmem Senden'i okumadan önce Benmle Kal'a şöyle bir göz atmakta fayda var bence..


Bu roman da ta çocukluktan başlayan bir aşk var..Winnifred Hathaway ile yakışıklı egzotik çingenemiz Kev Merripen..Dayısı tarafından öldürülesiye dövülüp terkedilen Merripen'i baba Hathaway bulup eve getirir onu iyileştirir...Yaralı bir hayvan gibi olan Merripen ve o günden sonra ailenin yanında kalmaya başlar ..O güne kadar hiç görmediği sevgi ve ihtimamı bu ailenin içine bulur...Herbirini ayerı ayru sever ve gözetmeye çalışır..Birine olan sevgisi ise bambaşkadır..
Win'i ilk gördüğü andan itibaren değişik duygular hisseder..Win ile çocukluktan bu yana yakınlaşmalrı bambaşkadır..Ama onu kendinden korumak adına da ümit vermek istemez Win'i kendine layık görmez..
Onu kendinden bu kadar uzaklaştırmaya çalışırken de hastalandığında sevdiği kız ölürse arkasından ölümü seçecek kadar da çok sever Win'i..Ama Win hastalıktan bir türlü kendini toparlayamaz ve Fransadaki bir senatoryuma yatmasına ailece karar verilir..Onun yokluğunda Merripen adeta ruhunu kaybedecek kadar acı çeker...
Win'in azmi aşkına ve sevdiği erkeğe sahip çıkmasını okumak bambaşkaydı..O hastalıklı ufak tefek zayıf kızın azmi ve dev Merripen'in inadını kırıp yola getirmesi bambaşka bir kaeyif verdi bana..
Cam ve Merripen'in Polka dövmesinin sırrı bu kiatpta çözülüyor..Cam bu sırrı didiklerken Merripen ise hiç ama hiç umursamıyordu..Bu sırrın çözülmesi ile hiç beklenmedik sürprizler gelişiyordu kitapta..Çok severek beğenerek okudum..Hele çeviri harikaydı..Bu kadar su gibi akan bir kitap epeydir okumadım..Bunu Seden Gürel'e borçluyuz....Dileğimiz yazarın diğer kitaplarını da aynı çevirmenin çevirmesi...
Tavsiyemdir..Tarihi Aşk Romanı seviyorsanız..Bu kitap tam size göre...


24 Mayıs 2012 Perşembe

Jeaniene Frost-Kızıl Damla / Bir Gece Avcısı Dünyası Romanı

            Jeaniene Frost..Tek kelime ile süper bir yazar..okuduğum tüm kitaplarına bayıldım diyebilirim..Yazarın hayal gücüne hayranım..Bir de o hayal gücü aşk ile taçlandırıldığında da okurken aldığım zevk inanılmaz..
Karakterlerin yerine o macera ve aşkları okumuyorsunuz resmen yaşıyorsunuz..Cate ve Bones'ın macedralarını her kitapta okumak ayrı bir keyif..Gelelim Kızıl Damla'ya

            Orjinal adı: First Drop of Crimson (2010) olan Kızıl Damla Goodreads Puanı 5/4.15 oldukça iyi.BU macerada ki kahramanlarımız Denise Ve Spade'in maceraları var..Daha önceki maceralarından biliyoruz ki..Denise Cat'in yakın bir arkadaşı Cat'in yarı vampir olduğunu öğrenmişti..Kocasını da bir vampir saldırısında kaybetmişti...Sevdiği insanın kaybetmenin acısını yüreğinde hissediyordu ki..Onun gibi sevdiği inasanı feci bir şekilde kaybeden Spade ile yolları bir iblisin onu damgalamasından sonra ailesini mutlak bir ölümden kurtarmak içi yardım ararken kesişti..
             Kocasını kaybetmeden önce aralarındaki olan ama önemsemediği çekim bundan böyle  daha da artacaktı..İkiside çok sevdikleri kişileri kaybetmenin acısı ile başkasına bir daha bağlanmamak istiyordu..En azından Spade kendi soyuna göre oldukça kısa olan insen soyundan birine aşık olmamayı seçmişti ama işler hiç de planlandığı gibi gitmiyordu..
           Kendisini damgalayan iblisten kurtulmak için Spade'in yardımına ihtiyacı vardı,Spade'in karanlık dünyasını ve kalbini aydınlatmak için ise Dennise'e..İkisi de evre evre bu çetin sınavı verebilecek miydi?
           Okuyun..Frostun hayal dünyasına ve aşkı iliklerinize kadar hissetiren büyülü kalemine bir daha tanık olun..
            TAVSİYEMDİR...

21 Mayıs 2012 Pazartesi


Mirasyedi -Grace Burrowes

Baştan sona kadar beğenerek okudum..Diyalogları harikaydı doğrusu..Yanlızca kitabın isminin kitap ile hiç mi hiç alakası yok..
Kitap çok sıradışı bir şekilde başlıyor..Westhaven Kontu Gayle Windham'ı evinde çalışan dilsiz hizmetçi Morgana sarkıtılık yaptığını zannedip onu ağır yaralayan Sara Seaton yani kontumuzun kahyası..Romanımızın baş karakterleri:))
Anna Seton ise aslında bir asilzadedir ama bir takım olaylar yüzünden evinden kaçmış ve kimliğini gizlemiştir...Westhaven ise Dük olan babasının varisidir..devamlı şekilde babası tarafından evlenip çoluk çocuğa karışması için baskı yapılmakta hatta yerleştirdiği casuslar tarafından izlenmektedir..
Kahyasının güzelliği,evine getirdiği huzur ile evindeki farklılık hoşuna giden Westhaven; zamanla kahyasının sıra dışı arkadaşlığından hoşlanmaya hatta ona ihtiyaç duymaya başlar..Anna için de durum aynıdır..Ama Annanın geçmişindeki kişiler onu aramaktadırlar bu durumun da ne kadar süreceüği belli değildir..Çünkü Anna'nın iki yıldır Evinden kaçarak hizmet ettiği evlerin üçüncüsü olup buradan da her an gitmek zorunda olduğunu biliyordur..

Baştan sona kadar akıcı bir kitaptı erotik sahneleri de kararındaydı ama bazı yerleri sizi rahatsız edebilir bir şey diyemem salında normal olarak bakarsak yazarın bu yazdıklarında ben bunu doğallık olarak algılıyorum..Bana normal gelirken başkasına gelmyebilir..Ama yazarın uslubunu sevdim doğrusu..Diyaloglar mükemmel,mizahi yönü harika ..
Yazarın sitesine baktığımda Ekim ve Kasım 2011 çıkacak kitaplarını görüyoruz..Yayın hakları da Koridor da olduğuna göre bence okumak için bu kitapları fazla beklemeyiz..

Aşka Bir şans ver-Sherryl Woods




       Doğruyu söylemek gerekirse bu kitap hakkında pek de ümidim yoktu..O sıkıcı aile ilişkilerini işleyen bir roman zannetmiştim..Vee kitaba da öyle başladım..Ama 20-30 sayfa okuduktan sonra görüşüm tamamen değişti..
       Goodreads sitesinde de 5/3,95 puanı Aşka Şans Ver  9 kitaplık bir serinin ilk kitabı...
Serilerin ilk kitaplarında genellikle karakterlerini tanımamız bakımından yazarlar daha detaylı yazarlar..Hikayenin kurgusunu okumak daha bir dikkat gerektirir..Bu hikayede de beş kardeş ve ana,baba bir de büyük anneden oluşan bir aile vardı..Ama çok kolay okunan bir kitaptı..

        O'Brien ailesi kısaca..Her bölümde ailenin bir ferdi..işleniyor anladığım kadarıyla..Megan ve Mick O'Brien'in beş çocuğu olduktan sonra  Koca yani Mick'in işlere ailesinden daha çok ilgilenmesi,işi dolayısı ile yaptığı seyahatlerden aylarca evden uzakta olması Megan'ı çileden çıkartıp evliliği bitirmesine sebep oluyor..Hem de beş çocuktan sonra..
          Bu boşanma ailenin üzerinde çok derin izler bırakacaktır en çok da o zaman yedi yaşın da olan Jess'i çok hırpalayacaktır..
Hikaye tam da Jess'in otel açmaya karar vermesi ama aylar geçtiği halde aldığı krediyi ödemekte zorlanması sebebiyle Büyük abla Abby'den yardım istemesi ile başlar..Jess krediyi Abby'nin terk ettiği sevgilisi Trace'in babasından almıştır..Abby Trace'i bırakıp New York'a yerleştikten sonra evlenmiş harika kız ikizleri olmuş bir hesap uzmanıdır..İşinde de  çok da iyidir...Çocuklarının velayetini ise eski kocası Wess ile paylaşmıştır..
          Anlaşılacağı gibi tam da bir ikinci şans romanı..Abby,Trace için değil sadece Mick ve megan için de..Ama anne ve babaların hikayesini ilerleyen kitaplarda okuyacağız sanırım..Hikaye de en çok Abby'nin ikizlerini sevdim..Hele hikayenin bir sahnesinde evden kaçtıkları sahne çok güzeldi..Trace'in onlar ile ilişkisini çok sevdim...Hele ikizleri teskin ettiği sahne çok güzeldi..Bayıldım o sahneye..
         Yazarın kalemini çok beğendim...Serinin ilk kitabı olması nedeniyle biraz duraganlık hissediliyordu..Ama genel anlamda güzel bir kitaptı..Hikayedki sevgi,aşk,tutku,aile bağlarını yazar çok güzel tadında harmanlamış....Tavsiye ederim...

 Chesapeake Shores Serisi:

1. The Inn At Eagle Point (2009)Aşka Şans Ver
2. Flowers on Main (2009)
3. Harbor Lights (2009)
4. A Chesapeake Shores Christmas (2010)
5. Driftwood Cottage (2011)
6. Moonlight Cove (2011)
7. Beach Lane (2011)
8. An O'Brien Family Christmas (2011)
9. The Summer Garden (2012)



Hulya YILMAZhttps://www.facebook.com/pages/Kitap-A%C5%9Fk%C4%B1M/410040422350335

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Harlequin Mayıs Ayı Desire,Highlife Romanlarından:)


Abby Green Sevda Tanrıçası,Maisey Yates Turan Prensi

Mayıs Ayı Harlequin High Life Serisinden bu iki hikayeyi beğenerek okudum..
İlk Hikaye Sevda Tarnrıçasında Küçüklüğünde Korkulu bir olay geçirmiş olan bir çocuğun yetişkin bir erkek olduğunda bu korkularının mutluluğunu nasılda sekte uğrattığını anlatan bir hikayed idi..
Aşkı uğruna bu korkusuna meydan okuyabilecekmi idi?

Turan Prensi Maisey Yates

İkinci hikaye de ise kendisini anne olmaya hazır hisseden Allison Whitman Bir tüp bebek kliniğine başvurur ve hamile de kalmıştır..
Ama ona karısının Turan Prensi Maximo Rossi'nin suni döllenmesini gerçekleşmesi için verdiği örnekler yalnışlıkla verilmiştir..
Bu durum iki tarafa da artı bir sorumluluk yükler..Maximo'nun karısı iki yıl önce ölmüştür..Ama kendisi hala çocuk hasreti ile yanıp tutuşmakrtadır..Ayrıca bu bebek prenskiğinin veliahtıdır kesinlikle de nikah dışı doğmaması gerekmektedir..
Alison ise bir çocuk sahibi için evlenmeye gerek olmadığını düşünmektedir buna gerek görmemektedir..
Ama bu iki kişi arasında da hiç göz ardı edilemeyecek bir çekimde vardır..
Kısaca özet böyle ikinci hikaye daha hoşuma gitii..Tavsiye ederim..

Gelelim bu Mayıs Ayı Desire serisine
Günahkar Hayatlar Jules Bennet
Güzel bir hikayedi aşk,sadakat,parıltılı hayatları içeren bir konusu vardı..
Sinema sektöründe olan Bronson'un annesi Olivia de ünlü bir film yıldızıydı..Asistanı olan Mia Bronson'un rakibinin yanında çalıştıktan sonra gelmişti..Bronson ona hiç güvenmiyordu hatta casusuluk yaptığundan şüpheleniyordu..Aksine Mia sır küpü asla ikili oynayamayan güzel ve çarpıcı bir kadındı kiii..Bronson ile aralarında bir yakınlık doğması ile aralarındaki ilişki bambaşka bir boyutlara girmişti..Çünkü Mia hamileydi..Ama Bronson ona güvenmiyordu DNA testi istiyordu Mİa ise buna gerek görmüyordu çünkü ondan bir şey istemiyordu..Önemli olan bebek idi..Bronson öylece arkasını dönüp gidecek miyd?....

Aşk Yalan Söyler mi? Olivia Gates


Yine şeyhli hikaye yazardan..Doğunun Mistik dünyasını çok güzel anlatıyor..Halklarını ve geleneklerini iyi incelemiş..Ama ben şayhli hikayeleri çok sevemedim nedense..
Judar krallığının veliahtı bu sefer Shebab'ın evlenmesi gerekiyordu Judar için evleneceği kadının hayatına girip onun başına döndürerek memleketine gelmesi için ikna eder.Onunla evlenecek görevinin gereğini yerine getirecektir..kardeşleri gibi aşk için ülkesini kralsız bırakmayacaktır..
Ama aşk ona da hiç ummadığı zamanda çıkar gelir..

Kader Bağladı Bizi-Nora Roberts


Kader Bağladı Bizi- Nora Roberts

Mayıs ayı Stars Of Romance serinde Nora Roberts'in The MacGregors serisinin ikinci kitabı Kader Bağlayınca romanını severek büyük beğeni ile okudum..Goodreads'te 5/4,02 Puanı bu romanın..Bu seri tam tamına 12 kitaplık bir seri..Maşallah bayağı da büyük bir aile..
İlk Kitapta Justin Blade ile Serena MacGregors'un hikayesini anlatan Kumarbazın Aşkı isimli romanı okumuştuk..İkinci Romanda ise İki avukatın aşk ve korkularını,aile bağlarını anlatan Kader bağladı Bizi..Bu ikinci hikayeyi daha çok sevdim..daha duygusal idi..
Ağabeyinde küçük yaşta ayrılmak zorunda kalan Diana Blade çok incinmiş idi..Teyzesi onu pekde sevgi olmadan büyütmüştü..O yüzden bir daha incinmememk için kimseye bağlanmayı düşünmüyordu..
Fakat yengesi Serena Blade onunla tanışmak istiyordu ve iki kardeşin de kaynaşmasını hemen bir plan uygulayığ Diana'yı çağırdı..Diana sadece meraktan gittiği bu ziyarette aile bağlarının sıcaklığının ne olduğunu görecek ve ailede avukat oğul Caine MacGregor ile hiç ummadığı bir aşkın içinde kendini bulacaktır..Çok güzel duygusal bir romandı tavsiye ederim:))

6 Mayıs 2012 Pazar

Sadece Sen (Taming Her İrish Warrior) Michelle Willingham




Bu yazarda ne kalem gücü var bilmiyorum..Her yeni bir hikayesini okuduğumda hayranlığım daha da artıyor..O hikayelerdeki kurgulama duygu yoğunluğuna bayılıyorum..Hem tarihi mekanları hem de aşkı çok güzel hissettiriyor bana..Bu yüzden de 5 üzerinden 5 veriyorum..
Yeni hikayelerini de okumak için sabırsızlanıyorum..

Hikayemize gelirsek:

Patrick,Bevan,Connor'dan sonra en küçük kardeş Evan Macgregorun hikayesi vardı bu hikayeyi de beğenerek okudum...

Evan Macgregor en küçük kardeş olduğu için maddi anlamda pek parlak durumda değildi..O yüzden para ve maddi durumdan iyi olan bir kadınla evlenmesi gerekiyordu..Bunun içinde bir aday belirlemişti bile kendine..Katherine Montford idi bu kadın ama ondan başka yedi aday daha vardı..Katherine'nin babası bu yedi adayı bulundukları klana çağırıp aralarında yarışma düzenlemişti..
O sırada Katherine'nin ablası Honora St Leger'de vardı klanda..Kocası ölmüş geri dönmüştü ama hiç de mutlu bir evlilik yapmamıştı..Kocasının ölümü onun için bir nevi kurtuluş olmuştu..Bir daha da evlenmeye hiç niyeti yoktu..
Honora ile Evan küçüklükten birbirlerini tanıyorlardı Honora kızkardeşi Katherine'nin aksine erkek gibi kılıç kullanıp dövüşebilen bir kadındı bunu Evan'dan da öğrenmişti. Ayrıca kendisinin çok çirkin beceriksiz bir kadın olduğuna inanıyordu..Bir erkeği mutlu edemeyeceğine inanıyordu.. .
Evan'a Honora küçükken aşık idi ..
Bu iki genç yıllar sonra karşılaştıktan sonra aralarındaki oluşan çekim şaırtıcıydı..Evan Katherine ile evlenmeyi planlarken etkilenip hoşlandığı kadın Honora idi..Ona çekimine karşı koymak ise gün geçtikçe daha zor geliyordu..
Honora'nın üvey oğlu John  ile de başı beladaydı..Bir türlü peşini bırakmıyordu..Çok mutsuz geçen evliliğinde kocası öldükten sonra üvey oğlununda tacizlerine direnmişti..John ayrıca babası öldükten sonra babasından kalan hazinenin Honora'da olduğuna inanıyordu ve bu yüzden kadının peşini bırakmıyordu..

Çok güzel etkileyici bir hikayedi..Çok severek okudum....Orta çağ romanı seviyorsanız kaçırmayın derim...


4 Mayıs 2012 Cuma

Gelin Avcısi- Amy Appleton


Konusunu begenerek almıstim ama büyük bir hayal kırıklıgi oldu benim icin.
Özel hayatinda mutlulugu yakalayamamis olan Becca'nin Londra'daki bekar erkeklerin cöpcatan kralicesi ve iş maceralarını anlatıyordu bu kitap Kapak çarpıcı . 
Konudan da çok ümitliydim maalesef bana pek hitap etmedi.Ama çiklit severler sevebilirler bu romanı..Umarım sizler keyif alırsınız okurken...

1 Mayıs 2012 Salı

Saklı Öpücük-Deeanne Gist


Saklı Öpücük-Deeanne Gist

Simdiye kadar okudugum historical romanlarda okudugum kahramanlar gibi dük,düşes,lordlar,leydiler veya klan reisleri yoktu bu sefer kovboylar,banka soyguncuları,şerifler vardı bu hikayede..

Çok degisik bir tat bırakti bende onu söylemeliyim ki, okurken büyük bir zevk aldim.
Yazarın o akici ve büyüleyici kalemini de ózlemisim. Yazdıgi dönemi cok da güzel canlandirmisti ki bazi kahramanlarini gercek hayattan alıp hikayeye eklerken gercekte o kahramanlara can vermiş gibiydi.

Hikaye 20 yüzyıl başlarında Amerika'nin o ünlü kovboylarının oldugu Texas Eyaletinde geçiyor. Polis Lucious Landrum azılı Comer Cetesini yakalamak icin kılık degistirerek telefon sirketinin elemani olarak
Frank Comer ve çetesinin yakin oldugunu düsündügü Brenham'a gider.

Orada cevreci feminist Georgie Gail ile calışma arkadasi olur. Georgie güzelligi,sicakligi,siradışılıgı ile Lucius yani Luke Palmer'i etkisi altına alır. Ama bu karşılıksız degildir.

Fakattt Lucious Landrum hayatta Afrodite ve Georgie isimli colt marka tabancaları , kaliteli giyimi mesleği dışında ailesi olmayan bir adamdır..Bir kadına bağlanmak ve yuva kurmak ona göre mesleği ile örtüşmüyordu..Geçmişteki hesaplarıda onu rahatsız ediyordu..Kardeşinin ölümünden hep kendini suçluyordu..
Georgie ile karşılaştıktan sonra mesleğini ve hayatını sorgulamaya başlamıştır...Bir yandan Fran Comer çetesini yakalamya çalışırken,bir yandan Georgie'ye olan hisleri ondan vazgeçip vazgeçemeyeceğini sorgulamaya başlar..

Georgie ise üç yıldır kasabada telefon santralinde çalışmaktadır..Kasabadaki kadınlar ona özenmektedirler,çünkü o kendi parasının kendi evinin kısaca hayatının sahibidir...Ama bununda bedelleri yok değildir..Üç yıldır her yıl düzenlenen panayırda kimse ona kur yapmamıştırrrr...Taaa ki adınla dalga geçtiği Lucious Landrum yaniiii Luke palmer'e kadar.. Sonunda büyük sürprizlerin olduğu bu güzel romanı bence kaçırmayın..

Okurken çok eğlendim..tebessüm etmek istiyorsanız birebir.))) Tavsiye ederim...