22 Kasım 2012 Perşembe

Arzuların Esiri-Kresley Cole




Arzuların Esiri-Kresley Cole

Orjinal adı: A Hunger like no other Goodreads Puanı 5/4,20 Benim puanım 5/4

Yeni tanıştığım bir fantastik seri..Çok akıcı bir uslup ile yazılmıştı.Yazarın kalemini çok sevdim...Bu kadar geçe bıraktığım için çok pişman oldum..Şimdi merakla serinin devamını bekliyorum...

Bu seri Lara Adrianın,Jeanienne Frost severler için iyi bir alternatif olabilir bence ama serinin arası umarım fazla açılmadan devamını okumak nasip olur..Zira seri tam tamına 13 kitaplık bir seri ve 27 Kasımda serinin yeni bir kitabı çıkıyor..

Hikayemiz Kurt adam Lykae'lerin Kralı Lachlain MacRieve ile Yarı Vampir Yarı İnsan olan Valkyrie'li Emmaline Troy'un hikayesi..Lachlain bir İskoç..150 yıldır vampir sürüsünün elinde esirdi..Bulumduğu zindanda her gün her gece tekrar tekrar ölüp ölüp diriliyord korkunç işkencelere maruz kalıyordu..

Bu yukarıdan Emmaline 'nin kokusunu alıncaya kadar sürer..Çünkü Emma'nın yıllardır diğer yarısı aradığı eşi olduğunu anlamıştı..Bacağını koparmak pahasına zindandan kaçarak onu bulur..Eşi yapmak bir daha ayrılmamak için kaçırır..Ama göz ardı ettiği ve kaçırdıktan sonra anladığı Emma'nın vampir olmasıdır..Emma'nın yarı vampir olduğunu tabii ki bilmiyordu..

Emma'da insan olan annesini çok küçükken kaybetmiş vampir babasının da kim olduüğunu bulmak için Paris'ta araştırmalar yapıyordu..Lachlain onu kaçırarak rehin tutana kadar..Bu adam Ömründe görmediği kadar iri çok yakışıklı bir adamdı ne olduğunu anladığında ondan kaçıp kurtulmak istedi.Diğer taraftan da aralarındaki çekim ona doğru da itiyordu..

Romanın başından itibaren Emma devamlı şekilde kaçıp gitmek isteyen Lachlain'de onu ne olursa olsun elinde tutmaya çalışan taraftı..Lachlain onunla vatanı İskoçya'ya gitmek için yaptığı düzenlemelerde yakınlaşmanın bir yolunu bulmaya çalışacaktı onu elinden kaçıramazdı..Çünkü geleceği buna bağlı idi iyileşmesi de..Küçük kırılgan Emma'nın gücünü hiç ummadığı şekilde görecekti...

Romantik Paranormal okumayı seviyorsanız bu kitap tam size göre..Tavsiye ederim..

19 Kasım 2012 Pazartesi

Hayalimdeki Aşk-Erin Quinn

Hayalimdeki Aşk...Erin Quinn

Mutlulugu yakalamak icin bazen gecmişiniz ile hesaplaşmaniz gerekebilir. Kacırdıgınız firsatlari bir daha yakalama imkanınızda olmayabilir. Tüm yapmanız gereken aşkınıza simsıkı sarılıp daha cesur olmaktır.

Aşkın gücü,herkesin ikinci bir şansa hakkı var...Yıllardır iki aile arasında süren bir lanet..İrlanda'nın pek bilinmeyen kasabasından gelen tılsım..Aslında bu rom
an için sayfalarca yazabilirim..Teslimiyet romanından sonra beni bu kadar etkileyen nadir romanlardan..
Bir gün mutfağınızda dayanılmaz derecede yakışıklı bir erkek beliriverir ise ne yaparsınız?..
Bu gizemli yabancı Danni'nin hayatına umulmadık bir anda girer ve o hız ile onu İrlanda'daki bir kasabaya birlikte gitmeleri için ikna eder..
Bu gizemli yabancının etkisine giren Danni kendini sıra dışı olayların içinde bulur..Ve anlar ki geçmişte olan bir olayı tekrar düzenlemek için buraya gelmişlerdir...
Farkettiği ve öğrendiği gerçekler ile Sean'in aslında bulunduğu zamanda bir ölü olması ayrı zamanlarda bir araya gelmeleri.her şey yarım kalmış çözülmemiş gizemli olayların içinde bulmasına neden olur..Ya bu olaylar çözülecektir.Ya da Geldiği efsunlu kasabada kendinin ve Sean'in ölümünü tekrar görecektir..Olaylar sanki dolap beygiri gibi tekrar tekrar büyükannesinin yaşadığı gibi yaşasada olayları bir türlü çözümlenmemiştir..Bu olayları çözecek tek kişi yine de kendisidİR..Bu olayları ancak büyük güçleri olan Fennore Kitabını kullanması ile çözebilecek midir?




Her şey mutluluğu.annesinin ,kardeşinin,kendinin ve sevdiği adamın, hayatı buna bağlıdır..Başarılı olmamak gibi bir şansı yoktu..
Harikulade ve ders verici bir romandı fazla anlatıp gizemini bozmak istemiyorum..Ama umulmadık olaylar,çaresizlikler içinizden gelen güç ile sizde var olan bir ayrıcalık,yetenek ile de çözebilirsiniz..Bunun muhakkak bir efsun,büyü,tılsım olması gerekmez..Yazar bütün bu olayları işlerken çok güzel derslerde veriyordu..Sevginizi için mücadele etmeniz gerektiğini,ona inanmanız gerektiğiniz,bazen mutluluklar için cesaret de gerekebilir..Bazı şeyleri hatta hayatınızı bile kaybetmeyi göze almanız da gerekebilir..
Tek kelime ile harika ötesi bir romandı..Çeviri ise çok güzeldi kitap su gibi aktı gitti..Çok ama çok sevdim..Yazarın yakında üçüncü kitab yakında çıkacak.. 
İlk önce 
Hayalimdeki Aşk.
Hayalimdeki Yürek ve Rüyalarımı 
Hayalimdeki Arzular ve İhtiraslar
okuyun..Bu seriyi kaçırmayın...

Hayalimdeki Arzular ve İhtiraslar-Erin Quinn

Orjinal Adı Haunting Desire OLan Hayalimdeki Arzular ve İhtiraslar'ın Goodreads Puanı 5/4,33 Benim puanım 5/4



Bu seriyi seviyorum...İrlanda'nın mistiszm havasını solumak hoşuma gidiyor..Her macerasında değişik hikaye..Sanki bayrak devri gibi her hikayede kahramanlarımız Fennore Kitabı ile savaşıyorlar..

Fennore kitabına hükmetmeye çalışan Cathan Mcgrath her bölümde insanlığından daha da bir şeyler kaybediyor..Bunun farkında olsa da onu bırakabilmesi mümkün değil..Bu bölümde biri daha ortaya çıkıyor bir nevi Tanrı Fennore Kitabının yaratıcısı Druid..Druid'i üç kişi görebiliyor bu hikayenim kahramanı Shealy O'Leary kızkardeşi Ellie ve Rory McGrath 'i arayan kız kardeşi Meaghan Ballagh ..Bu kadınların hepsinde sıradışı güçler var..Hele güçlerini birleştirdiklerinde yapabildikleri...

Ayrıcalıklı Toprakların Lideri Tiearnan ablası Saraid'i kurtarmak için mücadele ederken Fennore kitabına zarar vererek içinde hapsolmuş başarısız olmuş bir lider..Bu başarısızlık ve uğradığı ihanet yüzünden amacı kalmamış bir adam..Yolları birden Shealy O'Leary ile onun yol açtığı bir geçitte kesisir Fennore kitabına Shaely ile birlikte döner..

Shealy O'Leary sıra dışı güçleri olan bir genç kadındır..Babası Donnell O'Leary Fennore Kitabının koruyucularındandır...Bu özelliği yüzünden eşi ile sık sık tartışan bu adam..Ailesi ile birlikte Fennore adasında bir kaza geçirirler..Eşi hamile iken ölür ve Shealy ise çok ağır yaralanır..Ve çok uzun tedavi maratonundan sonra sağlığına kavuşur..İşte Tam da İrlanda'ya gitme konusıu yüzünden babası ile tartışırken ne olduğunu anlamadan bir kapı açılır onun içine girer..Burada Tiearnan ile yolu kesişir..

Bundan sonra mücadelelerini birlikte sürdürmeye başlayacaklar aralarında oluşan bu muhteşem aşk ile bütünleşirken birbirlerine güvenmeyi,birlikte mücadele etmeyi öğrenip..Şimdiye kadar keşfedilmemiş sırları da keşfedeceklerdir..Aşkları o kadar güçlenecek ki mevcut kehaneti de birlikte yeneceklerdir...
Güzel bir macera idi özellikle kitabın sonlarına doğru çok heyecanlı idi...Özellikle üç kadının güçlerini birleştirdikleri sahne müthişti..

Çeviride bir problem yoksada farkındalık kelimesini çok sık kullanılmıştı..Bu kelime bence sırıtıyordu..Sanki yapay kelimeler oluşmuştu..Yine de severek okudum..

Son macerayı da merak ediyorum çünkü bu macera Meaghan Ballagh ile Fenore kitabının yaratıcı Aedan'ın...Bu macerayı daha da merak ediyorum..

Fantastik kitapları ve İrlanda Mistiszm'ni seviyorsanız bu kitap tam size göre..Keyifli okumalar...


Hayalimdeki Yürek ve Rüyalarım - Erin Quinn



Hayalimdeki Yürek ve Rüyalarım - Erin Quinn


Serinin ikinci kitabı yine muhteşem bir kitap..Ama bu seferki macera daha heyecanlı..Serüvenimiz kahramanı Rory MacGrath ilk maceradaki Danni'nin oğlan kardeşi..
Ailesinden vatanından ayrıldıktan sonra Rory Macgrath deyim yerindeyse her şeyden ailesinden,geçmişinden ,köklerinden kaçarak yaşadı..Sıradan bir hayat sürüyordu...

Ama bir misafiri geldi Sean ve Danninin yaşamını birleştirmelerinde öncülük eden büyük annesini bir akşam arabasında buldu..Onu bekliyordu..Onu vatanına kendi cenazesine VE Fennore Kitabını bulmaya çağırıyordu..
Veee rüyalarından haberi vardı her gece rüyalarında gördüğü kadını biliyordu..

Büyülenmiş gibiydi uzun zamandır Rüyalarında her gece gördüğü ve ümitsizce istediği kadın yüzünden başka bir kadınla da olamıyordu..


Büyükannesi Rory'den sonrada Saraidi yani Rory'nin rüyalarının kadınını da ziyaret edip ona da vereceği haberler vardı..

Rory bu çağrılara kayıtsız kalamadı ve İrlanda'ya gitmeye karar verdi..Cenazeye katıldı orada rüyalarının kadını ile karşılaştı O kadın onu yanına çağırıyordu.. Ama bu kadın yüzyıllarca geriden geliyordu..Rorry'den yüzyıllar öncesine gitmesi gerekiyordu..
Ve Rory yüzyıllarca geriye Saraid ile gitti..
Saraid ailesini ve kalan klanını kurtarmak için düşman oldukları
Rory'nin babası Cathan Macgrath'ın isteği doğrultusunda onun oğlu ile evlenmeyi kabul etti..Ama Rory'nin gitmesi ile birlikte Rory ikizi ile karşılaştı ve onun bedenine girerek Saraid ile evlendi bundan sonra olaylar çok hızlandı..

Tek kelime ile muhteşem bir hikaye daha fazlasını kitabı alarak okumanızı tavsiye ederim..
Tam bir masalsı hikaye aşk,savaş,sadakat,ihanet her şey var..
Saraid için geçmişe giden Roryden sonra 3.kitapta Geleceğe gelen Saraid'in ağabeyi Tiarnan'nı okuyacağız..

Bu kitabı okumanızı tavsiye ederim ben çok beğendim..Umarım siz de seversiniz..


16 Kasım 2012 Cuma

Kitap AşkıM: Küçük Yalanlar Yüksek Topuklar-Jane Graves



Küçük Yalanlar,Yüksek Topuklar - Jane Graves
Orjinal adı Hot Wheels and High Heels
Goodreads Puanı 5/3,71
Puanım 5/3 
Uzun zamandır beklediğim bir kitap dı..Beğenerek okudum ama sanki Abartılı Yalanlar Aceleci Duvaklar daha iyi idi..Okurken zevkle okudum da beklediğim derinlik yoktu hikayede..

Sanırım beklentimi çok yüksek tuttum...Yazarın daha acemi iken yazdığı belli oluyordu..Hikayenin genel kurgusu iyi idi...Sıkılmadan severek okudum..Zengin bir erkekle evli olan Darcy McDaniel 14 senelik evli idi ..
Kocası ile evlendiğinde büyük bir aştan ziyade lüks hayatın peşindeydi..Bunu elde etti..Ama tatilden döndüğü gün hayatı tepetaklak olur..Sahip olduğu tüm mal varlığını kredi kartlarını her şeyini bir anda kaybeder..
Evine gittiğinde oraya taşınmış yabancı insanlar olduğunu eşyalarının yerlerinde yeller estiğini görür..Vee kocası da kayıplara karışmıştır..

Elinde kala kala bir tek araba kalmıştır..Ama durun onun da sırası geldi..İri yarı yakışıklı bir adam ona el koyar..Aralarındaki savaş tam komedi filmlerindeki gibi idi..
John Stark idi bu adam..Polislikten ayrılmak zorunda kalıp kendine haciz şirketi kurmuştu..Darcy'nin arabasının da ödenmemiş borçları vardı..Bu arabayı kocası ona geçen doğum günüde almıştı..
Borcunun olduğunu bilmiyordu.Kanının son damlasına kadar John ile savaştı..Bu savaşta birbirlerine çekildiklerini fark etmediler bile..Nefret aşkı doğurur derler ya...
Daha fazla ayrıntı vermiyorum..Keyifle okumanızı dilerim...

Küçük Yalanlar Yüksek Topuklar-Jane Graves

Küçük Yalanlar,Yüksek Topuklar - Jane Graves

Orjinal adı Hot Wheels and High Heels Goodreads Puanı 5/3,71 benim puanım 5/3 

Uzun zamandır beklediğim bir kitapdı..Beğenerek okudum ama sanki Abartılı Yalanlar Aceleci Duvaklar daha iyi idi..Okurken zevkle okudum da beklediğim derinlik yoktu hikayede..Sanırım beklentimi çok yüksek tuttum...Yazarın daha acemi iken yazdığı belli oluyordu..Hikayenin genel kurgusu iyi idi...Sıkılmadan severek okudum..
Zengin bir erkekle evli olan Darcy McDaniel 14 senelik evli idi ..Kocası ile evlendiğinde büyük bir aştan ziyade lüks hayatın peşindeydi..Bunu elde etti..Ama tatilden döndüğü gün hayatı tepetaklak olur..Sahip olduğu tüm mal varlığını kredi kartlarını her şeyini bir anda kaybeder..Evine gittiğinde oraya taşınmış yabancı insanlar olduğunu eşyalarının yerlerinde yeller estiğini görür..


Vee kocası da kayıplara karışmıştır..Elinde kala kala bir tek araba kalmıştır..Ama durun onun da sırası geldi..İri yarı yakışıklı bir adam ona el koyar..Aralarındaki savaş tam komedi filmlerindeki gibi idi..
John Stark idi bu adam..Polislikten ayrılmak zorunda kalıp kendine haciz şirketi kurmuştu..Darcy'nin arabasının da ödenmemiş borçları vardı..Bu arabayı kocası ona geçen doğum günüde almıştı..Borcunun olduğunu bilmiyordu.Kanının son damlasına kadar John ile savaştı..
Bu savaşta birbirlerine çekildiklerini fark etmediler bile..Nefret aşkı doğurur derler ya...
Daha fazla ayrıntı vermiyorum..Keyifle okumanızı dilerim...








15 Kasım 2012 Perşembe

Kurt Ve Kumru Kathleen E.Woodiwisi

Kurt ve Kumru-Kathleen E.Woodiwisi 

Orjinal Adı The Wolf and the Dove Goodreads puanı 5/4,14 Benim puanım 5/5
 Şu ana kadar okuduğum en güzel orta çağ romanı ama oldukça da sert..

Çünkü roman  Normanların İngiltere'yi işgal ettiği dönem yani  Ortaçağın en sert dönemi olan   1066 da William’ın İngiltere’ye saldırdığı Saxson'ları esir alıp,topraklarını ele geçirdiği dönemde geçiyor..Kitabın daha ilk sayfalarında gerilmeye başladım diyebilirim..

Çünkü romandaki sahne çok acımasızca başlıyor..Normanlar tarafında işgal edilmiş  bir kale ve İşgal edilen kalede yaşanan insanlık ötesi katliamlar..Kalenin efendisi öldürülmüş, .Boynuna bir ip bağlanan Darkenwald Malikânesinin kızı Aislinn ve kızını korumaya çalışan kalenin hanımının dizlerinin üzerinde süründürülmesi..Bu insanlık dışı manzaradan Demir Kurt Wufgar'ın kumandanı Ragnor de Maret sorumlu..İğrenç bir komutan..
Kalenin kızına iğrence tacavüz ettiği satırları nefret ederek okudum... Ertesi gün roman kahramanı  Demir Kurt Wulfgar kaleye geliyor ..Aislinn'in karşılaşmaları..Aislinn Wulfgar'ın Ragnor'dan farklı olduğunu daha  adil olduğunu anlıyor..Birbirlerinden nefret ediyorlar..Wulfgar onun güzelliğinden etkileniyor..

 Ve Demir Kurt Wulfgarın nasıl biri olduğunu merak edersek, sevgisiz bir aileden gelmesi annesi kocasının savaşlara gidip kendisini ihmal etmesini bağışlayamamış şefkâtsiz bir annedir..Bunun acısını özellikle  büyük oğlu Wulfgar'dan çıkartıyor..Babası ise  onu piç olarak kabul edip uzaklara gönderiyor..Ailesinden sevgi görememiş bie adam..İşte bu sevgisizlik yüzünden kadınları sadece cinsel amaçla için kullanmış ve asla evlenmeyi düşünmüyor..Kadınları kullanmayı seviyor ama onlardan  nefret ediyor...
.
Aislinn'i ilk iş  Ragnor'un elinden alıyor..Aislinn'e Ragnor gibi acımasızca tecavüz etmiyor ama  bir nevi baştan çıkararak tecavüzünü devamlı gerçekleştiriyor..Onu metresi ve kölesi yapıyor.. Aislinn'in ilk önce güzelliğinden büyüleniyor.Sonrada cesareti ve kişiliğinden etkilenmeye başlıyor....


Daha sonra kaleye Babası ve kız kardeşi geliyor.. Babası elindeki her şeyi kızı dışında kaybetmiş bir adam ve kız kardeş Gwyneth hani dersiniz koynunuzda yılan beslemek deyimi bu kadına çok da güzel uyuyor...Kaleye geldiği andan itibaren Aislinn ile devamlı uğraşıyor..akla hayale gelmeyecek entirakalar ile uğraşıyor..Tek zayıf yönü var Ragnor ona aşık olup neredeyse onu kölesi oluyor..O ne derse onu yapıyor...Ragnor ise Aislinn'i takıntı haline getiriyor..Onu Wulfgar'ın elinden almak için Gwyneth'i kullanmakta tereddüt etmiyor..

Aisslinn ise neredeyse kusursuzluk timsali başına gelenleri büyük bir vakur ile kabullenirken cesaret ve gücünü asla kaybetmiyor...Wulfgar'ı o iyiliği ve güzelliği ile dize getiriyor..Güzellik derken karakter ve huy olanından bahsetmek istiyorum..
Wulfgar ona o kadar bağlanıyor ki Ragnor ile dövüşmekten kaçınmadığı gibi kaybetmekten de çok korkuyor..Onun hasretini çektiği satırları okumak çok güzeldi..Özellikle odalarında her yerde Aislinn'i görmesi onu araması...Okuyun bence çok seveceksiniz...
Yazar mekanı çağı ve aşkı o kadar güzel harmanlayıp bize aktarmış ki..Tekrar tekrar bu yazara hayran oldum...Kitabı özellikle sonlarına doğru elimden bırakamadım..Wulfgar'ın Aislinn'e aşık olduğunu ve yaşamının ondan başka öneminin olmadığını anladığı sahne müthişti..Kucağındaki bebeğin babası olup olmadığını bilmediği halde onu kucağında tutup o koca şövalyenin kollarında uyuttuğu sahne çok özeldi...
Çok sevdim..Tavsiye ederim..Ama Rüzgarda Savrulan Küller benim için yazarın bir numarasıdır..
Keyifli Okumalar...


4 Kasım 2012 Pazar

Sonsuza Kadar-Judith McNaught

Sonsuza Kadar Judith McNaught,


Orjinal adı Once and Always 
Gopdreads puanı 5/4.16 
Bence puanı 5/5 hatta daha yüksek olmalı..

Ne söylesem ne yazsam az gelir bu unutulmaz hikaye ile ilgili.

Çocukluğun da inanılmaz şekilde kötü geçen normal bir insanın çekemeyeceği acıları çocukken çekmek zorunda kalan bir Dükün gayrimeşru oğlu olan Lord Jason Fielding..Kötü bir çocukluktan sonra başından geçirdiği kötü evlilik..Tek varlığı olan oğlu uğruna sürdürdüğü evlilikten sonra ,oğlunu kaybetmesi..Jason Fileding'i hayata bağlayan pek de bir şey kalmamış gibiydi..Yaşıyordu ama ruhu ve kalbi ölmüştü..
Onu ve hayatını kökünden sarsacak olan Sevgi dolu bir yuva da büyüyen özgür ruhlu güzel Victoria Seton hayatına bir domuz yavrusu ile kapısında belirene girip karıştırması ile Jason üstüne serili olan ölü toprağı ile yaşaması son buluyordu..Ah tabii ki Kara Panterimiz buna en başından itibaren karşı çıkıp direnecekti..

Bu hikaye de ikilinin kaderini belirlemede Charles Fielding'in yani Atherton Dükünün de büyük bir rolü vardı.. Onun hikayesi de çok anlamlı idi..Mazide mutluluğu elinin tersi ile tepip sevdiği kadının da hayatını sevgisizliğe mahkum etmişti..Sevdiği kadını para uğruna terkedince o da İrlandalı bir doktor olan Patrick Seaton ile evlenerek Amerika'ya göç etmişti..Bu sonsuz ayrılıktan çok ama çok pişman olmuştu....Katherine'nın mutsuzluğuna sebep olmaktan hep vicdan azabı duymuştu..İşte bunu bir parça olsun telafi etmek istiyordu..Bu da gayri meşru olan oğlu Jason Fielding'in hayatına sevgi katarak olabileceğine inanıyordu..Victoria ile tabii ki. Victoria'yı kendi kızı gibi bağrına basmıştı..Hem çok sevdiği yegane kadının kızı le oğlu evlenmesi omun geçmişte birleşemediği sevgilisi ile bir anlamda birleşmesi sayılırdı.. Bunun için her şeyi yapabilirdi...Yaptı da..Victoria'nın aşık olduğu ve beklemeye söz verdiği nişanlısının mektuplarına el koydu..Hasta rolü yaptı..Sonunda canı kadar sevdiği oğlu ve sevdiği kadının kızını evlendirmeyi başardı..

Geçmişte cesur olup elini tutamadığı kadının kızıydı Victoria Seton anne ve babası kazada öldükten Londra'da olan akrabalarının yanında kalmak için Amerika'dan kız kardeşi Dorothy ile birlikte gelmişlerdi..Annesi son nefesinde Atherton Dükü Charles Fielding ve Claremont Düşesi olan büyük annesinin ismini vermişti.Ama büyük annesi onu annesine çok benzediği için kabul etmeyince Charles Fielding'in evinde kalmak Victoria'ya düşmüştü..

Jason ilk başlarda ne kadar karşı çıkarsa çıksın bu yüreği büyük genç kızın evine geldikten sonra saçtığı ışık ile yaşamı aydınlanmaya başladığını görüyordu..Ne yaptısa ondan vazgeçemedi..onu bırakamadı...Aslında ilk kapısına kucağında domuz ile geldiğinden beri onu seviyordu..Bu sevgiyi kabul etmek iki taraf için zor da olsa ömür boyu sürecek unutulmaz bir aşka kavuşmak o kadar da kolay değildi...

Her satırı duygu yüklüydü..Özellikle Victoria'nın babası tarafından aşılanan hayat felsefesi anlam yüklüydü ki bu Jason'ın o sertliği,duygusuzluğu ardındaki maskelediği sevgi dolu ruhunu görmesinde etkili olmuştu...Bunu görebilmek Victoria'ya sevdiği adamı kazanmasında büyük bir etken olmuştu..Gördüğünü değil ardındakine bak demişti babası..Başka bi erkeğe aşık olan karını ölünceye kadar sevmekten vazgeçemeyen Patrick Seaton..Belkide kendisi mutlulukla tanışamamıştı ama kızının mutluluğundaki ana zemini oluşturmuştu..Çünkü Jason'ın kabuğunu kırdıktan sonra gelen mutluluk sanırım herkese nasip olabilecek bir mutluluk değildi...

Daha yazmak istiyorum yazabilirim de..Historical romanlarının kraliçesi Judith McNaught'un kalem gücü işte burada okudukça her satırda tekrar keşfediyorsunuz..Her okumamda sanki ilk defa okuyormuşçasına başka bir tat alıyorum romanlarında..
Hala okumayan varmıdır? Ama varsa çok şey kaçırıyorsunuz derim..Tavsiyemdir..Bir kez ve daima....



3 Kasım 2012 Cumartesi

Gabrie^'in Cehennemi-Sylvain Reynard

İki kitaplık bir seri sanıyordum ama araştırmalarıma göre üçüncüsü de yoldamış..Goodreads Puanı  5/4,09 Benim puanım 5/4 Bu  kitaptaki aşka ba-yıl-dım....

Başarılı kitaptı bana göre..Unutulmaz Dante Aligheri'den esinlenen alıntılarla taçlandırılmış bir eserdi..Çünkü romanımızın baş kahramanı bir Dante profesörü idi..

Gabriel Emerson küçük yaşta Richard ve Gracie tarafından evlat edinilmiştir..Çünkü o annesinin evli bir adamdan olan çocuğudur..Aile olarak ise  Gracie ve Richard'ı görmüştür..Daha sonra gerçek babası ölünce ona çok yüklü bir miras bırakmış o ise geçmişten yaptığı hatalardan dolayı ailesine yardımcı olabilmek adına bu mirası kabul etmiştir..

Kitaptaki Dante Aligheri ise 13 yüzyıl ve on dördüncü yüzyıl başlarında yaşamış İtalyan Ozan,politikacı..

Diğer kahraman ise Dante ile ilgili öğrenim görmesi gereken bir öğrenci Dante ile ilgili yüksek lisans  yapması gereken  Julie Mitchell..İlk tercihi Harward Üniversitesi ama terslik ve imkansızlıklar Toronto Üniversitesine  gitmek zorunda kalıyor..Yani Beatrice ..

Yazar Gabriel Emerson'u Dante Ögrenci Julia Mitchell'i ise Dante'nin unutulmaz aşkı Beatrice ile özdeşleştirmişti..

Romanda Gabrel şeytanı Julia ise meleği temsil ediyor..Erkek kahramanımız geceleri sınırsız zevkler peşinde koşarken gündüzleri bir Kanada Torronto'da Dante profesörü...Çok yakışıklı ve karizmatik bir erkek..Julia ise bir melek kadar masum güzellikte bir genç kız..İkili birbirini adeta mıknatıs gibi çekiyor...

İkilinin ilk karşılaşmaları Julia on yedi yaşında iken oluyor...Julia ve Gabriel'i yetiştirilmesine katkıda bulunan karı koca gerçek ana baba gibi benimsemişlerdir..Çünkü özellikle Gabriel'in geçmişte yaşadığı problemleri aşmasında gerçek bir anne ve baba gibi bir tutum göstermiş onlara sevgilerini vermişlerdir..
Gerçekte ikisinin de iki çocuğu daha vardır Scooth ve Rachel ....

Rachel ile Julia çok iyi arkadaştırlar..Scooth ise geçmişte Gabrielle ile çok büyük çatışmaları olmuştur..Gabriel'in hatalarını onun davranışları yüzünden ailenin çektiği sıkıntıları hoş görememektedir..

Julia'nın çok mutsuz geçen çocukluğu neticesinde rachel sayesinde ona annelik yapan Gracie'yi tanıması büyük bir şanstır..Fakat Gabrelle ve Julia O elma ağacının altında geçen unutulmaz  zamana kadar hiç  karşılaşmamışlardır..

O unutulmaz karşılaşmada ikisi de . O yakınlığı ve sohbeti yıllar geçtikten sonra unutamamıştır..Julia ilk öpücüğünü o gece almış Gabriel'in kollarında uyuyakalmıştır..Ve O gecede Julia Gabriel'e umutsuzca aşık olur.Yıllarca onu bekler hatta bir gönül ilişkisi olur ama sonucu hüsran olmuştur...

Aradan yıllar geçer ve ikinci karşılaşmaları ise çok çetin olur..Julia'nın öğrencilik kaderi Profesör Gabriele Emerson'un elinde dir..Julia çok kısıtlı bir olan maddi imkansızlıkları nedeni ile bir yılını nerdeyse kaybetme tehlikesi altında olur..Ayrıca Gabriel onu hatırlamamışsa da..Julia'dan etkilenir..Onunla karşılaşaya kadar hissetmediği bilmediği duyguları tadacaktır...Aşklarının her evresini okumak müthiş güzeldi..

Başlarda Gabrel'in tavırları beni çileden çıkarsa da sonradan Julia'nın kimliğini öğrenip ondan gittikçe daha fazla etkilenmeye başladıkça olan tavırları çok güzeldi..Ama bu yakınlaşmadan önce unutulmaz kavga sahnesine tutkunun catırtıları bariz şekilde hissediliyordu...

Yazarın kalemini çok ama çok beğendim..Alın okuyun,yoğun duygular ile  harmanlanmış  bu kitabın kalınlığı gözünüzde incecik gelecek..Bundan eminim...
Yine de  çeviride bir takım problemler hissediliyordu..

Yine de bence okunmaya değer bir kitap tavsiye ederim...Okuyun ve bu güzel aşkı hissedin...Aşkın nasıl da yüceleştiğini görün...





Balayı - Susan Elizabeth Phillips

Balayı Susan Elizebth Philips

Orjinal adı Honey Moon Goodreads puanı 5/3,66 Benim puanım 5/4
Samimi olarak söylemek gerekirse beni bu kadar ters köşeye yatıran kitap okumamıştım..Daha önceki kitapları gibi yumuşak bir romans okuyacağımı tahmin ediyordum.Ama karşıma ufak tefek güçlü bir kız çocuğunun hikayesi çıktı.Onun başlarda çocuk halini kitap ilerledikçe de genç kızlığa geçişini izledim..Kesinlikle sıra dışı bir hikaye idi..Başlarda sıkıldığımı itiraf etmeliyim..Ama bazen okumanın o muhteşem hazzını hissetmek için sabretmek gerekir.İyi ki sabretmişim...

Honey Moon kendisi yetim bir genç kız idi sevgiye o kadar açtı ki..Annesini kaybettikten sonra aradığı sevgiyi bulmak çok zor olsa da kendi küçücük kalbi çok büyük bir genç kızdı..Kuzeni için düşündüğü oyunculuk küçücük yaşta ona nasip oldu.Küçük yaştan beri omuzlarında olan aileyi bir araya getirme yükü oyunculuğa başiladıktan sonra daha da arttı..Aile olabilmek ve sevilmek için her şeye katlandı..Sevdiklerini şımarttı..Bazen dayanılmaz biri oldu..Ama çok yalnızdı sevmek sevilmek istiyordu..Onu seven insana canını bile verebilirdi..Ve karşısına çıkan iki erkeği de çok etkiledi..İkisi ile çok zorlu ilişkisi oldu..İkisini de çok sevdi ve sevildi..Kurgunun bütünlüğü çok güzeldi..Derinliği olan bir hikayedi..
Kitabın ismi Balayı'nın hikaye ile yakından uzaktan alakası yoktu..Honey hikayenin kadın kahramanını ismi idi..Yine de başarılı bir kitaptı bana göre.Susan Elizabeth Philips bu yazarı sakın es geçmeyin derim..Romans kitaplarının en güçlü kalemlerinden...Keşke eserlerini daha sık okuyabilsem..Tavsiyemdir...