Kitap Adı: Desiree
Yazarı : Annemarie Selenko
Yayın Evi: Güven Yayınevi
Çevirmeni : Vahdet Gültekin
Goodreads Puanı: 5/3,90
Puanım : 5/4
Fransa Tarihinde Napoleon Bonaparte'in dönemlerinin filmlerini romanlarını tarihini hep severek okumuş ve izlemişimdir.Fakat Desiree romanını atlamışım..Sevgili arkadaşmın öneri ile okuma fırsatı yakaladığım için çok mutluyum..Benim bulduğum basım 1975 yılına ait..Çevirmeni Vahdet Gültekin..Gültekin soy adını eski kitaplardan çok iyi bildiğimden almakta tereddüt bile etmedim ..
Muhteşem bir baş yapıt bence..Romanın baş kahramanı Desiree olarak gözükmüyor gerçekten de Desiree..Napolyon'un döneminde geçen basit bir İpekçinin kızı olan Desiree'nin çok da iyi olmayan tahsiline ve konumuna rağmen dönemin en önemli iki erkeğinin hayatında çok önemli bir rol oynaması onları kalplerinden yakalaması oldukça manidar ..
Bu romanın 1954 Yılında filmi çekilmiş başrollerinde Marlon Brando,Jean Simmons,Michael Reinne oynamış..Bu filmde görülmeye değer film...
Hem romanı okunmalı hem de filmi izlenmeli..Yıllar önce bu filmi izlediğimi anımsıyorum ama maaelese üzerinden çok uzun yıllar geçtiği için çok net hatırlayamadım. Bulduğum anda tekrar seyredeceğim..
Kısaca muhteşem bir hayat öyküsü.Çok dersler çıkarabilecek hikaye..Tavsiye ederim...
Desiree Marsilya'lı bir ipekçinin kızı roman o 14 yaşında iken 1794 yılında hükümet konağında uyuya kalan ve orada hayatında çok büyük etkisi olan Napoleon Bonaparte ile tanışan kahramanımız Bernadine Ergenie Desiree Clary..Babası ona ölmeden önce bir hatıra defteri verir ve kendi hikayesini yazmasını ister..
İşte hikaye Desiree'nin kendi kaleminden anlatılan onun gerçek çarpıcı bir hayat hikayesi..Dönemi tüm gerçekliği ile onun gözlemlerinden etkilenimlerinden okuyoruz..Bazı yerlerinde bazen fazlaca detay olsa da okurken hiç sıkılmıyorsunuz..Çeviri bence çok iyi. Edit hataları vs. olsa da gerçek şekilde konuşma diline çevrilmiş..Bence şimdiki çevirmenler bir göz atsınlar çevirinin nasıl olacağına..Yormadan okunan çevirinin nasıl olacağını..
Okurken o dönemi soluyorsunuz adeta.. Dönemin balolarını müziğini yaşıyorsunuz..Özellikle Beethoven'in olması benim için güzel bir sürpriz oldu..O ünlü3.Senfonisi Eroica 'yı yaşayarak dinledim adeta..
Desiree Napoleon Bonaparte ile tanıştıktan sonra ondan çok etkileniyor ona o genç yaşının da etkisi ile deyim yerinde ise çılgınca aşık oluyor..
Ablası Julie Bonaparte'in ağabeyi Joseph ile nişanlanıp evlenirken oda Bonaperte ile nişanlanıyor..Bonaparte'den Desiree'nin annesi 16 yaşına gelmeden evlenmemesini biraz beklemesini istiyor..
İşte bu durum aşıkların arasında mesafe olmasına sebep oluyor..İki aşığın mektuplaşma ile geçirdikleri dönemin başlamasına sebep oluyor..
Zamanla Bonaparte'ın evlenmekteki hevesi ve isteği mektuplarla birlikte azalıyor..Bu durumdan sıkılan Desiree anneleri başka bir kentte olmasından istifade ederek Paris'e gidip Bonaparte'i tam da Josephine ile nişanlanırken buluyor...
Bu olay ile kendini bir anda Jean-Baptiste Bernadotte'nin kollarında denizin kıyısında intihar etmek üzere iken buluyor...
Ve hayatı normal seyrinde giderken bir anda başka bir erkek ile evlenip başka bir ülkenin kraliçesi konumunda buluyor..Maceralar,entrikalar,savaşlar ile dolu iki erkeğin de de çok sevdiği bir kadının bu iki erkeğin hayatını nasıl da etkilediğini okurken yaşıyorsunuz...
Romanı çok severek okudum..Keşke filmini de bulup seyredebilsem bulduğunuz da hiç tereddüt etmeden kaçrmayın okuyun,izleyin derim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder