Son Okuduklarım..

Son zamanlarda okuduğum kitapların yorumunu paylaşmadım.. İki Kitabın yorumunu birlikte paylaşmak istedim. Biri Sarah Jio'nun Böğürtlen Kışı diğeri ise Kimberley Freeman'ın Deniz Feneri Koyu..

Sarah Jio'yu okurken çok gerildim..Nedense Sarah Jio bana ümitsizliğe sevk etti beni. Ancak Kimberley Freeman'ın kitabını daha çok sevdim. Belki bu iki kitabı birlikte karşılaştırarak yorumlamamalıyım ama ikisini de arka arkaya okuduğum için ister istemez karşılaştırdım..Kimberley Freeman ağır  bastı..Çünkü o kitabı okurken geçmişteki kadın karakter beni çok etkiledi. Bana tekrar sıfırdan yeniden başlamayı ümit etmeyi bırakmamak gerektirdiğini anımsattı..

İki yazarın hikayesin de geçmiş ve günümüzün hikayesi ve kahramanları vardı. Birinde okurken heyecanlanırken diğerinde ise gerildim.Deniz Feneri Koyundaki Percy ve Arthur karakterlerini hiç sevemediğim gibi Tristan karakteri ise sinsi bir karakter olarak hafızama kazındı..Böğürtlen Kışındaki günümüz hikayesinde ise Ethan karakteri beni çok gerdi nedense..Romandaki kadın karakterler Vera ve Claire karakterlerini sevdim..

Ancak olayların örgüsü biraz fazla tesadüfü içeriyordu o bakımdan zayıf buldum..

Uzun uzun iki kitabın özetini içerir yorum yapmayacağım zira iki kitabı okumak da oldukça geç kaldım..Ancak iki romanı da beğendim yalnız Deniz Feneri Koyu konu olarak daha bir güzeldi. Okurken çok etkilendim. İki yazar da kitaplarının bu kadar sevilmesini anlamış bulunuyorum. Özellikle önce Kimberley Freeman'ın kitaplarını edinip okuyacağım..Özellikle dram,aile,aşk temalarını seviyorsanız kaçırılmaması gereken iki yazar diye düşünüyorum..

Tavsiyemdir..

Günümüz ile geçmişi kusursuzca harmanlamış yazar. En sevdiğim türlerden biri epik fantastikse bir diğeri de bu; ailevi-dram. Hayata dair; her an kendimden bir parça bulabileceğim sayfalar arasında soluksuz gezindim. Kendimi kaptırmışım... Heyecan, hüzün, sevgi hatta dehşeti hissettim ben bu kitabı okurken.

Deniz fenerine sığınan iki kadının hikayesi gibi başlıyor her şey fakat Deniz Feneri Koyu'nda yazar öyle noktalara değinmiş ve her birini öyle gerçekçi ve dolu dolu anlatmış ki yazar! Dostluk, aşk, kardeşlik bağları... Bu bağlar birbirinden ne kadar uzaklaşsa da hiç kopmamış ve kopmayacak olmasının gerçeği.

Tavsiye ederim, okuyun. Okutun.

Bir de araya çok sevdiğim seriden bir Fantastik Kitap sıkıştırdım;
En sevdiğim serilerden Dark Hunter Serisinden ;
Gecenin Öpücüğü.

Bu serinin bende ki yeri bambaşka,,
Gecenin Öpücüğü bence serinin diğer kitaplarından bir tık aşağıda gibi geldi bana..

Güzeldi ama diğer kitaplar kadar bayılmadım...Ancak yazarın kalemi bunalımdaki kişiyi tedavi edecek kadar etkili...Zira yazarın kitaplarını okurken bambaşka dünyalara yolculuk yapıyorsunuz. Bu macerada Cassandra ve Vulf'un macerası vardı..Bu maceradaki Gece savaşçısı diğerlerine göre farklı özellikleri vardı..Romanın sonunda önceki maceralardaki savaşçıların olması da romana ayrı bir tat katmıştı. Ancak çeviride biraz sıkıntı var gibiydi hikayeye kitabın başlarında  bir türlü giremedim. Ancak roman sonradan düzelse de serinin ilk üç kitabındaki tadı bulamadım..
Yine de fantastik seri denildiğinde aklıma ilk gelen yazarlardan..Yazarı severlerin hayal kırıklığına uğrayacaklarını sanmıyorum..