18 Temmuz 2011 Pazartesi

Tatyana ve Alexander- Paullina Simons

Tatyana ve Alexander Paullina Simons
Birinci kitapta aşıklarımız
Tatyana Amerikada Alexander Rusyada kalmıştı. Tatya hamile idi ve
kocasını Doktor Heyes ve Alexander'in anlaşması sonucu öldü biliyordu.
Ikiside birbirlerinin yasam amacı,inanciydi. Bu kadar büyük bir aska
sahitlik etmek bambaşka bir seydi. Okurken,kah üzüldüm,kah
sevindin,kah agladim. Bogazımdaki yumruyu kitap biteseye kadar devamli
hissettim.
Alexander cok zor sartlarda kalmistr Sovyetlerde tek yasam
amaci karisinin Hayatini kurtarip Amerikaya gitmesi idi. Buna inanarak
yasayıp savasıyordu.Sartlar cok acımasiz cok çetindi. Tatyana ise
Elise adasındaydı. Sevdigi adamın öldügüne inanamiyordu. Olaylari
defalarca canlandirip kafasında tartiyordu. Amerikan vatandaşlıgina
gecmesi gerekiyordu ve oglu Antony'i Elise adasında dogurdu sonra
vatandaslik için beklerken hemsirelik yapmaya başladi. Geceleri
Alexander ile yasadigi unutulmaz 26 Günlük evliligini yasiyordu. Onsuz
yasayiyordu ama tüm kalbini benligini geride bırakmisti.
Bir gün hem doğum günü hemde evlilik yıl dönümü olan 13 Martta kocasından kalan çantayı açtı,Alman yapımı dolu tabancayı çıkardı ardından Alexanderin hediye ettiği içinde aile paralarının gizli olduğu kitabı Bronz Atlı'yı,Rusça-İngilizçe sözlüğünü,evlilik fotoğraflarını ve Alexanderin asker şapkasını hepsini tek tek yatağa döktü ve çantanın en altında Alexander'e ait Sovyetker Birliği Kahramanlık madalyasını buldu.Vee bu nasıl olurdu Alexander öldüğünde boynunda bu madalya varsa,şimdi boynunda olması gerekmiyormuydu?Be ne anlama geliyordu?? Yoksa Alexander yaşıyor muydu???..Yıllar Tatişya için böyle geçerken Alexander için çok daha ağır şartlarda,imkansızlıklar içinde geçiyordu..
Hastaneden,tekrar rütbesi indirilerek cepheye aslında ölüme gönderiliyordu..Ama onun için tek yaşam kaynağı vardı Tatyana'nın kurtulması idi..Tatyana'nın hayalleri ile onu kollarına aldığı anları tekrar yaşayarak güç buluyordu...
Daha sonra öldüğü sanılan Tatyana'nın ağabeyi ile karşılaştı Paşa Metanova... İkiside güçlerini birleştirip kaçmak istediler ama çarpışmalarda Paşa'yı bu sefer gerçekten kaybettiler..
Aradan yıllasr geçmiş 1945 yılına gelinmiş savaş bitmiti..Gelen askerler arasında Tatyana kocasını arıyordu..Tek tek askerlerin yüzlerine bakıyor onlarla ilgilenip acılarını dindiriyordu sadece kendi acısı dinmiyordı kalbindki sızı geçmiyor,yeni bir hayata başlayamıyordu..Arkadaşlar​ı yeni bir hayata başlaması için ne kadar uğraşsa başarılı olamıyordu Tatyana Alexander'i unutamıyordu..
Bir kaç deneme yapıp uğraştısada hayatına başka birisini de sokamıyordu ama gittikçe umudu tükeniyordu..Alexander'in Orbeli'yi unutma sözü bir gün televizyon da Nuremberg Duruşmalarını seyrederken anladı ve harekete geçti..Kocası yaşıyordu kızılhaç hemşiresi olarak onu Avrupa'da kamplarda aramaya karar verdi..
Kızılhaç hemşiresi olup Oğlu AntonY'yi arkadaşı Vikki'ye emanet etti..Kocasını Almanyadaki kamplarda aramaya başladı..Tam umudunu kestiğinde kocasının kumandanı Stepanov'u gördü.. Ondan kocasının yerini öğrendi..Şimdiye kadar ALexander yaşıyordu geç kalmadısa onu kurtarabilirdi..Karşılaşma​ları,kaçışları çok çok güzeldi müthişti..
Bu kitabı bulduğum ve okuduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum kendimi..Kelebek Yayınlarının kapanmasına şimdi daha da üzüldüm açıkçası..
Ama bir haberim var bu yazarın kitaplarını Artemis almış pek de sevinmedim ama bakarsınız beni yanıltırlar..Herkese tavsiye ederimm Önce Bronz Atle sonra da Tatyana ve Alexander'i okuyun ne demek istediğimi anlayacaksınız..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder