20 Şubat 2012 Pazartesi

Tatlı Yalanlar - Lisa Unger



Bitti tek kelime ile harika bir romandi. Eğer Sandra Brown,Nora Roberts okumayı seviyorsanız Lisa Unger'inde en az onlar kadar iyi bir yazar olduğunu bu roman ile fark ediyorsunuz.. Lisa Unger Tatlı Yalanlar'da aşkı da bir poliseye de tam anlamı ile hissettirebiliyordu..İkilinin karşılaşmaları,etkilenmeleri,birlikteliklerini , çaresizliğini,birbirlerine ihtiyacını, birebir yaşamış gibi oldum diyebilirim..
Olayların akışı kurgulanması harikaydı okurken kendimi film izliyor hissine kapıldım ve o an müthiş bir yazar ile tanistığımı anladım.
Devamini da okumak nasip olur cünkü hala cevaplanmayan sorular kaldi hikayede.

Serbest bir yazar olan Ridley Jones'un mükemmel bir hayati vardi.Bir sabah on dakika gec uyaninca mükemmel yaşamini o gün bırakmak zorunda kaldi Ridley Jones basının ilgisinide kücük bir cocugun hayatini kurtararak bir anda çekti.Fotoğrafları yayınlandı gazetelerde..Veee Bundan sonra hayatı kökten değişecekti..

Çünkü hayatı Yalan üzerine kurulmuştu..Yıllarca da bu hakikatler kendisinden özenle anne ve babası tarafından saklanmıştı..Gazetelerde fotoğraflarının çıkması ile kendisine bir mektup gelir bu mektuba bir fotoğraf iliştirilmişti..Önceleri önemsemedi ama anne ve babasına sorduğunda da tatmin edici bir cevapda alamamıştı.. O ara ayrıldığı sevgili Zach'a ilişkilerinin bittiğini de kabul ettirmeye çalışıyordu..Görünüşte her şey güzeldi ama Zachary ile istediği duygu yoğunluğunda ve sıcaklıkta da bir ilişki yaşamamıştı.

Tam o sırada oturduğu katın üstüne yeni bir komşu taşındı ve onunla tanıştı gizemli ,yakışıklı bir adamdı adı Jake idi. Arkadaşlık,komşuluk derken aralarındaki ilişki sevgili olmaya doğru kaymaya başladı..Bu gizemli adamdan çok etkilenmişti..Bu gelen mektubu,hayatındaki her şeyi bir anda onunla paylaşmıştı..Ama Jake kendisi hakkında pek bir şey anlatmıyordu ..Derken kendilerini bu olaylar yumağında buldular..

Olaylar hiç ummadıkları yöne doğru gitmeye başladı..Jake'in kendinden bir şeyler sakladığınıda anlamıştı..Öyle bir an geldi ki ikisinin de güvenebilecek birbirlerinden başka kimseleri kalmamıştı da ...İkisinin de hayatı büyük bir tehlikedeydi..Çünkü fakir ve çocuklarına bakacak durumda olamayan ailelerinden çocuklar alınıyor hatta bu iş için çocuklar kaçırılıyordu..Çocuklar zengin çocuğu olmayan ailelere veriliyordu..Kendisine gelen mektuplardan onun ailesi bildiği anne ve babası değil babası olduğunu iddia eden Christian Luna ile buluştuğunda her şey kontolden çıkar..
Artık gerçeği öğrenmek onun için zorunlu olmuştur..Her ne kadar bunu engellemek isteyenler olsada..Yaptıkları araştırmalar onları hiç ummadıkları kişilere götürecekti..Bu ara birbirleri ile de hesaplaşacaklardı..
Kitabın sonunda büyük sürprizlerde var..Gerçek babasının kim olduğunu ailesi hakkında bilmediklerini öğreniyor Ridley gerçek ismini de tabii ki..Ama bu kitabın devamı var umarım çok daha fazla beklmeyiz bu macera için..Tavsiye ederim harika bir romandı:)))


16 Şubat 2012 Perşembe

Kalbimin Tek Sahibi-Jo Beverley



Romanı uzun zaman önce almış ve okumamıştım...Ama keşke bu kadar geciktirmeseymişim..
Romanı başından sonuna kadar büyük bir zevk içinde okudum..
Dört kitaplık bir serinin ilk romanı orjinal adı Lord of My heart

Dark Champion Serisi :
1. Lord of My Heart (1992) Kalbimin Tek Sahibi.
2. Dark Champion (1993)
3. The Shattered Rose (1996)
4. Lord of Midnight (1998)




Yazarın kalemini sevdim akıcı ve etkili bir kalemi var..Roman 11.Yüzyıl İngiltere' sinde Norman ve Sakson Savaşının etkilerinin hala daha sürdüğü zamanlarda geçiyor..
Kıtlık,veba,fakirliğin hüküm sürdüğü yıllar..Tam bir orta çağ Avrupası İngilteresi..Yazar dönemi iyi anlatmış olduğu gibi..Tarihin ayrıntıları ilede kiatbı boğmamış..Vermek istediğini çok güzel aktarmış bence..Kitabın konusunu kısaca değineceğim..

Madeilene kilisede rahibe olmak üzre iken Baba ve ağabeyinin savaşta ani ölümü üzere malikenesinin yönetimi kral tarafında teyze ve eniştesine verilmiştir..Ama eniştesinin zalimliği ve kötü yönetimi yüzünden malikanede işler hiç de iyi gitmemektedir....Eniştesinin zalimliğine daha fazla dayanamaz ve sonunda kararını verir .Evlenmeden malikanesine sahip çıkamamaktadır öyleyse evlenip malikanesini eniştesinin gazabından kurtaracaktır...

Krala kendisine yardım etmesi için gizlice mektup yazar ..Kralın yardımı gecikmez ona evlenmesi için 3 genç adam önerir..Odo,Stephen ve Aimery bu üç genç adam içinden Aimery'den etkilenir onu göl kenarında yüzerken gördüğü bir yakışıklı genç adamı hatırlatmaktadır kendisine...Aimery aslında Altın Geyik denilen bir kahramandır aynı karaman ise İngilizler arasında da kanun kaçağıdır..Bu yüzden Aimery ise Madeleine ile evlenmek istememektedir ve Medeleine'nin zalim olduğu ve küçük çoçukları kırbaçlattırdığı yönünde dedikodulara da inanmıştır..Aimery'nin kendisi ile evlenmek istememsei yüzünden başka bir adayı tercih etmek üzer iken hiç beklemediği bir anda tanıklık edeceği bir olay herşeyi bir anda değiştirecektir..

Birbirlerinden böylesine etkilenen çift Yanlış anlamalar,güvensizlikler yönünden birbirlerini epeyce hırpalayacaklardır..Özellikle Madeleine'nin eşini seçtiği sahne çok güzeld...Bazı sahnelerde epeyce sinirlendim..Ama yazar ikilinin arasındaki aşk ve tutkuyu güzel vermişti..Çok etkileyici bir kitaptı.. Hala daha okumadıysanız kaçırılmaması gereken bir kitap bence..Artemis Yayınlarından beklentim bu saerinin arasını fazla açmamalarıdır!!..


8 Şubat 2012 Çarşamba

Şubat Ayı Harlequinlerden Seçmeler


Yaban Sümbülleri-Elizabeth Rolls

Bu ay ki Harlequin Historical olan Yaban Sümbülleri çok çarpıcı bir hikayeyi içinde barındırıyordu..
Verity'yi ilk gördiümde Lord Max ona istediği gibi yardım edememişti..O sıralarda Verity henüz 15 yaşındaydı..Babası intihar ettiği için ne evinin ne de babasının özel eşyalarını alamadığı gibi beş parasız kalmıştı..Sonraki dönmelerde hayatı daha da zorlaşmıştı..
Beş yıl sonra tekrar kaşılaştıklarında Max Verity'yi tanıyamamıştı onu hizmetçi sanmıştı..O zor hayatı onu derinden etkilemişti..Çünkü 5 yıl önce çaresiz bir kıza istediği gibi yardım edememesi onu çok üzmüştü..Şimdi bu kıza istediği yardımı yapabilirdi..Ama ona karşı hissettiği çekim onun daha değişik bir koruma sunmasına sebep olacaktı..Ama Verity bunu kabul edecek miydi..
Tipik bir Kül Kedisi hikayesi idi..Yazarın daha önce yayınlanan Thea'nın Suçu Ne? kitabından daha başarılı buldum..Tavsiye ederim.




Karnaval Gecesi Jennie Lucas

Bu ay ki Harlequin Highlife sayısında okuduğum bu hikayeyi çok beğendiğimi söylemeliyim..İ;ki hikayedeki erkeklerde geçmişin korkularını taşıyorlardı ve bağlanmayı red ediyorlardı..Birinci hikayed ki Gabriel Santos1,5 yıl önce beraberlik yaşadığı Laura'yı unutamammıştı..Üstelik Laura onun yanında çalışan güvenilir bir elemandı..Daha en baştan birbirlerini çekmiler ama arzularına gem vurmuşlard ki..Taa..Karnaval Gecesine kadar..Gabriel bu sefer değişik bir teklif ile Laura'nın karşısına hem de kız kardeşinin düğününde ortaya çıkacaktı..

Çöl Sıcağında-Maisey Yates

İkinci hikaye şeyhli bir hikaye idi..Aslında bu tür hikayeleri pek sevmem ama bu hikaye oldukça başarılı ve çarpıcıydı..
Prenses isebella'nın evliliği önceden kararlaştırılmıştı.Ama o Şeyh ile evlenmeyi istemiyor kendisini tanımayı hayattan ne beklediğini bulmak istiyordu..Bu yüzden ortadan kayboldu ama Esmer ve egzotik bir adam onu bulmuştı bile..Ne yapıu edip evliliğin gerçekleştirilmesi için ortaya kellesini bile koyacak bir adamdı..İsabella ondan Eyfel Kulesini gezdirmesini istemişti..Ama Adham onun sağ salim ülkesine götürmek istiyordu ve sorumluluğunu daha fazla taşımak istemiyordu..Ağabeyi yani İsabella'nın nişanlısı onun bu isteiğine olumlu bakmıştı her istediğini yapabilirdi ..Bir erkeğin koynuna girmek dışında:))

Anlaşmanın Mühürü-Emilie Rose

Bu ay ki Desire serisinin hikayeleri çok tutkulu idi..Anlaşmanın mühürü Cennet JM kitabının konusunu andırıyordu..Flynn Maddox eski karısı Renee'yi unuttuğunu ondan boşandığını sanıyordu..Renee'de öyle..Ama ikisi de yanılıyordu..Renee Boşandıktan yıllar sonra kocasının spermleri ile çocuk sahibi olmak istiyordu ama bu işlemler sırasında hala evli olduklarını anladı..Hala birbirlerinden etkileniyorlardı..Hala evli olduklarına göre Flynn karısını tekrar kaybetmemek için en giçlü yönünü çalıştırarak Renee'yi boşanmamaya bunun için çok istediği çocuğu ona vermeye karar vermesi çok uzun sürmedi..

İntikam Yemini - Kate Carlisle

Desire serisinin ikinci hikayesi bir intikam hikayesi idi..Trish James evlerini yıktıran ve büyük annesinin ölümüne sebep olan Delon Duke'den intikam almaya yemin etmişti..Bunun için şirketine girip onun en iyi elemanlarından biri olamsı çok uzun sürmemişti..Ama Delon'ın dosyalarını inceledikçe onun hiç de illegal işler yapmadığını görmüş ve onun dürüstlüğüne hayran olmuştu..Bir de adamım yakışıklığı dizlerini titretiyordu...
Fotoğrafı EtiketleKonumunu ekle

24 Ocak 2012 Salı

Uzak Saatler- Kate Morton





Gotik tarzinda ,gizem sırlar örülmüş bir hikaye idi.. Yazar hikayenin akışını baskarda duragan her sayfada biraz daha merak uyandıran ama kitabin sonuna kadar asla tahmin edemeyecegim bir son ile kurgulamısti. Romanın ilk 2oo sayfasında sıkıldıgimi ıtiraf etmeliyim ama Kate Morton'un tarzıda böyle iste..
Yazarın ençok Saklı Bahçe isimli romanını beğenmiştim..Çünkü o romanda baştan sona kadar olaylar hem daha canlı hem daha hareketli ve çarpıcı olarak aktarılmıştı..
eğer çok hareketli fantastik romanları seviyorsanız bu romandan uzak durun..Ama oya gibi işlenmiş her sayfasında bir şeyler keşfettiğiniz bir gizem,esrar perdesi aralamak istiyorsanız işte bu roman tam da size göre bence..
Konusu kısaca şöyle:
Edie Burchill yaşamı boyunca annesi ile istediği gibi yakınlaşamamış sevgilisinde yeni ayrılmış bir genç kadındır..Sevgilisinden ayrıldığını annesine söylememiştir..Ama maddi durumu bozuktur ve bir an önce sevgilisi ile yaşadığı evi boşaltmak zorundadır bu yüzden kendine ev aramya başlamıştır..
Bir de çok sevdiği Rita teyxesi vardır içinden bazen annesi olanın keşke teyzesi olmasını dilediği zamanlar olmuştur..Birgün annesine çok eski arkadaşlarından bir mektup gelir.Annesini darmadağın eden bu mektup onun çok ilgisini çeker bu mektup İkinci Dünya Savaşı zamanında Meredith yani annesi 13 yaşında iken Milderhust Kalesindeki arkadaşından gelmiştir..
Annesi o yıllardan kesinlikle söz etmemekte ama orada bir yıl kaldıktan sonra kesinlikle evine dönmek istemeiş bu da ailesi ile arasının açılmasına sebep olmuştur..
Bir mektup ile başlayan sırlar yumağı Eddie önce teyzesinin annesine ait olan mektupları ona vermesi sonra vir gün yağmurlu bir havada yokunu kaybetmesi sonucu yolunun Milderhust Kalesine düşmesi sonucunda kalenin sahibleri olan üç yaşlı kadın ile tanışır onlar ile gıyaben annesinin mektuplarından tanımıştır..
Bu kalede oturan tuhaf üç yaşlı hanım Eddie'nin küçükken ayıla bayıla okududuğu Çamur Adamın Hikayesi'nin yazarı Raymound Blythe'nin kızlarıdır..Percy,Saffy ve Juniper Blythe bu tuhaf hanımlar ile zoraki geçirdiği zamandan sonra annesinin sakladığı sırlar ve oradaki gizemli olaylar daha da ilgisini çekmeye başlar..Annesi ile arası daha da açılsa da,,Hiç ummadığı anda annesi ile kaendisini çok çok yakınlaştıran olaylar olur..

Çok ilginç sıradışı bir romandı..Kate Morton'un en beligin özelliklerinden biri de bu zaten..Roman gotik mekanda bir Alfred Hitchock filmi gibi ide esrearengiz olaylar ile bezeli idi..Bu tür roman severlere tavsiye ederim...

18 Ocak 2012 Çarşamba

Bıçak Sırtı-Tess Gerritsen


Şimdiye kadar yazarın çoğu eserleri elimde ebook olarak olduğu halde yazarın çoğu kitabını okumadım..Ama hata etmişim..Kitabı elime alır almaz sarıp sarmaladı beni..Bilemiyorum belki ilk Tess kitabı için yanlış seçim olabilir ama hikayeyi, çok beğendim..


Hem ask,hem cinayet,aksiyon vardı bu hikayede. Meslek kariyerinin en parlak döneminde ameliyatta ölen bir hastası yüzünden Kate''in hayati bir anda kabusa dönüşmüstür. Bu ölümden tek sorumlu kendisi gözükmektedir. Hastanin ailesi hemen bir avukat tutar en iyi avukatlardan özellikle doktorlarin kötü rüyasi olan David Ransom''un kariyerini hata yapan doktorlar ile yapmistir.Ama bu ikili karsilastiklari anda ortaya cıkan kivilcimlar hiç de hayra alemet degildir.
İkilinin korkularını hissettiklerini yazar çok güzel anlatmış..


Kate ile David'in ilk karşılaştıkları sahnede Kate'in çaresizliğini kendim yaşamış kadar hissettim..Yazarın polisiyedeki iddiası ve ustalığı zaten tartışılamaz ama romantik bir aşkı da hikayeye ekleyip kurgulaması harikaydı..Bu romanımda Tess Gerritsen imzalı ömrümün sonuna kadar saklayacağım bu kitabı ve sıraya yazarın diğer eserlerini de koyacağım..
Romanin kurgusu,anlatimi mükemmeldi tavsiye ederim. "


Pandora'nın Kızı İris Johansen



Çok beğenerek okuduğum bir roman idi İris Johansen çok beğendiğim yazarlardan oldu..Pandora'nın kızı ile birlikte..İçinde hem gizem,macera,aşk barındıran güzel bir hikayedi..Ama bazı yerlerde bazı kopmalar hissetsemde severek okudum bu romanı...
Psişik güçlere sahip olan Megan 27 yaşında dayısı ile yaşayan bir genç kadındır.. 12 yıl önce annesini kaza sonucu kaybetmiştir.
En büyük handikapi yapmış olduğu doktorluk mesleğinde kaybettiği hastalarının ölümü onu çok etkilemesidir...
Hayatı görünüşte sıradandır..Ama kesinlike öyle değildir..Hastalarından birini ameliyatta kaybettiği günlerden birinde bir trafik kazası geçirirerek ölümden döner..Kazayı normal bir kaza olarak görmek çok zordur çünkü ölüme sürüklenmek istenmiştir..

Bu kazadan sonra hayatı kökten değişecek annesinin ölümü ile ilgili sırlar ortadan kalkacak ve bir zamanlar aşık olduğu ilk aşkı gelip onun hayatına tekrar girecektir..Dayısı bu kişiye Megan'ın tehlikede olduğunu haber verir..
Grady'de kendisi gibi pisişik güçlere sahip olan karizmatik bir erkek olup 12 yıl önce çok yakınlaştığı Megan'ı hiç unutamamış olup onun hayatına tekrar girmek için beklemektedir..Megan'ı beklemesinin romantik bir nedeni de olsada Uluslararası suç örgütünün liderini yakalamak ve ilk çağlardan beri tarihte yer alan pisişik güçlerin aile ağacı olan Defteri Molinodan önce ele geçirmektir..Çok tehlikeli bir sapık olan Molino , Megan gibi psişik güçleri olan kişlerin azılı düşmanı adeta kötülük simgesi uyuşturucudan tecavüze her türlü kötülüğü yapan çeteninde başıdır..
Grady ile karşılaşmak tüm unuttuğu anıların birden canlanmasına sebep olur ve Grady onu geri istiyordur Megan'ın aralarına bir sınır koymasına izin vermeyecektir..Dayısının Molino tarafında vurdurulması ile işler gerçekten arap saçına döner herşey birbirine girer..

Kısaca konusu böyle tavsiye ederim...

12 Ocak 2012 Perşembe

Günahkar(Untamed)Pamela Clare

Kitap Adı : Günahkar
Yazar Adı : Pamela Clare
Orjinal Adı : Untamed
Goodreads Puanı: 5.4,34
Puanım 5.5

Günahkar bitti. Morgan MacKinnon ve Amelia Chauvenet'in hikayesini çok begendim. Bu hikaye en az Teslimiyet kadar güzeldi.


Ilk kitapta oldugu gibi Lord William Wentword her zamanki gibi MacKinnon kadınlarından uzak duramadisada sonunda dogruyu görerek gerekli hamlesini yapti son anda bir felaketi önledi. Iskoc savascisi bir Mohikan ile Yari Fransiz Kızılderilinin hikayesini çok seveceksiniz kacırmayın derim.


18 YY koloni döneminde geçen hikayemiz kısaca:


1755 döneminin atmosferinde Koloni dönemi Amerika’da yaşayan İskoçyalı 3 kardeşin yiğitliği ve cesaretinin göze çarpması onları hiç sevmedikleri İngilizlerin himayesinde Fransa-Kızılderili –İngiltere savaşında yer alıyorlar.


Serinin ilk kitabı Teslimiyet asker olarak başladıkları yeni hayatlarının 3 sene sonrasında Mckinnon savaşçıları ile kazandıkları başarılar gölgesinde ailenin en büyük erkeği İan ‘ın hikayesini okumuştuk...

Çıktıkları bir görev sırasında Abeneki kızılderilerinin bir kadına zülüm yaparken rastlaması,görev ve vicdan arasında çatışmasında kadını kurtarmaya karar vermesi ile hayatını baştan aşağı değiştirecek bir maceranın içinde kendini buluyorlar..
Hikaye boyunca İan ve Annie'nin hikayesinde aşk,tutkuyu yazar çok güzel vermişti ve döneme ait olay ve ayrıntıları kurgulaması bence harikaydı..Teslimiyete başlamadan önce bu kadar iyi bir hikaye okuyacağımı sanmıyordum ..Hikayeyi okuduktan sonra diyebilirim ki uzun zaman etkisinde kalmıştım..

MacKinnon Rangers Serisinin ikinci kitabına da başlarken bu kadar başarılı bir romandan sonra açıkçası Günahkarıın o kadar da başarılı olamayabileceğini düşünsem de satırlar ilerlemeye başladıkça bu korkumun yersiz olduğunu farkettim ki Günahkar'da beni içine çekiverdi hikaye olarak..


Günahkar Serinin ikinci kitabında İan’ın yerine geçen ortanca kardeş Morgan Mckinnon ve yarı Fransız yarı Abenekeli kızıldereli Amelia’nın hikayesi . Morgan’ın rutin bir devriye sırasında adamlarından birinin hayatını kurtarmaya çalışırken ağır yaralanarak Fransızlara esir düşüyor. Kale kumandanı Bourlaumague Morgan'ın konuşmasını umarak onun ölmemesi için bakımına ayrı bir özen ihtimam gösteriyor..Onun bakının Yarı Abeneki yarı Fransız Kanı taşıyan ve babasının ölümünü İngilizleri ve Morganın ailesini suçlayan Amelia üstleniyor..

Esaret çemberinde Morgan'ın tek amacı vardır sevdikleini ve ailesini korumak onlara geri dönmek ki bu nedenle hayatının kumarını oynamaya başlıyor..
İki tarafında korkular,tereddütlerini yazar çok güzel ifade etmiş..Amelia ve Morgan kalplerine söz geçirmeye çalışırken bir taraftan da Morgan kale kumandanın güvenini kazanarak sözüm ona kardeşlerine ve takım arkadaşlarına karşı casusluk yaparken de Amelia'nın çekimine,güzelliğine daha fazla karşı koyamasa da ondan uzak durmaya çalışır Ama bunda pek başarılı olamaz.Her geçem gün ondan daha çok etkilenmeye başlar..
Onunla daha fazla birlikte olabilmek için ana dili gibi bildiği birkaç dilde olan Fransızca'yı öğretmesini ister bundan böyle ikili arasındaki tutku daha fazla alevlenir..

Morgan kalbine hükmetmeye çalıştıkça Amelia'ya karşı daha da çekilir...Her ne kadar amacı kaleden kaçıp ailesine kavuşmak olan Morgan kalbine de söz geçirememesi Amelia'nın Morgan'ı kendi saflarına çekmeye çalışması onu casusluk yaparken yakaladığı halde komutana bir şey söylemeden onu korumaya çalışması..Onu anlamaya çalışması çok güzeldi..İkili arasındaki aşk ve tutkuyu yazar çok doğal vermişti..ikili arasında baştan itibaren çok tabii gelen bri bağlılık mevcuttu..Tek kelime ile büyülü bir aşk hikayesi idi ki bence yazarın harika bir anlatımı var..Tarihi detaylar,ikili arasındaki büyülü aşlı muhteşem anlatmış ....Bence bu güzel hikayeyi kaçırmayın..


Bir dipnot: Lord William'a yazarın bir lady ayarlamasını diliyorum çünkü bu adamcağızın MacKinnon kadınlarına karşı olan zaafı gün geçtikçe de büyüyorsa da Lordumuz gün geçtikçe kafa yapısı ve farklı olaracak bir şekilde kalbinin atmaya başladığını hissetmemi sağlıyor...

Yazar bence serinin 4.kitabını yazacaksa Lord William hakkında yazmalı..bu sıradışı soylunun hikayesini okumayı çok isterim..

Serinin 3.Kitabı Defiant 2012 Haziran veya Temmuz ayında Amerika’da yayınlanması planlanıyormuş... Şu an için yazarın sayfasında verilen bilgilere göre McKinnon kardeşlerin en küçüğü Connor ile Lord William‘ın yeğeni Sarah Woodwille hikayesi bizlerle olacakmış...


Şimdi Koridor Yayınlarından tek dileğim dünya ile aynı anda kitabı okuyabilmek..Umarız bu 3.hikayeye de bir an önce kavuşuruz..








Orjinal Kapak
 
Teslimiyet'in Orjinal Kapağı

8 Ocak 2012 Pazar

Şehvetin Esiri-Nicole Jordan




Serinin bence en güzel kitabı idi hem duygusallığı hem de tutku yogunluğu harikaydı..Kitabın sonuna doğru çok duygulandım gözyaşlarımı tutamadığım sahneleri oldu..
Romandaki aşk serinin diğer hikayeleri gibi yoğun tutku içeriyordu..Serinin ilk kitabı Ahlaksız Teklif sansürlü olduğu halde serinin en çok sevdiğim hikayesi olmuştu..Tutke Mevsimini ve Arzunun Kıyısında nu hikayeleri çok beğensemde nedense ilk kitap bende daha çok iz bıraktı derken gelelim Şehvetin Esiri (Ectasy)'ye..
Raven Nicholas Sabine'in üvey kızkardeşi idi..Annesinin evlilik dışı bir çocuğu idi Raven..Toplum tarafında dışlanmış olan annesini ailesi redetmişti adının temizlenmesi için istemediği evliliğe zorlanmış mutsuz bir kadındı..Tek dileği kızının kendisinin yaptığı hatalara düşmemesi soylu bir asilzade ile evlenmesi idi..Bu temenni onda takıntı haline gelmiş ölüm döşeğinde kızına yemin ettirmişti...
Raven'in çocukluğuda ruhunu yaralayan hatıralarla doluydu..Üvey babası yalnız olduklarında ona evlilik dışı olduğunu hissettirmek için aşağılayıp hor görüyordu..İşte bu yaşadıkları yüzünden Raven artık saygı görmek ve annesinin son arzusunu yerine getirmek için nişanlı bulunduğu Dük ile evlenmek üzereydi ve bu planların kimse tarafından bozulmasına izin vermeyecekti ama ona sapkınca aşık olan Sean Lesseter'i hesaba katmamıştı..Onu elde etmek isteyen Sean iyice azıtarak onu kaçırıp tacavüz etmek üzereyken ağabeyi Kell Lesseter tarafından durdurulur ama skandalın patlamasına engel olamaz..
Sean ve Kell İrlandalı bir annenin çocukları olup babaları öldükten sonra velayetleri zorla annalerinn elinden amcaları tarafından alınıp anneleri öldükten sonra da onlar üzerinde söz sahibi kişi olmuştur.. Ama amcalarının acımasızlığı ve sapkınlığı özellikle Sean'ın ruhunda büyük yaralar açmıştır...

Kısaca hem Raven'in hem de Kell'in çocukluğu ruhlarında derin izler bırakacak şekilde geçmiştir..

Patlak veren bu skandaldan sonra Raven'in onuru ve namusu tamir edilemeyecek şekilde lekelenmiştir..Bunun üzerine Kell Raven'in onurunu kurtarmak için ona evlenme teklif eder..Bu görünüşte formalite evliliği olsada sonucunda tamamlanmsaı gereken bir evlliliktir..Raven'in seçim yapacak lüksü yoktur ama en büyük handikapi ise Kell'in hayallarinde aşık olup seviştiği korsan sevgilisine çok benzemesidir..

Bu romanın ortalarına kadar serinin diğer kitaplarına benzetsemde sonradan müthiş bir şekilde bu hikayeden zevk aldım..İki yaralı ruhun üzüntüleri,yalnızlıkları,bir çocuğun maruz kaldığı şiddete,cinsel istismar yüzünden ruhunun nasıl sakatlandığını yazar çok çarpıcı bir şekilde işlemişti..Bir ağabeyin kardeşini kurtarma çabaları kendini birine ait olma hissi mükemmeldi..Tek kelime ile serinin en güzel kitabıydı..Tavsiye ederim...

5 Ocak 2012 Perşembe

Kate ve Matador. Sharon Kendrick.


Kate ve Matador. Sharon Kendrick.

Sosyetik simarik dilber Kate. Babası tarafından tatile gönderildigini sanan Kate tatil icin gittigini sandigi yatta hizmetcilik gönderildigini yatin sahibinden Carlos'tan ögrendi. Babasi bir mektup ile harçlıgini kesmis elinde olan herşeyi almısti. Gecinmesi icin çalısmasi gerekiyordu o yüzden babasi onu hizmecilik yapmasi icin Carlos'un yatına göndermisti. Kate'i yola getirme görevi Carlos'a verilmişti.
Ama hesap edilmeyen sey Kate ve Carlos'un aralarindaki çekim idi. Gün gectikce dahada artiyordu. güzel ve sevimli bir hikaye idi.


Yeni Başlangıçlar-Melanie Milburne
Harika bir romandi konusunu kurgusunu cok sevdim. Duygu yüklüydü.
Bronte balerinlikteki en önemli fırsati istenmeyen gebeligi yüzünden kaçırmıstı. Bu şans hayatta bir kere insanin ayagina gelirdi ama kızi her seyden önemliydi. Onun icin her seyi yapardı. Onu hayatindan acımasizca atan babasinin actıgi yaralari tedavi etmeye çalısıyordu.Kücük bir bale okulu acmis hayatina devam ediyordu. Sakin bir hayati vardi. Hayatindan onu atan Luca'nin stüdyoya gelip onu geri istedıgini soyleyeseye kadar.
Bunun icin de cok kararliydi sahibi oldugu stüdyoyu satın almisti. Ya onunla olurdu yada sokaga atilirdi.

Melanie Milburne'in bu hikayesi seri
Sabatini Kardeşlerin Hikayeleri..Bu ay iki hikaye var bu seriden Diğeride Miras Kalan Aşk.

Sabbatini Brothers Serisi:

1. Scandal: Unclaimed Love-Child (2010)Yeni Başlangıçlar
aka The Unclaimed Baby
2. One Last Night (2011)Son Bir Gece
3. The Wedding Charade (2011) Miras Kalan Aşk.


Kuzey işıklarınin Büyüsü Catherine Spencer


Kuzey işıklarınin Büyüsü Catherine Spencer


Zachary Alexander ve Claire Durocher'in ilk karşılaşmalari pek de hoş olmamısti ama Claire yanlış anlasilmak istememişti özür dilemisti de ama yine de bu adam ona niçin bu kadar kötü davraniyordu? Kızı ile iyi anlaşmasi bile eksi puandi onun için.
Claire noel tatili icin geldigi Kanada'daki bu lüks otelin sahibi ile sürtüsmesi yüzünden Zach ile aralarindaki gerilim had safhadaydi. Zach'in kızi Melanie onüç yaşında ergenlik problemleri ile ugrasiyorken anne eksikligini dahada cok hissediyordu. Tam da bu arada otellerind gelen Claire ile yakınlaşip arkadaş olmuştu ama bu babasi Zach'in hoşuna gitmemiş tartismalarina bile sebep olmuştu.
Zach ise ne yapsa kızının ergenlik sorunlarinı çözemiyordu. Üstelik Avrupa sosyetesinden gelen Claire'de huzurunu ve kontrolünü kaybetmesine sebep oluyordu.

Claire ile Zach'in ask hikayesi iki tarafinda gecmisteki korkulari kalp kıriklıklari ve kotü tecrübeleri yüzünden cok kötü zamanlar gecirdiler. Yazari cok başarili buldum. Ama cok gerilip sinirlensemde duygu yüklü bir romandi. Bir kız çocugunun yaşamınin en kritik zamanlarında bir anneye olan ihtiyacini,bir babanın çaresizligini, iki tarafinda gecmis ile hesaplaşmasini. Iletişimşizlikten dolayi yanlıs anlamalarin neye mal olabileceginh güzel kurgulamisti tavsiye ederim.

O GECENIN SIRRI-Julia Julie James


BU hikayede gecmiste yaşanan acılarin bireylerin ikili ilişkilerini etki boyutlarini açık şekilde gösteren bir hikaye idi
Bu hikayede ise cok aci ceken bir kadın karakteri vardi ki okurken içim parcalandı. Rhianna Davies onu kücüklügünde terkedip giden maddi durumu bozulan babasi icin milyarder Alexis Petrakis ile konuşmak için gittigi yemekte isler bir anda cigrindan cikmis kendini bu adamın yataginda bulduktan sonra bir de aşagilanmisti. Babasina yardimci da olamamis ve sirketi iflas etmisti. O günden sonra onu daha da zor günler bekliyordu ki bir de hamile kalmışti.
Hikayemiz bu olaydan beş sene gectikten sonra basliyordu ki. Rhianne'nin yeni babasi ölmüs kendisine araba çarpmısti. Düstügü maddi krizden devletten aldıgi yoksul maaşi ile geçinebiliyordu. Üstelik hasta,sosyal devlet görevlisi ona takmışti bu kotü sartlardada cocugunun babasi Alexis ile karsılasmak tam anlamı ile kabustu.
Claire ve Alexis'in korkulari degişikde olsa anne ve babalarindan kaynaklaniyordu. Özellikle Alexis'in korku nedeni annesi idi. Rhianne'nin annesi gibi davranacagini sanıyordu ki,bu daha cok hata ve sert davranmasina sebep oluyordu.
Duygu yüklü bir romandi.Bu ayki Harlequin Clasiccleri çok beğendim tavsiye ederim...

3 Ocak 2012 Salı

Harlequin Desire


OLIVIA GATES – YASAK GECE

Bir şeytan gibi uzun ve karanlıktı ve onun ailesinin en nefret ettiği düşmanıydı. Ama bu Selene Louvardis’i nefesinin son damlasına kadar Aris Sarantos’u istemesini engellemeyecekti. Veya onunla yasak bir gece geçirmesini.
Onun çocuğunu doğurduğunu asla tahmin etmemişti. Ama Aris, Selene’in hayatına bir fırtına gibi geri döndüğünde ve gerçeği öğrendiğinde, bu acımasız adamı kendine ait olanı istemekten hiçbir şey alıkoyamayacaktı. Ne onun ailesi ne de milyar dolarlık bir sözleşme.

İKİNCİ ŞANS - Emilie Rose

“Wyatt, bu benim kızım Hannah. Kendisi veterinerdir ve Sutherland Çiftliğinin, çiftleşme işlerini yönetiyor. Hannah, seni Wyatt Jacobs’la tanıştırayım.”
Jacobs’ın dikkatli gözlerle kendisini incelemesi, Hannah’ı biraz huzursuz etmişti. Aslında, bu bakışlardan etkilendiğini itiraf etmeliydi. Kendini toparlayarak, adama doğru yavaşça yürüdü. Kimdi bu adam ve burada ne tür bir gizli iş peşindeydi? İyi dikilmiş takım elbisesi ve kolundaki pahalı saatten anlaşıldığı kadarıyla, zengin bir adamdı. Ama zaten buraya gelen tüm konuklar zengindi...

Yorumuma Gelince:

İki hikayeyi de beğenerek okudum.. iki rakip aileden olan Aris ve Selene Selene'nin  babasının cenazesinde tekrar karşılaştılar..Birbirlerini uzun yıllardır tanıyorlardı..İki aile rekabet yüzünden neredeyse birbirlerine düşman olmuşlardı..
Aris ve Selene birbirlerini mıknatıs gibi çekiyorlardı da..Düşman olmaları birlikte olmalarını engellememişti..Fırtıma gibi geçen  o hafta sonundan sonra tam tamına 18 ay birbirleri ile görüşmediler..
Selene ve Aris o muhteşem birliktelikten sonra inanılmaz bir şekilde tekrar görüşmek için  karşısındakinde ilk hareketi beklediler..Ama bu tam tamına 18 ay beklemeyi gerektirmişti..
İş için tekrar bir araya geldiklerinde ise olaylar yine kaldığı yerden bu sefer Selene'nin dokuz aylık oğlu Alex'inde yer aldığı bir olayalar yumağına dönüşmüştü....Selene'nin planlarına dahil etmedği bir şey vardı ki Aris'in bu sefer onu bırakmaya niyeti hiç yoktu..Büyük bir keyif ile okudum..

İkinci hikaye ise :
 Zengin bir aileden gelen veteriner Hannah'ın hikayesi idi..At Yetiştirme Çiftliğinde geçen bu hikayeyi çok sevdim..Ama romanın erkek kahramanına çok illet oldum..Biraz kalın kafalı bir adamdı veya çok yaralı bir adammı demeliyim..
Hannah'ın babası çiftliği zengin bir iş adamı olan Wyatt Jacobs'a ona haber bile vermeye gerek görmeden satmıştı..Çiftliği satın alan Wyatt kesinlikle Hannah'ın işini kolaylaştırmayacaktı...
Çiftlikteki atların ve ikinci şans kısmındaki ölümden dönen şiddete maruz kalan atlarında sorumlulukları Hannah'ta idi o ise sorumluluklarından kesinlikle kaçmazdı..Bunun için çiftliği yeni satan alan Wyatt ile çalışması gerekse bile..Derken birlikte çalışmaya başladılar birbirleri ile anlaşamadılar ama birbirlerinden etkilendiler hem de yıldırım hızı ile..Bu ikisinin de hiç hoşuna gitmedi tabii ki..
Wyatt Hannah'tan kurtulmak için Çiftlik sınırlarında olan küçük evini de satın almak istedi ama Hannah bu küçük çiftlik evini vermedi..İkinci şans bölümünü ayakta tutmak için bile o evi satmaya yanaşmadı..Ama Wyatt'ın Hannah'ı zorlamasının sınırları yoktu..
 Hannah'ın anlamadığı şey bu adam çiftliği görmeden o kadar parayı neden çiftliğe yatırdığı idi..

Tavsiye ederim bu güzel hikayeyide..

Güzel Tehlike-Nora Roberts



Bu ayki Harlequin Star of Romance sayısındaki Nora Roberts'in Güzel Tehlike isimli macerasini cok begendim.
Daha önceki maceralarin kahramanlarından Body Fletcher'in kızi Allison Fletcher'in hikayesi idi.O da babasi gibi polislik meslegini secmisti. Seçkin semtlerdeki evlerde hirsızlik yapan bir çetenin pesine düşmüstü. Cete mekan olarak Jonah Blackhawk'ın barında pusuya yatıyordu. Bu olayda Jonah'ın işbirligi gerekiyordu.
Jonah geçmışte sokak çocugu iken Body Fldtcher'in büyük yardımini görmüstü.
Bu hirsızlık olayinin çözümü için Allison ve Jonah birlikte çalışmaya basladılar. Ikiside birbirlerinden cok etkilendiler. Allison'un başı eski sevgilisi ile dertteydi de. Olaylar bir anda hızlanmaya başlamisti. Bir anda izini sürdügü hirsizlik olayinın cinayete kadar uzanmasi, Eski sevgilinin tacizlerini ilertletmesi Ally ve Jonah'in birbirlerini bir mıknatis gibi çekmesi cok güzeldi. Harika bir maceraydi tavsiye ederim.

1 Ocak 2012 Pazar

Bunu Sen İstedin-Vefa Enver



Bunu Sen İstedin-Vefa Enver

Çocuk da Yaparım Kariyerde nin devamı olan bu macerayı çok sevdim:))..Burada da Aslı-Hakan,Ahu-Can olaylı çiftimiz Sibel ve Baran vardı..

Hikayemiz bu sefer Sibel ve Baran'ın düğünün de başlıyordu yine bir olay ile tabii ki..Sibel,Baran'ın bekarlığa veda partisindeki kaçamağının acısını çıkartmak istiyordu ve tam da düğün gününde evlenmekten vazgeçmişti..Baran her zaman ki gibi maçoluğu ile sorunu çözmüştü ama ufukta çok büyük olaylar vardı onlar için..Belki de suların durulması için bu gerekiyordu da ...

Ahu ile Can geçmişte ayrılığın ucundan dönmeleri , evlenmeleri ve Ahu'nun tekrar hamile kalması ile bebek heyecanı yaşıyorlardı..Ahu'nun kariyerini bir kenara bırakarak Can ile evlenmesi ama hala daha evde olmaya alışamaması en ufak bir olayda işe geri dönmeye uğraşması çok eğlenceliydi..Özellikle Can'ın yeni bayan eleman alması ile Ahu iyice huzursuz olmuştu..

Benim gözde çiftim Aslı ile Hakan cephesinde ise ilişkileri gün geçtikçe ciddiye doğru yol alıyordu..İki aşık birbirlerine her geçen daha da bağlansalar Aslı'nın kompleksleri Hakan'ın annesinin onu bir türlü kabul edememesi,Hakan'ın eski eşinin gölge gibi onları takip etmesi.Aslı'nın korkularını daha da tetikliyordu..Bir de hikayemizde yeni bir çift de ortaya çıkıyordu Nazlı ve Kadir...Onların hikayesi ise tamamen rastlantı ama çok da hızlı bir şekilde başlıyordu..
Kısaca maceranın bu bölümünde özellikle Sibel ve Baran çifti çok büyük olaylar ile sınanan evliliklerinde Sibel ne kadar modern ise Baran'ın da o kadar gelenekçi bir aşiret olan aileden gelmesi birbirlerini ne kadar severlerse sevsinler hala olaylar ile dolu evliliklerinin çalkantılı günlerinde çiftin geçtiği sınavı sanki kendim birebir yaşamış gibi hissettim...Çok büyük bir keyif alarak okudum... Devamını bir an önce okumak istiyorum..Bu güzel romantik komediyi tavsiye ederim..

29 Aralık 2011 Perşembe

Çocuk da Yaparım Kariyer de..Vefa Enver..


Çocuk da Yaparım Kariyer de..Vefa Enver..

Yazarın daha önce internette yayınlanan ekitaplarını okumuştum ve çok beğenmiştim..

Çocuk da Yaparım Kariyer de romanının büyük bir zevk ile okudum..Kimi zaman şaşkınlık,üzüntü,kahkaha ile harmanlanmış sıcak sempatik bir hikaye idi.. Otuzlu yaşlarda ki Üç genç kızın iş özel hayatlarındaki med -cezirleri yazar sımsıcak aktarmıştı bize..
Aslı,Ahu,Sibel birbirinden farklı üç genç kız üçünün de sevgilisi sevgililerinden beklentileri kariyerleri ile ilgili sıkıntılarını çok esprili bir şekilde anlatmıştı yazar..
Aslı içlerinde en duygusalı iSibel en çapkını,Ahu en hesaplı ve detaycı olanı üçününde korkuları ümitleri hayalkırıklıkları..Bazen kahkahalarımı tutamadım bazen onlar gibi üzüldüm..
Aslı ne yapsa sevgilisi Metin ile ilişkisini oturtamaması,Sibelin devamlı elde edemediği bir erkeklere karşı olan ilgisi deyim yerinde isie ona tam da uygun olmayan sahiplenici Barana takılması,Ahu'nun ise üç yıldır birlikte olduğu Can ile olan ilişkisinde devamlı kariyerini ve başka şeyleri önde tutması.gelgitleri çok etkileyici idi..Ben bu genç kadınların hikayesini çok sevdim tavsiye ederim..

27 Aralık 2011 Salı

Aşk Kölesi-Sherrilyn Kenyon


Trakyalı Kyrain'dan Sonra Makedonyali Julian'ın macerasınida okudum. Julian daha duygusal idi. Kyrian'in macerasi daha hareketli daha aksiyon dolu idi. Aşk Kölesinde aski tam anlami ile hissettiriyordu. Hikayeyi çok begendim. Kenyon favori yazarimdi bu degişmedi iyice pekisti. ..

Yazar iki yaralı kalbi  çok manidar bir şekilde birleştirmesi..Harika idi..
Yazarın ilk okuduğum Trakyalı Kyrain'in hikayesinden daha sıcak buldum ki Aşk Kölesi bir yarı Tanrı'nın Seks terapisti neredeyse sıfır tecrübeli Grace'in hikayesi içinde yakışan buydu sanırım...
Kısaca konusu :
Makedonyalı Julian Ünlü Roma'yı bile arkadaşı Trakyalı Kyrian ile dize getirmiş bir komutandır..İşinde ne kadar başarılı ise özel yaşamında pek de mutlu olmayı başaramamıştı.Kendisi yaşamı boyunca birileri tarafından sevilmeyi önemsenmeyi istemiştir..Sevginin sevilmenin ne demek olduğunu ne ailesinden,kardeşlerinden,ne arkadaşlarından bulmuştur (Trakyalı Kyrian dışında)Bir kadın tarafından da hiç sevilmemiş yalnızca kullanılmıştır..Kardeşi gibi sevdiği arkadaşının karısını bir dizi hile ile sahip olmayı da bu yüzden seçmiştir..Ama bu kadından ne kadar çocukları da olsa aralarında tam anlamı ile sevgi olamaması onu çocuklarına daha düşkün olmasına yol açmıştır..
Ama her şeyin ortaya çıkması ile Julian için sonun başlangıcı olmuş ve sonunda lanetlenerek bir kiatba seks kölesi olarak hapsedilmiştir..Buraya kardeşi tarafından hapsedilirken bile ailesinden kimsenin ona yardım etmemesi özellikle Annesi Afrodit'in tutumu çok duygusuz sevgisiz gibi geldi bana..Bu kiatpta Julian tam tamına ikibin senedir hapistir..Onu çağıran kadınlara yatakta bir ay hizmet ederek tekrar kitaba geri dönmektedir..Yaklaşık neredeyse iki yüz yıldır çağırılmamaktadır..B u hizmetlerinde kendini memnun etmesi söz konusu değildir..Amaç kadınlara hizmet etmektir..Bu zaman içinde ne olduğunu kim olduğunu sorgulamamak da işine gelmiştir!!..Taa ki Grace'in karşısına çıkıncaya kadar..
Grace cinsellikle tüm bilgileri neredeyse teoriktir..Erkeklerle ilişkiye girememektedir.. Arkadaşının bu sorununa kökten çözüm bulmak yarı çingene olan arkadaşı Selena'yı harekete geçirmiş bu bir mumya müzesindeki sahaftan bulduğu kitabın Grace'e çare olacağını düşünmüş ve doğum gününde ona hediye etmeye karar vermiştir...Julian'in ismini üç kere söylediğinde Julian kitaptan çıkıp Grace'e hizmetlerini sunacaktır!!
İşte Julian'ın ortaya çıktığı sahne harika idi..Salonun ortasında ışıklar içinde çırılçıplak Adonis gibi bir erkeği düşünebilyor musunuz?? Yazar işte burayı harika bir şekilde vermişti..

Grace ile Julian'ın karşılaşmaları birbirlerine alışmaya çalışmaları  harika idi..Julian Grace'in kendisine diğer kadınlar gibi davranacağını beklerken ona bir insan bir arkadaş gibi davranması ikilinin zamanla gelişen arkadaşlıkları birbirlerine kimseye anlatamadıkları duygularını anlatmaları,yakınlaşmaları çok güzeldi..Bu yakınlaşma sonunda aralarında gelişen o olağan üstü aşk.birbirlerine çare olmaları olağan üstü idi..Kısaca okudukça hikayeye daha da bağlanıp sevdim..
Harika bir romandı İşin açığı Gece Yaşayanlar'dan ben daha çok sevdim bu macerayı..Tavsiye ederim...




Gece Yaşayanlar-Sherrilyn Kenyon


Gece Yaşayanlar Sherrilyn Kenyon ..

Harika bir romandı..Yazarın niçin bu kadar sevildiğini anladım bu romanı okuduktan sonra..
Yazar mitolojik kahramanlar ile gece yarısı avcılarını çok güzel harmanlamıştı..Bu romanda daha çok Alaca Karanlık serisinin romantizmini buldum diyebilirim...
Yazar erotizmde de sınır tanımıyordu doğrusu..İki sevgilinin aşklarını,birbirlerine olan ihtiyacını çok güzel vermişti yazar...

Okurken ihanetin bir erkeğe neler yaptırabildiğini de dehşet ile izledim..
Dark Hunter serisinin 4,kitabı olan orjinal adı Night Pleasures olan Gece Yaşayanların Aşkıda çok güzel anlatmıştı bana göre..
Trakyalı Kyrain'in uğradığı ihanet ile ruhunu satarak Gece Avcısı olması intikam için ruhunu satsa da onu feci şekilde aldatan karısına yine de kötülük yapıp intikamını bile alamaması bana ne erkekler var dedirtti..Çünkü bence sevmek sevdiğini ne olursa olsun bağışlamaktır..
Ama bu güzel gönüllü avcı sonunda Amanda ile karşılaştığına ondan etkilenmesi,bağlanması,onsuz yapamaması çok sevdim..Ne olursa olsun Amanda'nın sevdiği erkeği bırakmaması onun ile sıra dışı güçlerini birleştirmesi çok hoşuma gitti..
Kısacası ben bu yazarı ve bu kitabı çok beeğndim.En az Kedicikler kadar..Erko yayıncılığın bu kadar güzel bir serinin arkasında duramaması da bana çok ilginç geldi doğrusu..
Tek kelime ile harika bir Fantastik Roman Pegasus Yayinlarının bu seriye hak edeceği değeri vermesini umuyorum...

25 Aralık 2011 Pazar

Maskeli Balo


Maskeli Balo-Brenda Joyce


Sanırım yeni favori yazarımı buldum ki, Brenda Joyce ile tanıştığım için çok ama çok mutluyum..Kimi beni bu yakıştırmamı abartılı bulabilir ama sanırım yeni bir historical kraliçesi ile karşı karşıyayız..Özellikle arka arkaya Bir Avuç Aşk son olarak da Maskeli Balo'yu okuduktan sonra bu yazar için Pegasus Yayınlarının kapısını çok aşındırırım gibi gözüküyor..
Bu nasıl bir yazar ki Devlin O'Neil'den tüm benliği ile okuyucuyu nefret ettirirken Tyrell de Warren'e hayran bıraktırabiliyor okuyucuyu..O ne duygu sağanağı öyle okurken çoğu sahnesinde hem Lizzie hem de Tyrell'in duygularını birebir hissettim...Kitabı elimden bırakamadım..İlk romandan daha çok sevdim çünkü ilk romanda okurken bu birebir hissetmemden dolayı ki  kitabı fırlatıp atmak gelmişti içimden..Ama burada Maskeli Balo'da her şey masal gibiydi..olağanüstü idi..Hala okumayan varsa çok şey kaçırıyor Brenda Joyce'ı

Azıcık konusuna gelince:

Her genç kızn gözünde bir kahrama hayallerinin prensi vardır günümüzde bile Elizabeth Anne Fitzgerald'ın hayallerinin prensi Tyrell de Warren idi..Tyrell onu gölden kurtardığında 10 yaşında tombul bir küçük kızdı sen prens misin? Diye de sormuştu ona üstelik..Elizabeth'in kalbi sonsuza kadar Tyrell'e mühürlendi o gün..Ne oldusa bu değişmedi..

Üç kız kardeşlerdi Lizzie içlerinde en küçükleriydi ve en duygusal olanı..Ama en güzelleri değildi..En güzelleri Anna idi ama en bencil ve en şımarık olanları en ahlaksız ve sorumsuz olanı..

Lizzie'nin katıldığı ilk Maskeli Balo'da yıllarca deliler gibi aşık olduğu Tyrell'den bulışma teklifi alması onu şaşkına çevirmişti.Ama ablası Anna üstüne içki döktüğünde eve geri gitmemek için Anna'dan kostümünü istemişti..Onun yerine geçmesini değil elbette..Anna kelimenin tam anlamı ile bunu yapmıştı..O gece Anna bir anlık zevki için yalnız kendinin değil tüm ailenin kaderini değiştirdirdiği gibi bu olaydan en az zarar da o gördü...Lizzie ise bu olay sayesinde aşağılanıp düşmüş bir kadın olacaktı ki ...Altın çamura da düşse altındır atasözünü doğrular nitelikte idi Lizzie..

Tyrell için ise olay daha değişikti..Tam tamına Ana cadde de onu araba kazasında hayatını kurtardığı andan beri aşık olduğu bu kadın maskeli balo gecesinden sonra ondan kaçmış onu görememişti ki..İki senedir arayıp duruyordu Lizzie'yi sonunda ondan kaçıp giden kadını tekrar bulmuştu...Ama bu kadın bir çocukları olduğunu iddia ediyordu..
Onu tekrar gördüğünde başka şey düşünmez oldu o çocuk onun olmasada kabul etti..Yeter ki bir daha onu kaybetmesin hep yanında olsundu..

Harika olağan üstü bir duygu sağanağı vardı romanın sonunda çok duygulandım etkilendim..Umarım yeni romanını okumak için yazarın çok fazla beklemeyiz..



23 Aralık 2011 Cuma

Bir Avuç Mutlıluk-Brenda Joyce







Bir Avuç Aşk

Brenda Joyce

Pegasus Yayıncılık

» Roman
Tutsak edici, güçlü bir aşk için nasıl bir değer biçersiniz?

"Denizlerin belası" olarak ün salmış Britanya Kraliyet Donanması Kaptanı Devlin O'Neill, babasını vahşice öldüren Kont'tan intikam alma arzusuyla yanıp tutuşmaktadır. Malını mülkünü elinden aldığı Eastleigh Kontu'nu neredeyse tamamen yıkıma uğratmış olmasına rağmen, son büyük darbeyi indirmek için doğru zamanı kollamaktadır. Kont'un güzeller güzeli Amerikalı yeğeni ortaya çıkınca gerçek bir intikam fırsatı yakalamış olur.

Virginia Hughes doğup büyüdüğü ve büyük bir sevgiyle bağlı olduğu çiftliği Yaban Gülü'nü borçlarından kurtarmaya kararlıdır. Amcasının, gerekli parayı kendisine vereceği ümidiyle İngiltere'ye doğru tek başına yola koyulur. Ancak yolun yarısında Devlin O'Neill tarafından kaçırılır. Genç ve güzel Virginia, fidye elde etmek için tehlikeli bir oyuna girişen Devlin'in soğuk ve çıkarcı kalbini de ateşe atmak üzeredir.

"Brenda Joyce destansı karakterleriyle okuyucunun en derin duygularına hitap eden, baştan çıkarıcı öyküler yazıyor ve onu bir okumaya başlayan sürekli daha fazlasını istiyor."

-Romantic Times Book Reviews-

"Brenda Joyce'un romanı ipek gibi akıcı! Güçlü, davetkâr ve duygusal anlatımı çok yoğun!"

-Literary Times-


Bir Avuç Aşk-Brenada Joyce


Papaza kızıp oruç bozmak benim tam olarak yaptığım buydu..Mükemmel bir yazar harika bir roman..Sanırım Judith Mcnaught'un yeni kitaplarına duyduğum özlemi bu yazar ile biraz olsun dindirebileceğim..Bu ara ard arda nefret ve intikam temasını işleyen romanlar okuyorum...Çok da büyük keyif alıyorum...

Ama şimdiye kadar nadir olarak kitabı fırlatıp atma duygusuna kapılmışımdır..Devlin O'Neil bu adamdan hem nefret ettim hemde haline içim parçalandı..Çünkü On yaşındaki bir çocuğun tanık olduğu katliam onu hayatı boyunca tahat bırakmayacaktı elbet..Ruhunu derinden yaralayacaktı hatta öldürecekti..Ruhunu bu olay öldürdü de o çocuk tanık olduğu cinayetten sonra asla eskisi gibi olamadı...

Virginia Hughes Amerikalı Ladyler okuluna giden bir genç kız..Okulda olmaktan kurallara bağlı kalmaktan nefret ediyor...Tek amacı anne ve babasını kaybettikten sonra amcası Kont Eastleigh Hughes 'un onayı ile evi Yaban Gülüne geri dönmekti..Ama amcası yıllardır Devlin O'neill sayesinde serveti hızla eriyordu..Oonu kıskacı altındaydı..Bu iki adamın amansız çekişmesi ve rekabetinden olan Virginia'ya olacaktır..Çünkü Devlin O'Neil ladyler okulundan kaçaarak İngiltere'ye amcasına gitmeye çalışan Virginia'yı kaçıracak onun için fidye isteyecektir..Ama planlar çoğunlukla bozulur..Devlin'in planlarını Virginia tam olarak bozamasada onun yıllradır bir buz haline getirdiği kalbine sızmayı başarmıştır..Bundan sonrası ikili arasında tam bir savaştır..

Devlin'in acımasızlığı Virginia'nın affediciliği sevgisi ile Devlin'i bu intikam cenderesinden kurtarma savaşı ve Virginia sayesinde ruhunun huzur bulması okunmaya değer..Harika bir roman..Çok geç kaldım ben bu romana..Ama okurken büyük bir keyif aldım..Ama bir ara fırlatı atmamak için de kendimi çok zor tuttum..Hala içinizde benim gibi bu romanı geciktirenler varsa artık beklemesin bence..Bu serinin ve bu yazarın takipçisi olacağım!!..

de Warenne Dynasty Serisi:

1-The Conqueror
2-Promise Of The Rose
3-The Game
4-The Prize (Bir Avuç Aşk)
5-The Masquerade(Maskeli Balo)
6-The Stolen Bride
7-A Lady At Last
8-The Perfect Bride
9-A Dangerous Love
10-An Impossible Attraction
11-The Promise

19 Aralık 2011 Pazartesi

Kara Altın-Christine Feehan

Kitabım ADı : Kara Altın
Yazarı : Christine Feehan
Orjinal Adı: Dark Gold
Goodreads Puanı : 5/4,12
Puanım :5/4 
Kara Altin harikaydi su ana kadar serideki bence en güzel kitapti. Aidan ve Alexandria'nin macerasini soluksuz okudum.

Alex'in tipik günümüz kadinlarina özgü özgürlük inadi,dik kafaliligi Aidan'i zaman zaman yorsa da engin sabrı ile gerilimli anlarini risksiz en az zarar görerek kapatmalarina sevindim dogrusu.

Serinin en kadim üyesi Grogori'nin yardimi ile zor günlerini hasarsiz ve dahada güçlenerek atlatmalari cok özeldi.Gelecek maceramizin kahramaninin hikayesini bir an önce okumak istiyorum. Bu seri tavsiyemdir.

Yazarin tanimlayip tarif ettigi aski okurken yüregim hopladi. En iyi historical romanlarda bulabileceginiz aski fantastik bir romanda bulmak harika oluyor. Aidan'in Alex'e ihtiyacini onun karanliklara gömülmesi arasinda kalan incecik çizgiyi. Alexandre'nin tekrar insan olmak icin çabaladigi nafile çabalar,kalbinin kabul ettigi aklinin kabul etmedigi aralarindaki bagi. 

Yazar hikayeye cok güzel aktarmisti. Hikayenin sonlarinda ortayd çıkan Gregorı'nin içinde oldugu karanligi görMek hissetmek,sevdigi icin bir ev inşa etmeğe gelmesi,sevdiğine kavuşmak icin ona verdigi özgürlügü görünce carpildim diyebilirim.

Beni çarpan aşağıdaki sahne idi..Alexandria kendine ve Aidan'a başka erkeklerle olabileceğini kanıtlamaya çalışıyordu..Ama unuttuğu bir şey vardı artık o bir insan değildi.insanların erkekleri ona dokunduğunda midesi alt üst oluyordu..Ama inatçı idi ya..Bir gece kulübüne gitti ama işler umduğu gibi olmadı...Dokunan tüm erkeklerin tüm kokularını alıyordu..İşte tamda Alexandria'nın gerçek kafasına dank ettiği ve o sahne...


Ev.Ev neresiydi? Alxandria'nın evi yoktu.Bu acı neredeyse Alexandria'nın dayanamayacağı kadar fazlaydı.Bakışlarını kaldırdı ve gözlerini odanın en karanlık köşesinde takılı kaldı..Altından gözle ona ışıldıyordu. Alexandrianın kalbi yerinden çıkacakmış gibi oldu.Bakışların olduğu  yere bakamıyordu.bir an bile bile kıpırdamayan bakışların çarpıcılığına kapıldı.

Aidan gölgelerin içinde yavaş yavaş çıktı.Süzüldü.Su gibi aktı.Muhteşem bir vahşi kedi gibi ağır adımlarla yaklaştı. Aleandeia'nın nefesini kesti...


Çok güzel bir romandı...Tavsiye ederim...

13 Aralık 2011 Salı

Beyaz Düşler-Nora Roberts

BEYAZ DÜSLER NORA ROBERTS

Dört kitaplik Gelin serisinin ilk kitabi Beyaz Düşler. Hepsi çocukluk arkadaşı olan dört kadın;Mac,Parker, Emma,Laurel cocukluklarından beri oynadıkları oyunları büyüyünce gercek hayata taşıyan dört arkadaş dügün organizasyon şirketi kurarak birlikte çalışmaya başlarlar. Sirkette grubun fotograf işlerini halleden Mac'in karşısına kader Okul arkadaşı Carter'ı çıkartır. Kısa bir arkadaşlıktan sonra Carterin okulda iken kendisine aşık oldugunu öğrenen Mac kendini bir anda olaganüstü bir ilişkinin ıcinde bulur. Bu mutluluktan korkan Mac bir yandanda son derece bencil bir insan olan annesinin dertleri ile ugraşmaktadır. Arkadaşları ve sevdigi adamın yardımı ile korkularını yenip mutlu olabilecek midir?. Gerçek bir aşka yelken açabilecek midir?. 

Seriyi ve kitabı begendim özellikle Mac'ın korku,tereddütlerini,arkadaslar arasındaki bagi,anlayısi,yardımseverlik ve destegi. Carterin aşkının gücünü,engin sabrını yazar iyi işlemis. Ama Eve Dallas serisi cok daha güzel bence. Yinede bir Nora Roberts klasi vardi bir peri masali hayal etmek istiyorsaniz bu seriyi tavsiye ederim.